Salihin gelmediğini 1 saat geçince farkettik. Mehmetle iyice telaşlanmaya başladık. Mekanı aramaya başladık her tarafa girip çıktık Salih yoktu.

Belki bir kız bulup peşine takılmıştır diye düşündük. Birazda böyle bi tak yediği için sinirleniyorduk.

Saatler geçince umudu kesip çıktık mekandan. Olumlu düşünmeye çalışıyorduk.

En kötü bir taksiye atlar pendiğe gelir diye düşündük.

Arabaya bindik,hem trafiğe kalmamak için hemde belki Salihi buluruz umuduyla ara sokakları gezmeye başladık.

Tam virajı döndüm bir ara sokağa girdim ki yolun ortasında yüz üstü yatan birini gördüm.

Panikledik.

Mehmetle beraber arabadan inip yanına doğru yaklaştık.
•

Tedirgin bir şekilde elimi omzuna koyarak yüzünü görmek için kendime doğru çevirdim.

Bu Hüseyindi beyler.

Elim ayağama dolaşarak panikledim. Bir *hasgibtir* çektim.

Mehmet de çok korkmuştu. Mehmetin kolundan tuttuğum gibi arabaya getirdim.

Bindik ve gitmeye başladık.

Tavırlarımızı gören Buse ne olduğunu soruyordu ama cevap vermiyorduk...

Bütün yol *nasıl bir taka bulaştık lan biz* diye düşünerek arabayı eve kadar sürdüm.

Eve geldikten sonra Buseyi uyutup Mehmetle balkonda oturduk.

Bu sefer ben ona değil o bana sigara uzattı.
•
Al abi yak* dedi.

Yaktım bir dal sigara.

Önce bir sessizlik aldı etrafı. Sessizlik sigaranın yarısına kadar sürdü.

Sonra mehmet dayanamadı söze girdi...

Mehmet: Abi nasıl bir taka düştük biz, senin kafanda bir şeyler vardır. Konuşşana...

Her zaman ki gibi sigaramdan bir duman körükleyip ağaçlara doğru fırlattım. Bu hareketi seviyordum aq
•
Bende anlamadım mehmet, bende anlamadım. Önce salih kayboluyor. Daha sonra hüseyini az ötemizde hareketsiz olarak buluyoruz. Her şey yakında çözülür ama umarım zarar görmeyiz*

Hüseyin yaşıyor muydu?
Salih neredeydi, yaşıyor muydu?
Bunlar nasıl olmuştu?

Anasını avradını gibeyim deliriyordum.

Gecenin özeti olarak Buseyle nişanlanmıştık, Salihi kaybetmiştik, Hüseyini canlı yada cansız görmüştük bilmiyorduk...

Sabaha kadar mehmetle 1 er paket sigara içtik. Fena stresliydik.

Salihten haber bekliyorduk. Telefonu zaten kapalıydı.

Duruma göre polise gitmeyi düşünüyorduk.

Sabah hava aydınlandıktan sonra kapı çaldı.

Mehmetle hızlı adımlarla kapıya yöneldik.

Gelen Salihdi.

Gevşek bir şekilde *oğlum ne gibiştim inanamassınız* dedi.

Çok sinirlenmiştim. Bir şey demedim, sözüne devam etti.
•
Mekanda bir kızla tanıştım ordan taksime geçtik. Sabaha kadar oteldeydik. Harikaydı. Sarjım bitmişti haber veremedim. Merak ettiniz mi lan?*

Bu kadar basit olamazdı her şey. Mekanın yakınında gördüğümüz Hüseyin, ortadan kaybolan Salih. Belkide ben çok paranoyaktım ama inanmıyordum.
•
Bi gibtir git ya* diyerek buseye sarılıp uyudum.

Ertesi gün uyandığımda Buse ofise gitmişti. Salih hala uyuyor Mehmet ise kahvaltı ediyordu.

Beni görünce;
•
Buyur abi çay koyayım sanada* dedi.

Seviyordum bu çocuğu.

Oturduk kahvaltı ettik beraber. Çok düşünceliydi ama belli etmiyordu.

Çok geçmeden konuştu.

Mehmet:Abi dün gece ki olayı napacağız? Ne düşünüyorsun?
•
kardeşim bilmiyorum ama bazı şeyleri sorgulamak gerekiyor* diyerek cevap verdim.

Şuana kadar büyüme hırsım yüzümden kazancın bir kısmını Salihe çaktırmadan kenara atıyor yastık altı biriktiriyordum.

Bundan sonra kenara attığım parayı biraz daha büyütmeyi düşündüm. Sonuçta Salih babamın oğlu değildi.

Belki ilerde her şeyi bırakır Buseyle beraber yurt dışına yerleşir orada hayatıma dertsiz, tasasız, Hüseyinsiz devam ederdim.

Beyler biraz özet geçeceğim ki hikaye bitsin...

Pvp işlerine devam ettik. Aynı zamanda yazılım işlerinede.

