1. 76.
    0
    reserved
    ···
  2. 77.
    0
    part 14-

    bir yandan yolu izlerken bir yandan da dikiz aynasından adama bakarak konuşmaya çalışıyordum.

    ben: adın ne dostum? nerelisin?

    adam hiç cevap vermeden öylece dikiz aynasından bana bakıyordu. yüzünde en ufak duygu dahi yoktu

    ben: tamam... peki... ne iş yapıyorsun turist misin? japonlara benzemiyorsun da...
    adam: seni uyardım, mesajımı aldın.
    ben: ne? ne mesajı anlamıyorum seni
    adam: gökyüzü delinecek
    ben: yağmur mu yağacak ne yani?
    adam: kara bir bulut, tek bir bulut seni içine çekecek
    ben: hey, hey dostum beni korkutuyorsun. ben böyle şeylere zaten pek inanmam

    adama korktuğumu hissettirmiştim ve adam sanki üzerime oynamaya başlamıştı ve sesini yükselterek hatta bağırarak konuşmaya başlamıştı

    adam: yıldırımlaaarr üzerineee yağdığıı güün tüm ruuuhlar seni çağıracaaak!

    aniden frene bastım.

    ben: hemen in aşağı seni lanet olası sarhoş!
    adam: bana elini ver evlat, seni kurtarabilirim
    ben: hayır sana elimi falan vermicem, hemen aşağı in lütfen yoksa polis çağıracağım

    adamla dikiz aynasından kısa süre bakıştık ve...

    adam: inmeme yardımcı olman gerekiyor
    ben: neden? aç ve in kapı açık
    adam: evlat... bacaklarım...
    ben: ne var bacaklarında?

    180 derece arkamı dönüp adama baktığımda adamın 2 bacağının da olmadığını görünce korkup arabadan inen ben oldum. o adamın 2 bacağının da arabaya binerken yerinde olduğuna yemin bile edebilirdim. o kadar korkmuştum ki bu, iyice sinirlenmeme sebep olmuştu

    ben: aşağılık ucube arabaya binerken kullandığın protezler nerede!

    adam sadece gülümsedi

    ben: tamam, polis çağırıyorum!
    adam: gökyüzü delindiğinde tüm ruhlar seni bekliyor olacak!

    ben: alo, aa bakın buraya acil bir ekip göndermeni..

    cümlemi bitirmeden ihtiyar ortadan kaybolmuştu bile...

    ben: şey, tamam kusura bakmayın yanlış oldu...

    şaşkınlıkla telefonu kapattım ve arka koltuğa şaşkın gözlerle, etrafıma ise tedirgin bakışlarla bakmaya başladım. o lanet herif her an bir yerden çıkacakmış gibi geliyordu.

    tam da o sıra arka koltuktaki nesne dikkatimi çekti, ona doğru yaklaştım...
    ···
  3. 78.
    0
    devam devam devam
    ···
  4. 79.
    0
    rezerved
    ···
  5. 80.
    0
    part 15

    ben: bu da ne böyle!

    koltuğun üzerinde sabır küpü benzeri renkli dikdörtgen bir oyuncak vardı. inanın bana dostlar ona dokunduğumda kalbim hızla çarpmaya başlamış, yavaş yavaş ruhum bedenimi terkediyormuş gibi hissettim. derin bir nefes alıp küpü bırakmaya çalıştım ancak her bırakmaya çalıştığımda beynim onu daha sıkı tutmam için bana komutlar yağdırıyordu.

    sonra müthiş bir deneyim yaşadım... derler ya hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti diye... ilkokul yıllarımdan üniversite çağlarıma, iş hayatıma, amcamın mezarına, kardeşimin mezuniyetine kadar o kadar çok şey geçti ki gözümün önünden...

    sonra o ayyaş esrarengiz adamı gördüm. bana doğru yaklaştı

    adam: bu anahtar seni bana getirecek evlat... bu anahtar bir gün sana öyle bir kapı açacak ki çürümüş cesedim sayende yeniden şekil bulacak.

