-
29.
+1Pek boyle seyler ilgimi cekmistir kasmadan anlatiyosun devam, beklemedeyim,ama kitap okumandan baska hic kendinden bahsetmedin karakterin nasil? korkmadin mi?bi de asosyal misindir? Bunlari merak ettim hazir pek fazla kisi de yok ne guzel
-
-
1.
0Panpa eskiden öyleydim evet ama sonradan o birikim açtıkça açtı bei yalan yok. Tamam eyyamcı bi tip de sayılmam ama eskisinden kat be kat sosyalim son yıllarda. Genel kültür her zaman bir adım öne geçirir unutma
-
1.
-
28.
+15Bu arada takip eden ve takip ettiğini belli eden arkadaşlar gerçekten devam etme konusunda yardımcı oluyorlar. Sağolun şunu anlatmayı bi bitireyim usulünce nickaltılarınız hazır *
-
27.
0Çok güzel devam et
-
-
1.
0Edicem panpa. Anlatmazsam olmayacak çünkü...
-
1.
-
26.
+7Yazmak tekrar yaşamk gibidir derlerdi inanmazdım. Biraz izninizi rica ediyorum cidden zorlanıyorum.
-
25.
+6Sabahı tabi ki bekleyemedim. içeri girmesem de gidip güneşin doğmasını orada bekleyecek hem de evi saatlerce uzun uzun izleyecektim. Belki de bi sakini bi gireni çıkanı vardı. Anlamanın tek yolu biran önce gitmekti. Aynı otobüse değil de başkasına bindim. Gecenin bi saatinde azalmıştı seferler. Yakın bi yerde indim yürüdüm. Sokaklar caddeler gündüze göre nispeten sakindi. O eski ahşap evin önüne kadar gittim. Gündüz dikkatimi çekmemişti köşede bi kahve vardı. Oturdum çay söyledim ve bekledim. Düşünecek ve izleyecek çok vaktim vardı. Her hakarda artık uyumam imkansızdı.
-
24.
+6Hayatımda ilk defa zangır zangır derler ya hani işte öyle titriyordum. Rüyanın bir parçası sanki gerçek hayat geçmiş gibi o serinliği, o tuz kokusunu, o ıslaklığı sanki hala hissediyordum. Ve tabi ki adamın söylediklerini. Hayatımda bunkafar gerçekçi bu kadar somut bi rüya görmemiştim. Sanki rüya görmek değil de ışınlanmak gibi diye geçirmiştim içimden. Ulan ruhum bedenimdem ayrıldı da astral seyahate mi çıktı falan diye düşünüyordum. Heyecanım yatıştıktan sonra adamın söylediklerini düşünmeye başladım tekrar. Bir rüyadan sonra rüyada konuşulanlar bu kadar akılda kalır mıydı?
-
23.
+5Yağmurun ve rüzgarın sesimi keseceğini bile bile arkasından bağırdım " Dayı baksana... " Duymadı zannettiğim an başını bana çevirdi ve gel işareti yaptı. Uzunca bir pardesü giymiş ve boynuna da kırmızı bir atkı dolamıştı. Düşmemeye dikkat ederek yanına yaklaştım. Tam yanındayken "içeri niye girmedin?" Dedi... Uyan çabuk ve tekrar gel, giriş kapısının eşiğini sök bir anahtar bulacaksın onunla kapıyı aç ve içeri gir dedi. Sonra rüzgar şiddetlendi. ikimiz de savrulmaya başladık. Kayalıklardan yuvarlanırken. "Son umudum sensin" diye bağırdı beraber suya düştüğümüz an uyandım. Uyandığımda tuzlu su tadı hala genzimi yakıyordu
-
22.
+8Sonra yatağımdan kalkıp tüm cesaretimi topladım ve dışarıya çıkmaya karar verdim. Bu deniz fenerinin bir yerleşim birimine yakın olduğunu umuyordum. Dışarı çıktım. Rüyamda rüzgarın kapıyı içeri doğru itişini bile hissetmiştim. Ama dışarısı benim için tam bir fiyaskoydu. Hiçkimse yoktu bikaç beton merdivenden sonra kayalıklar ve sonrasında sonsuz deniz. Arka tarafa dolanayım bari diye düşündüm. Orası da aynıydı her yer karanlıktı sadece arada bir parlayan yıldırımların ışıkları ne kadar tek başıma olduğunu göstermekten başka bir işe yaramıyordu. Ki tam o anda bu küçük adanın ucunda birisini görene kadar...
-
21.
0Korkunçlu değilse okurum rez
-
-
1.
+1Karışık panpa sen nehissedersen öyle bişey bu. Belki komik belki korkunçlu belki heyecanlı dediğim gibi ben bile adını koyamıyorum...
-
-
1.