Bir çok köklü firmanın işlerini kolaylaştıracak milyarlık programlar yapıyorduk.

Bu sıralarda da Hüseyinden haber yoktu. Herkes onu unutuyor rahata çıktığını düşünüyordu,ben dahil.

Buseyle olan ilişkimi iyice ciddiye bindirmeye karar verdim.

Hesabımda neredeyse bir ev parası birikmişti.

Onun yarısı kadarda kenara attığım para vardı. Anneme yolladığım paraları saymıyorum bile.

Güzel yerlere gelmiştik. Altlarda güzel arabalar, milyonluk adamlarla toplantılar, aynı masada oturmalar.

Çok fazla tanınıyorduk. Her türlü piyasa bizim elimizdeydi.

Ama merak ettiğim bir şey vardı.

Her yerde konuşulmamıza rağmen Hüseyin niye bizi bulmuyordu? Bulmak mı istemiyordu?

Herkes işinde gücündeydi. Sadece ben bunlara kafamı yoruyordum. Çünkü zütü sağlama almaya çalışıyordum.

Salih muhasebe işleriyle hiç ilgilenmeyip payını aldığı için kenara attığım paraları farkına varmıyordu, belkide varıyordu ama ses çıkarmıyordu bilmiyorum.

Artık buseye evlilik teklifi etme kararı gelmişti.

Hayatıma bir şeyler katmalıydım.

Çünkü bu hayatı buseye laik göremiyordum. Nişanlıydık ve beraber yatıp kalkıyorduk.

Hemde belki aileme zütürür tanıştırırım hemde onlarla aramı düzeltirim diye düşünüyordum.

Çocuk falan yapardık güzel olurdu lan. Küçük küçük hackerlar...

Bu fikrimden Mehmet ve Salihe bahsettim.

Akşam eve sağlam alkol alalım, güzel hazırlık yapalım. dedim

Buseye değişiklik olsun diye hamama gideceğimizi söyledim ve çıktık ofisten.

Mehmetle Salihi eve bıraktım. Market, hazırlık işlerini yapacaklardı.

Bende pendik çarşıya indim. Evlilik teklifi için güzel bir yüzük aldım.

Buseye güzel bir sürpriz planlamamıştım. Zaten hayatımız sürprizlerden ibaretti. Sevmiyordum sürprizleri aq

Akşam oldu. Evde her şey tam şekilde beklemeye başladık.

Buse geldiğinde bi *noluyor be* tepkisi verdi.

Kutlama yaptığımızı söyledik.

Kazandığımız paralar için sandı.

Patlattık şampanyayı

içtik birer kadeh.

Kaldırdım kadehimi;
•
Bu kadehi hayatıma renk veren kişinin evlilik teklifimi kabul etmesi umuduyla kaldırıyorum * dedim.

Koydum kadehi masaya çıkardım yüzüğü.
•
Benimle evlenir misin hayatımın anlamı* dedim.

Hayatımda hiç bu kadar içten konuşmamıştım. Cümle çok basitti ama gözlerim her şeyi anlatıyordu bence.

Mutlu oldu. Kabul etti. Taktım yüzüğü...

Eğlenmeye devam ettik.

Gece Buseyle en güzel ciksimizi yaptık. Hala hayatımın en güzel ciksi o sayılabilir.

Ama son birlikte oluşumuz olduğundan haberim yoktu...
•

Sabah uyandım, buse yanımda yoktu.

Kafam biraz dönerek salona doğru yürüdüm. Masanın üzerinde açık laptopum vardı.

Uzaktan göremedim yaklaştım, sandalye çekip oturdum.

Açık olan sayfa banka hesabımdı.

Bakiye bölümüne baktım. Bir ev parası olması lazımken;

00.00 TL yazıyordu.

Bu sefer 31 TL bile yoktu.

Yapılan havalelere baktım.

Paranın bir kısmı Busenin hesabına havale edilmişti.

Bir kısmı Salihin hesabına havale edilmişti.

Kalan büyük kısmı ise Hüseyinin hesabına havale edilmişti.

Bu işlere başlarken aldığım tekel 2001 de nostalji olsun diye bıraktığım son 1 dal sigarayı yaktım.

Ekrana bakıyordum.

Omzumda bir el hissettim.

Dönüp bakmadım bile, verdiği güven ve sıcaklıkla anlamıştım Mehmetin eli olduğunu...

Söyleyeceği çok şey vardı ama sigaramın bitmesini bekliyordu, hissediyordum.

Son dumanı aldım,bu sefer fırlatmadım. Laptopun üzerinde söndürdüm.

Mehmetle birbirimize baktık. Hafif sırıtmaya yakın bir tebessüm ettik.

O yaktığım sigara Busenin beni terkedişi ve yaptığı kahpelik içindi.

O tebessümün sebebi ise sakladığımız Salihe ait çekler ve senetlerdi.

SON

Okuduğunuz için teşekkürler. Umarım hayatınıza bir şeyler katmış, ders olmuştur.