-
51.
+6Üstümden büyük bir yük kalkmıştı beyler. Hiç kimseye benzemek zorunda değilsin.. Bu fikir beni çok rahatlatmıştı.. Fulya ile iyice yakınlaşmıştık. ilk defa gibiş düşünmeden bir kızla bu kadar uzun zaman geçiriyordum.. Hafta sonuna bize davet ettim, kabul etti. Cumartesi öğlen geldi. Mutfak işlerinden hiç anlamam. Dışarıda kahvaltı ettik, eve geçtik. Film izledik, müzik dinledik, saatlerce birbirimizin saçını gözünü sevdik. iki normal sevgili ne yaparsa onları yaptık. ikimiz için de bu bir ilkti ve o yüzden çok keyifliydi..
Akşam üzeri bu sevmeler biraz ilerledi. iş yavaş yavaş cinselliğe doğru kayıyordu. Fulya'nın yaşadıklarını hatırlayınca, ben biraz kendimi geri çektim. " Napıyorsun ? " dedi. " Sakın bana bunu yapma, beni incitmekten korkma.. Bana bunları unutturan ol sen "
Üzerime bu misyonu aldım. Yatağa yatırdım, yavaşça soydum.. Harika bir fiziği vardı beyler, beyaz bir ten.. Belki de hayatımda gördüğüm en güzel ve biçimli ayaklar.. Ayak fetişi değilim ama, o ayaklar gerçekten kusursuzdu.. Tüm yaşadılarını ona unutturmalıydım.. ilk kez bir am yaladım.. Eğildim ve dıbını, kasıklarını yalamaya başladım. Fulya bundan çok keyif alıyordu, eminim ki o huur çocuğu asla bu kıza bir muamele yapmamıştı.. Daha sonra gibimi sıvazladım, dıbına sürtmeye başladım.. Titriyordu kız beyler. Bütün vücudu titiriyordu. Alıştıra alıştıra sokmaya başladım, o kadar hassas ve narin davranıyordum ki.. Sonunda soktum.. Bu dar ve güzel bir amdı.. Biraz alıştırdıktan sonra hem öpüyor hemde gibiyordum. Ne zaman hızlansam "yavaş lütfen" diyordu. Sert sevmiyordu, yada korkuyordu.. Hiç zorlamadım onu.. Onunla konuşa konuşa, öpe öpe gibiyordum ve hayatındaki ilk orgazmını yaşatmıştım ona.. -
52.
+6Bizimkiler 1 hafta kalacaklardı. ilk gün hariç yanlarında nerdeyse hiç oturmadım.. Akşam yemek yiyor, sonra ben odaya geçiyor pc de oyun oynuyor yada müzik dinliyordum. içemiyordum ve bu bende huzursuzluk yaratıyordu. 3-4 gün böyle takıldıktan sonra bir akşam babam odama geldi..
+ Oğlum şimdi mi buldun bu bilgisayarı ? Gelip yanımızda otursana ?
- Tamam baba gelirim birazdan.
+ Lan kalk hala birazdan diyor..
Son cümlede sesi yine yükselmişti. Offlayarak kalktım, geçtim içeriye.. Hala konuşmuyordum. Birşey sorarlarsa cevap veriyordum.. Babam tekrar konuyu açtı, söylenmeye başladı.. Birkaç küfürden sonra, bunun yanına gelen de kabahat dedi. Ağzımı gibeyim ki, şunlar çıktı ağzımdan..
- Gelmeseydin o zaman.
Babam kükreyerek kalktı yerinden.. "Kalk hanım, gidiyoruz"
Apar topar babam çıktı evden. Annem doğruldu yüzüme bakıyor. Birşey dememi bekliyor. Tek kelime etmedim..
+ Yazıklar olsun sana..
- Git abim teselli eder sizi.
+ Oğlum sen hala bıkmadın mı abin de abin.
- 15 yıl siz abin de abin dediniz. Sıra bende.
+ Allah seni bildiği gibi yapsın.
Bizimkilerle pamuk ipliğine bağlı olan ilişkimi de bugün kopartmıştım. Zaten uzun zamandır para pul istediğim de yok.. ihtiyacım da yok kimseye.. Ama içimden neden ağlamak geliyor bilmiyorum.. içim paramparçayken dışım neden bu kadar sert ? -
-
1.
0Rezerve
-
2.
0Devam et devam iyi hikaye
-
3.
0Devvvaaaaömmmmmm
-
4.
+1Bırakan en adı huuuuur çocuğudur
-
5.
+1devam etsene aq bekliyoruz
-
6.
-1Devaaammmm
diğerleri 4 -
1.
-
53.
+5Üniversitedeki koskaca bir yılım yanlız geçiyor, her akşam kafamı dumanlıyor, içimdeki huur çocuğuyla her akşam kavga ediyordum. Gece uyuyana kadar beynimi gibiyordu.
+ Seni annen baban bile sevmiyor. Kim sevecek başka ?
+ işe yaramaz ezik
+ Anca milletin nişanlısını gib.
+ Ne oldu Davut az kalsın gibiyordu ananı.
Bu sesi susturamadıkça bu olaylara karışan herkesin hayatını gibmek istiyordum. Bir süre Davut'u bir yerde kıstırıp ağzını burnunu gibmeyi planladım. .Uzun yıllar sonra yediğim ilk dayaktı bu. Ben aslında kabullenmiştim, hak etmiştim çünkü, ama içimdeki huur çocuğu kabul etmiyor, ağır konuşuyordu.
Bir gün annem aradı..
+ Konya'ya geliyoruz oğlum, birşey istiyor musun ?
