bir orospuya aşık oldum beyler

http://tinyurl.com/8xwnvy3

of rsercved

devam ediyorum anlatmaya beyler...

oralı olan abim, kalktı kızlara selam verdi, türkçe pek bilmiyorlardı, tek tük ayakta sohbet etti, biz oturuyorduk, bizi gösterdi ve gülümsedi, beni acayip bir utanç ve heyecan sarmıştı. kalktım kızların elini sıktım. kızların biri benim için, biri ise 19 yaşındaki arkadaş için olacaktı. kızlar gelmeden önce abimiz diğer arkadaşımı iyice öğretlemişti, "bu x'in ilk deneyimi olacak. kızlar gelince ilk olarak hangisini istediğini o seçecek, o seçmeden sen karışma" demişti. fakat ben o an heyecandan kızların suratına dahi bakamıyordum.. neyse kızlar oturdu. biri locada 19 yaşındaki arkadaşın yanına, diğeri ise kuzenimin yanına oturdu.

o an aklımdan türlü düşünceler geçiyordu, o 10 saniyelik süre içerisinde kızların yüzlerine baktım. kızlardan birisi çok küçük ve tatlı duruyordu. onun da utandığı, çekindiği surat ifadesinden belliydi. sürekli gülümsüyordu. kendi kendime soruyordum böyle tatlı, genç bir kızın burada işi ne? sonra etrafa baktım, içeride en küçük benim. diğer masalarda yer yer yine genç kızlar var fakat erkeklerin çoğu 35-40 yaşında. bu kızı acaba biz değil de onlardan biri çağırsa bu yaşta, o çoğu hanzo tipli 45 yaşındaki bir adamla gerçekten mutlu olabiliyor muydu?

o ara 5 saniye gibi bir süre böyle düşüncelere daldım, tam o sırada kuzenim kulağıma yaşanarak, "sen küçük olanı seç bence." dedi. tekrar o kızın suratına baktım, kız bana baktı, gülümsedi. kuzenim ortamıza yanaşarak "ismin ne?" diye sordu kıza. kız kafasını sallayarak anlamadığını ifade etti. kuzenim kendi adını söyledi, benim adımı söyledi ve onu işaret ederek tekrar sordu, o da adını söyledi.. o isim hafızamdan uzun süre çıkmayacaktı. diğer kıza baktım, o da genç, küçük ama daha rahat, daha alışmış gibi.. abime döndüm küçüğü işaret ettim. arkadaş ta sorun olmadığını onun da büyüğü istediğini belirtti. abim küçüğe yaklaştı, beni göstererek "senin arkadaşin bu olacak" dedi. kız tekrar baktı, gülümsedi...

garson elinde iki gülle masaya geldi, tekini bana uzattı, aldım ve ona verdim. o an tekrar kıza baktım ve tekrar düşündüm. gerçekten yapabilecek miydim? cesaretim var mıydı? utanmaz mıydım? veya o utanmaz, çekinmez miydi? o sıra kuzenim dürttü, "gel yer değiştirelim kızın yanına otur ve sarıl." dedi.. henüz o kadar cesaretim yoktu. "yok şimdi çıkarız.. heralde." dedim kekeleyerek.. bu bana normal birşeymiş gibi gelmiyordu. yaptığım şeyin ilk olacağını ve hayatım boyunca unutamayacağımı biliyordum...

dediğim gibi oldu, fazla işimiz yoktu disko da. bizim işi hallettikten sonra kuzen ve abimin işi daha kolaydı, çünkü onlar yaşça büyük ve tecrübeliydi. abimiz hesabı istedi, ortalama 500 küsür lira civarında bir hesap geldi. (4 bardak bira, meyve ve çerezler). normaldi, oranın raconu oydu. masadan kalktık, elimi bi cesaretle onun omzuna koydum, eğildim ve "english?" dedim. kafasını sallayarak bilmediğini belirtti. abime döndüm, "ingilizce de bilmiyor abi." dedim ve sırıttım. gülerek bana: "bilmesin boşver, o halleder herşeyi sen kafana takma." dedi. kızlar kıyafetlerini aldı, diskonun kapısına geldik. kimliğimi almam gerekiyordu. 5 dakika kadar kimliğin gelmesini bekledik, kimlik geldi, abim kimliğimi aldı ve onunkinin üzerine 40 lira koyarak kimliği uzattı...

burda kaldım panpa bekliyorum

http://www.youtube.com/watch?v=_3bWYuXusPs

hikayeye devam ediyorum beyler...

