bir orospunun hakettiği sonu

geçtik terasa bi yandan bi gibime benzemeyen ankara manzarası seyrediyoruz, bi yandan da sohbet muhabbet ilerliyoruz. bu zaten koltuğuna oturur oturmaz yırtmacını en yukarı kadar çekip oturmuştu, her bişey meydandaydı. amk karısına ben muallaklik yapcakken bu bişey yapar mı acaba diye tırsıyodum. sözüm ona aramızda 4 yaş vardı ama sanki dağlar kadar tecrübeliydi benden. o benm yaşımı bilmiyordu, daha doğrusu şirketten kimse yaşımı bilmiyordu. dolayısıyla bu herşeyi sağlam bi işaddıbına yaptığını sanıyodu. şiir gibi fransızca konuşuyosun dedi, o filmlerde görüp insanın iç geçirdiği adamlar gibi dedi. sesin çıkışı bile o kadar doğal ki ben dinlerken ayaklarım yerden kesilcek gibi oluyo dedi. onu dedi bunu dedi, 10 dk sonra hayvanlar gibi öpüşüyoduk biz bununla.

işte evrimini tamamlamış bi huurydu karşımdaki. tutkuyla öpüyodu, bir erkeği uçurabilecek derecede profesyonel ama o tutku benden yana değil gelecek vaatlerim içindi. belki düşündükçe kendini daha da çok kaybediyo daha da çok tahrik ediyodu. bir eli gömleğimin içindeydi ve oralarda tam olması gerektiği gibi dolaşıyordu. bu kadar iyisini hiç görmemiştim, kocasına da böyle yapıyosa hakkaten çok şanslıymış bu eleman diye düşünmeye başladım. geçti kucağıma eteğini sonuna kadar kaldırarak, bütün bunları hiç kopmadan ilerleyen bi su gibi akıcı bi şekilde yapıyodu. öpücüklerini hiç kesmiyodu, insan kendisini alamıyordu bu kadını öpmekten. ve de o kadar güzel gösteriyodu ki sanatını, eteği öylesine çekip bacaklarını öylesine ciksi bi şekilde göstermişti ki, o sırada tamamen çıplak bi şekilde kucağımda zıplıyo olsa o kadar etkilemezdi insanı. bu sefer sert kayaya çarpmıştım, içimdeki kini unutturucaktı nerdeyse bu hatun, ara ara ciddi bi şekilde kaybediyodum bunda kendimi

iç çamaşırlarını gömleğinin içinden gösterişi ve de o iç çamaşırının özenle seçilmiş olması insanın dayanma sınırlarının çok ötesindeydi. tutkum öfkemi yenmek üzereydi, tek istediğim bu hatunla hayvanlar gibi sevişmekti. kalktım koltuğumdan, bu kucağımda yatağa geçtik, öyle bir sevişme hatırlamıyorum, kendini bu derece yetiştirmiş birini hatırlamıyorum hayatımda. ilk boşalmadan sonra, buna çok güzel olduğunu ve mutlaka fotoğrafını çekmek istediğimi söyledim. böylece sürekli onu özlücek sürekli ona ihtiyaç duyucak ve sürekli onu el üstünde tutcaktım. sürekli yanında olcak, sürekli destek çıkıcak ve de hakettiklerini verecektim. güzel olduğuna falan aldırmamıştı ama ona istediklerini vermemde kolaylık sağlıcağını düşündükçe buna engel olamadı ve izin verdi. ve sonra tekrar devam ettik, sabaha kadar vakit nasıl geçti anlamadım bile. o gün anlamıştım, bir kadın kişisel hırslarıyla dolup taşıyorsa, bir kadın çok istiyorsa kendini yetiştirir ve erkeğini dünyanın en mutlu insanı edebilir.

