-
26.
+9 -1Kadın okuyucu varsa kusura bakmasın ama kadın dünyanın en salak varlığı. Bir erkek tüm hayatını gibtiği halde, başka bir erkek için her şeyi yapmaya hazır..
Önümde domalttım, zütüne bir tükürük şelalesi gönderip parmaklarımla yumuşattım.. Bir parmak soktum, ona bile ofluyordu.. 2. Parmağı soktum.. 3. Parmakla biraz zorladım.. Ve malafatı yerleştirdim. Izdırabını gibtiğimin huursunun canını aldım sanki, öyle bir bağırma yok.. Çıkar lütfen diyor.. Çıkartır mıyım sizce ? Even çıkartırım. Ama sonra geri sokarım. O zütü gibeceğim. Birkaç acı dolu daha denemeden sonra zütü alıştı, tabiri caizse kanırta kanırta gibtim. O gün, gün boyu kaç kere gibiştik hatırlamıyorum. En son denemede boşalamamıştım kan ter içinde kalıp pes etmiştik. -
27.
+6Sonraki gün servise onun evinin ordan beraber bindik ve buluşmalarımızı o kadar sıklaştırmıştık ki , ben neredeyse eve hiç gitmiyordum. Arada gidip yedek kıyafet alıyordum sadece. O anlarda da yediğim lafın haddi hesabı yoktu tabi ki. Artık neredeyse Duygu’nun evine yerleşmiştim, küçük kızıyla ve annesiyle de tanışmıştım artık. O anlarda hayatımdan memnundum ama eve gitmek artık içimden hiç gelmiyordu. Bu tarafta ise işler artık ciddiye binmeye başlamıştı ve bu durum beni korkutmuyor değildi. Daha askerliğini yapmamış 19 yaşlarında bir delikanlıydım, öylesi bir hayatın sorumluluğu nasıl alınır tabi ki zerre fikrim yoktu.
-
28.
+7Bu arada mayıs ayında yine ÖSS’ye girmiştim ve havalimanında çok fazla Rusça bilen personel ihtiyacı olduğundan Rusça bölümleri yazmıştım. Sonlara da Akdeniz üniversitesinden 3-5 tane gibindirik bölüm yazdım. Maksat bir şekilde bir bölüme girip, askerlikten yırtmak. ileri de Allah kerim diyordum, şuan bir kurtulayım da.. Ve ay olarak tam hatırlamamakla birlikte, üniversite sınav sonuçları açıklandı.. işte beyler bu benim hayatımın mucizesiydi. ilk tercihim Selçuk Üniversitesi – Rus dili ve edebiyatı tutmuştu.. Hiçbir şekilde beklemediğim bir sonuç. Bu olmasaydı eğer, hayatımın geri kalanı Antalya’da nasıl şekillenirdi tahmin etmek gerçekten zor.
-
29.
+6 -2Sonuçları öğrendikten sonra babam beni artık aradı ve eve çağırdı. Bu sefer küfür etmemişti. Akşam eve gittim, ahali toplanmış. Babam :
+ Oğlum, evladım ne yapmayı düşünüyorsun ?
- Ben iş hayatına atıldım baba, iyi de kazanıyorum. Üniversite vakit kaybı.
+ Oğlum bak 1 yıldır sürtüyorsun, daha akıllanmadın mı ?
- Aksilikler oldu baba, her şey daha iyi olacak. 2000 tl kazanıyorum, az mı ?
+ Az değil, ama çok daha fazla kazanabilirsin. Sevdiğin, yorucu olmayan bir işin olur. Babalık hakkım varsa git üniversiteye..
- Gitmeyeceğim baba.
+ dıbına koduğumunun dölü ne gib yersen ye !
Sonunda yine sövdürtmüştüm kendime. Beni ikna eden şeyse abimin tek bir cümlesi oldu.
- Oğlum salaksın sen. Sendeki bu fırsat bende olsaydı, dakika durmazdım.
gibikçe gelebilir ama bu cümle gururumu okşadı beyler. Evet abimin yapamayacağı bir şey yapacaktım. O kazanamadı üniversiteyi, ben kazandım. Gittim babama :
+ Gideceğim baba, kırmayacağım seni ( Sövebilirsiniz beyler )
Uzun zaman sonra babamın bana sarıldığını hatırlıyorum… -
-
1.
+1Aklını gibeyim amk malı seni. Ondan havalarında yaptığın işi Rus dili ve edebiyatı okuduktan sonra yani 4 yıl tecrübeyi kaçırdıktan sonra tekrar bulabilecek miydin. Nerden bilebilirdin ki
-
2.
0Rrezzzzzzzzz
-
3.