- Yok, istemiyorum
Bu nerden çıkmıştı şimdi. Hemen evi havalandırdım, zuladaki esrarların tamdıbını dışarıdaki çöpe attım. Çünkü biliyorum annem bütün evi temizleyecek, altını üstüne getirecek.
Akşam üzeri bizimkiler geldi, kapıda karşıladım. Yanlarında epey erzak getirmişler. ilk akşam onlarla oturdum, işi, okulu herşeyi soruyorlar. Ne soruyorlarsa cevaplıyorum.. Ama fazlası yok.. Sonrasında uyumak için kalktım yerimden.. "Yarın iş var" -
54.
+5O dönem yaşadığım ruh halini tasvir etmekte zorlanıyorum inanınki zorlanıyorum beyler. Hayatta hiçbir şeyim amacım ve gayem kalmamıştı. Anne ve babamın gözüne girmek için çıktığım bu serüvende sonuç olarak onları da kaybetmiştim. Hayatıma girip beni gerçekten seven bir sürü insanı da kaybetmiştim. Bu saatten sonra başarılı olsam ne olur ? Sanırım insanların hayattaki başarılı olma çabaları bu yüzden. Yapayalnız birisi neden çok başarılı olmak için çabalasın ki ? Hele ki son olaydan sonra asla babamdan para isteyemezdim. Bu sebeple işimi asla boşlamadım. Moskova'da Automechanika fuarına katılma kararı aldı şirket. Fuar zamanı derslerle çakışıyor, 4 gün sürecek fuar, gitti geldi mecburen 1 hafta yokum. Tüm devamsızlıklar sınırda, fuar Rusya'da gitmiyorum desem olmayacak. Gidip hocalarla konuştum, durumu izah ettim. Müge yüzünden bana takan o 3 huur çocuğu hoca dışında , diğerleri beni seviyordu. Herşeyi geçtim rusçayı kullanarak iş yapıyordum, bu bölüm için övünülecek birşeydi. Tüm hocalar saolsunlar anlayış göstediler, hatta çok sevindiler. Devamsızlığı kafaya takma.. Ne güzel bir cümle. Ama o 3 huur çocuğu, aralarında anlaşmış gibi, "özel hayatınız beni ilgilendirmez, dönem sonu devamsızlığın geçmiş olursa kalırsın"
Dün yediğin hurmalar, bugün zütünü tırmalar. tak var gibi bütün devamsızlıklarını kullanırsan olacağı bu. Yapacak birşey yoktu beyler, o fuara gidecektim. Hem iş için zorunluydum, hem de gerçekten istiyordum. ilk yurt dışı deneyimim olacak bu..
Sonuç itibariyle gittik. Moskova hakkında düşüncelerimi belki daha sonra anlatırım. Metrosuna hayran kaldım, hayran kalınmayacak gibi değil. Onun dışında genel izlenimlerim negatif.. Am gibemedim, çok çabaladım işin gerçeği. Ama denk getiremedim. huur gibmekte istemedim.. Sonuç olarak 3 dersten kalmıştım, devamsızlıktan.. -
55.
+5Bazen eskileri özlüyorum ben. Sizde de böyle oluyor mu bilmiyorum ama, ne bileyim yeşilçamı özlüyorum. Rahmetli Kemal Sunal'ı özlüyorum. O dönem filmlerde konu edilen o masum aşkları özlüyorum. ciks bir dürtü evet ve cikssiz de olmuyor ama işin içine cinsellik girince o masum aşk ölüyor gibi geliyor bana. Belki de ben ilk defa birisini amı için sevmemiştim.
Böylece yine yanlız kalmıştım. Fulya ile hemen ayrılmadık tabi ki, uzun süre mesajlastık, telefonlaştık ikişkimiz devam etti.. Hatta bir kaç fırsatta geldi yanıma falan.. Ama tipik uzaktan uzağa aşk krizleri. O özlem en sonunda kavgalara sebep oldu ve ayrıldık. O kısımları uzun uzadıya yazmayacağım, herkesin başına bir şekilde gelmiştir bu.. -
56.
+5Fulya mert bir kızdı, cesurdu, gözü karaydı. O güzelliğine yakışmayacak kadar sertti. Öyle çıt kırıldım bir kız çocuğu değildi. Belki de bu yüzden daha henüz açılmamıştım ona, yada eve atıp gibmeye çalışmamıştım. Arkadaşlığı bile güzel geliyordu bana.Tümünü Göster
Muhabbetin epey ilerlediği bir gün, Fulya "seninle konuşmak bana çok iyi geliyor.. anlatacaklarım var, dinle" dedi.
+ Ben çok hatalar yaptım bu hayatta. Ve yaptığım bu hataların tüm ceremelerini ödedim.
- Hata mı ? Çok severim adsd..
+ Ben 18 yaşındayken patronuma aşık oldum. Muhasebe asistanıydım, aynı zamanda yönetici asistanı gibi... Patronum o zaman 52 yaşındaydı, evli 4 çocuğu vardı.
Bu anlattıkları beni biraz şok etmişti beyler. Hiçbir şey söylemiyor, şaka yapmıyor, bölmüyordum. Sadece dinliyordum.
