-
1.
+30 -2Hikayede anlattıklarım, bizzat benim başımdan geçen, ders niteliğinde olaylardır.. Sadece, bahsi geçen şahıslara, sembolik isimler kullanılmıştır..
Önemli noktalara değineceğim için az biraz uzun bir hikaye olacak. Yaşadığım bunalımı üzerimden yeni yeni atmaktayım. Başımdan geçen bu hikayeyi anlatmamın amacı biraz olsun rahatlayabilmek ve size de örnek gösterebilmek.. Bazı şeyleri yazıya dahi dökse rahatlıyor insan. Takip etmeniz dileğiyle..
Öncelikle kendimden bahsedeyim;
1990 doğumlu 27 yaşında bir panpanızım.. 15 yaşından sonra hayatım çeşitli sıkıntılarla geçti.. Ailevi ve kişisel sorunlarımdan dolayı çevremdeki çoğu insandan daha olgun bir karaktere sahip oldum..
Belki yaşadığım olumsuzluklardan dolayı bilmiyorum ama karşı cinsle alakalı ilişkilerde hiçbir zaman ilk adımı ben atmadım. Hep durduğum yerden bekledim.. Belki hiç gerçekten sevebileceğim biri çıkmadı karşıma..
Facebook, Swarm, instagram, vs. vs. bu tür sosyal platformlardan bir kızı göreyim, aman çok beğendim ekleyeyim gibi olaylarım hiç olmamıştır.. içine kapanık, konuşmaktan çekinen bir insan da değilim.. Sadece ya reddedilirsem korkusu olmuştur hep.. Beni reddetse, daha sonra karşılaşsak yüzüne nasıl bakarım korkusu olmuştur.. Keşke biraz pişkin olabilsek, neyse. -
2.
+13Bu arada arkadaşlar mary 20 yaşında..
Satış, müşteri falan derken günler geçmekte.. Zamanla mary ile iyi anlaşmaya başladık.. Molalara falan beraber çıkıyoruz, bir derdi olduğunda bana anlatıyor, ben ona anlatıyorum.. Anlayacağınız mary ile bizim frekanslar baya bir uyuştu.
Bu arada bizim mağazada çalışan bir erkek eleman daha var ona da luke diyelim.. Sürekli bununla da takılıyorum. O zamanlar gayet iyi anlaşıyorduk kendisiyle, ta ki benim bu işe başlamama vesile olan, eski iş yerinden de arkadaşım, çok sevdiğim bir insanın kuyusunu kazana kadar.. luke denen şahıs ne yaptı etti o arkadaşı mağazadan gönderdi..
bak kardeşim yap etme dedim o kadar, dinlemedi.. nuh diyor peygamber demiyor.. benim işi bırakmam lazım yoksa bu luke denen yavşağın ağzını burnunu kırıcam dedi de dedi. en sonunda işi bıraktı gitti.. tabi bu arkadaşın işi bırakmasından ardından luke zevkten dört köşe oldu.. ya işte böyle gönderirler adamı falan diye geziyor ortalıkta.. ben hiç sesimi çıkarmıyor sadece işime bakıyordum.. bana dokunmayan yılan bin yaşasın hesabı galiba.. -
3.
+13Olayların başladığı noktaya gidelim artık..
Yaklaşık 1 yıldır alış veriş merkezinde bir mağazada satış danışmanı olarak çalışıyorum.. Mayıs ayına geldik, çalışanlardan biri işi bıraktığı için personele ihtiyacımız vardı. Mağaza müdürü başvuruları değerlendiriyor falan derken, birini buldum dedi, yarın başlıyor. Ertesi günü oldu işe başladı vs. adına mary diyelim. Mary işe başladı o gün ben sabahçıydım. Mağazada ilk benimle tanıştı. Ona biraz işlerin nasıl yürüdüğünü falan öğretiyorum. Sıradan bir günün ardından mesaim bittikten sonra iş yerinden ayrıldım. -
-
1.
0Rezerve
-
1.