0Hadi lan amzik
diğerleri 1 -
1.
-
30.
+12Yıllar sonra evdeki ilk huzurlu gecem. Sonraki gün off günüm. Sabah kahvaltıda az da olsa konuştuk, sohbet ettik. Beni özlemişlerdi, her hallerinden belliydi. En son beraber ne zaman kahvaltı ettik hatırlamıyorum. Babam haftaya izin al, gidip kaydını yaptıralım dedi. Sonraki gün işte şeften izin aldım. üniversite yada kayıttan bahsetmedim tabi ki, bir yalan uydurup 3 gün izin aldım. iş çıkışı yine Duygu'nun evindeydim. Huzurumun, resmiyet kazanmamış ilk karım.
Akşam balkonda bira içerken bahsini açtım.
+ Aşkım askerlikten kaçmak için sınava girmiştim ya, inanmayacaksın ilk tercihim tutmuş, rus dili ve edebiyatı.
- inanmıyorum bebeğim çok sevindim.. Ne zaman gideceksin kayıta ? Beraber gidelim ?
+ Beraber mi ? Konya'ya mı ?
- Ne Konya'sı ?
+ Sekçuk üniversitesi ?
- Gidecek misin ?
+ Yani okumaya karar verirsem gideceğim.
- Karar verdin mi peki ?
+ ... Hayır. Bakalım..
Diyemedim. Konuyu bin gibi açıkta bıraktım. Belki kendisi der, oku kurtar kendini, önemli sonuçta, biz elbet yine görüşürüz, der.. Ama demedi. Bir daha üniversite konusunu açmadı, ama sürekli benimle ilgili yaptığı planlardan bahsetti ki bu gitmemi istemediği anldıbına geliyordu.
Bir akşam :
+ Aşkım, diyorum ki bu evi satalım, Konyaaltında bir ev alalım. Sen denizi seviyorsun..
Öyle bir bakış attım ki açıklama ihtiyacı duydu..
+ Yani deniz kenarı güzel olur işte.. Sakın yanlış anlama evlenelim falan demiyorum, ama beraber yaşarız. Sen ne zaman istersen o zaman evleniriz, hiç istemezsen de problem yok aşkım..
Ya bu nasıl bir sevgi, nasıl bir teslimiyettir. Ben hayatıma giren herkesin hayatını gibmek zorunda mıyım ? Neden ben, neden ??
Ev konusunu geçiştirdim.. Ben evden pek anlamam, bu iyi değil mi ? dedim. -
31.
+7Ağustos sonuna gelmiştik, şefe gidip istifamı verdim. Memnunduk senden babaanne neden çıkıyorsun ? Memnun olmadığın bir durum mu var ? dedi. Yok dedim, her şey çok güzeldi. Benim gibi bir rahatsız bile vukuatsız senesini doldurabiliyorsa, burası herkes için harika bir yer demektir. Ancak üniversitede istediğim bölümü kazandım, okumak istiyorum diyince, anlayışla karşıladı, helalleştik..
Duygu’ya hala söylememiştim ama bir an evvel söylemeliydim çünkü bu haberin yayılmaması imkansızdı. Şef 1 hafta daha çalışmamı rica etti. Normalde ihbar süresi falan yoktu ama kırmadım onu. Aralarda yine Duygu hep yanımdaydı, bu akşam çıkalım dedim. Sessiz sakin bir yere.
+ oo fantezi mi ?
- Yok, konuşmamız lazım..
Ses tonum Duygu’yu korkutmuştu. Bak bebeğim kötü bir şey söyleyeceksen gitmeyelim, lütfen. Eve gidelim lütfen. istersen bağır çağır bana, kız sinirin geçene kadar. Ben ne hata ettiysem düzeltirim..
Sen ne mükemmel bir insansın öyle..
- Kötü bir şey değil, dışarı çıkalım.
Akşam iş çıkışı Kundu’ya gittik, orada sakin bir koy biliyorum.. Kendime 2-3 tane bira aldım, Duygu istemedi. Bir taraftan içerken, bir taraftan ayın deniz üzerindeki yansımasını izliyordum. Duygu ise beni izliyordu. Bir an göz göze geldik. Ay ışığı boncuk gözlerini ışıl ışıl etmiş, kahverengiye çalan gözleri parlamış, elaya kaçan bir renk almıştı. Hayatımda ilk defa bir kadına şiir okudum ve onu mutluluktan ağlattım.. -
32.
+4 -2Bir avuç ateş koydu gözlerin içime..
Seni düşündükçe yüreğim yanıyor, boğazım düğümleniyor..
Dalıp gidiyorum uzaklara..