tabi ki bu hatun yaptığının cezasını çekecekti, 2 gün sonra fotoğraflar elimdeydi ve büyük büyük çıkarmıştım. tam kocasının da olduğu en az 20 çalışanla birlikte benim de aralarında bulunduğum yöneticilerin olduğu bir ortamda, evet tam büyük rezilliğin ortasında çok feci rezil olmuştu hatun. çünkü bu ortamın hemen öncesinde, en görülecek yere resimleri koymuştum, sonrasındaysa kocası, çalışanlar ve yöneticiler dahil hepsi bu fotoğrafları görmüştü. geçtim karşısına bu zevki başkasına bırakamazdım. bu fotoğraflar da neyin nesi, hem de otelin içinde böyle bir rezillik nasıl olur bilmem ne diye saydım da saydım. kadının gözündeki nefreti görmeliydiniz. ve de soğuk soğuk dökülen yaşları. yapcak bişey yoktu, para için kendini pazarlamıştı, kocasını aldatmıştı ve de şimdi herkesin içinde bu yaptığının bedelini ödüyordu. ertesi gün işten ayrıldı ve sonradan öğrendim ki kocasından boşanmış. sonraysa nereye gitti hiç haberim yok. zaten ben de orada durmadım çok ayrıldım çok geçmeden.

evet beyler ve hikayenin sonundan önceki son ilişkim, ve benim çığrımdan çıktığım noktadır şimdi anlatacaklarım.

bu son yaptığım da beni kötü etkilemişti. her olaydan sonra daha da çok içime kapanıyordum, daha da çok milletten insanlardan uzaklaşmak istiyordum. tam 6 ay düşündüm, kendi kendime terapiler verdim, ve içinde bulunduğum sorunlu ruhsal yapıdan kurtulmak istedim. sonrasında eli yüzü düzgün güvenebilceğim birisiyle artık duygusal bişeyler yaşamak istiyordum.

bu kişiyi 3. sınıfın 2. döneminde buldum, yeri geldiğinde hanım, yeri geldiğinde eğlenceli içi cıvıl cıvıl ve de hem çok sevimli hem çok güzel birini bulmuştum. güzel gamzeleri vardı, 1.78 boyu vardı, açık kumral saçları vardı, muhabbeti ayrı hoş birisiydi. kısacası sanki dünyada tekti o. daha iyisi olamıcaktı. bununla çıkmaya başladık, benim için o kadar değerliydi ki kırmak bi yana şöyle bi kaşlarını çatmasına kıyamıyordum, o da aynı şekilde bana davranıyodu ve tadından yenilmez çok güzel bi ilişkim olmuştu (bunu böyle uzun uzun kız gibi anlatmam hakkaten nasıl bi ilişkiye sahip olduğumu iyice anlamanızdı). yaz gelmişti biz bunla tatile gitmiştik, ciks yaparken zorlanıyordum, gene amk hatunu geliyodu aklıma ama kafaya koymuştum bu sefer kaybedemezdim ve bu hatunla ne olursa olsun devam etmek istiyordum. nadiren de olsa, ciks esnasında garip davrandığımı bazı şeylere anlam veremediğini usuldan söylüyodu, ama sadece merakından sorduğunu yoksa herşeyimle mutlu olduğunu söylüyodu. gel zaman git zaman 4. sınıfın 2. döneminde bahar tatili için gene tatile çıktık bunla. artık bunun mallığı mı benim mallığım mı burasına siz karar verin aynen şöyle bi olay oldu.

rüyamda o ilk huuryu görüyodum gene. ter basmıştı, beni köşeye sıkıştırmış aletime bakıp kahkahalar atıyo, geliyo dokunuyo, hani kalkmıyo ki bu diyo, her türlü saçma sapan şeyi diyodu. meğer sabah olmuş benim hatun fantezi olsun diye sabah beni tahrik ederek uyandırcakmış. ben sırt üstü yatıyodum, bu bi yandan göğsümü okşayıp öpüyor, bi yandan da aleti eline almış kaldırmaya çalışıyomuş. amk ne biliyim benim rüyamda o huur benim aleti avuçlayıp taşak geçiyodu. artık nasıl nefretle doldum, nasıl gaza geldim bilmiyorum, gözlerimi açmamla benim hatunu altıma aldım, ellerimi boğazına dayadım, halihazırda kalkmış aleti soktum bunun içine, al ulan bunu mu istiyosun, al lan, ölene kadar gibcem seni huur seni diye bağıra bağıra gibiyodum bunu, benim karşımdaki o masum, o sevimli sevgilim değildi ki, ben çatır çatır öldüresiye o huuryu gibiyodum...