+ Tabi bu aşkın başlaması biraz onun yüzünden oldu. Bana ayrı bir ilgi gösteriyordu. Evime bırakıyor, hafta sonları bir yerlere davet ediyor, ne istesem alıyordu. Bir sıkıntımı görse hemen soruyordu yardım ediyordu. Bir süre sonra şehir merkezinde bir ev tutmuş, dayalı döşeli. Bir akşam beni oraya zütürdü. ilk ilişkimi orada onunla yaşadım. Öpüşmek falan değişik geliyordu başlarda ama iş o noktaya gelince ben korktum, istemedim. O da ısrar etmedi. Ama neredeyse hergün iş çıkışı o eve çağırıyordu ve sevişiyorduk. Sadece o işi yapmıyordu, ben hala istemiyordum, korkuyordum. Onun bu sabrı benim çok hoşuma gidiyordu.. Bir süre sonra sürekli o evde kalmaya başladım. Evden kaçtım.. Babam polise şikayet etti. Karakolluk olduk. Reşittim, kendi rızamla gittim dedim. Patronum suçlanamadı, babam beni evlatlıktan reddetti. Artık metres hayatı yaşıyordum, gece gündüz o evdeydim. Patronum ise her fırsatta yanımdaydı. Bana bir araba bile almıştı. Sonra bir gün sevişirken yine istedi. Korkuyordum hala.. Bu sefer sabır göstermedi, elimi kolumu zorla tutup tecavüz etti. Evet tecavüz etti, hatta direndim diye dövmüştü beni. O gece benimle o evde kaldı, sabaha kadar kaç defa tecavüz etti hatırlamıyorum. Yüzüm gözümde morluklar vardı, işe gelme bugün dedi ve gitti sabah. Daha sonraları fabrikada duyulur diye işten çıkarttı beni. Artık sadece o evde oturuyordum. O ise canı ne zaman isterse geliyor benimle birlikte oluyordu. istememi beklemiyor, umursamıyor ve olmaz falan dersem dövüyor yine tecavüz ediyordu. O kadar salağım ki 3 sene o evde bu şartlar altında yaşadım. -
57.
+7 -2Sonuçları öğrendikten sonra babam beni artık aradı ve eve çağırdı. Bu sefer küfür etmemişti. Akşam eve gittim, ahali toplanmış. Babam :
+ Oğlum, evladım ne yapmayı düşünüyorsun ?
- Ben iş hayatına atıldım baba, iyi de kazanıyorum. Üniversite vakit kaybı.
+ Oğlum bak 1 yıldır sürtüyorsun, daha akıllanmadın mı ?
- Aksilikler oldu baba, her şey daha iyi olacak. 2000 tl kazanıyorum, az mı ?
+ Az değil, ama çok daha fazla kazanabilirsin. Sevdiğin, yorucu olmayan bir işin olur. Babalık hakkım varsa git üniversiteye..
- Gitmeyeceğim baba.
+ dıbına koduğumunun dölü ne gib yersen ye !
Sonunda yine sövdürtmüştüm kendime. Beni ikna eden şeyse abimin tek bir cümlesi oldu.
- Oğlum salaksın sen. Sendeki bu fırsat bende olsaydı, dakika durmazdım.
gibikçe gelebilir ama bu cümle gururumu okşadı beyler. Evet abimin yapamayacağı bir şey yapacaktım. O kazanamadı üniversiteyi, ben kazandım. Gittim babama :
+ Gideceğim baba, kırmayacağım seni ( Sövebilirsiniz beyler )
Uzun zaman sonra babamın bana sarıldığını hatırlıyorum… -
-
1.
+2Aklını gibeyim amk malı seni. Ondan havalarında yaptığın işi Rus dili ve edebiyatı okuduktan sonra yani 4 yıl tecrübeyi kaçırdıktan sonra tekrar bulabilecek miydin. Nerden bilebilirdin ki
-
2.
0Rrezzzzzzzzz
-
3.
0Hadi lan amzik
diğerleri 1 -
1.
-
58.
+5Bosna hersek mahallesi Konya merkezin 40 km dışında. Şehrin diğer ucunda. Böyle bir yerleşim aslında hem Konya için iyi olmuş, hem de öğrenciler için. Yoksa öyle bir iç karışıklık çıkardı ki Hakkari'deki hendekler yanında çerez kalır..
19 yaşında hem koca, hem baba, hem öğrenci olmaya çalışıyordum. Her ne kadar düzenli para akışı babamdan gelse de, o bir öğrenciye yetecek kadarını gönderiyordu. Duygu'nun zulası bizi bir elimiz yağda, bir elimiz balda zütürüyordu.
Ancak, tek başına gurbette öğrencilik zaten zor, koca olmanın zorluğunu henüz evlenmeyen bile biliyordur, ama babalık mevzusu bambaşka bişey.. Amk 19 yaşında bunun 3'ü birden olabilir mi bir insan ? Olamaz beyler. Ben olamadım. Çocuk tabi ki benim değil, ama 4 yaşlarında bir melek o, şerefsiz, sorumsuz olabilirim ama ona kötü yada ilgisiz olamam. Çok bocaladım.. Yavaş yavaş sınıfta ve fakültede arakdaş ortamları da oluşmaya başladığı zaman daha çok zorlanmaya başladım. Evde kalıyorum, ama kimseyi davet edemiyorum, çünkü kimse evde bir kadın ve çocuğun beni beklediğini bilmiyor. Bir yere çıksam ve takılmamız uzasa Duygu illa ki arıyor.. "merak etmişmiş" Beyler Duygu bir hatun şuan çıksa karşıma, köşede 31'e başlarım. O kadar güzel ve kalite bir hatundu ki, aynı evin içinde, aynı yatakta gibmez olmuştum. Çünkü mutsuzdum. 19 yaşaında bir genç ne yapmak istiyorsa, bende onu yapmak istiyordum. Delilikse, delilik. Çocukluksa, çocukluk. içip içip bir yerde sızmaksa, onu istiyordum. Çok mu şey istiyorum ? -
59.