0Haklısın panpa :D
Yarım bırakma yeter
-
1.
-
1.
-
20.
0Rezervasyon devam et
-
-
1.
0Eyvallah panpa. Adamsın
-
1.
-
19.
+12 -1Başkalarının dölünün ne renk olduğunu merak eden bir topluluğa bişeyler anlatmaya çalıştığım. Dolayısıyla kendimi epey yalnız hissettiğim şu ortamda okuyan gören takip eden varsa en azından devam etmeye motive olayım diye ses verebilir mi?
-
18.
+5Normalde rüya falan gören bi tip değilimdir. Ama o gece hemen erkenden uyuyakaldım hem de acayip gerçekçi bi rüya gördüm. Upuzun bi denizfenerinin içinde kalıyordum. içi boş olan bu deniz fenerinin sadece duvarlarından sarmal şeklinde şeresine kadar merdiven çıkıyor fakat ortası tavanına kadar bomboş duruyordu. Yatağım tam bu ortaya serilmiş yattığım yerden tavana kadar başka hiçbirşey bulunmuyordu. Dışarıda bi fırtına kopmuştu. Her yandan rüzgar uğulduyor yüksek olduğu seslerinden belli dalgalar deniz yanını dövüyordu. Deli gibi korkuyordum.
-
17.
+5Tabi ki ne kapıyı açan ne de bir ses veren oldu. Sadece o ahşabın rüzgarda falan duyulan inilti gibi gacırtısından başka bişey duyulmadı. Nottaki soruya cevaben ben o değilim galiba başkan dedim. Gülümsedim kendi kendime. Atlayıp eve gittim.
-
16.
+5Hangisi gidiyorsa buldum otobüsünü atladım gittim. Biraz saçma bi yerde olduğu belliydi. Fakat asıl sürpriz adresi tam bulduğumda kendini gösterdi. Gittiğim bina eski ahşap köşk tarzı bi yerdi. Fakat bilmem kaç yıl önce terkedilmişti. Büyük ihtimal bir sahibi vardır diye düşünmüştüm ama yıllardır kimsenin oturmadığı da ortadaydı. Yine de kapısını bir çalayım dedim.
-
15.
+7uzun aradan dolayı özür dilerim. kendimi toparlayıp devam etmeye çalışacağım.
Devam eden bikaç sayfada da aynı şekilde deniz feneri resimleri görmüştüm. Tam da askında beni ürperten tarzda çizilmiş güzel tasvirlerdi. Son bir sayfa daha çevirdiğimde hayatıma başka türlü bir yön verecek o nota rastladım.
Osmanlıca kaleme alınmış bu kitabın arasında latin harfleriyle yazılmış küçük bir nottu bu. Eski ya da eskimiş bir kağıda yazılmış şu cümleler vardı:
"Ey okuyucu sırra vakıf olacak olan sen misin? Düş peşime kurtar beni. Anlatmakla değil yaşatmakla kıracağım bu zinciri. Gel... "
Dedikten sonra beykoz civarında olduğunu sandığım bi adresi vermişti. Adresi vermeyeceğim ama yakın zamanda tekrar gittiğimde resmini mutlaka atacağım bahsini ettiğim yerin. Evet o yerin... -
14.
0Reserved
-
13.
+4Bu devam edecek...
-
12.
+4ilgimi çekmesinin özel bir sebebi vardı çünkü bu zamana kadar en çok korktuğum şeydir deniz feneri. Nedense bir korku imgesidir bende deniz fenerleri
http://theringmovies.wiki...nd?file=Moesko_Island.jpg -
11.
+5Oturup karıştırmaya başladım... Sırayla gitmiyor öylesine bir orasından bir orasından sayfaları karıştırıp özellikle minyatürlere bakıyordum ki taa ki o resme kadar... Bir sayfanın so üst köşesinde yer alan sayfasın neredeyse yarısı uzunluğunda bir deniz feneri minyatürüydü. Bir adanın üzerine kurulu olduğu besbelli olan bu fener, fırtınalı bir havada imişçesine resmedilmişti
-
10.
+3işte böyle araların birinde elyazma eserlerin bulunduğu bölüme girmiş çok da anlamadan dolaşıyor en azından kitapların başlıklarını okumaya falan çalışıyordum. Osmanlıca'm çok olmasa da fena sayılmazdı. Ama işte akademik seviyede olduğu da söylenemezdi. Dana derisiyle ciltlenmiş, eski olmasına rağmen sırtı pek yıpranmamış, güzel bi kitap geçti elime. içinde minyatürlerle desteklenmiş güzel komposizyonu olan bir kitaptı. Sırlı kağıdın kokusu ve dokunduğunda hissedilen o kayganlık hayranlık vericiydi
başlık yok! burası bom boş!