1. 26.
    0
    @71 kim esaret altında gerizkelaı ermeniler sizin ananızı gibtiler fransız uniforması giyip sizin koylerinizi bastılar erkeklei savasta olan koylerdeki kadınlara kızlara tecavuz ettiler biz size özgürlük verrdik siz kendiniz esareti istediniz
    ···
  2. 27.
    0
    @72 anasını gibitğimin analtıncısı sizin ağzınız daha süt kokarken ben bu sözlükteydim lan
    ···
  3. 28.
    0
    Nasıl ulke yoneticeksiniz ki? Eslerinize zorla yedi sekiz cocuk dogurtarak mı? Dogan cocuklariniza sevgi vermeyerek mi?
    ···
  4. 29.
    0
    @64 dedemin banasını atatürkün askerleri öldürmüş benim dedem 5 yasındaymıs hiç babasını gormemiş inan bu konuları benim kadar arastırmıs olamazsın emin ol bak sana bi soru soruyorum

    cumhuriyet vs feodal

    siz hangisini secerdiniz
    ···
  5. 30.
    0
    Koy ortaminda bir annenin yedi sekiz sag cocugu varsa. O annenin en az iki cocugu dogduktan sonra ölmustur.
    ···
  6. 31.
    0
    Oyle bir devletimiz varki. Kuruldugundan beri sadece kürtler zarar gormus. Sizce boyle mi gercekten? Biyle olsa sizi herkes hakli bulurdu. Ama degil iste. Her eve gidin. Her evde askerden polisten iskence gormus akraba birey gorursunuz.

    Hemde bunu türk cerkes kürt ayrimi yapmamis adam. Ve halada oyle.

    Pkk nin kurupmasinda apo ya destek veren ustelik bizim devletimiz.

    Ama sunu anlamiyorum. Elinizde cocuklarina guzel bir yasam sarti sunma imkaniniz varken. Niye simdiden geleceklerini mahvediyorsunuz
    ···
  7. 32.
    0
    onlara kimlik verecek bir cumhuriyeti kurmuştur daha ne yapsın amk.

    kobani diye gibim gibim ağladıkları suriye bile 13.insan muamelesi yapıyor bu muallaklere.

    daha kimlik alamıyorsunuz ülke kuracaksınız muallakler.. inanıyor musunuz lan buna .
    ···
  8. 33.
    0
    @68 bir ırk esaret altındaysa ve katl ediliyorsa feodalizmi de cumhuriyeti de gibeyim.
    ···
  9. 34.
    0
    @53 kurtler nereye gelebilir lan daha dunku cocuk isid le basa cıkamıosun sen bu cografyada ıranla turkiyeyle nasıl basa cıkacaksın aq bizim derdimiz bebek kardes bebeklere kursun sıkan daha neler yapmaz ki
    ···
  10. 35.
    0
    mc klima ustas2 serkan
    dokununcu nesil inci sözlük yazarı
    ···
  11. 36.
    0
    @57 ama suclusu türkiye cumhuriyeti tıpkı 1938 de dersim ayaklanasında veya seyh said ayaklanmalarında oldugu gibi bunu gorebilecek zeka yok bunlarda
    ···
  12. 37.
    0
    @53 allah size akıl ve sabır versin :d