-
4.
+9ilk günlerde mary ile aramızda pek bir yakınlaşma olmadı.. Sadece iş arkadaşıyız.. Bir süre sonra mary nin sevgilisi olduğunu öğrendim.. Arada mağazaya uğruyor, zamanla bizimle de tanıştı tabi.. Adına eric diyelim..
-
5.
+8bahsettiğim arkadaş işi bıraktı gitti ya mağaza müdür ve müdür yardımcısı da dahil nasıl oldu gerçekten anlamadım; herkes bana cephe almaya başladı.. mary hariç.. sürekli üstüme oynuyorlar.. başka personelin yaptığı bir şey dikkatlerini çekmezken, aynı şeyi ben yapınca bir anda hepsi birden üstüme geliyorlar..
gene sıradan bir gün, mağazadayız.. o gün ikinci ürüne %50 indirim adı altında kampanya geldi... benimde kendime ayırdığım, sezon sonu indirimine giren 30 liralık bi gömlek var.. hazır kampanya da varken o gömleği almam lazımdı.. 20'li yaşlarda bi çocuğa 100 liralık bi pantolon sattım.. bu arada kampanyadan falan bahsediyorum, çocuk hiç oralı olmuyor.. bilen bilir arkadaşlar bu tür işlerde çalışıyorsanız kampanya durumlarında mağazanın kazancı açısından müşterilere kampanyayı anlatıp, teşvik etmeniz lazım.. gerçekten ısrarcı olmama rağmen çocuk bişey almadı.. kasaya geldik, çocuğa hala söylüyorum bak çorap al 3 lira, 1.5 liraya gelecek. ne yaptıysam bişey almadı. ben de mevzuya girdim. kardeşim benim kendime ayırdığım bi gömlek var madem sen bişey almıyorsun ben bu gömleği senin aldığın ürün üzerinden geçsem senin için sıkıntı olur mu falan diye bahsedip olayı güzelce izah ettim.. çocuk; benim için problem olmaz abi senin işin görülsün dedi kabul etti.. usulsüzlük yaptığımın farkında olaraktan gömleği pantolonun üzerinden geçirip 15 liraya kendime almış oldum.. tüm bunlar olurken mağazada çalışan olarak sadece luke ve ben varım.. luke de bana yol gösteriyor, şunu şöyle yap bunu böyle ayarla falan.. neyse faturayı kesip müşteriyi gönderdim.. luke u kimseye bişey söylememesi konusunda uyarmama gerek yoktu. sadece aramızda falan deyip geçiştirdim.. -
6.
+7takip eden var mı?
-
-
1.
0Rezervasyon
-
2.
0Lets go bro okuyoruz
-
1.
-
7.
+7eve geldim ama ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum.. girdiğim yol iyi bir yol değildi.. yaptıklarım yanlıştı.. sevgilisi olan bir kız hakkında böyle düşünmem karakterime sığmazdı.. ama diğer yandan nasıl uzaklaşabilirdim.. ya da mary i kendimden nasıl uzaklaştırabilirdim. kısa sürede ona o kadar çok alışmıştım ki, o saatten sonra hayatımda olmama ihtimali bile beni derin bir üzüntü içine sokuyordu.. ne ara bu kadar alışmıştım mary e. o yokken ne yapıyor, neler düşünüyor, nasıl vakit geçiriyordum.. inanın bunları hiç hatırlamıyordum.. hayat da, yaşam da, alınan her bir nefes de mary di benim için.. ben bunları düşünürken mary yazdı.. konuşmaya başladık.. izninin nasıl geçtiğini soruyordum.. gelen cevap çok şaşırtıcıydı.. aman sıradan işte eric le beraberdik oturduk vs. vs. dedi.. sıkıcı mıydı yani diye sordum.. birden, 180 derece çark edip; saçmalama lütfen onunla olan hiçbir şey sıkıcı olamaz cevabı yüzüme çarptı.. bir an hem sinirlendim hem de tüm umutlarım bir anda yıkılmış gibiydi, üzüldüm.. biraz daha muhabbet ettikten sonra konuşmamız sona ermişti.. aklımda hala o söz yankılanıyordu; "onunla olan hiçbir şey sıkıcı olamaz".. ve olaya iyi tarafından bakmaya başlamıştım.. işte kendimi mary den soğutacak, ondan uzaklaşmam için beni gaza getirecek bir bahane..
karar vermiştim artık mary den kendimi uzaklaştıracaktım.. -
-
1.