Sokaklara atıyorum, yalnızlıklara bırakıyorum kendimi.
Gözlerim puslanıyor, yanağım ıslanıyor, sanki omzuma dağlar yaslanıyor..
Ey gözüm sevdiğim ! Gönül verdiğim ! Hayaliyle murada erdiğim..
Deli taylar gibi duruşunu, yaralı ceylan düşünüşünü.
Sinirini, gülüşünü, boyun büküşünü, sevinçle gelişini, hüzünle gidişini..
Ve giderken yaprak gibi dökülüşünü..
Bakma öyle ıslak ıslak, gözün gözümde kalacak.
Gönül yaram, gözü karam..
Aşktan yana bahtı karam..
Ateşe düşmüş kar gibi, eriyorum gülüm.. eriyorum.
Seni çok seviyorum. -
33.
+11 -1Göz yaşları içerisinde boynuma sarıldı. Sanki yıllar önce kaybettiği kıymetlisini şimdi bulmuş gibi, heryerimi öpüyor kokluyordu.
+ Ben gidiyorum. 1 hafta sonra gidiyorum. Konya’ya.. Bu okulu okumam lazım, sana söylemedim. Lütfen kızma bana..
O mutluluk göz yaşları yerini kegib kegib hıçkırıklara bıraktı ve sonunda öyle bir patladı ki daha önce benim karşımda kimse bu kadar ağlamadı. O öylesine bir boşalmaydı ki burnundan akan sümükleri bile silmeye, gizlemeye çalışmıyor, kegib hıçkırıklarından anlayabildiğim kadarıyla bana yalvarıyordu.
O hıçkırıklar arasından tek bir cümleyi seçebildim ve ömrüm boyunca unutmadım.
“Ben bir daha nasıl severim?” -
-
1.
0Bırakma kızı bi kere de farklı bi hikaye dinleyelim sonunu güzel bağla
-
2.
+15 -1Adam yaşadığını mı değiştirsin aq
-
3.
0Senin zutunu gibeyim yaa ulan tribe soktun beni huuuur
-
4.
03 tek yaktım helal et
-
5.
0Devam edecek misin
- 6.
-
7.
0Sen cok zütsün birde beni burayami yazdın hayatimi gibtin birde nasil gibtigini burdami anlattin ;,(
-
-
1.
+1Asfsfdsg yog yog kadinlar guldür ma çicektir
-
1.
-
8.
0rezerve
-
9.
0buna inanan da ne bilim duygunun 4. dövmesi falandır aq
diğerleri 7 -
1.
-
34.
+7Yıkılmış bir halde ayrıldım yanından Duygu'nun.. Kalbim acıyordu, gerçekten acıyordu. insanoğlu en yanlış kararları verdiği an bile haklı görür kendisini. Kimse kolay kolay bu yaptığım şerefsizlik biraz ama, kusura bakma artık demez.. Ben de kendimi bazı yönlerden haklı çıkartıyor, onların arkasına sığınıyordum. iyi bir insanım ben.. Tek zararım kendime. En büyük avuntum bu.. Ama nerden bilebilirdim bu gibtiğim ne ilk ne de son hayat olacaktı.
Ertesi gün sabah ilk işim Duygu'yu aramak oldu. Açmadı telefonu. Hala bana kızgın sanırım, hakkı da var olmaya, ama onu hayatımdan çıkartacak değildim tabiki.. Öğleden sonra beni geri aradı, uyuyormuş.. işe de gitmemiş.. Bir önemi yok artık diyor.. Yaklaşık 1 saat telefonda normal hayatına dönmesini söylesem de sanırım başarılı olamadım. Böyle çaresiz anlarda, sizlere de oluyor mu bilmiyorum, çok gibik ve saçma fikirler geliyor benim aklıma..
+ Benimle beraber Konya'ya gelsene ? -
35.
+6Planı yapmıştık, ben ilk gideceğim ve yurda yerleşeceğim, Duygu ise daha sonra gelecek, tabi öncelikle ailesine saçma olmayan bazı gerekçeler sunacak.. Duygu bir nebze olsun sakinleşmişti, ama ben bu kararla iyi mi etmiştim, kötü mü bilmiyorum..
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra otobüse bindim. Yol boyu Duygu'yla beraber yaşayacağımız yeni hayatı düşündüm. Bunu aslında düşleyerek yapmadım.. Potansiyel olarak önüme çıkan bütün problemleri yine kafamda kurdum, senaryolar yazdım, oynadım.. içim sıkılıyordu, göğsüm daralıyordu. Çünkü tüm senaryolar gibik yerlere çıkıyordu..