    cok garip insanlarsınìz. Kendi kendinize eylem yaptiniz. kendi insaniniz hayatini kaybetti. Kendi sehriniz yandı
    ···
  13. 38.
    0
    Gene ingiltere ve Fransa’nın kışkırtmasıyla, Güneydoğu Anadolu’da bir Kürt devleti kurmak üzere Siverek civarında ortaya çıkan Milli Aşiret Olayı aynı şekilde zor da olsa bastırılmış ama bir taviz noktasına gelinmemiştir. (1 Haziran-6 Eylül 1920). Diğer bir aşiret isyanı Cemil Çeto Olayı’dır. (20 Mayıs-7 Haziran 1920). Nihayet tam da 2. inönü Savaşı sürerken, Sıvas, Erzincan ve Tunceli bölgelerinde iki ay süreyle etkin olan Koçkiri Ayaklanması (6 Mart-17 Haziran 1921) bile sonucu değiştirmemiştir. Kaldı ki, bu isyanı çıkartanların amacı Zara, Divriği, Refahiye, Kuruçay ve Kemah havalisinde “özerk bir yönetim” kurmaktı. Durum son derecede kritikti. Yunan ordusu 2. inönü Savaşı’nı kaybetmese, Ankara yolu açılmış ve her şey bitmiş olacaktı. O yüzden Çankaya Muhafız Birliği’nin 100 kişilik kuvveti dahi cepheye sürülmüştü. Buna rağmen Batı’da Yunanla, Doğu’da Kürt asileriyle mücadeleye girildi ama taviz verilmedi, böyle bir otonomi kabul edilmedi. Erzurum Kongresi bittikten sonra 12 aşiret reisine yazdığı mektuplarla, onların desteğini isterken bile, karşılığında en ufak bir ima yollu dahi olsa Kürtlere yönelik bir taviz vermedi. (Bak. Orhan Çekiç, Samsun’dan Erzurum’a, Cumhuriyet Yayınları, istanbul, 2007). Bütün bunlara karşılık da, Kürt Sait isyanı ve onu ileri yıllarda takip edecekler dahil hiçbir isyancıdan da, “... Bize Kurtuluş Savaşı esnasında yapacağımız hizmetler karşılığı ‘özerklik’ sözü verilmişti, sonra devlet kuruldu ama bu söz unutuldu. Bu nedenle silaha sarıldık, isyan ettik... ” gibi bir savunma gelmedi. Bu kadar kritik dönemlerde bu tavizi vermeyen bir liderin, her zorluk aşıldıktan sonra 1923 yılında izmit’te bir basın toplantısında böyle bir “otonomi”den bahsetmiş olabilmesi bütün bu açıklanan gerekçeler nedeniyle olanak dışıdır. Çünkü o liderin tek bir hedefi vardır: Tam bağımsız, egemen, çağdaş, laik, sosyal bir hukuk devleti niteliğinde bir ulus-devlet kurmak. Yaptığı da budur ve onu bu çizginin dışında gösterecek her çaba, sonuçsuz kalmaya mahkûmdur.
    ···
  14. 39.
    0
    @51 bos konusuyorsun 1919 dan 1938 e kadarki ayaklanmaları neden soylemiyorsun kurtulus savası baslamadan daha basladınız ian ingiliz fransızlardan aldıgınız gazlarla ayaklanmalara bak sana cok kolay bişi soyliyim atatürk bize ne verdi cumuhriyet o kurt asiret agaları devlet kursa nasıl yonetilecekti feodalist bir sistemle ben kürt biri olarak bize cumhuriyeti veren atatürke hayranım sen gibtir git ne dusunuosan dusun ama hep yanlı dusunuorsun

    Atatürk 'Kürtlere Özerklik' Sözü Verdi mi?...
    Paylaş
    Yayınlanma tarihi: 21 Ağustos 2009 Cuma
    Erzurum Kongresi bittikten sonra 12 aşiret reisine yazdığı mektuplarla, onların desteğini isterken bile, karşılığında en ufak bir ima yollu dahi olsa Kürtlere yönelik bir taviz vermedi.

    Son günlerin gündem konusu “Kürt açılımı”. Hazır bir açılım söz konusu olmuşken de “Nereye kadar açılalım” sorusuna verilecek yanıta ışık tutması için belli Kürt çevreleri “... Zaten Atatürk de Kurtuluş Savaşı esnasında ‘Kürtlere özerklik’ sözünü vermişti, TBMM 10 Şubat 1922’de Kürtlere özerklik tanıyan bir yasayı bile kabul etmişti... En azından oraya kadar açılalım... ” demeye getiriyorlar. Bu söylenenlerin birer söylenti olmaktan ileri gidebilir tarafı yoktur ve Gazi Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı öncesinde, esnasında veya sonrasında, en kritik dönemlerde dahi Kürtlere böyle bir taviz vermemiştir. 1918-1924 arası tüm gelişmeler bunun somut kanıtıdır.

    Gazi Mustafa Kemal’in Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu öncesindeki evrelerde, “Kürtlere özerklik” anldıbına gelecek bir söylemde bulunduğu hatta bunun eyleme de dönüşerek TBMM’den “gizli” bir yasa geçmiş olduğu iddiası, özellikle son dönemlerde çok sık dile getirilmektedir. Konunun kanıtı olarak da Gazi’nin daha ziyade 16-17 Ocak 1923’te izmit’te istanbul basını ile yaptığı konuşma ve Ahmet Emin Yalman’ın sorularına verdiği yanıtlar gösterilmektedir. Buna bağımlı olarak da, “…Kurtuluş Savaşı günlerinde Kürtlerin desteğini sağlayabilmek için bu sözleri verdi ama sonunda devleti kurunca, bu sözleri unuttu... ” demeye getirmektedirler. işin bu yanı pek fazla sesli ifade edilmese de söylenmek istenen budur ve bu söylenenler tarihi gerçeklerle örtüşmemektedir.