0Devam et
-
1.
-
8.
+7ertesi günü oldu mağazaya gelirken yaşadığım ufak bir karar çekişmesinden sonra, kendimi toplayıp, net olarak tekrar kararımı vermiştim.. mary den uzak duracaktım.. tabii o gün mary i görünce kararımı tekrar kafamda sorguluyordum ama hareketlerim netti.. mary e soğuk bir şekilde selam verdim, işimi yapmaya başladım..
mary ile herkesle olduğu gibi mağaza içerisinde ufak tefek, önemsiz tartışmalarımız arada oluyordu.. tabii bunları büyütmeden kapatıyorduk.. son zamanlarda, aramızdaki yakınlaşmalarımızdan sonra bu tartışmalar artmaya, daha da şiddetli bir hal almaya başlamıştı.. o gün mary ile çok fazla konuşmadık.. konuştuğumuz konularda işle alakalıydı.. hiç gülümsememiş, en ufak bir espri bile yapmamıştım.. akşam, mesai bitimine doğru, sebebini hatırlayamadığım sıradan tartışmalardan biriydi ve o gün aramızdaki soğukluğun etkisinden de kaynaklı şekilde tartışma şiddetlenmeye başladı.. evet kendimi ondan uzaklaştırmak için bu tartışmayı kullanacaktım.. gayet sert bir üslupla; bıktım artık seninle uğraşmaktan dedim.. bunu söylerken o kadar kendimi kaybetmiş, sinirli bir şekilde söyledim ki gözleri doldu ve yanımdan uzaklaştı.. o lafı söyleyip, mary nin o halini gördükten sonra o kadar pişman olmuştum ki, ama yapılması geren de buydu.. bu süreç zor olacaktı ama olacaktı artık.. ok yaydan çıkmıştı..
evet sonunda başarmıştım galiba.. mesai bitene kadar bırakın konuşmayı, birbirimizin yüzüne dahi bakmadık.. mesai bitti bir hoşcakal, iyi akşamlar bile demeden çekip gittim mağazadan.. -
9.
+7olayın üzerinden birkaç saat geçtikten sonra mary nin yanına gittim. mary sana samimiyetine güvenerek bişey sorucam, doğru cevap vereceksin dedim.. sabah ne oldu bana anlatır mısın diye sordum.. mary; müşteri geldi dedi.. bunu söylerken yere bakıyordu.. mary bu müşteri nasıl birisiydi, tipi falan neye benziyordu diye sordum, mary gene yere bakarak ben o anda orada değildim dedi.. yalan söylediğini biliyordum.. kendisine eyvallah dedim gerçi seni de suçlamıyorum, muhtemelen sana da tembih ettiler kimseye bir şey söylememen hakkında, ama kimin söylediği açığa çıkacak dedim ve yanından ayrıldım..
-
10.
+6arayan mary nin sevgilisi eric di.. nerede olduğunu sordu ve yanımıza geliyordu.. yarım saat geçti geçmedi yanımıza geldi, ben de ayıp olmasın diye kalkıp karşılarına oturdum.. selam, nasılsın vs. derken.. benim telefonun calmasıyla bozulan moralim iyice dibi görmüş yüzüm düşmüştü.. bir de nispet yapar gibi sarılıp oturuyorlar karşımda.. daha fazla tahammül edemedim.. bana müsaade diyip ayrıldım yanlarından..
-
11.