+5Bazı anlar vardır hayatınızda yaşanmamış olmasını dilediğiniz ve ne yapacağınızı bilemediğiniz. Bu böyle anlardan birisiydi. ikimizi birden çağırıyorlardı, muhtemelen yüzleştirip, onu huur, beni de ırz düşmanı ilap edip ikimizi de kovacaklardı. Kaldı ki kime neydi ? Tamam bugüne kadar bir çok hata yaptım ama belki de doğru yaptığım tek iş buydu. Bunda da yüzleşmek zorunda kaldığım duruma bak .. Benim özel hayatım iştekileri ne ilgilendirir ? Yani bizi ofiste gibişirken yakalarsan istediğini söyleyebilirsin ama bu durum seni zerre ilgilendirmez. huur çocuğuyla artık yıllardır çalışıyorum, bu anlattıklarımı anlamayacağını çok iyi biliyorum. Onun asıl bozulduğu ve sindiremediği konu ise onun kızı çok beğenmesi, kızın yüz vermeyip benimle olmasıydı. Bu kuyruk acısını ne dindirebilir ?
Ben gitmeme kararı aldım. Sanırım artık olgunlaşıyor ve sakinleşiyordum. Fulya'ya sende gitme, bu işin sonu belli zaten. Ne gerek var kendimizi düşürüp böyle saçma sapan bir konuya dahil olmaya ? Fulya gideceğim dedi. Ne dediysem ikna edemedim. Karşısındakileri insan sanıyor, hesap sormaya gidiyordu. Demiştim mert kız diye.. Onu yanlız bırakamazdım. Normalde olsa gibimde olmazdı, ama onu tek göndermedim. Gittim onunla. Bir odaya hepsi doluşmuş bizi bekliyorlar. Patron denen anasını gibilmiş konuya ;
+ Ben pekekent değilim, burada beraber çalışıyorsunuz ne haltlar yediğiniz belli değil dedi.
Keşke gitmeseydik.. Tutamadım kendimi
- Sen pekekentin bayrak tutanısın az mı gelip kızın masasına kerkindin yavşak dedim..
Tabi ortalık karıştı beyler. 2 ortak direk üzerime yürüdü. Oda kalabalıktı, ayırdılar falan ama ikimizde kovulmuştuk. içerde kalan maaşımızı da vermediler. Hukuken uğraşabilirdim, ama değmezdi, çünkü tiksinmiştim hepsinden.
Böylelikle iş maceram da son buldu. ikimiz de işsiz kaldık. Daha sık görüşüyorduk artık, ama para eninde sonunda bitecekti. iş bulmak lazım. -
-
1.
0Seri habibi
-
1.
-
60.
+5Duygu'yla yada Ecem'le yada Müge'yle hiç görüşmüyorduk. Ecem bir kaç aramıştı, ancak ben terslemiştim. O da aramaz oldu.
Her ne kadar işsiz de olsam, mevcut düzen ve hayatımdan memnundum. Stabil bir ilişkim vardı ve derslere adam gibi gidip gelir olmuştum. Bir süre sonra annem babam geldiler ziyarete, yıllar sonra onlarla harika zaman geçirdik.. Esrarı bırakmıştım, tek içkim kalmıştı ama onu da eskisi gibi bir şeyleri unutmak, beynimi uyuşturmak için değil, keyfe keder içiyordum.
Bizimkilerin yanımda olduğu süreçte beni gerçekten çok sevdiklerini idrak etmiştim. Bazen görmek için bakmak yetmiyor, görmek için kalp te gerekiyor. işsizdim, gerçi öğrenciydim, ama bunu hiç problem etmiyorlar, hatta babam " oğlum işi gücü kafana takma, okulunu bitir elbet toparlarsın işi gücü, ben senin hep arkadandayım" demişti. Bundan daha büyük itici güç var mı beyler ? Baba desteği..
Fulya'yı bizimkilerle tanıştırmıştım. Bir haftasonu kahvaltıya geldi. Fulya'da kendi annesine benden bahsetmiş, o da tanışmak istiyordu. Bizimkiler Fulya'yı, Fulya bizimkileri çok sevmişti.. Artık iş aramayı da bırakmış, öğrenciliğin tadını çıkartıyordum. Sıkıntılı olan derslerin çoğunu toparladım, birtek devamdan kaldığım dönem vardı, kafadan okulu uzatıyordu. Onu söylemedim bizimkilere.
Koskaca yazı beraber geçirdikten sonra bizimkiler döndü. Bir tek Fulya'm kalmıştı yanımda -
61.