kendime geldiğimde kızın yüzü mosmor olmuştu, vajinası kurumuş, ve tarifsiz acılara sebep olcak derecede tarhiş olmuştu, dahası ona bir sürü hakaret etmiştim. hemen çekildim üstünden, napıyosun sen dedi, sen nasıl bana huur dersin dedi, bilmem ne dedi, işte tahmin edin artık neler oldu. ben dokunmaya kıyamıyodum, o boğazı mosmor, en özel yeri kırkırmızı bi şekilde sinir krizi geçiriyodu adeta, eline ne geçtiyse attı üstüme, bi yandan da ağlıyodu, ölmek üzereydi çünkü az önce, çok korkmuştu. nesin sen, ne yaptım ben sana neden böyle yapıyosun falan diye herşeyi dedi, herşeyi attı, herşeyi yaptı. ben sustum sadece siniri geçsin diye bekledim, ama nasıl bir açıklama yapcam hiç bişey bilmiyodum.

allah belanı versin senin, sana verdiğim emeklere sana verdiğim onca değere, yaptığım fedakarlıklara yazıklar olsun dedi. üstünü giyindi, çekti gitti. ben o grup yaptığımızda ağzına sıçtığım hatun gibi büzüştüm yatakta, sonra kalkıp sağa sola gücümün en son haddiyle vurdum kırdım, bacaklarımdan yumruklarımdan kan geliyodu, bilmiyorum belki de çok acıyodu ama hiç bişey hissetmiyodum, geçtim bi köşeye, tıpkı o huur gibiydim, çaresizce hiç kimseye şikayet edemeden gene büzüşüp oturdum. ağlamaya başladım, sabahtı daha, ertesi sabah oldu, ben yerimden kıpırdamamıştım, o kadar derindi üzüntüm, o kadar çaresizdim. gözlerim kan çanağı olmuştu, üstüm yara bere.

kaderin cilvesi ya amk. cenk de aynı yerdeymiş, bu kızı görmüş. biz hala cenkle etle tırnak gibiyiz amk. benim sevgilim olduğunu biliyo, yolda o perişan halini görünce koşmuş gelmiş yanına kızın. boğazını görünce kim yaptı bunu diye yüklenmiş kıza, gel demiş burada anlatamıyosan bizim eve gel demiş. sevcan vardı bunun yeni sevgilisi onlarda yakınlarda bi yerde kalıyolarmış. onlar da devremülk kiralamışlar. oraya zütürmüş kızı. hüngür hüngür ağlamış kız, anlatamamış ilkten, sonra az buçuk bişeyler anlatmış. cenk inanamamış böyle bişeyi yapcağıma. o gün bütün gün kızla ilgilenmişler tatillerini kesip. ne isterlerse yapmışlar, ertesi gün ben yerimde otururken açık kapıdan cenk geldi. etrafı gördü, beni gördü, üstümdeki yara bereleri gördü. olm noldu burda diye bağırdı. ben sadece buna bakıyodum, beynim macuna dönmüştü sanki. ben buna tepki bile verememiştim, bu yaralara hemen bişeyler yaptı, temizledi sardı. sarstı beni zorla, olm anlat nasıl böyle bişey yaptın, neden böyle bişey yaptın dedi. o sordu ben sustum, o sordu ben sustum. anlattı kıza yaptıklarını amk iyice yerin dibine giriyodum. hala beyninde biraz aklı kalmış muallakler bi hayal etsin, adamın fıstık gibi sevgilisini kanırta kanırta gibmiştim ve ayrılmalarına sebep olmuştum ve bu benim sevgilime 10 numara bakmıştı. benim hatun, lan dünyada belki de hakkaten o kadar güzel ve sevimli bişey yok, uçup gitmişti ellerimden. hem çok korkmuş benden, hem bi daha görmek istemiyomuş. o kadar sevdiği birinden, öylesine özel bi anda hem öyle bi hareket, hem de yüzlerce hakareti sindirebilecek gibi değildi. cenk orada beni konuşturcam diye ağzıma sıçtı, biraz da o vurdu kırdı, ben hiç bişey diyemedim. gibtir git bi daha gölgen gölgeme değmesin beş para etmez adammışsın dedi, oracıkta onu da kaybetmiştim.