+6ben tekrardan mağazaya döndüm, işimi yapmaya devam ediyorum ama kafamda hala soru işareti var.. luke o çocuk hakkında adam diye bahsetmişti..
mağaza biraz tenhalaşmaya başladı..bu arada mağazada başka bir çalışan bayan arkadaş ona da jane diyelim.. jane yanıma geldi, gerçekten çok safsın, seni birisi ispiyonladı dedi.. benim aslında ispiyonlama işi aklıma gelmişti ama saflığın verdiği tecrübesizlikle pek ihtimal vermemiştim.. jane; gözünü aç akıllı düşün sence kim yapmış olabilir dedi.. bende jane; ya luke söyledi ya da mary.. ya da ikisi de bişey söylemedi gerçekten müşteri geri geldi dedim.. düşündüm düşündüm jane e; sen bişey biliyor musun diye sordum, jane; ben hiçbir şey bilmiyorum dedi ama tecrübelerime dayanarak birinin ispiyonladığı konusunda seni uyarmak istiyorum, insanları iyi tanı dedi ve gitti. bu arada luke ve jane mağazanın en eski iki çalışanı.. -
12.
+629 aralık 2017 perşembe günü.. sabah erkenden kalktım.. mary, daha önceden ısrarla; onu almaya gelmememi, kendi başına bizim eve gelebileceğini söylemişti, izin vermedim tabi.. bizim eve ilk kez geliyordu, yol yordam bilmiyordu.. ortalığı toplayıp, ufak çapta bir temizlik yaptıktan sonra, mary i almak üzere evden çıktım..Tümünü Göster
mary i aldıktan sonra beraber bizim eve geldik.. kahvaltı yapalım mı diye sordum.. henüz iştahının olmadığını söyledi.. bir süre seviyeli bir şekilde oturduk, havadan sudan muhabbet etmeye başladık.. farklı koltuklarda oturuyorduk.. bir süre geçtikten sonra; neden bana karşı bu kadar uzak duruyorsun dedi.. başta anlamadım.. nasıl yani dedim.. yanıma neden oturmuyorsun diye yakındı.. bir hışımla kalkıp yanına oturdum.. mary, yanına oturmamı fırsat bilerek başını omzuma yasladı.. bende sol kolumla ona sarılıp, kendime iyice yapıştırdım.. mükemmel duygular içerisindeydim.. hiç istifimi bozmadan, o şekilde saatlerce oturabilirdim.. bir sure o şekilde sessizce oturduk, tv izliyorduk.. aslında izlemiyorduk.. tv açıktı sadece.. ben mary nin kokusuna odaklanıp ne kadar mükemmel olduğunu düşünüyordum.. demek sevgili olmak böyle bir duygu diye içimden geçirdim.. uzunca bir zamandır uzaktım bu duyguya ..bir süre bu şekilde oturduktan sonra kahvaltı faslına geçebilirdik artık..
mary e ellerimle güzel bir kahvaltı hazırlıyordum.. bu arada ben kahvaltı hazırlarken o da beni izliyordu.. mary e takılarak; anca öyle bak sen, insan bi yardım eder dedim.. olmaz öyle dedi.. ben misafirim sonuçta.. hem çok tatlı görünüyorsun, ben izlemeyi tercih ederim dedi.. bu beni gaza getirmişti.. tavadaki omleti çevik bir bilek hareketiyle havada çevirmeyi falan aklımdan geçirdim ama sonradan güzelim omleti mundar etmeyelim diye vazgeçtim.. bu riski alamazdım.. çünkü evde kalan son 2 yumurtayı kullanmıştım..