1 dakika geçmeden klübün otel servisi kapıya geldi, görevli buyrun diyerek kızları arka koltuğa bindirdi, abim ön koltuğa geçti, ben benim seçtiğim kız arka koltukta solda, ötekisi sağda oturuyordu. sol tarafa dolandım ve yanına oturdum, arkadaşım ise sağ taraftan onun yanına oturdu, kızlar ortamızdaydı. kuzenim klüpte bizi bekleyecekti, abimiz zütürüp bizi otele koyup geri gelecekti. oteli biz söylemiyorduk zaten klüple anlaşmalı olanlar vardı, servis direkt oraya zütürüp bırakıyordu. dışarı, kuzenime baktım. bana baktı ve gülümsedi, geldi, camdan "hadi iyi eğlenceler." dedi ve güldü. arabaya bindiğim andan itibaren bi kez bile kızın yüzüne bakamamıştım, cesaret edemiyordum...

babaya çekmiş bu çocuk

arabaya ilerlemeye başladığında, elimin içerisinde kimliğimi sıkıca tutarak ellerimi birleştirmiş şekilde heyecanla dışarı bakıyordum. o an diz kapağımda bişey hissettim, döndüm baktım, elini dizime koymuştu. yavaşça dönerek yüzüne baktım, utanç & tebessüm karışımı bir gülümseme vardı. 3-4 saniye baktı, döndü sağına ve rusça arkadaşıyla birşeyler konuşup, güldü. yeniden bana döndü. elimdeki kimliği aldı, doğum tarihime baktı, döndü ve tekrar gülümsedi. kimliğimi hızlıca elinden çekiştirdim, ne olduğunu anlayamadı, yeniden kimliğime uzandı, bozuk türkcesiyle "ver alah alah" gibisinden bir serzenişte bulundu. bunu duyunca sebepsiz yere güldüm. kimliği vermedim, cebime koydum, o da güldü.

rizirvıd

ilerlerken sürekli dışarı bakıyordum, göz ucu ile sağıma baktığımda hep suratının bana dönük olduğunu, bana baktığını görüyor ve yeniden sola dönüyordum. sürekli gülümsüyordu. şaşkın bir ifadesi vardı. çantasını açtı ve birşey çıkarttı, beni dürttü, döndüm ve bana bi kağıt uzatıyordu, aldığımda onun pasaport olduğunu anladım, içini açtım, resmi vardı, ismi yazıyordu, alta indim ve doğum tarihine baktım, görmemle birlikte şok oldum. 05.01.1994 yazıyordu. bu yaşta bir kız nası cesaret edip bunları yapabiliyordu. ben erkek halimle, onla birlikte olmaya bile cesaret edemezken...

rezerver

o an düşünmüştüm, acaba bana piyango mu çıkmıştı yoksa burada, istanbulda, aksaray'da bütün klüplerdeki "huurlar" bu yaşta mıydı? inanasım gelmiyordu, iyice baktım ve yine aynı tarih yazıyordu. sayfayı çevirdim, pasaportun kullanılış tarihine baktım, o günün 6 gün öncesiydi, yani istanbula 6 gün önce gelmişti. hangi ara yerleşmişti ve bu işe başlamıştı? kendi kendime bi çok soru soruyordum, ona döndüm, yüzüme şaşkın bakıyordu, onun doğum tarihine şaşırdığımı o da anlamıştı ve gülümsüyordu, aynı yaştaydık, ben o yaşta gezip eğleniyor, bi yandan da okula, dershaneye gidiyor, üniversiteye hazırlanıyordum, o ise bu pislik yerde kimbilir kimlerle birlikte oluyordu? türkçesi olsa belki soracaktım, ama sesim çıkmadı, pasaportu katladım, tekrar gülümsedim, ve eline uzattım...

@3 huur

o an içimden "adaletini gibeyim dünya" diyordum. o anki düşüncelerimi ve o halimizi anlatan en iyi cümle buydu.