gençler kusuruma bakmayın ben devam edebilecek gibi değilim. üstelik de hikayenin sonunu hakkaten yazabilecek cesarette değilim. bana biraz kafa izni. ama yarın ya da ondan sonraki gün mutlaka gelip yazmam lazım. bi kere başladım artık, sonunu da getirmem lazım. dinleyenlerin gibi sağolsun.

beyler geldim hikaye bu gece bitiyor

bu olaydan sonra artık hayat çok değişti benim için. artık hiç bir şey beklemiyordum hayata dair. artık tüm çabalarımın yetersiz kalcağını, 14 yaşında yaşadığım o travmanın beni hayatım boyunca takip edeceğini anlamıştım. hiç kolay değildi binler, bunu anlayabilecek insanlar var mı aranızda bilmiyorum ama bu gerçekten çaresizliğin tam tarifiydi benim için. aylarca bitmeyecek bir eziyet beni bekliyordu. ben son bir gayretle bu sevimli hatun için herşeye göğüs germiştim, herşeyin düzeleceğine inanmıştım. ama bu huurdan yana tek bir hatıranın yeniden canlanması herşeyi mahvetmişti.

o sene silik bir kimlik içinde geçti hayatım. amk geri dönmesi için yalvaramadım bile hatuna. garanti edecek hiç bişeyim yoktu ki. nasıl izah edecektim ki, dahası nasıl garanti edecektim böyle bir olayın tekrar olmayacağını. amk geri bile gelmesi için arayamadım. o sene mezun oldum, istanbula geri dönmüştüm. belki burada yeniden toparlanabilirdim. ankarada yalnızdım ama burada sebebini bilmeseler bile bana destek olcak bir sürü insan vardı. ama hiç beklediğim gibi olmadı. bu şehrin her tarafına sanki o huurnun nefesi sinmişti. onla aynı havayı soluduğunu bilmek bile beni sinir krizlerine sokabiliyordu. ve bu artık geri dönemiceğim bi kararın başlangıç sebebi oldu.

bu huur takıntım olmuştu artık benim. tekrar bir şekilde görmek istiyordum. aradım, eski çalıştığı yere gittim. oradan ayrılmıştı. sormak istemedim. hem dikkat çekmek istemiyordum, hem de cesaret edemiyordum. bi şekilde dayım ve sinanı buluşturuyor, bu kadın hakkında bilgi almaya çalışıyordum. ama çok dolaylı bi şekilde yapıyordum bunu. çok zor oluyordu ama dikkat çekmiyordum.

beyler 1 saat ara

binler kusura bakmayın. amk odası zili bi sessiz kalmadı kodumun yerinde ya. hepsi anlaşmış gibi bu gece geliyo amk. neyse devam ediyorum. ben de sizin kadar meraklıyım bir an önce bitirmek için. beklemek istemeyenler yarın sabah okusun.

öğrendim ki bu huur 2-3 ay önce çalışmayı bırakmış. biraz kendine vakit ayırmak istediğini, biraz da gezip tozmak istediğini söylemiş. yani sinan dan yana patlamıştım. pek bişey geçmemişti elime. ama hırs yapmıştım bi kere ne olursa olsun bu huurya ulaşacaktım.

ilkten aklıma hiç bişey gelmedi, kafayı yicek gibi olmuştum. hem dikkat çekmeyeceğim, hem de bir şekilde herşeyini bırakmış bu huurya ulaşacaktım, hiç kolay değildi. sonra aklıma bu olayın hemen ertesinde bu huurnun topladığım bilgileri gelmişti aklıma. onları çıkardım, okulu mokulu önemli değildi ama telefonunu bulabilmiştim. belki bu işimi görebilirdi.

heyecanlandım, aldım telefonu elime, ya telefona o çıkarsa dedim. 10 sene sonra hazır mıydım bu duruma? çıktı diyelim ne konuşacaktım. önce bunları planlamam lazımdı.