her şey mükemmel gidiyordu.. kahvaltımızı yapıp bitirdiğimizde saat 14.00 civarıydı.. biraz daha sarmaş dolaş öylece oturduk.. daha sonra dışarıya çıkmayı teklif ettim, tamam dedi.. hazırlanıp dışarıya doğru çıkmak için hareketlendikten sonra, başından beri yapmayı düşündüğüm planı harekete geçirebilirdim artık.. iki elimle marynin omuzlarını yumuşakça kavrayıp gözlerinin içine bakarken, dudaklarımdan şu cümleler döküldü; kahvaltı teklifimi beni kırmayıp kabul ettiğin için beni çok mutlu ettin.. birbirimizi tanıdığımızdan beri geçirdiğimiz ilk özel günümüz bugün.. 29 aralık 2017, bugün ilerleyen yıllarda, beraber kutlayacağımız özel günümüz olsun.. ömrümün geri kalan zamanında hep yanımda olmanı istiyor ve seni çok seviyorum dedim.. lafımı bitirdikten sonra alnına bir öpücük kondurdum.. mutluluğu gözlerinden okunuyordu.. söz sırası ona gelmişti; ömrümün sonuna kadar senin yanında olacağıma dair söz veriyorum.. beni hiç bırakma.. hep ilk günkü gibi sev.. seni çok seviyorum diyerek tamamladı.. sarıldık, öyle bir sarıldık ki birbirimize bırakmayı hiç istemedim..
evden çıktık, dışarıda keyifli birkaç saattin ardından, mükemmel geçen o günü noktaladık artık..
mary artık benimdi arkadaşlar sevgili olmuştuk.. gerçi ben öyle sanmıştım.. -
13.
+6marynin yanından ayrıldıktan sonra mağaza müdürünün yanına gidip ona da eddy diyelim.
bay eddy sizinle birşey konuşabilir miyiz dedim, o da tabii dedi.. bay eddy o müşterinin gelmediğini biliyorum, size bunu kim anlattı diye sordum.. hiç tereddütsüz luke söyledi dedi. şu luke ün gerçek yüzünü tanıyın artık.. bunun yanında bişey yapmayın hepsi bizim kulağımıza geliyor dedi.. bende teşekkür edip yanından ayrıldım.. nasıl bir mağaza müdürü çalışanlarının arasındaki diyalogları birbirine bu şekilde anlatır diye düşünüyordum..
jane haklı çıkmıştı.. luke beni ispiyonlamıştı.. artık insanları daha iyi tanımaya başlıyordum..
yaşanan olaya gelirsek, kendi kendime karar almıştım.. luke a gidip hiçbir şey söylemeyecektim.. nasıl bir insan olduğunu artık biliyordum.. bundan sonra ona göre davranacaktım.. yaşananlara hiç üzülmemiştim aslında.. beni kıran tek şey, mary nin bana yalan söylemesiydi.. konu kapanmamıştı hala mary ile konuşacaktım. yanına gittim neden yalan söylediğini sordum mary yüzüme bakamıyordu.. bay eddynin kesinlikle bana bişeyler söylenmemesi konusunda kendisini uyardığını söyledi.. bende, peki öyle olsun deyip yanından ayrıldım.. -
14.
+5eve geldiğimde kendimi çok kötü hissediyordum.. karnım çok açtı ama hiç iştahım yoktu..
eve girdim oturdum, hiçbir şey yapmadan sadece oturdum.. bi yarım saat sonra telefondan gelen bildirim sesiyle irkildim, telefonu elime aldım, yazan mary di.. hem de öyle bir yazmıştı ki destan şeklinde.. tam olarak ne yazdığını hatırlamıyorum ama bugün yaşananlara değinerek, kalbini çok kırdığımı, bugün neden öyle davrandığımı sorguluyordu.. yazdıklarını okuduktan sonra kendimi daha da kötü hissettim ve verdiğim kararı tekrar sorgulamaya başladım.. çok şımarıklık yapıyorsun dedim.. bazen haddini çok aşıp onunda benim kalbimi kırdığını söyledim.. uzunca bir yazışmadan sonra olayı tatlıya bağladık... kendimi biraz daha iyi hissetmeye başladım..
bundan sonra bana böyle kötü davranma, çok üzülüyorum.. beni asla yalnız bırakma, seni çok seviyorum, tarzında cümleler kurduktan sonra; "bu yaşadığımız her neyse, adını koyamadığımız her ne yaşıyorsak, bu yaşadıklarımız hiç bitmesin, hep yanımda ol, beni asla bırakma" dedi.. bu söylemleri beni benden alıp, mary den uzak durmam konusundaki verdiğim karardan bir anda vazgeçmeme neden olmuştu..