Nihayet yurduma geliyorum.. Duyduğuma göre artık yurtlar 2 yada 4 kişilik oluyormuş (kyk)
Ben odama girdiğimde ise dünyam başıma yakıldı.. 12. kişi olarak girdim odaya. Ortada bir ranzanın altı boş sadece. içerisi taşşak kokuyor, 4'er li 2 grup ranzanın üstünde batak oynuyor, diğerleri kitap okumaya çalışıyor. -
36.
+6Ben oldum olası kalabalıkları çok seven bir tip değilim. Ortam ne zaman kalabalıklaşsa, çıkan her ses beynime bir çivi gibi giriyor. 12 kişi ne lan.. Hapishane ortamı gibi.. Odadan içeri selam verip girdim, geçip ranzama oturdum. Sabah ilk ders 08:00'de, yol acayip yormuştu, uyumam gerekiyor.. Tabi henüz bilmiyorum ilk hafta ders olmadığını..
Tepemde ki huur çocukları hararetli hararetli batak oynarken ben altta uyuyamıyordum. Güzelce uyardım. "Erken kalkacağım, lütfen sessiz olur musunuz?"
Odanın yarısı zaten 2. öğretimmiş, sonradan öğrendim. Böyle bir odada kavga çıkmama ihtimali var mı ?
Zar zor uykuya dalmıştım kı "koydum muuuuu??" diye bir bağırmayla uyandım. Lugatımdaki tüm küfürleri edip ilk kavgamı çıkarttım. Oda karıştı.
Aynı günün sabahı, dişlerimi fırçalarken, aynı zamanda telefondan Sagopa Kajmer - Pavlov'un köpeklerini dinliyorum. 2. öğretimden bir huur çocuğu müzik sesine uyanmış sanırım, o da bir müzik açmış ve geldi, hiçbir şey demeden benim telefonun yanına kendi telefonunu vurdu geri çıktı. Hiç ses etmedim, onun telefon da çalıyor benimki de.. 2 dk sonra geldi " uyuyoruz su dıbına koduğumunun yerinde "
Sabahına 2. kavgaya da karışmıştım.. ilk hafta zaten okul olmadığı için yurtta takıldım. Bu sırada Duygu'yla her fırsatta konuşuyoruz. Onun taraf sıkıntılı.. Biraz ağızlarını yoklamış, ancak ailemden vazgeçmem gerekebilir gelirsem diyor.. Bu kızı böyle bir şeye zorlayamazdım. -
37.
+81 haftanın sonunda toplam 5 kavgaya karışmıştım, tabi ki bunların tamamı yönetimin kulağına da gitmiş.. Bir akşam üzeri ders dönüşü yurda girerken müdür çağırdı odasına..
+ Otur oğlum...
+ Bak, 19-20 yaşında gencecik adamsın.. Biliyorum kanın hızlı atıyor. Herkes yurt ortamında yapamaz, belli ki sende yapamayacaksın. Devlet yurdundasın, sicilin olumsuz etkilenmesin. Bulduysan bir arkadaş, eve çık oğlum sen..
- Müdür bey, bende öyle bir para yok. Yani çıkamam ki.
+ Oğlum, atılmadan sen çık. Bu hafta sana göz yumacağım, tek bir tartışmaya karışmaman şartıyla. Ama haftaya burada olma. Bu yaptıkların şuan atılman için yeter de artar bile. Geleceğin kararsın istemiyorum.
- Teşekkür ederim.
Mesaj anlaşılmıştı. Birikmiş bir param yoktu. Bir ev tutmak için kira peşinat kesin vermek gerekiyor, doğal gaz, elektrik, su açtırma saymıyorum bile. Ben evdekilere bu durumu gibsen açıklayamam. Açıklarsam giberler zaten. Nereden para bulabilirim ?
Hayatında hiç kimseye bir lokma faydası dokunmamış bir şerefsiz, nereden para bulabilir? Hiçbir yerden bulamaz. 1-2 ay idare etmeliyim. Sonra evdekilere 12 kişi var odada, ders çalışamıyorum derim.. 1-2 ay nasıl idare edeceğim ?
Sanırım tek çarem.. Duygu. -
-
1.
0Seriiiiii
-
2.
0Devam panpa
-
3.
0Devam zumqiiiii
-
4.
0Seri yaz zamki
diğerleri 2 -
1.
-
38.
+7Şu ana kadar yazdıklarımın başlıkla bir alakası olmadığını biliyorum baylar. Bu başlığın bende ayrı bir önemi var. Hayatımda ilk ve tek terkedilişimin sebebidir bu başlık ve buradaki huur çocuklarından birisinin di o. Eğer konuyu dağıtmadan zütürebilirsem, tabiki deyineceğim. O kadar çok şey var ki anlatacak..
