-
174.
0Eline sağlık reis.
-
173.
+1Ne kadarı gerçek bilmiyorum ama güzel ve ders cikarilcak bi hikaye idi eline sağlık.
-
172.
+1Bir hikaye daha bitti be
-
171.
+8Bu süreçten sonrası benim durulma, arınma ve akıllanma evrelerim oldu. Devamında bir Belarus anım var, öğrenci değişim programı gibi, ama ücretli 1 sene öğrencilik (dil öğrenmek için) dönemim oldu Belarus'ta. Onu belki başka bir hikayede anlatırım.
Belarus'un rusçamı geliştirmemde çok etkisi oldu. 1 sene kaldıktan sonra şakır şakır konuşur halde gelmiştim. Devamında doğru iş tercihleri ve işde disiplin çok şükür beni güzel yerlere getirdi. Bu olaylardan sonra hayatımda pişmanlık duyduğum başka bir anım olmadı. O takık karakterim artık kimsenin hayatıyla oynamama konusuna takık durumda ve genç bir delikanlı, yeğenim bana hangi bölümde okusam diye sorsa bile net bir cevap vermem. Fikirlerimi söyler seçimi ona bırakırım.
Geçmişim hatalar ve pişmanlıklarla dolu. Hep kendimde şeytan tüyü olduğunu düşünmüşümdür. O yıllar gerçekten giderim vardı, gerçekten yakışıklıydım. Bir de bu tüyle beraber çok dikkat çekiyordum ve ben malesef bunların tamdıbını boşa harcadım. Sürekli game over. Şimdilerde sakallı, aile babası göbeğiyle yaptığı işlerde sadece kendisine değil, çevresine de faydalı olmaya çalışan birisiyim. Yanımda çıraklığını geçirip şuan çok güzel yerlere gelen, benim yetiştirdiğim tam 11 kişi oldu. Hepsi hala dua eder bana. Bence hiçbir şey için geç değildir hayatta. "Zaten dibe battın, yapmadığın pislik kalmadı, sen affedilmeyeceksin" diyen şeytanın ta kendisidir.
içimde iyiliklerin dedikodusunu eder şeytanlarım..
Kalın selametle. -
-
1.
0Vay ameka
-
2.
0Ellerine sağlık
-
3.
0Iyi lan adam olmussun sonunda ee moruk bende simdi kumarbazim yas 27 ben ne gib yiycem varmi bana verebilicen bir akil hersey sende bitiyor akillan falan birak farkli birseylerin varmi
diğerleri 1 -
1.
-
170.
0Rezeryannan
-
169.
+4Bazen eskileri özlüyorum ben. Sizde de böyle oluyor mu bilmiyorum ama, ne bileyim yeşilçamı özlüyorum. Rahmetli Kemal Sunal'ı özlüyorum. O dönem filmlerde konu edilen o masum aşkları özlüyorum. ciks bir dürtü evet ve cikssiz de olmuyor ama işin içine cinsellik girince o masum aşk ölüyor gibi geliyor bana. Belki de ben ilk defa birisini amı için sevmemiştim.
Böylece yine yanlız kalmıştım. Fulya ile hemen ayrılmadık tabi ki, uzun süre mesajlastık, telefonlaştık ikişkimiz devam etti.. Hatta bir kaç fırsatta geldi yanıma falan.. Ama tipik uzaktan uzağa aşk krizleri. O özlem en sonunda kavgalara sebep oldu ve ayrıldık. O kısımları uzun uzadıya yazmayacağım, herkesin başına bir şekilde gelmiştir bu.. -
168.
0oha baslimlk tutmus tekrar rez
-
167.
0REZervation
-
166.
+4içimden bir şeyler koptu sanki, söküp aldılar kalbimi ciğerimi.. Ama kal demedim beyler, diyemedim. Onun da hayatını gibmek istemedim. Belki her şey güzel olurdu, ama o ana kadar hiç birşeyi güzel bitirememiştim. Her çıktığım yolda, benimle yürüyenleri, bir şekilde hayatıma girenlerin hepsini gibip atmıştım. Hem fiilen, hem mecazen. Fulya benim kanadı kırık serçem.. Onu bu kadar iyi ettikten sonra, bir de ben kolunu kanadını kıramazdım. Tamam değiştim, uslandım ama, henüz test etmedim. Kriz anında neler yapabilirim kestiremiyorum hala. Ben içimde bunları düşünürken o soru geldi..