+5Fulya benim kanadı kırık serçemdi. Duygusal anlamda yıkılmış bu kızı almış, besliyor, iyi ediyordum. Belki de geçmişte yaptıklarımı kendime unutturmaya çalışıyordum. Hayatımda ilk defa bir ilişlikiyi kendim için değil, karşıdaki için yaşıyordum. Onu da düşünüyor, bir karar alırken yada bir söz konuşurken onu incitmemeye çalışıyordum. Fulya git gide daha iyi olmuştu, duygusal anlamda yaşadığı o travmaları unutuyordu. Uzun süre sonra birlikte olma teklifi ondan gelmişti. O güne kadar hep ben onu hazırlıyor, işi yatağa kadar ben zütürüyordum. Fulya'nın bu teklifi ondaki değişimi ve iyileşmeyi gösteriyordu. Artık hızlı da seviyordu, yada ilişkiye girerken titremiyordu. Hızlı yapmamı bile istiyordu. Bazı günler ise bir bira açar, kucağına uzanır anlatır da anlatırdım. Kimseye anlatamadıklarımı.. Hep içimde sakladığım, büyütüp bir çığ haline getirdiğim aslında basit olayları.. O beni dinler, saçlarımı sever, küçüğüm diye severdi beni. ilk defa birisinin yanında yaşımı doğru hissediyordum. Evet ben daha 21 yaşındayım. Bütün bu yaşadıklarımı yaşamam gerekiyordu benim. Asıl yaşıma dönmüştüm. Fulya beni severken yada sarılırken tam ensemden kavrardı hep. Bunu bana bir kadın ilk defa yapıyor, vücut dilinin önemi bu olsa gerek. Bu harekette bir dominantlık var.. Ne zaman raydan çıkacak olsam Fulya bana bakışlarıyla "sakın" diyordu. Ne zaman bir asilik yapsam, fevri bir çıkışta bulunsam tebessümle bana bakıyor, yine ensemden tutuyor, "bana yemez bunlar güzel çocuk" diyordu. "Akşama yapacak bir aktivite bul, ben gönlünü alacağım senin" Ya Fulya çok olgundu, yada ona içimi açmış olmamın meyveleriydi bu, bilmiyorum, ama beni bırakmıyor ve saçma sapan bir hareket yapmama da izin vermiyodu. Bir abla gibi dikiyordu bakışlarını ve bunu o kadar tatlı, o kadar masum yapıyordu ki, ben ilk defa birisine itaat ediyordum.
-
-
1.
+2Rez huur çocuğu
-
1.
-
62.
+5Odaya geçtik, direk yumuldu Müge.. Hiç öpmekle uğraşamazdım. Alt tarafımı çıkardım, t-shirt üstümde. Mügeyi soymaya çalışırken, hatun aldı malafatı ağzına. 19 yaşında bir kız böyle bir sakso çekemez amk. ilk olmadığı kesin, son olmayacağı da kesin. Öyle bir emiyor ki, gibmesem bile olur.. Bir taraftan da kendisini soyuyor hatun..
Yatağa geçtik.. Bacak arasına girdim..
- Yavaş.. Bakireyim ben.
Bunu söylerken tükürüklediği parmağıyla züt deliğini ovalıyor küçük huur.
dıbına koyduğumun dünyasında, bir bakire nasıl böyle sakso çeker ?
+ Dön o zaman.
- Hayır böyle gib zütümü..
Bacaklarını yukarıya kaldırdı, önümde 2 tane delik duruyor. Müge aynı zamanda 2 parmağını zütüne sokmuş durumda.. Ellerini çektim, gibimi dayadım züt deliğine..
- Bir dakika.. zütümü emsene ?
+ Ne ?
- zütümü yalamak ister misin ?
+ Lan ne yalaması.
Am yalarken bile midem bulanıyor, şu hayatta sanırım son yapacağım şey züt yalamaktır. gibimi zütüne yerleştirdim, zorlanmadan girdi. Ve Müge'de tık yok. Canını çok yakmadığı belli, aksine keyif alıyor. Gel gitlerim hızlandı, Müge'nin iniltileri de artmaya başladı..
- Amımla oynasana boşalıcam..
O ana kadar gibtiğim kızların hepsi beni mutlu etmeye çalışıyordu. Ben nasıl istiyorsam, kendilerini öyle gibtiriyorlar, benim o ciksten daha fazla keyif almam için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ama şuan ben bu huuryu mutlu etmeye çalışıyordum. Benim ne hissettiğim Müge'nin umrumda bile değildi. O sadece nasıl istiyorsa, kendisini bana öyle gibtiriyordu. Bu durumdan acayip gıcık aldım. Kendimi kullanılıyormuş hissettim. Alkolün de verdiği etkiyle beraber bu rah hali gibimi indiriyordu. Kızın içinde ölüyordu benim başkomutan. -
63.
+5içimden bir şeyler koptu sanki, söküp aldılar kalbimi ciğerimi.. Ama kal demedim beyler, diyemedim. Onun da hayatını gibmek istemedim. Belki her şey güzel olurdu, ama o ana kadar hiç birşeyi güzel bitirememiştim. Her çıktığım yolda, benimle yürüyenleri, bir şekilde hayatıma girenlerin hepsini gibip atmıştım. Hem fiilen, hem mecazen. Fulya benim kanadı kırık serçem.. Onu bu kadar iyi ettikten sonra, bir de ben kolunu kanadını kıramazdım. Tamam değiştim, uslandım ama, henüz test etmedim. Kriz anında neler yapabilirim kestiremiyorum hala. Ben içimde bunları düşünürken o soru geldi..
- Seninle kalmamı istemez misin ?
+ Bebeğim.. isterim tabiki, neden istemeyeyim. Ama bu büyük bir risk değil mi ? En çok ta senin için ? Benim şuan evlenecek durumum yok, hala öğrenciyim. Hadi sonraya bıraktık değilim, zamanın neler getireceği belli olmaz.. Bu ucu görünmeyen bir yolculuk olur. Belki bana bir şey olmaz ama, işler kötü giderse sen çok üzülürsün ve ben bunu asla kaldıramam.
Sanırım geçmişte yediğim taklardan ders çıkarmıştım. Bir kere ailesini karşısına almış ve birisine kaçmış ve kaçtığı eve tekrardan dönmek zorunda olan bu kızı, bir de ben vuramazdım. Buna hakkım yoktu.. -
64.
+4Ecem'i hala gibememiştim. gibebilecek miyim onu da bilmiyordum, çok huur diyebileceğiniz tipte bir kız değildi. Yani daha önce hiç gibişmemiş olma ihtimali bile vardı. Bu durum benim ona karşı hissettiklerimi yoğunlaştırıyordu. Ecem aklımdan çıkmıyor, okula gidip onu göreceğim anı iple çekiyordum. Duygu'yla cinsel hayatımız yine bitmiş, kardeş kardeş uyur olmuştuk.