aldığım karardan vazgeçerek, gene kötü bir seçim yapmıştım.. ama, bu kötü seçimden sonra kendimi mutlu hissediyordum.. konuşmanın tatlıya bağlanması, duyduğum sözlerin verdiği mutluluk, içimde sönmek üzere olan umudun tekrardan alevlenmesine neden olmuştu.. -
15.
+5ekim ayının bir pazartesi akşamı.. o gün mary izinliydi ve ben onu çok özlemiştim.. akşama kadar kapalı ortamda çalıştığımız için, inanılmaz bunalıyorduk.. mesaim bitti mağazadan çıkmıştım.. hava çok soğuk olmadığı için çarşıya yürüyüp biraz temiz hava almayı planlıyordum.. yürümeye koyulurken bir anda önüme eski iş arkadaşım çıktı.. daha önceden bahsetmiştim.. luke buna binlik yapıp istifa etmesini sağlamıştı hani.. bu arkadaşa da david diyelim.. selam verip nereye gittiğini sordum, şansıma o da çarşıya yürüyormuş.. neyse beraber yola koyulduk..Tümünü Göster
david benim çok sevdiğim, gerçekten değer verdiğim bir arkadaşımdı.. ona her konuda sonuna kadar güvenebilirdim, delikanlı çocuktu.. karar vermiştim, mary ile aramızdaki garip ilişkiyi, ona nasıl gönlümü kaptırdığımı her şeyi dökülüp, fikir danışacaktım.. fikirleri gerçekten önemliydi benim için.. bu işlerden anlayan, zamanında iyi kötü tecrübeleri olmuş biriydi.. çok uzatmadan başladım anlatmaya.. mary i az çok tanıyordu zaten.. (mary, david ayrıldıktan bi 10 gün sonra işe başlamıştı.. aynı zamanda çalışmadılar) molalarda 3ümüz beraber oturmuşluğumuz vardı.. sevgilisi olduğunu da biliyordu.. ben yüzeysel olarak davide olayları anlattıktan sonra birden şaşırdı ve şakayla karışık; bysavas yapma kardeşim ya, sen hiç böyle bir insan değildin lan, ne ara bu kadar yavşak oldun vs. vs. biraz hakaret etti tabi.. beni tanıyordu.. bu tarz ilişki durumlarına yaklaşımımı biliyordu.. beni hiç birine aşıkken görmemişti. hem de bu defa konu mary di, sevgilisi olan biri.. bu yüzden şakayla karışık david in ufak çapta hakaretlerine maruz kalmıştım.. söylediklerinde sonuna kadar haklıydı, daha ağırını hakediyordum hatta.. david e sordum; ne yapayım ben dedim, bana akıl ver, bu süreci en az zararla nasıl atlatabilirim diyerek fikrini sordum.. söylediği tek şey uzak dur o kızdan dedi.. biliyorum zor olacak ama kes samimiyeti.. peki ya küserse, bir daha hiç konuşmazsa dedim.. ulan küserse küssün çok mu önemli, 4-5 ay öncesine kadar mary mi vardı hayatında.. gene kaldığın yerden devam edersin.. benden sana tek tavsiye kesinlikle uzak dur o kızdan sonunda üzülen sen olursun dedi.. bunları söylerken gerçekten çok ciddi bir o kadar da agresifdi... peki dedim, eyvallah.. konuyu kapattım daha sonra ayrıldık, otobüse binip evin yolunu tuttum..
birilerine anlatıp, içimi döktüğüm için biraz da olsa rahatlamıştım.. -
16.
+5bugünlük bu kadar arkadaşlar.. yarın kaldığım yerden devam ederim.. takip edenlere teşekkürler..
takipte kalmaya devam edin, pişman olmayacaksınız.. -
-
1.
