1. 51.
    0
    senin yazacağın hikaye nin dıbına koyiim yarım saatimi yedin lan huur çocugu
    ···
  2. 52.
    0
    Reserved
    ···
  3. 53.
    0
    part 6 - gecikmiş dakikalar

    ben: rebecca?!
    kadın: pardon?
    ben: rebecca? ismin rebecca değil mi?
    kadın: ah, karıştırdınız sanırım ben italyan değilim.
    ben: o da değildi... ispanyol değil misin?
    kadın: evet?

    o kadına dikkatlice ama çok dikkatlice baktım. rebecca'ya çok benziyordu. biraz konuşmaya çalıştım. onda bir problem olduğunu hissediyordum.

    ben: isminiz nedir?
    kadın: bakın bayım, eşimi bekliyorum
    ben: a, tamam... tamam yani ben, yalnızca konuşmak istemiştim.
    kadın: kalksam iyi olacak, dışarıda bir sigara içsem fena olmaz. size bol şans...

    kadın yanımdan kalkıp dışarı doğru giderken arkasından sürekli ona bakıyordum. rebecca'ya çok benziyordu. bu gece orada çok garip şeyler oluyordu, bundan emindim ama nasıl bir şeyin içinde olduğumu henüz çözememiştim. derken, sigarasını çantasından çıkartırken bir kağıdı düşürdüğünü fark ettim. hemen kalabalığın arasından süzülerek düşen kağıdı kimse görmeden aldım. kağıtta yine aynı şeyler yazıyordu

    午後7時、この夜、日本のエジプト領事館に行く

    ben: bingo!! lanet olası sürtük beni kandıracağını sanıyor!

    hemen koşup resepsiyona kağıttakini çevirmesini istedim.

    ben: pardon, burada tam olarak ne yazıyor acaba? japoncam biraz kötü de...
    reception: biraz kötü bir japonca bu ama sanırım buakşam saat 7'de mısır konsolosluğuna git yazmak istemiş...
    ben: saatiniz kaç?

    tam bu soruyu sorduğumda dışarıda büyük bir gürültü koptu! herkes dışarı doğru koşmaya başladı.

    uzaktan hep şu sesleri duydum... lanet olsun hemen ambülans çağırın, biri intihar etti!

    meraklı bakışlarla dışarı çıktım, yerde yatan cansız bedenin camı silen 2 kolu olmayan o adamın olduğunu fark ettim.

    insanlar adamın düştüğü yere yani yukarı bakmaya başladılar. içlerinden biri...

    adam: orada biri var,
    diğer adam: evet evet biri var, o itmiş olabilir!

    kafamı yukarı kaldırdığımda, yukarıdan aşağı bakan kişinin kendimin olduğuna yemin bile edebilirdim.
    ···
  4. 54.
    0
    part 5/2- penceredeki büyü

    ben: hey hey neler oluyor burada lütfen bunu açıkla, lütfen. adın ne kimsin, o adam kimdi, neden aşağı atladı?
    kadın: adım rebecca... o adam da küçük kardeşim jose...
    ben: küçük kardeşin mi? tanrı aşkına rebecca adam nereden baksan 70 yaşındaydı!!
    kadın: kaç yaşında olduğumu sanıyorsun?

    kadını o an dikkatlice süzdüm. lanet olası sürtük en fazla 30 yaşında gibiydi

    kadın: yaklaş...

    şaşırarak yanına yaklaştım

    kadın: daha da yakına gel

    rebecca ile dudak dudağa gelmiştik... tanrım, o çok güzel bir kadındı...

    kadın: gözlerimin içine bak, tam içine

    gözlerinin içine bakmaya başlamıştım. hipnoz gibi bir duyguydu, en son kulağımı sağır eden bir ses duyduğumu hatırlıyorum... ne öncesini ne de sonrasını hiç yaşamamış gibiydim.

    -15 dakika sonra-

    uyandığımda yerde baygın bir şekilde buldum kendimi... etrafta kimse yoktu. kapı numarasına baktığımda halen 17.katta olduğumu anladım. asansöre koştum ancak halen çalışmıyordu. koşarak aşağıya indim

    reception: buyurun efendim size nasıl yardım edebilirim?
    ben: şey bakın kamera görüntülerine ihtiyacım var
    reception: sakin olun bayım, bir problem mi yaşadınız, hırsızlık mı?
    ben: öyle birşey değil... lütfen apartmandaki kameraların kayıtlarını görmem gerekiyor.
    reception: sanırım bu şuan için mümkün değil bayım. jenaratörlerin patlamasıyla tüm güvenlik sistemleri, asansörler çalışmıyor hale geldi.
    ben: anlıyorum...

    çaresizlik içinde lobbyde oturdum, bir kahve aldım ve yaşadıklarımın hayal olma ihtimali üzerine biraz düşündüm. ta ki rebecca yanıma oturuna kadar...
    ···
  5. 55.
    0
    part 5/1- penceredeki büyü

    ben: lanet olsun bu da ne böyle!!!

    apartman boşluğunun dışarı bakan penceresini temizleyen 70li yaşlardaki o adamın silüeti hiç gözümün önünden gitmiyor. büyük uzun bir burnu vardı. iki kolunun da olmayışı beni hem ürkütmüş hem de şaşkına çevirmişti. ufacık bir pencere basamağına basmış ağzındaki tozlu bezle camı silmeye devam ediyordu

    ben: lanet olsun bunun derdi ne? 17.kattayız nasıl cesaret edebiliyor!
    kadın: sadece izle lanet olası...

    şaşkın gözlerle yaşlı adamı izlemeye devam ederken adam gözlerini bana keskin bir şekilde dikmişti. tam göz bebeğime odaklanmış ve öylece bana bakıyordu.

    ben: neden bakıyor?
    kadın: sakın gözünü ayırma
    ben: tamam

    ben de ona bakmaya devam ettim... derken yüzünde sahte bir gülümseme belirdi ve bir ayağını zaten zor dengede durabildiği basamaktayken kaldırdı. tek ayak üzerinde dengede durmaya çalışıyordu

    ben: buna dayanamıcam ne yapmaya çalışıyor bu, lanet olası herif aşağı düşebilir!
    kadın: evet, düşebilir...
    ben: ne? nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun şuna baks... hayııııırr!!!

    adam kendini bir anda 17 kattan aşağı boşluğa bırakmıştı. korkudan ayaklarımın bağı çözülmüştü. hemen pencereye koştum ve aşağı baktım, yerdeki cansız bedenini belli belirsiz görebiliyordum.
    ···
  6. 56.
    0
    ibretlik hikayem başlıyor
    ···