Şu hayatta sanırım en başarılı olduğum şey duygu sömürüsü yapmaktı. Beni seven ve değer veren herkesi sömürmek. Yıllarca annemi sömürdüm, babama pek işlemiyordu ama.. Duygu'yu da sömürdüm..
Yukarıdaki durumdan kurtuluş yolu olarak tek çarem Duygu'ydu. Aradım ve durumumu bire bin katarak anlattım.. Bunları anlatırken tabiki ondan hiçbir şey beklemiyordum, bunları sadece dertleşmek için anlatıyordum.. Karışınızdaki sizi çok seviyorsa, işte bunu yiyor. Duygu'da inandı bana.. Tüm ailesini karşına aldı ve çocuğuyla birlikte Konya'ya geldi. Tabi öncesinde bir ev tuttum ben, Bosna hersek mahallesinde.. Selçuk üniversitesinin karşısında 125.000 nüfuslu bir mahalle. 100.000'i öğrenci.. Tabi gerekli masrafları Duygu göndermişti.. -
39.
+4Bosna hersek mahallesi Konya merkezin 40 km dışında. Şehrin diğer ucunda. Böyle bir yerleşim aslında hem Konya için iyi olmuş, hem de öğrenciler için. Yoksa öyle bir iç karışıklık çıkardı ki Hakkari'deki hendekler yanında çerez kalır..
19 yaşında hem koca, hem baba, hem öğrenci olmaya çalışıyordum. Her ne kadar düzenli para akışı babamdan gelse de, o bir öğrenciye yetecek kadarını gönderiyordu. Duygu'nun zulası bizi bir elimiz yağda, bir elimiz balda zütürüyordu.
Ancak, tek başına gurbette öğrencilik zaten zor, koca olmanın zorluğunu henüz evlenmeyen bile biliyordur, ama babalık mevzusu bambaşka bişey.. Amk 19 yaşında bunun 3'ü birden olabilir mi bir insan ? Olamaz beyler. Ben olamadım. Çocuk tabi ki benim değil, ama 4 yaşlarında bir melek o, şerefsiz, sorumsuz olabilirim ama ona kötü yada ilgisiz olamam. Çok bocaladım.. Yavaş yavaş sınıfta ve fakültede arakdaş ortamları da oluşmaya başladığı zaman daha çok zorlanmaya başladım. Evde kalıyorum, ama kimseyi davet edemiyorum, çünkü kimse evde bir kadın ve çocuğun beni beklediğini bilmiyor. Bir yere çıksam ve takılmamız uzasa Duygu illa ki arıyor.. "merak etmişmiş" Beyler Duygu bir hatun şuan çıksa karşıma, köşede 31'e başlarım. O kadar güzel ve kalite bir hatundu ki, aynı evin içinde, aynı yatakta gibmez olmuştum. Çünkü mutsuzdum. 19 yaşaında bir genç ne yapmak istiyorsa, bende onu yapmak istiyordum. Delilikse, delilik. Çocukluksa, çocukluk. içip içip bir yerde sızmaksa, onu istiyordum. Çok mu şey istiyorum ? -
40.
+7O yıllarda sadece yukarıda yazdıklarımı düşünüyordum. Empati diye bir durum henüz benim dünyamda yok, icat edilmemiş.
Antalya'da doğmuş, büyümüş, hali vakti yerinde ve fıstık gibi, daha 29 yaşında bir kadını, küçük kızıyla Konya'da bir eve kapatmıştım. Çocuğu bırakacak bir yer yok, bu sebeple çalışma imkanı yok, gerçi onun Konya'da çalışması zaten vukuat olurdu. Tipik ev kızı oldu. 50 lik teyzeler gibi, sabahtan akşama kadar magazin, yemek programları, müge anlı falan izliyordu. Çocuk uyanıksa tabiki çizgi film açık.. En büyük aktivitemiz akşamları çıkıp seyyar arabalardan köfte ekmek yemek. içeceksek evde içiyoruz, sıçacaksak yine evde sıçıyoruz.
Yıllar sonra hatırladıkça beni kahreden ne biliyor musunuz beyler ? O halinden şikayetçi değildi. Tüm bunlara rağmen o mutluydu.. Bir kere yüzü asık görmedim onu.. Artık yemek yapmayı falan da öğrenmişti bayağı.. -
-
1.
0Aldım rezimi panpa
-
1.
-
41.