Bir süre sonra Ecem'le derslerde beraber oturmaya başladık. Müge ise yoktu, gelmiyordu derslere.. Sınıfta herkes Ecem'le benim çıkmaya başladığımızı öğrenmişti, sınıfın ilk çifti falan diye şakalar dönüyordu.. Bir gün Ecem'le aynı sırada oturuyoruz, benim elim Ecem'in omzunda.. Ve içeriye Müge girdi.. Biraz yürüdü ve bizi o halde gördü. Durdu kaldı yerinde, sadece bize bakıyor.. Derken tak diye düştü bayıldı. Büyük bir korkuyla fırladım yerimden. Kafasını yere vurmuştu. Bir kaç erkek birlikte kaldırıp çıkardık. Yolda biraz kendine geldi, gözünü açtı ve beni taşırken görünce bastı yaygarayı.
+ Bırak huur çocuğu dokunma banaaaaaa
+ Haysiyetsiz onursuz herif dokunma banaaaaa
Tüm fakulte Müge'nin bana küfürleriyle yankılanıyordu. Bıraktım yere. O bana küfretmeye devam ediyor. O an için onu öldürmek geliyordu içimden. Şimdilerde ise o kadar kızgın hissetmiyordum. Benim başıma gelse ne yapardım bilmiyordum.
Müge'nin bu durumu tabiki okulda duyuldu, hocalar da duydu. Sonra odaya çekip sorgulamışlar. Müge'de herşeyi anlatmış. Tabi biraz da abartarak.. Hep ben mi olayları işime geldiği gibi döndüreceğim, değil mi ?
O günden sonra okulda hayatım zehir oldu. Müge desen perişan halde, dersle okulla bağı koptu. Arada geliyor, bizi yanyana görüyor ya bayılır yada ağlama krizleri geliyor. Feminist hocalardan 3 tanesi ise kafayı bana taktı. Her fırsatta laf sokuyorlar ve imalı imalı görüşeceğiz diyorlar. Üniversitede hocaların öğrencilere yapamayacakları şey yok.. Korkmuyor değilimdim.. Konuşmayı denesem, ne diyecektim ? Konuyu nasıl açacaktım ? Bir süre sonra Müge hiç gelmemeye başladı ve sonraları duydum ki okulu bırakmış, memlekete dönmüş. -
-
1.
0Seriiii bin seriiii
-
1.
-
65.
+4Sınıfa girerken elini bıraktım, sakın ha kimseye söyleme.. Şimdi arkadaş grubumuz bozulmasın dedim. Tamam dedi, salak bir mutlulukla girdi içeriye. Her zamanki yerime oturdum. Müge oturduğu yerden beni kesiyor, bakışlarındaki kırgınlıksa hissediliyordu. O gün ise benim içimde havai fişekler atılıyor, aşırı enerjik ve mutlu hissediyorum. Sebebi ise yaşadığım yeni heyecan, Ecem..
Dostlar, Ecem yurtta kalıyor, benim ev dolu, bir türlü o istediğim an oluşmuyor, ancak gruptana ayrılır ayrılmaz buluşuyor ve park bahçe AVM neresi olursa geziyoruz. Bu süre zarfında her ne kadar çok beğenmesem de, Müge'nin de yanına gidip geliyorum, cinsi munasebetlerimiz devam ediyor. Müge'yi de Ecem'i de sıkı sıkı tembihliyorum. Kimse bilmeyecek.. Duyulursa beni kaybedersiniz.. işte bu beyler cesaret yada çok akıllılık değil. Bu cahillik ve salaklık. Evdekiyle beraber 3 kızı idare ediyordum ve bu kendimi harika hissettiriyordu. Kendimi eşsiz, olağanüstü hissediyordum ve bu böyle sürüp gidecek sanıyordum.
Tabiki gitmedi. Birgün Müge beni aradı.
- Nasıl yaparsın ya ? Nasıl ? Ne salakmışım. Kimseye söyleme diyorsun Ecem'le flört ediyorsun, benimle takılıyorsun nasıl bir adamsın sen ?
Belli ki bizi görmüştü. Bazı anlar vardır hayatınızda en doğrusunu sanırsınız ama en yanlış kararı vermişsinizdir. Karşınızdakine karşı davranışlarınızda kendinizi hiç onun yerine koymazsınız. Ben olsam ne yapardım demezsiniz. Benim gözümde Müge bir huurydu ve bu bana herşeyi yapma hakkı veriyordu.
+ Sen istiyorsun, ben gelip seni gibiyorum. Sen zaten nişanlı değil misin kızım ? Bana neyin hesabını soruyorsun ?
- huur çocuğusun sen. Görüşeceğiz seninle.
Telefonu kapattı. Muhakkak Ecem'e söyleyecek. Ona fırsat vermeden Ecem'i aradım ve durumu tabi ki işime geldiği gibi anlattım :
+ Ecem, beni iyi dinle. Ben okulun yeni başladığı sıralar bir tak yedim, hata ettim.. Mügeyle birkaç kez takıldık.. Birlikte olduk. Biliyorum yanlış kız nişanlı. Sonrasında pişman oldum zaten bir daha görüşmedim. Sana da bu yüzden kimseye söyleme dedim, huzurumuz kaçmasın diye. Ama bu şimdi beni takmış kafaya. Bizi beraber görmüş sanırım. Muhtemelen seni arayıp saçma sapan konuşacaktır. Gerçekleri benden duy istedim... -
66.
+4Eve gidip kapıyı anahtarla açtım. Kapının açılmasıyla Duygu\'nun koşa koşa gelmesi bir oldu.