- Seninle kalmamı istemez misin ?
+ Bebeğim.. isterim tabiki, neden istemeyeyim. Ama bu büyük bir risk değil mi ? En çok ta senin için ? Benim şuan evlenecek durumum yok, hala öğrenciyim. Hadi sonraya bıraktık değilim, zamanın neler getireceği belli olmaz.. Bu ucu görünmeyen bir yolculuk olur. Belki bana bir şey olmaz ama, işler kötü giderse sen çok üzülürsün ve ben bunu asla kaldıramam.
Sanırım geçmişte yediğim taklardan ders çıkarmıştım. Bir kere ailesini karşısına almış ve birisine kaçmış ve kaçtığı eve tekrardan dönmek zorunda olan bu kızı, bir de ben vuramazdım. Buna hakkım yoktu.. -
165.
+5Aradan aylar geçmesine rağmen Fulya da iş bulamamıştı. O dönem babası da işsizdi, hemde aylardır işsizdi.. Evin yükünü kız çekiyordu. O da işsiz kalınca epey zorlanıyorlardı. Ben kendimi bırakmış Fulya için iş arıyordum. Ama bir türlü olumlu bir sonuç çıkmamıştı.
Bir gün Fulya geldi yanıma, bitik halde. Gözleri ağlamaktan şişmiş, saçı başı dağılmış..
+ Ne oldu ?
- Oturalım mı bir yere ?
+ Ne oldu ???
- Gel güzelim anlatıcam..
Bir yere oturduk.. Anlatmaya başladı. Onu hiç ağlarken görmemiştim, o da zar zor tutuyordu kendini.. Babası Ankara'da iş bulmuş. Fulya'nın amcaları da orada yaşıyormuş zaten. Taşınma kararı almışlar.
- Ben sensin ne yapacağım bilmiyorum..
Ben hiç bir şey söylemiyordum. Dünyam başıma yıkılmıştı. Giden olmak kolay aslında, kalan olmak çok zormuş.. Aklıma yine fikirler geliyordu, ama bu kadar maneviyatımı toparlamışken bir hayat daha gibemezdim.
+ Bunun bir çaresi yok mu ? diyebildim..
- Ya iş bulacağım, yada bizimkileri yine terkedip kalacağım..
Son cümlesi biraz yoruma açıktı. Benden bir teklif bekliyor gibiydi.. Gitme sen, kalma burda benimle .. gibi... -
-
1.
+2Panpa evi ben kiralamıştım ya zaten amk. O dönem bizimkilere yurttan kovulduğumu söyleyemedim okulun başı, param yok, karıyı getirdik o dönemi atlattık, sonra işe girdik çalıştık falan. Duygu gittiğinde ben o evde kalmaya devam ettim, ev kiralık zaten
-
1.
-
164.
+5Duygu'yla yada Ecem'le yada Müge'yle hiç görüşmüyorduk. Ecem bir kaç aramıştı, ancak ben terslemiştim. O da aramaz oldu.
Her ne kadar işsiz de olsam, mevcut düzen ve hayatımdan memnundum. Stabil bir ilişkim vardı ve derslere adam gibi gidip gelir olmuştum. Bir süre sonra annem babam geldiler ziyarete, yıllar sonra onlarla harika zaman geçirdik.. Esrarı bırakmıştım, tek içkim kalmıştı ama onu da eskisi gibi bir şeyleri unutmak, beynimi uyuşturmak için değil, keyfe keder içiyordum.
Bizimkilerin yanımda olduğu süreçte beni gerçekten çok sevdiklerini idrak etmiştim. Bazen görmek için bakmak yetmiyor, görmek için kalp te gerekiyor. işsizdim, gerçi öğrenciydim, ama bunu hiç problem etmiyorlar, hatta babam " oğlum işi gücü kafana takma, okulunu bitir elbet toparlarsın işi gücü, ben senin hep arkadandayım" demişti. Bundan daha büyük itici güç var mı beyler ? Baba desteği..