+6Ancak ben mutsuzdum. Kendimi bir şeylere zorunlu hissediyordum ve bu beni acayip geriyordu. Bu durum hala değişmedi aslında. Hala kendimi bir şeylere "zorunda" hissedersem, sinir katsayılarım çıkıyor.. Bu sebeple evde kavgalar çıkmaya başladı. Tabi ki ben çıkartıyorum. istemsizce.. Elimde değil.. "Bugün dersin kaçta bitiyor ?" diyor.. "Ne yapacaksın?" diyorum.. Çünkü o soruyu bana geç kalma haaa demek için sorduğunu hissediyordum. Aslında o, çıkacağım saate göre plan yapmak istiyordu.
Kendimden hiç bahsetmedim beyler. itici olmak istemedim. Kimse ben çok çirkinim diyemez ya hani. Öyle sanın istemedim. Ama yukarıda yazdıklarını itiraf eden birisi, herhalde çirkinliğini çok daha rahat itiraf edebilir. 1.90 boyundayım, o yıllarda 83 kiloyum. Bir şekilde dikkat çekiyordum. Hiçbir şeyden olmasa, boydan sanıyorum.. Sınıfta Ecem, Müge, Nejla, ben ve Uğur epey kaynaştık.. 5 li grup olarak geziyor, aralarda beraberiz, okuldan sonra beraberiz.. Uğur Manisa'lıydı, Müge Hatay'lı, Nejla istanbul, Ecem Eskişehir. Ne saçma bir grup amk. Grup içerisinde Müge'nin bana karşı davranışlarını arkadaşlıktan öte yakın buluyordum.. Çok beğenilecek bir kız değildi, ama insanın zütü kalkıyor işte. 1.55 falan boylarında, balık etli, beyaz tenli bir kızdı. Sürahiyle bardak gibi duruyorduk. Ecem ise voleybolcuydu, 1.83 boylarında küçük memeli ama davul gibi zütüyle ben buradayım diyordu. Güzellik olarak evdeki Duygu'nun yanına yaklaşamazdı, ama daha önce söylemiştim, sanırım ben erkeğin huursuydum. -
42.
+10Zaman geçtikçe grup olarak daha çok zaman geçirmeye başlamıştık. Müge ve Nejla beraber eve çıkmışlardı, dersten sonra muhakkak orada toplanıyorduk. Ecem\'le aramızda kesinlikle bir elektrinlenme vardı, kız hamleyi benden bekliyordu. Ben tabi ki bu hamleyi yapamadım. Çok dürüst ve etik olduğum için değil, o an için zütüm yemiyordu. Sadece mavi boncuk veriyor, gereğinden fazla yaklaşmıyordum. Bu grup içerisinde en huur Nejla gibiydi. Hal ve hareketleri ve yaptığı şakalar o kadar açık saçıktı ki, içimden bu kız grup bile yapmıştır diyordum. Ama yanılmışım, en namuslusu o çıktı..
Biz Ecemle birbirimize kur yapar, kırıtırken asıl bomba Mügeyle patladı. Bir akşam evlerinde epey içmiştik.. Ecem yurda döndü, Uğur orada kalacak. Ben eve geçmek için toparlandım, çünkü evde bekleyenim var.. Bana çok ısrar ettiler kalmam için, nasıl kalayım amk. Ne dediysem bırakmadılar.
Kafam o kadar iyiydi ki şimdi arayıp Duygu\'yu ikna etmeye uğraşacak hiç halim yoktu. Kapattım telefonu. Tamam dedim.. Bir müddet daha takıldık, bir taraftan film izliyoruz bilgisayardan. Film izlerken ayaklarıma birisi dokundu. Birisinin ayağıydı. Göz ucuyla baktığımda Mügeydi. O da göz ucuyla beni kesiyordu, bu temas hiç öyle yanlışlıkla olmuş gibi değildi. Çünkü ayaklarıyla ayaklarımı okşamaya başlamıştı. Bir Duygu\'ya bakıyorum bir de buna.. Pehhh. Ne sandın sen beni ? Abaza mı ??
Bende karşılık verdim beyler. Bende onu okşamaya başladım ayaklarımla. Normal bir insan, evdeki o afet dururken bu yerden bitme cüceye yedek gibini bile sokmaz. Film sonrası herkes yatmaya çekildi, biz Uğurla salonda yatacağız.. Ben uyumadım. Bekliyorum. Gelmeme ihtimali yok Müge\'nin. Uğur bir süre sonra horul horul uyumaya başladı. Yarım saat geçmedi, kapıda bir gölge.. Kafasını uzattı, Müge.. Hemen doğruldum, salondan çıktım. Tuttu elimden odasına zütürdü beni. Hatay\'dan böyle bir huur çıkar mı beyler ? Vallahi çıkmış. huur demem sadece vermesinden kaynaklı değil, anlatacağım.. -
-
1.