    ben: sen kimsin?
    adam: tek bilmen gereken şey bu dünyadan olmadığım evlat...
    ben: na, nasıl yani?
    adam: daha fazla birşey söylemem doğru olmaz. uyandığında yeni bir yaşam seni bekliyor olacak. sadece dikkatli ol

    ben: ...

    kısa süren sessizlikten sonra kendimi direksiyonun başında daha önce hiç sürmediğim bir arabayı sürerken buldum. karşı yönden gelen arabaya az kalsın çarpacağımı hatırlıyorum. son anda direksiyonu kırıp kurtulduğumu da... yanımdan geçen arabadan yükselen küfürleri de gayet iyi duymuştum ancak hiçbiri umrumda değildi. ne atlattığım kaza, ne yediğim küfürler... tek merak ettiğim, neden bunları yaşadığımdı...
    ···
  6. 81.
    0
    part 16

    arabayı sağa çekip olan biteni düşünmeye başladığım sırada telefonum çaldı. aslına bakarsanız benim telefonum da denemez. hayatımda hiç iphone kullanmadığıma yemin edebilirim. şaşkınlıkla telefonun ekranındaki numara baktım. numara yabancıydı, tereddüt etmeden yes'e bastım.

    ben: alo?
    kadın: nasılsın?
    ben: kimsiniz?
    kadın: seni huur çocuğu! o adi fahişenin yanına gittiğinden beri beni tanımaz oldun
    ben: hey, hey sakin ol, şey bu telefon benim değil sanırım. yani aradığınız kişi ben değilim muhtemelen
    kadın: bırak numarayı jose! seni aşağılık pislik huur çocuğu!
    ben: hey bakın bayan bir yanlışlık var adım jose değil!
    kadın: hadiii jose kimi kandırıyorsun, neredesin o fahişe de yanında mı?
    ben: bakın gerçekten bir yanlışlık var, telefonu kapatmak zorundayım
    kadın: sakın o telefonu suratıma kapatayım dem...

    evet, suratına kapatmıştım bile... sonrasında tekrar arasa da hiç bir şekilde cevap vermedim ve telefonu kapattım. sonra üzerimdeki takım elbise çarptı gözüme dikiz aynasından... daha önce böyle bir giysim olmadığını çok iyi hatırlıyorum. hemen ceplerime baktım ve bir kimlik buldum.

    1983 cadiz doğumlu, jose eduardo macedo...

    ben: bu da kim böyle...

    sonra adamın resmine baktım. oldukça yakışıklı biriydi ama hayatımda daha önce hiç görmemiştim. bir şeylerin ters gittiği apaçık belliydi. hemen diğer ceplerimi karıştırmaya başladım, pantolonumdan çıkan not ise beni gizemli bir yolculuğa çıkartmak için adeta orada saklanıyordu...
    ···
  7. 82.
    0
    @1 bin kesin bi filmden veya romanda çaldın demi
    ···
  8. 83.
    0
    ibretlik hikayeyi okumak isteyenler toplanın
    ···
  9. 84.
    0
    reserved. geldiğinde okumaya devam etcem panpa heycanlı
    ···
  10. 85.
    0
    reserved
    ···
  11. 86.
    0
    part 4 - kısır döngü

    aşağı indiğimde aynı manzarayla karşılaşınca öylesine şaşırmıştım ki bunun game filmindeki gibi bir oyun olduğunu bile düşündüğümü söyleyebilirim... tedirgin adımlarla o kadına tekrar yaklaştım, tanıdık şeyler vardı etrafta... az önceki kağıdın aynısı, yırtık elbise vs. yanına yaklaştım...

    ben: hey, kalk, uyan...

    kadın yine birşeyler mırıldanmaya başlamıştı

    kadın: Me libere de mujeres perversas, Que quieren hacer mi vida de cuadritos
    ben: hangi şarkı bu?
    kadın: ¿Sabe usted español?
    ben: a şey hayır, ben aslında...
    kadın: tamam, önemi yok dilinizi konuşabiliyorum, offf başım çook ağrıyor. burası tam olarak neresi?