Fulya'yı bizimkilerle tanıştırmıştım. Bir haftasonu kahvaltıya geldi. Fulya'da kendi annesine benden bahsetmiş, o da tanışmak istiyordu. Bizimkiler Fulya'yı, Fulya bizimkileri çok sevmişti.. Artık iş aramayı da bırakmış, öğrenciliğin tadını çıkartıyordum. Sıkıntılı olan derslerin çoğunu toparladım, birtek devamdan kaldığım dönem vardı, kafadan okulu uzatıyordu. Onu söylemedim bizimkilere.
Koskaca yazı beraber geçirdikten sonra bizimkiler döndü. Bir tek Fulya'm kalmıştı yanımda -
163.
+1Duyguya noldu hiç gördün mü ileriki zamanlarda
-
162.
0Devam et güzel gidiyorsun
-
161.
+4Bazı anlar vardır hayatınızda yaşanmamış olmasını dilediğiniz ve ne yapacağınızı bilemediğiniz. Bu böyle anlardan birisiydi. ikimizi birden çağırıyorlardı, muhtemelen yüzleştirip, onu huur, beni de ırz düşmanı ilap edip ikimizi de kovacaklardı. Kaldı ki kime neydi ? Tamam bugüne kadar bir çok hata yaptım ama belki de doğru yaptığım tek iş buydu. Bunda da yüzleşmek zorunda kaldığım duruma bak .. Benim özel hayatım iştekileri ne ilgilendirir ? Yani bizi ofiste gibişirken yakalarsan istediğini söyleyebilirsin ama bu durum seni zerre ilgilendirmez. huur çocuğuyla artık yıllardır çalışıyorum, bu anlattıklarımı anlamayacağını çok iyi biliyorum. Onun asıl bozulduğu ve sindiremediği konu ise onun kızı çok beğenmesi, kızın yüz vermeyip benimle olmasıydı. Bu kuyruk acısını ne dindirebilir ?
Ben gitmeme kararı aldım. Sanırım artık olgunlaşıyor ve sakinleşiyordum. Fulya'ya sende gitme, bu işin sonu belli zaten. Ne gerek var kendimizi düşürüp böyle saçma sapan bir konuya dahil olmaya ? Fulya gideceğim dedi. Ne dediysem ikna edemedim. Karşısındakileri insan sanıyor, hesap sormaya gidiyordu. Demiştim mert kız diye.. Onu yanlız bırakamazdım. Normalde olsa gibimde olmazdı, ama onu tek göndermedim. Gittim onunla. Bir odaya hepsi doluşmuş bizi bekliyorlar. Patron denen anasını gibilmiş konuya ;
+ Ben pekekent değilim, burada beraber çalışıyorsunuz ne haltlar yediğiniz belli değil dedi.
Keşke gitmeseydik.. Tutamadım kendimi
- Sen pekekentin bayrak tutanısın az mı gelip kızın masasına kerkindin yavşak dedim..
Tabi ortalık karıştı beyler. 2 ortak direk üzerime yürüdü. Oda kalabalıktı, ayırdılar falan ama ikimizde kovulmuştuk. içerde kalan maaşımızı da vermediler. Hukuken uğraşabilirdim, ama değmezdi, çünkü tiksinmiştim hepsinden.
Böylelikle iş maceram da son buldu. ikimiz de işsiz kaldık. Daha sık görüşüyorduk artık, ama para eninde sonunda bitecekti. iş bulmak lazım. -
-
1.
0Seri habibi
-
1.
-
160.
+5Fulya ile artık 4-5 aydır birlikteydik ve bir konuda bile bir anlaşmazlık çıkmıyordu ve onunla buluşmalarım tamamen onu özlediğim için oluyordu, gibiş için değil.. Yine bir akşam beraber çıktık işten, tramvaya doğru yürüyoruz. Bir konu konuşuyorduk, konu yine derinleşti ve durağa kadar bitmemişti. Karşıdaki çimlere oturduk yine biraz, konuşmaya devam ettik. Sonralarında ise birbirimize sarılıp öylece salak gibi oturuyoruz orada, ikimizin de ayakları mutluluktan yere basmıyor.