- Aşkım nerdesin sen ya çok meraklandım. Ne oldu başına bişey mi geldi ?
+ Ya sorma şarjım bitti. Dün arkadaşlarla takılıyorduk, içkiyi çok kaçırmışım.. O halde salmadılar sokağa..
- Aşkım beni de tanıştırsan arkadaşlarınla ? Yada bize davet etsene onları, burada takılırsınız..
+ Ya ne yapacaksın tanışıp.. Ayrıca kaç tane bekar adam, ne işi var burada.
- Peki senin ne işin var bir sürü bekar adamla ?
+ Hesap mı soruyorsun banaaaa ???
Son cümlede ses tonum epey yüksekti, tüm komşuların duyduğuna emindim. Evet çirkefleşip tartışmayı bitirmiştim. Gidip duşa girdim ve yatağa geçip uzandım.
Tam uyumak üzerekeyken içeriden değişik sesler geliyordu. Odaya girdiğim zaman Duygu\'yu duvara dayanmış ağlarken buldum..Çok içten ağlıyordu ve yüzünde o acıyı görebiliyordum.
+ Zırlayıp durma!
O halde onu görünce sanırım teselli edeceğimi sandı. Ancak yine bağırmam onu epey yıkmıştı. Ağlaması ve hıçkırıkları arttı.
+ işte böyle yaptığın için içiyorum ben ! Diyip vurdum kapıyı çıktım. Bizim çocukları aradım, bir cafede buluştuk ve batak dönmeye başladık. Az zaman sonra telefonum çalıyor, arayan Duygu. Açmadım. Çağrı bitince kapattım telefonu.
Eve döndüğümde saat gece 01:00 civarıydı. Kapıyı açtım, Duygu orta koridorda oturmuş hala ağlıyor.. Beni görünce toparlandı, ayağa kalktı. Gözümün içine bakıyor.. Onu görmezden gelip yatak odasına geçtim. Bugün yaptığı hareketler beni kırmıştı ve üzmüştü. Ben o tavırları haketmemiştim, bu yüzden onunla konuşmuyordum.
Peşimden gelip odaya girdi. Yatakta yanıma uzandı. Hala gözümün içine bakıyordu. Ben ise hala görmezden geliyorum..
- Özür dilerim, sanırım fazla üstüne gittim aşkım..
+ Ne için özür dilediğini biliyor musun sen ? Laf olsun diye konuşma.
- Yok biliyorum, gerçekten biliyorum. Eğer sakinsen biraz konuşalım mı ?
+ Ne demek sakinsem ? Sinirli miyim ben ? Hem adamı delirtiyorsun, hemde sen sinirlisin imajı çiziyorsun.
- Tamam, özür dilerim. Hadi uyuyalım.. Sarılır mısın bana ?
+ Hayır.
- Aşkım lütfen.
Duygu\'ya sarıldım ve uyuduk. -
-
1.
+7Lan sırf bunu yazmak için girdim. Sen ne bencil ve düşüncesiz bi adamsın. Kadının sana bağlılığı ve sevgisi aşikar. Nasıl üzebildin bu kadar? Değer vermiyorsan getirtmeseydin yanına. Ilk ayrılıkta bıraksan belki zamanla düzelebilirdi. Hikayeni okuyorum ancak okudukça da benim sana karşı "sinir katsayılarım" artıyor. Vicdansız bin
-
-
1.
+3Kadina ayip etmis pic. Ev lazim diye cocuklu kariyi getirtmis taa konyaya sonrada aldatiyo tam erkek huursu harbiden
-
2.
+2Erkek huursu az kalır bunun yanında sırf çıkar için bir kadını kızıyla beraber ne hallere getirmiş pezo
-
1.
-
1.
-
67.
+4Gece uyandığımda kendimi Duygu'nun üstünde buldum. Bu özelliğimi yeni keşfediyordum. Rüyamda erotik şeyler görürsem, yanımdakine sarıyorum. Rüyada ne görüyorsam, yanımda yatana onu yapıyorum. Duygu hala uyuyordu, yüz üstu uzanmış, sağ bacağını midesine kadar çekmiş.. Gördüğüm bu manzara beni acayip azdırmıştı. Güzel bir gibiş bugün ki tartışmayı da unutturabilirdi.
Duygu'yu uyandırmadan kilodunu çıkardım. Önümde dolunay gibi bir züt ve Duygu'nun o muhteşem delikleri duruyordu. Bir bacağı midesine çekmiş, diğer bacağı düz uzanıyor. Düz uzattığı bacağının üstüne geçip, gibimi dıbına sürtmeye başladım. Amı kuruydu.. gibime tükürüp dıbının üstüne sürdüm, epey kayganlaşmıştı. Duygu'da sanırım rüya görüyordu. Yavaş yavaş gibimi yerleştirdim. Bu biraz acıtmış olacak ki gözlerini açtı.. Bir oh çekip, öyle bir "aşşşkımmm" dedi ki, askerden yeni gelmiş gibi gibmeye başladım. Ben Duygu'yu gibiyor, Duygu ise çığlık ve inlemeleri aarasında beni ne kadar sevdiğini sayıklayıp duruyordu.
"gib bebeğim, gib her yerimi gib. Yarın yokmuş gibi gib beni " -
-
1.
+1OLUMMMM SENIN ANANI gibIM SENIN GIBI huur COCUKLARI KADINLARI DOVMUYOR MU ZATEN ANASINI gibTIMIN OGLU SENIN ANANI YERDEN YERE VURA VURA gibEYIM
-
1.
-
68.