    aynı diyaloglar oluşmaya çoktan başlamıştı, hayatın akışını işte o an değiştirmeye karar verdim.

    ben: mısır'da bir residanstayız...
    kadın: saat kaç?
    ben: 16:00
    kadın: tanrım.. şükürler olsun
    ben: şey eğer şuan iyiysen başına neler geldiğini öğrenmek isterim, hatırlıyor musun?
    kadın: ne varmış halimde?
    ben: şey, elbiselerin...

    kadın bir an üzerinin çıplak olduğunu anlayıp bir anda toparlandı. hemen sağına soluna baktı. sağında duran yarısından fazlası içilmiş şarap bardağını gördü. sesini yükseltti.

    kadın: lanet olası pislik burası tokyo olmalı, aman tanrım! saat kaç hemen söyle saat kaaaaç?
    ben: 19:10
    kadın: artık çok geç... benimle gel
    ben: nereye?
    kadın: takip et...

    az önce indiğim basamakları kadınla beraber tekrar çıkmaya başladık... önce 16.kata çıktık ve sonra 17.kata...

    ben: lanet olsun bu da ne böyle!!!bir!1
    ···
  12. 87.
    0
    güzel bi şeye bagla dıbına soktumun çakma animecisi
    ···
  13. 88.
    0
    upupupup
    ···
  14. 89.
    0
    Reserved
    ···
  15. 90.
    0
    part 5- penceredeki büyü

    ben: lanet olsun bu da ne böyle!!!

    apartman boşluğunun dışarı bakan penceresini temizleyen 70li yaşlardaki o adamın silüeti hiç gözümün önünden gitmiyor. büyük uzun bir burnu vardı. iki kolunun da olmayışı beni hem ürkütmüş hem de şaşkına çevirmişti. ufacık bir pencere basamağına basmış ağzındaki tozlu bezle camı silmeye devam ediyordu

    ben: lanet olsun bunun derdi ne? 17.kattayız nasıl cesaret edebiliyor!
    kadın: sadece izle lanet olası...

    şaşkın gözlerle yaşlı adamı izlemeye devam ederken adam gözlerini bana keskin bir şekilde dikmişti. tam göz bebeğime odaklanmış ve öylece bana bakıyordu.

    ben: neden bakıyor?
    kadın: sakın gözünü ayırma
    ben: tamam

    ben de ona bakmaya devam ettim... derken yüzünde sahte bir gülümseme belirdi ve bir ayağını zaten zor dengede durabildiği basamaktayken kaldırdı. tek ayak üzerinde dengede durmaya çalışıyordu

    ben: buna dayanamıcam ne yapmaya çalışıyor bu, lanet olası herif aşağı düşebilir!
    kadın: evet, düşebilir...
    ben: ne? nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun şuna baks... hayııııırr!!!

    adam kendini bir anda 17 kattan aşağı boşluğa bırakmıştı. korkudan ayaklarımın bağı çözülmüştü. hemen pencereye koştum ve aşağı baktım, yerdeki cansız bedenini belli belirsiz görebiliyordum.

    ben: hey hey neler oluyor burada lütfen bunu açıkla, lütfen. adın ne kimsin, o adam kimdi, neden aşağı atladı?
    kadın: adım rebecca... o adam da küçük kardeşim jose...
    ben: küçük kardeşin mi? tanrı aşkına rebecca adam nereden baksan 70 yaşındaydı!!
    kadın: kaç yaşında olduğumu sanıyorsun?

    kadını o an dikkatlice süzdüm. lanet olası sürtük en fazla 30 yaşında gibiydi

    kadın: yaklaş...

    şaşırarak yanına yaklaştım

    kadın: daha da yakına gel

    rebecca ile dudak dudağa gelmiştik... tanrım, o çok güzel bir kadındı...

    kadın: gözlerimin içine bak, tam içine

    gözlerinin içine bakmaya başlamıştım. hipnoz gibi bir duyguydu, en son kulağımı sağır eden bir ses duyduğumu hatırlıyorum... ne öncesini ne de sonrasını hiç yaşamamış gibiydim.