iş yerinde çalışan, gıcık gittiğim huur çocuğunun teki bizi görmüş. Güzel günlerime karabasan gibi çöken o huur çocuğunu bugün görsem, ağzını suratını yine giberim. Yine dememden anlamışsınızdır.. Gidip bunu içerdeki diğerlerine anlatmış, Fulyayla yakışıklıyı şurda şurda öpüşürken sarılırken gördüm diye.. Kulaktan kulağa konuşulurken konu şirkette duymayan kalmamış. Biz Fulyayla perşembe günü oturuyorduk, cuma günü aşağıdaki binlerin fısırdamalarından ve bakışlarından sezinlemiştim birşey olduğunu ama aklıma bizi gördükleri gelmiyordu tabiki.. Cumartesi günü üretim mesaiye gelmişler, biz yine Fulya'yla geziyoruz ve bu durumu geldiği günden beri kıza kegib olan huur çocuğu patron da öğrenmiş.. Cumartesi öğlen beni patron arıyor.. Açtım. Bir şeyler duyduğunu, hemen şirkete gelmem gerektiğini söyledi. Tamam dedim.. Çok geçmedi Fulya'yı da aradı. Ona da aynısını söyledi. O zaman anladık bu durumun duyulduğunu. -
-
1.
0Devam habibi
-
1.
-
159.
+4Fulya benim kanadı kırık serçemdi. Duygusal anlamda yıkılmış bu kızı almış, besliyor, iyi ediyordum. Belki de geçmişte yaptıklarımı kendime unutturmaya çalışıyordum. Hayatımda ilk defa bir ilişlikiyi kendim için değil, karşıdaki için yaşıyordum. Onu da düşünüyor, bir karar alırken yada bir söz konuşurken onu incitmemeye çalışıyordum. Fulya git gide daha iyi olmuştu, duygusal anlamda yaşadığı o travmaları unutuyordu. Uzun süre sonra birlikte olma teklifi ondan gelmişti. O güne kadar hep ben onu hazırlıyor, işi yatağa kadar ben zütürüyordum. Fulya'nın bu teklifi ondaki değişimi ve iyileşmeyi gösteriyordu. Artık hızlı da seviyordu, yada ilişkiye girerken titremiyordu. Hızlı yapmamı bile istiyordu. Bazı günler ise bir bira açar, kucağına uzanır anlatır da anlatırdım. Kimseye anlatamadıklarımı.. Hep içimde sakladığım, büyütüp bir çığ haline getirdiğim aslında basit olayları.. O beni dinler, saçlarımı sever, küçüğüm diye severdi beni. ilk defa birisinin yanında yaşımı doğru hissediyordum. Evet ben daha 21 yaşındayım. Bütün bu yaşadıklarımı yaşamam gerekiyordu benim. Asıl yaşıma dönmüştüm. Fulya beni severken yada sarılırken tam ensemden kavrardı hep. Bunu bana bir kadın ilk defa yapıyor, vücut dilinin önemi bu olsa gerek. Bu harekette bir dominantlık var.. Ne zaman raydan çıkacak olsam Fulya bana bakışlarıyla "sakın" diyordu. Ne zaman bir asilik yapsam, fevri bir çıkışta bulunsam tebessümle bana bakıyor, yine ensemden tutuyor, "bana yemez bunlar güzel çocuk" diyordu. "Akşama yapacak bir aktivite bul, ben gönlünü alacağım senin" Ya Fulya çok olgundu, yada ona içimi açmış olmamın meyveleriydi bu, bilmiyorum, ama beni bırakmıyor ve saçma sapan bir hareket yapmama da izin vermiyodu. Bir abla gibi dikiyordu bakışlarını ve bunu o kadar tatlı, o kadar masum yapıyordu ki, ben ilk defa birisine itaat ediyordum.
-
-
1.
+1Rez huur çocuğu
-
1.
-
158.
0Rezzers
-
157.
+4Rezz amk fena huuru cocugusun
-
156.
+6Üstümden büyük bir yük kalkmıştı beyler. Hiç kimseye benzemek zorunda değilsin.. Bu fikir beni çok rahatlatmıştı.. Fulya ile iyice yakınlaşmıştık. ilk defa gibiş düşünmeden bir kızla bu kadar uzun zaman geçiriyordum.. Hafta sonuna bize davet ettim, kabul etti. Cumartesi öğlen geldi. Mutfak işlerinden hiç anlamam. Dışarıda kahvaltı ettik, eve geçtik. Film izledik, müzik dinledik, saatlerce birbirimizin saçını gözünü sevdik. iki normal sevgili ne yaparsa onları yaptık. ikimiz için de bu bir ilkti ve o yüzden çok keyifliydi..