0Devam zamki
-
2.
0gibicem şimdi cüceni amk mutlu sonla bitsin şu hikaye çok mu şey istiyoruz la
-
3.
+1Senin ben varya o amina koyim cocuk yeminlen sen ne serefsiz ne mal ne huur çocuğu ne dusunceziz bir insansin lan ulan amina kodumun ben kumarmaz bir insanim ama ben bile düşünüyorum empati yapiyorum ulan senin ben varya feristahini gibim gerizekali hadi duygu neyse kucuck kiz var lan ondan ne istedin he anasini gibtim ya cocuk senin ben o anani gibim. ananai anladin
diğerleri 1 -
1.
-
43.
+4Odaya geçtik, direk yumuldu Müge.. Hiç öpmekle uğraşamazdım. Alt tarafımı çıkardım, t-shirt üstümde. Mügeyi soymaya çalışırken, hatun aldı malafatı ağzına. 19 yaşında bir kız böyle bir sakso çekemez amk. ilk olmadığı kesin, son olmayacağı da kesin. Öyle bir emiyor ki, gibmesem bile olur.. Bir taraftan da kendisini soyuyor hatun..
Yatağa geçtik.. Bacak arasına girdim..
- Yavaş.. Bakireyim ben.
Bunu söylerken tükürüklediği parmağıyla züt deliğini ovalıyor küçük huur.
dıbına koyduğumun dünyasında, bir bakire nasıl böyle sakso çeker ?
+ Dön o zaman.
- Hayır böyle gib zütümü..
Bacaklarını yukarıya kaldırdı, önümde 2 tane delik duruyor. Müge aynı zamanda 2 parmağını zütüne sokmuş durumda.. Ellerini çektim, gibimi dayadım züt deliğine..
- Bir dakika.. zütümü emsene ?
+ Ne ?
- zütümü yalamak ister misin ?
+ Lan ne yalaması.
Am yalarken bile midem bulanıyor, şu hayatta sanırım son yapacağım şey züt yalamaktır. gibimi zütüne yerleştirdim, zorlanmadan girdi. Ve Müge'de tık yok. Canını çok yakmadığı belli, aksine keyif alıyor. Gel gitlerim hızlandı, Müge'nin iniltileri de artmaya başladı..
- Amımla oynasana boşalıcam..
O ana kadar gibtiğim kızların hepsi beni mutlu etmeye çalışıyordu. Ben nasıl istiyorsam, kendilerini öyle gibtiriyorlar, benim o ciksten daha fazla keyif almam için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ama şuan ben bu huuryu mutlu etmeye çalışıyordum. Benim ne hissettiğim Müge'nin umrumda bile değildi. O sadece nasıl istiyorsa, kendisini bana öyle gibtiriyordu. Bu durumdan acayip gıcık aldım. Kendimi kullanılıyormuş hissettim. Alkolün de verdiği etkiyle beraber bu rah hali gibimi indiriyordu. Kızın içinde ölüyordu benim başkomutan. -
44.
+4gibim ne zaman inse Müge hep aynı istek ve şevkle emiyor, ayağa dikiyor tekrardan delikleri dikiyordu tepeye. Bu huurnun canını yakmalıydım, keyif almasını istemiyordum. Olabildiğince hızlı gibmeye başladım, öyle sert vuruyordum ki taşşaklarım bile acıyordu, bu huurnun ölmesi lazım. Ama yok beyler, ben hızlandıkça bunun zevk katsayısı artıyor, sakın durma, geliyorum diyor. Ben bir gol atamadan kahpe 5-6 gol attı.
Hızı azalttım, ya durma diyor hala.. gibim zütündeyken 2 parmağımı daha soktum zütüne. Bu biraz canını acıttı sanırım. 3. parmağı sokmaya çalışırken elimi tuttu..
- Ya napıyorsun ?
+ Kes.
Üç parmağım ve gibimle 2-3 dk gibtim. Amk huursu buna da alıştı, yine başladı ohh lamaya. Hala amımla oyna boşalıcam diyor.. Sonunda zar zor da olsa boşaldım. Ve çıktım odadan hiçbir şey söylemeden, gidip salondaki yerime yattım.
Ertesi gün dersimiz saat 10'da. Sabah kalktık, Nejla 3'ü 1 arada yapıyor, bende rica ettim. Ayılmam gerekiyor. Müge de kalktı o arada, inanılmaz mutlu bir ifadeyle "günaydıııınnn" diyerek girdi odaya. Bilmiyorum yüzüne bile bakmak gelmiyor içimden. O ise kurduğu her cümlede, attığı her adıma taa gözümün içine bakıyor, benim bu nefrete benzeyen ilgisizliğimi merak ediyordu. Onunla yanlız kalmaktan kaçındım, ki benimle konuşmasın..