    -15 dakika sonra-

    uyandığımda yerde baygın bir şekilde buldum kendimi... etrafta kimse yoktu. kapı numarasına baktığımda halen 17.katta olduğumu anladım. asansöre koştum ancak halen çalışmıyordu. koşarak aşağıya indim

    reception: buyurun efendim size nasıl yardım edebilirim?
    ben: şey bakın kamera görüntülerine ihtiyacım var
    reception: sakin olun bayım, bir problem mi yaşadınız, hırsızlık mı?
    ben: öyle birşey değil... lütfen apartmandaki kameraların kayıtlarını görmem gerekiyor.
    reception: sanırım bu şuan için mümkün değil bayım. jenaratörlerin patlamasıyla tüm güvenlik sistemleri, asansörler çalışmıyor hale geldi.
    ben: anlıyorum...

    çaresizlik içinde lobbyde oturdum, bir kahve aldım ve yaşadıklarımın hayal olma ihtimali üzerine biraz düşündüm. ta ki rebecca yanıma oturuna kadar...
    Tümünü Göster
    ···
  16. 91.
    0
    part 6 - gecikmiş dakikalar

    ben: rebecca?!
    kadın: pardon?
    ben: rebecca? ismin rebecca değil mi?
    kadın: ah, karıştırdınız sanırım ben italyan değilim.
    ben: o da değildi... ispanyol değil misin?
    kadın: evet?

    o kadına dikkatlice ama çok dikkatlice baktım. rebecca'ya çok benziyordu. biraz konuşmaya çalıştım. onda bir problem olduğunu hissediyordum.

    ben: isminiz nedir?
    kadın: bakın bayım, eşimi bekliyorum
    ben: a, tamam... tamam yani ben, yalnızca konuşmak istemiştim.
    kadın: kalksam iyi olacak, dışarıda bir sigara içsem fena olmaz. size bol şans...

    kadın yanımdan kalkıp dışarı doğru giderken arkasından sürekli ona bakıyordum. rebecca'ya çok benziyordu. bu gece orada çok garip şeyler oluyordu, bundan emindim ama nasıl bir şeyin içinde olduğumu henüz çözememiştim. derken, sigarasını çantasından çıkartırken bir kağıdı düşürdüğünü fark ettim. hemen kalabalığın arasından süzülerek düşen kağıdı kimse görmeden aldım. kağıtta yine aynı şeyler yazıyordu

    午後7時、この夜、日本のエジプト領事館に行く

    ben: bingo!! lanet olası sürtük beni kandıracağını sanıyor!

    hemen koşup resepsiyona kağıttakini çevirmesini istedim.

    ben: pardon, burada tam olarak ne yazıyor acaba? japoncam biraz kötü de...
    reception: biraz kötü bir japonca bu ama sanırım buakşam saat 7'de mısır konsolosluğuna git yazmak istemiş...
    ben: saatiniz kaç?

    tam bu soruyu sorduğumda dışarıda büyük bir gürültü koptu! herkes dışarı doğru koşmaya başladı.

    uzaktan hep şu sesleri duydum... lanet olsun hemen ambülans çağırın, biri intihar etti!

    meraklı bakışlarla dışarı çıktım, yerde yatan cansız bedenin camı silen 2 kolu olmayan o adamın olduğunu fark ettim.

    insanlar adamın düştüğü yere yani yukarı bakmaya başladılar. içlerinden biri...

    adam: orada biri var,
    diğer adam: evet evet biri var, o itmiş olabilir!

    kafamı yukarı kaldırdığımda, yukarıdan aşağı bakan kişinin kendimin olduğuna yemin bile edebilirdim.
    ···
  17. 92.
    0
    ıuguıpgıpuıpu
    ···
  18. 93.
    0
    part 6 vay mınıgibim himina
    ···
  19. 94.
    0
    @23 haklı amk güzel bi şeye bağla şunu giberun
    ···
  20. 95.
    0
    @30 zaten bağlanmış bitmiş bir hikaye panpa bu
    ···