Akşam üzeri bu sevmeler biraz ilerledi. iş yavaş yavaş cinselliğe doğru kayıyordu. Fulya'nın yaşadıklarını hatırlayınca, ben biraz kendimi geri çektim. " Napıyorsun ? " dedi. " Sakın bana bunu yapma, beni incitmekten korkma.. Bana bunları unutturan ol sen "
Üzerime bu misyonu aldım. Yatağa yatırdım, yavaşça soydum.. Harika bir fiziği vardı beyler, beyaz bir ten.. Belki de hayatımda gördüğüm en güzel ve biçimli ayaklar.. Ayak fetişi değilim ama, o ayaklar gerçekten kusursuzdu.. Tüm yaşadılarını ona unutturmalıydım.. ilk kez bir am yaladım.. Eğildim ve dıbını, kasıklarını yalamaya başladım. Fulya bundan çok keyif alıyordu, eminim ki o huur çocuğu asla bu kıza bir muamele yapmamıştı.. Daha sonra gibimi sıvazladım, dıbına sürtmeye başladım.. Titriyordu kız beyler. Bütün vücudu titiriyordu. Alıştıra alıştıra sokmaya başladım, o kadar hassas ve narin davranıyordum ki.. Sonunda soktum.. Bu dar ve güzel bir amdı.. Biraz alıştırdıktan sonra hem öpüyor hemde gibiyordum. Ne zaman hızlansam "yavaş lütfen" diyordu. Sert sevmiyordu, yada korkuyordu.. Hiç zorlamadım onu.. Onunla konuşa konuşa, öpe öpe gibiyordum ve hayatındaki ilk orgazmını yaşatmıştım ona.. -
155.
+6Fulya'nın kendi hayatıyla ilgili anlattıkları beni derinden etkilemişti. Aynı zamanda kendi hayatımı ve ailemle olan ilişkilerimi tekrar tekrar düşünmeme sebep olmuştu. Onun yaşadıkları benimkinden daha ağırdı, yaptığı hata benimkilerden daha büyüktü (ailesine karşı yaptıklarından bahsediyorum) ama o bunları aşmıştı. Çünkü kabul etmişti. Olgunlaşmanın ve hayata tutunmanın ve kendini geliştirmenin en temel yolu, hatalarını kabul etmektir. Ben ise hatalarımı asla kabul etmiyordum. Yaşadığım her olayda, yediğim her takta, mutlaka suçlu başka birileri vardı. Her defasında kendimi aklayacak bazı gerekçeler uyduruyordum. Bunları 2-3 gün sürekli düşündükten sonra bir akşam annemi aradım..
+ Anne nasılsın ?
Kaç senedir aramıyorum.. Kadın şaşırmıştı.
_ iyiyim oğlum, bir şey mi oldu ? iyisin değil mi ?
Bana bir şey oldu da ondan aradın sanmıştı.. Gel de kahrolma..
+ iyiyim anne.. iyiyim.. meraklanma.. öyle aramak istedim.. aslında konuşacak şeylerim var.. gelince de konuşuruz ama ben bir iki cümle söyleyeyim şimdii.. Özür dilerim anne, çok özür dilerim. Çok üzdüm sizi. Kusurlarımı kabul edemedim, sanki beni hatalarımdan, kusurlarımdan dolayı sevmeyeceksiniz gibi geldi.. öyle düşündüm. sizin beni sevmeme ihtimaliniz beni delirtti. Artık kabul ediyorum anne. Evet abim çok sakin, efendi bir adam. iyi de bir abi aslında.. Ben öyle değilim anne. Kanım biraz hızlı akıyor. Çabuk sinirleniyorum. Evde sıkılıyorum. Evet sigara içiyorum, içki de içiyorum. Belki birgün bırakırım anne ? O zamana kadar sabredin olmaz mı ? Ama benim de iyi yönlerim vardır değil mi sevecek ?
Annemi hiç o kadar ağlarken görmemiştim. Bu sefer üzütünden değil, sevincinden ağlıyordu.
- Deli oğlan sen bizim göz bebeğimizsin..