+200
-38
sene 2007 metin2 nin en popüler olduğu dönemler.
çok yakın bir arkadaşım üst katlarında kalan bizden yaşça epey büyük bir adamın çarının şifresini yazarken görmüş tabi hemen çarı soymaya niyetlenmiş. fakat bizimki zeki, adam kendisinden şüphelenmesin diye beni de operasyona dahil etme kararı almıştı.
adamın çarının şifresini kullanıcı adını falan msnden bana yolladı. kendisi adamı bir bahaneyle evden dışarı çıkaracaktı bende o esnada çarı soyacaktım.
neyse bizimkinden onay gelince hemen harekete geçtim benim çarla adamın çarını yan yana getirip ticaretten adamın küçük boy potuna kadar her şeyini aldım, birazda çirkinleşip hiç acımadan adamın bütün expini loncaya bağışladım. bununla da kalmadım adamın çarından GM nin anasına sövmeye başladım profesyonel bir soyguncu arkasında iz bırakmaz tabi bende çar ban yer belki diye küfür hakaret falan flood atıyorum ama orosbu çocuğu GM offline olduğu için çara hiç bişey olmadı.
ama önemli değildi çünkü istediğimi almıştım. soyduğum çar serverin en sağlamlarındandı ve çaldığımız itemler hayal bile edemeyeceğimiz sağlam itemlerdi. fakat operasyon henüz tamamlanmamıştı. adamın çarının lwli yüksek olduğu için itemleri bizim çarlara giydiremiyoruz bizde itemleri satıp kendi lwlimizde itemler alacaktık.
işte ne olduysa pazarlama kısmında oldu.. soygundan bir kaç saat sonra seungryong vadisinde metin keserken, pazarda annesini kaybetmiş bir çocuk gibi büyük bir kararsızlık içinde sağa sola koşuşturan anadan üryan bir çar gördüm ve hemen gözüme kestirdim bunu. çaldığımız itemleri alır belki diye gösterecektim buna ama aslında amacım soyduğum itemlerle hava atmaktı. metin2 oynayanlar bilir bir itemi envanterden sürükleyip bir çarın üzerine bırakırsanız o çar o itemin efsunlarını taşlarını falan bütün özelliklerini görür zaten bir çok ticarette bu şekilde gerçekleşir.
neyse çaldığımız ganimetin en değerli parçasını aldım ve potansiyel alıcım olan bu çarın üstüne büyük bi heyecanla bırakmamla hassiiktir! demem bir oldu. itemi gösterdiğim adam iteminlerini çaldığım adamın ta kendisiydi..
o kadar korkmuştum ki ticareti kapatamadım bile. adam efsunlarından itemi tanıdı tabi hemen ekranda en son "bunu nerden buldun oç" yazısını gördüm. aklıma gelen en mantıklı şey bilgisayarın fişini çekip inşallah nickimi hatırlamaz diye beklemek oldu.
bilgisayarın kasasının yanında iki büklüm otururken içimden bildiğim bütün iyi sözleri de söylemeye başlamıştım.
bu süre ne kadar uzun sürdü bilmiyorum ama bütün mt2 kariyerim bir film şeridi gibi gözümün önünden geçmeye başlamıştı, kestiğim ilk slot, yaptığım ilk görev, düşürdüğüm ilk dolunay, çöle ilk ayak basışım, kırdığım metinler, okuyamadığım bütün beceri kitapları, demircinin yaktığı itemler, urielin kamburu, bir türlü gelmek bilmeyen hergün havuçla beslediğim at, amansız çöl haydutları, beyaz yeminli askerler, her şey ama her şey bir parıltıyla belirip yerini bir sonrakine devrediyordu.
çok geçmeden yaşanacak büyük dramın habercisi olan kapı zilinin sesi kulaklarımda yankılanmaya başladı adam bizim evin adresini öğrenmiş bütün 1. nesil apaçileri toplamış ellerinde döner bıçakları satırlarla bizim evi basmaya gelmişti.
komşulardan öğrendiğim kadarıyla adamlar beni bıkmak usanmak bilmeden büyük bir ahenk içinde dövmüşler. beni dövmelerini stanley kubrick yönetiyormuşçasına defalarca yere serip tekrar ayağa kaldırıp duvardan duvara vurmuşlar. tek kelimeyle patoz etmişler
her neyse kısa keseyim
tam serverin dıbına koyarım artık derken eldekilerden de oldum..
edit: biraz uzun oldu ama yazarken duygulandım yazdıkça yazasınm geldi ksura bakmayın
edit2: çüküleyenlere vahşi yüzbaşının kancası girsin
Tümünü Göster