+4Müge'nin durumuna çok üzülmüştüm. Başlarda ayılıp bayılırken ilgi çekmeye çalışıyor, çingenelik yapıyor beni rezil etmeye çalışıyor derken, bildiğim okulu bırakmıştı kız. Müge'nin sınıftaki diğer yakın arkadaşları, 7-8 kişilik bir grup Ecemle ve benimle konuşmuyorlardı. Sınıfı toplasan zaten 20 kişi yok. Nerdeyse sınıf 2'ye bölünmüştü. Ne derslerden ne okuldan gram keyif almıyordum. Artık günlerimizin büyük çoğunluğunu Ecem'le beraber geçiyor, sürekli dersleri asıyorduk. Tüm devam haklarını sonuna kadar kullanıyorduk. Ecem'i bulduğum her fırsatta mıncıklıyor, elliyordum (tramvay, sinema, park vb. ) Evsizlik büyük dert..
Yaklaşık 2 aylık sürekli böyle geçiyor, evde ise durumlar iyice karışıklaşıyordu. Duygu'yla aramız çok kötüydü ve benim bu hallerim onunda sinirlerini yıpratmıştı ve o eski saygılı ve ince kız hırçınlaşmaya başlamıştı. Bu da kavgaları arttırıyor, tabiatım gereği asla alttan almıyordum. Hatta bir fikir kafama çakılıp kalmıştı. "inceldiği yerden kopsun"
Sürekli inceliyordu zaten, kopma ise Duygu'nun bizi Ecem'le aşırı samimi şekilde görmesiyle oldu. Biz parkta Ecem'le yiyişirken o da çocuğu gezdirmek için çıkartmış. Bizi gördü. Hiçbir şey söylemedi, çocuğunu alıp ağlayarak uzaklaştı. Allah'tan Ecem birşey çakmamıştı. Bir bahane uydurup ayrıldım parktan ve eve geçtim. Eve gittiğimde Duygu çoktan hazırlanıyordu. 5-10 dk kadar bekledim hiçbir şey demeden. O da bana demiyor, sadece ağlıyor ve toparlanıyordu. En sonunda dayanamadım.
+ işin aslını astarını sormayacak mısın ? Bu kadar basit mi ? Hemen gidiyor musun ?
- Bize bunu nasıl yapabildin.. diyebildi.. Diğer söyledikleri ise hıçkırıklarıyla kesilmişti. Antalya'da ayrıldığım zamanki haline dönmüştü Duygu. Belki biraz uğraşsam, af dilesem gitmezdi. Ama uğraşmadım. Kalma bile demedim. Vurdum kapıyı çıktım. Daha öncelerine gerek yok, ama tam o ana geri dönebilmek için nelerimi vermezdim.. -
-
1.
0Rez habibi
-
2.
+2Büyük huur çocuğusun
-
3.
+1EVET SENIN ANANI BACINI ARKADASLARINI BAK BU YORUMU OKUYORSAN OKU YANI SENIN VARYA 7 SULALENI gibIM OZELIKLEDE SENI MUJDELEYEN DOKTORUN TA AMINA KOYIM gibTIMIN GAVATI SEN ERKEK DEGIL BI gib OLAMAMISSIN BURDA ANLATIYON AMA SEN VARYA SEN BI CACIK DEGILSIN ABIN SENDEN DAHA IYIYMIS EN AZINDAN KIMSENIN HAYATINI KARARTMAMIS AMINA KODUMUN OGLU BABAN BEN OLSAYDIM SENI VARYA gibE gibE ÖLDÜRÜRDÜM
diğerleri 1 -
1.
-
69.
+4Akşam eve döndüğümde ev boştu. Duygu gitmişti. O an yediğim taku daha iyi idrak ettim ve pişman oldum. Nerdeyse ağlayacaktım ki o dönemde en son ne zaman ağladığımı bile hatırlamıyordum. Tam Duygu'yu arayacakken Ecem'den mesaj geldi. Evde yanlız olmanın verdiği rahatlıkla aradım.. Konuştuk biraz ve Duygu'yla ilgili duyduğum bütün pişmanlık ve üzüntü kayboldu. Bundan sonraki hayatımda özgür olmanın verdiği huzurla uyudum.
-
70.
+4Bu ruh halimden dolayı benim de neredeyse arkadaşım kalmamıştı. Ama benim gibimde değil. Ben alıştım yanlızlığa. Yanlız olmanın ve yanlız yaşamanın ve buna alışmanın bazı iyi ve kötü tarafları var. iyi tarafları, böyle bir şeye bile alışabildiğiniz zaman, hayatta kimseye eyvallahınız olmuyor. Kim olursa olsun "koy zütüne" diyorsunuz. insanlar yanlız kalmaktan korkar. Bu sebeple "Yanlızlık Allah'a mahsustur" demişlerdir. Kim korkmaz ki ? Belki ben de korkuyordum.. Ama alıştım işte.. Kötü tarafı ise, bir kere buna alışınca, bir başkasıyla birşeyleri paylaşmak çok ama çok zor oluyor. Bir kızla hayat paylaşmak ? Yatağı paylaşmak ? Birisiyle yaşadığın evi paylaşmak ? O sebeple okulda da yanlız takılıyor, kimseyi gibime takmıyordum. Ama Ecem gözükmüyordu ortalıklarda. Geçtiğimiz günlerde çok kez onu ağlar zırlarken görmüştüm.. Ama 2-3 gündür yok. Herhalde yurttadır.. Yada memlekette, kafa dağıtıyordur. Derken Ecem 2 haftadır yok.. 3 haftadır yok.. Sonra öğrendim ki o da okulu bırakmış.
başlık yok! burası bom boş!