Nispeten birbirimizi tanımaya yönelik konuşuyorduk.

+ee alışabildin mi Izmir e
-alıştım ya guzel buralar
+Ankara dan gelmiştin demi
-evet
+Ankara nasıldı peki
-güzeldi
+hmm
-sen buralı mısın
+evet
-hiç başka şehirde yaşadın mı
+hayır
-ben hep farklı şehirlerde yaşadım
+zor olmalı
-yani
+hep arkadaşlarından falan ayrılıyorsun
-ama yeni kişilerde tanıyoruz
+yani
-ama Izmir e geldiğime de pişman olmadım
+Izmir güzeldir
-evet bence de
+sen nereliydin aslen
-Kayseri
+orası nasıl
-orasıda güzel düzenli bir şehir ama insanları biraz durağan
+durağan derken ?
-ya nasıl desem gece hayatı yok falan fişman işte
+genelde Kayserililer için uyanık derler
-herkes kadar

Biraz daha muhabbet ettikten sonra sınıfa geçtik.

Bir insan iki olmazdi gene yapmiştı yapacağını. Gittim sahile oturdum denize bakan bankların birisine. Utku geldi yanima koşarak.

+mor çilek yanlış anladın
-Utku lütfen
+ya ama
-Utku yorma kendini

Suçlu o değildi. Suçlu bendim tamamiyle. Ona güvenmek hataydı. 2 saat falan aynı bankta oturdum. Sonra da eve gittim. O bitmişti benim için. Utku diye biri yoktu artık. Öyle biri olmamıştı.

Aksam oldu sahile indik. Utku yanına çağırdı beni. Diğerlerinden 5 metre falan ötede duruyorduk. Gözümün içine bakıyordu. Aniden dudaklarıma yapıştı. Kendimi geri çektim ve tokat attım ona. Aslında tokat istemsizdi ama attığıma da pişman olmamıştım.

Geçtim tekrar yerime herkes bize bakıyordu. Bir müddetten sonra ortam ısınmaya başladı tekrardan. Ben pek sohbete dahil olamıyordum. Sonra dediler bira alalım onlar almaya gitti 3 kız kaldık biz.

Ertesi gün okula gittim. Tamamen duygusuz gibiydim. Kabullenmiştim durumu. Milletin fısıldaşarak konuştuğu konu ayrılmamızdı fakat umrumda değildi.

Öğle arasında yemekhaneye yemek yemek için inmiştik. Bizim masa 4 kişilikti ama biz iki kişiydik. Çağrı ve bir arkadaşı yer olmadığından yanımıza oturdular. Yüzüm kızarmaya başlamıştı. Dilim falan düğümlenmişti. Heyecanlanmıştım.

Masada dönen muhabbete pek dahil olamadım. Daha çok 3 ü konuştu. Yemekten sonra kamelyalara geçtik oturduk 4 ümüz.

Gece tekrar buradayım panpikler. Görüşmek üzere*

Bana beni sevdiğini söyledi bende ona söyledim. Öpmeye yeltendiyse de kafamı çektim ve sarılmayla yetindi.

O gün oyle bitti. Bir kaç hafta geçti millet kaynaştı falan ama ben hala Çağrıyla konuşamamıştım. O da Utku lar takılıyordu zaten. Utku yla da ben konuşmuyordum. Neyse.

Bizim okulun ara ara konserleri oluyordu okul içinde. Bende o grubun daimi uyesiydim hoca için. 4-5 ensturman çalabildiğimden ve sesimin güzel olmasından dolayı. Hoca geldi başka gelmek isteyen var mı dedi gözüm Çağrı ya kaydı baktım tık yok. Gene ortam olmamıştı.

Aşağı yukarı 1.80 boyunda kestane renkli saçlı yeşil gözlü zayıf biriydi. Öyle olağan ustu bir tipi yoktu ama hareketleri ilgimi çekmişti

Ertesi gun okula biraz geç gitmiştim. Sınıfa girince bizim Utku bey başka başka kızlarla takiliyor. Beni görünce yanima gelmedi bile. Ben yanına gittim.

+Utku sagol hosbulduk
-ya pardon yanına gelecektim ama
+ama ne
-aman bosver

Sinir olmuştum ona. Yerime geçtim oturdum. Sonra bana seslendi ve sirama o not defterini fırlattı ve ardından ben ayrılıyorum senden dedi.

Gozumden yaslar istemsizce akmaya başladı. Sorun ondan ayrılıyor olmam değildi sorun gururumu kırmış olmasıydı. Hiç birşey yapamadım. Tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım. Baktım arkadan Utku nun yavşadığı kız girdi. Güldü etti ama pek takmadım.

Utku ne gidip saldırabilirdim ne küfür edebilirdim bu bana yakışmazdı fakat ondan intikam almayacaktım. Intikam benim öfkeme yenik düştüğümü gösterirdi.

Gene sohbet ediyoruz topluca ama ben Ufuk la daha çok konuşuyordum. Muhabbeti sarıyordu. Utku Ufuk a pis pis bakmaya başladı. Sonra gene beni çağırdı gittim yanına

+ne var gene
-bana nispet yapıyorsun demi
+ya sen kimsinde sana nispet yapıcam be
-onla konuşmayacaksın
+ya sana ne
-ben biliyorum aslında senin derdin Ufuk değil senin amacın nispet yapmak
+ya ben nispet yapacak olsaydım bana teklif eden o kadar erkek vardı onlarla yapardım
-yok ya
+ya Utku sen benim hiç birşeyimsin bana karışma artik
-ya tamam sinirlenme
+sinir etme o zaman
-ya birazcık hatrım varsa lütfen konuşma onla
+hatrın falan kalmadı Utku karışma bana

Sinir olmuştum gene

Ders başladı hoca yeni gelenlerin kendini tanıtmasını istedi. Sıra ona geldi ismi Çağrı ymış Kayseriliymiş ve Ankara dan gelmiş Izmire. Salaş bir tavrı vardı. Umursamaz bir havası vardı.

Yanina gidince baktim ona denizi izliyordu.

+oturabilir miyim
-tabi
+siz neden anlasamadiniz onunla
-ne bileyim benim onla sorunum yok aslinda
+sanirim onun seninle var
-bilmiyorum ki
+siz daha önceden tanisiyor muydunuz
-samimi olmasakta tanışıklığımız vardı
+aman boşver zaten onu
-sen onu nereden tanıyorsun
+aynı sınıftayız maalesef

Ardından biri ismimi soylerek seslendi bana. Baktım Utku.

+Utku ne var
-konusabilir miyiz bi
+hayır
-lütfen
+hayır olmaz
-neden
+Utku gider misin

Gitmişti sonunda. Ufukla bir saat daha muhabbet ettik sonra otele döndük.

Ben Utku kevaşe bana yavşadı bende dini bütün bir çocuk olduğum için gibmedim kendilerini. Terketmeseydim de bekaretimi mi alsaydın folloş kaşar kezban kevaşe.

O gun zaten son gunumuzdu çeşmede. Yuzduk genelde. Onun dışında fazla bir hareketlilik olmadı. Biraz saralım ileriye.

Tatil bitti okullar açıldı eskiler kendi aralarında konuşuyordu sınıfa yeni gelenler sus pus oturuyordu öylece. Ya asker cocuğuydular ya da izmir de ki başka bir okuldan nakil yaptırmışlardı. Bende kendi arkadaşlarımla konuşuyordum. O sirada bir çocuk girdi içeri. Muhtemelen sınıfa yeni gelenlerdendi.