Toparlanıp derse gittik, telefonum hala kapalı. Benim ağzımı bıçak açmıyor, çünkü Duygu'ya ne diyeceğim hiçbir fikrim yok.. Okulda berbat mutsuz bir gün geçirdikten sonra evin yolunu tuttum. Tıpkı eve 2-3 gün gelmeyip, sonunda gibe gibe eve dönerken ki mahçubiyet, endişe ve suçluluk hissediyordum. Bir diğer güzel özelliğimse suçlu olduğum anlarda çirkefleşerek üste çıkmaktı. Aileme karşı işe yarıyordu. Karıma karşı ilk defa deneyecektim. -
45.
+3Eve gidip kapıyı anahtarla açtım. Kapının açılmasıyla Duygu\'nun koşa koşa gelmesi bir oldu.
- Aşkım nerdesin sen ya çok meraklandım. Ne oldu başına bişey mi geldi ?
+ Ya sorma şarjım bitti. Dün arkadaşlarla takılıyorduk, içkiyi çok kaçırmışım.. O halde salmadılar sokağa..
- Aşkım beni de tanıştırsan arkadaşlarınla ? Yada bize davet etsene onları, burada takılırsınız..
+ Ya ne yapacaksın tanışıp.. Ayrıca kaç tane bekar adam, ne işi var burada.
- Peki senin ne işin var bir sürü bekar adamla ?
+ Hesap mı soruyorsun banaaaa ???
Son cümlede ses tonum epey yüksekti, tüm komşuların duyduğuna emindim. Evet çirkefleşip tartışmayı bitirmiştim. Gidip duşa girdim ve yatağa geçip uzandım.
Tam uyumak üzerekeyken içeriden değişik sesler geliyordu. Odaya girdiğim zaman Duygu\'yu duvara dayanmış ağlarken buldum..Çok içten ağlıyordu ve yüzünde o acıyı görebiliyordum.
+ Zırlayıp durma!
O halde onu görünce sanırım teselli edeceğimi sandı. Ancak yine bağırmam onu epey yıkmıştı. Ağlaması ve hıçkırıkları arttı.
+ işte böyle yaptığın için içiyorum ben ! Diyip vurdum kapıyı çıktım. Bizim çocukları aradım, bir cafede buluştuk ve batak dönmeye başladık. Az zaman sonra telefonum çalıyor, arayan Duygu. Açmadım. Çağrı bitince kapattım telefonu.
Eve döndüğümde saat gece 01:00 civarıydı. Kapıyı açtım, Duygu orta koridorda oturmuş hala ağlıyor.. Beni görünce toparlandı, ayağa kalktı. Gözümün içine bakıyor.. Onu görmezden gelip yatak odasına geçtim. Bugün yaptığı hareketler beni kırmıştı ve üzmüştü. Ben o tavırları haketmemiştim, bu yüzden onunla konuşmuyordum.
Peşimden gelip odaya girdi. Yatakta yanıma uzandı. Hala gözümün içine bakıyordu. Ben ise hala görmezden geliyorum..
- Özür dilerim, sanırım fazla üstüne gittim aşkım..
+ Ne için özür dilediğini biliyor musun sen ? Laf olsun diye konuşma.
- Yok biliyorum, gerçekten biliyorum. Eğer sakinsen biraz konuşalım mı ?
+ Ne demek sakinsem ? Sinirli miyim ben ? Hem adamı delirtiyorsun, hemde sen sinirlisin imajı çiziyorsun.
- Tamam, özür dilerim. Hadi uyuyalım.. Sarılır mısın bana ?
+ Hayır.
- Aşkım lütfen.
Duygu\'ya sarıldım ve uyuduk. -
-
1.
+6Lan sırf bunu yazmak için girdim. Sen ne bencil ve düşüncesiz bi adamsın. Kadının sana bağlılığı ve sevgisi aşikar. Nasıl üzebildin bu kadar? Değer vermiyorsan getirtmeseydin yanına. Ilk ayrılıkta bıraksan belki zamanla düzelebilirdi. Hikayeni okuyorum ancak okudukça da benim sana karşı "sinir katsayılarım" artıyor. Vicdansız bin
-
-
1.
+2Kadina ayip etmis pic. Ev lazim diye cocuklu kariyi getirtmis taa konyaya sonrada aldatiyo tam erkek huursu harbiden
-
2.
+1Erkek huursu az kalır bunun yanında sırf çıkar için bir kadını kızıyla beraber ne hallere getirmiş pezo
-
1.
-
1.