0Yaz işte it
-
1.
-
17.
+4 -1birkaç saate geliyorum. devam edicem..
-
18.
+5günler geçiyordu arkadaşlar.. iş ev, ev iş modunda hayatım gayet sıradan bir o kadar da sıkıcı bir vaziyette devam ediyordu.. mesai saatleri içerisinde mary ile eskiden olduğundan daha samimiydik artık..
molalarda beraber vakit geçiriyor, yetmiyor, mesaiden sonra da bazı akşamlar dışarıda buluşup akşamları bişeyler yapıyorduk..
mary, bu beraber takılmaların hepsini sevgilisi eric ile paylaşıyordu.. örneğin; mesaiden çıktık, bysavasla beraber biraz takılıp sonra eve döneceğim vs..
bazı zamanlarda molaya beraber çıktığımızda eric, mary i arayıp yanımıza geliyor, beraber oturuyorduk.. ama ben inanılmaz geriliyordum.. rahat olamıyordum ve hep bir bahaneyle yanlarından uzaklaşıyordum.. -
-
1.
0Hızlı yaz lan
-
1.
-
19.
+52016'nın temmuz ayındayız.. günlerden cumartesi.. o gün benim mesaim 2de başlıyor.. en son bahsettiğim gömlek olayının 1 gün sonrası.. o gün mary ile luke sabahçıydı.. saat 11 gibi yataktan kalktım telefonu elime aldım; mağaza müdürü whatsapp gurubundan aranızda usulsüzlük yapan arkadaşlar var gerekli yaptırımlar uygulanacak tarzında isim vermeden bişeyler yazmış.. kendi kendime ulan bunun nerden nasıl haberi oldu diye düşünüyorum.. saat 2 oldu mesaime başladım.. mağaza müdürü suratıma bakmıyor.. ben luke un yanına gittim hayırdır neden haberi oldu diye sordum.. dünkü adam değişme geldi, oradan patladı olay dedi.. ben nasıl gelir diye düşünüyorum.. dünkü çocuğu biliyorum çünkü, pantolonu aldı giydi tam oldu.. üstelik öyle değişme gelecek bir tipte değildi.. ben de hadi ya dedim geçtim artık ne diyeyim.. ama kafamda bir soru işareti vardı luke ün çocuktan dünkü adam diye bahsetmesi..
mağaza müdürü yanıma geldi gel seninle bişeyler konuşacaz diyerek beni mağazadan dışarıya çekti.. dışarda konuşuyoruz. bana nasıl böyle bişey yapabilirsin, yasak olduğunu bilmiyor musun vs vs bir dünya şey söyledi.. ben tüm suçu kabul ettim ve bir daha böyle bişey yaşanmayacağına dair kendisine söz verip özür diledim saklayacak bişey yoktu.. bu olay böyle bitmez tutanak tutacağız dedi ve konuşma bitti. -
20.
+4bay eddy ile konuştuktan sonra soluğu mary nin yanında aldım.. kendisini depoya çektim ve elimi omzuna koyarak luke u lafı yaptığı yavşaklıktan dolayı lafı geçirip, beni savunduğu için kendisine teşekkür ettim.. hatta akşam molaya beraber çıkalım konuşuruz falan dedim, tamam dedi..
luke la hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam ediyordum.. o da zaten benim neler öğrendiğimi bilmiyordu..
akşam oldu mary ile molaya çıktık.. neden luke a öyle söyledin dediğimde, böyle yavşak insanları hiç sevmem o yüzden kendimi tutamadım dedi.. bende tekrar teşekkür ettim kendisine ve mary e; bundan sonra benim için çok önemli bir insansın bana yapılan iyiliği de kötülüğü de hiç unutmam tarzından laflar söyleyip konuyu kapattık.. gerçekten benim için mary farklı bir yerdeydi artık.. kendisine karşı bakış açım çok değişmişti ve o günden sonra daha da yakın olmaya başladık..
başlık yok! burası bom boş!