    Hemen belirtelim ki iddia edildiği gibi 10 Şubat 1922 tarihinde bir Meclis oturumu yoktur ki, o gün bir kanun geçmiş olsun. Bunun bir an için Meclis’te değil de, bir tasarı olarak “Vekiller Heyeti” (Bakanlar Kurulu) toplantısında hazırlanmış olduğunu farz edelim; o zaman da “... Kanun neden gizli çıkarıldı? Kimden çekiniliyordu? Kanun uygulanmak için yapılır, gizli kanun kimin ne işine yarar? Gizli olduğuna göre belli ki usulüne uygun olarak ilan edilmemiş. Bu takdirde o metin ‘kanun’ hükmünde olur mu?..” gibi birçok soruya yanıt bulmamız gerekecektir. Sonuç olarak böyle bir kanun yoktur.

    Oysa izmit’te söyledikleri son derecede açıktır ve şudur: “Adım adım bütün memlekette ve geniş ölçüde doğrudan doğruya halk tabakalarının ilgili ve etkili olduğu ‘mahalli idareler’ kurulması iç ve dış siyasetimizin gereklerindendir. Kürtlerin oturduğu bölgelerde ise, hem iç siyasetimiz ve hem de dış siyasetimiz açısından adım adım mahalli bir idare kurulmasını gerekli bulmaktayız…” Söylediği budur.

    Aslında Gazi, istanbul basınıyla bu görüşmeyi 16-17 Ocak 1923 tarihinde yaparken, 20 Ocak 1921 Anayasası yürürlüktedir ve Gazi, basın mensuplarına sadece bu anayasanın ilgili maddelerinden söz etmektedir.

    Gerçekten de 10. maddede “Türkiye coğrafi durum ve ekonomik ilişki bakımından illere, iller ilçelere bölünmüş olup, ilçeler de bucaklardan meydana gelmektedir” denilmektedir.

    11. madde ise “iller, bölgesel işlerde tüzelkişiliğe ve özerkliğe sahiptir. iç ve dış siyaset, şeriata, adalete, askerliğe ait işler, milletlerarası ekonomik ilişkiler ve hükümetin genel vergileri ile faydası birden çok ili kapsayan hususlar müstesna olmak üzere; BMM’ce konulacak kanunlar gereğince vakıflar, okullar, eğitim, sağlık, tarım, bayındırlık ve sosyal yardım işlerinin düzenlenmesi ve yönetilmesi il meclislerinin yetkileri içindedir... ” demektedir.

    Bu artık anayasal bir hükümdür. Örneğin Kürt kökenli yurttaşlarımızın çoğunlukta yaşadığı bir ilde, bu il genel meclislerine seçilecek üyeler çoğunlukla Kürt kökenli olacakları için, bu yöre halkı yukarıda belirtilen konularda özerk olarak alacağı kararlar ve yapacağı uygulamalarla kendi kendilerini yönetmiş olacaklardır. Gazi’nin söylediği budur ve sadece budur. Bundan bir “otonomi” anlamında özerklik sonucu çıkarmak en hafifinden “yanlış değerlendirme” olur. Aksine, Ahmet Emin Yalman’a söylediği kelimesi kelimesine şudur:

    “... Anayasa gereğince zaten bir tür yerel özerklikler oluşacaktır. O halde hangi livanın halkı Kürt ise, onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir demektir... Şimdi TBMM hem Kürtlerin hem de Türklerin yetki sahibi vekillerinden oluşmuştur ve bu iki unsur bütün çıkarlarını ve kaderlerini birleştirmişlerdir. Yani onlar bilirler ki, bu ortak bir şeydir. Ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak doğru olamaz.” (Bak. Mustafa Kemal, Eskişehir-izmit Konuşmaları,1923, Kaynak Yayınları, 1999, s.103).

    Bu ifade ne demek? Net bir şekilde, “Otonomi olmaz!” demek.

    Kaldı ki 1923 yılına gelinceye kadar çok kritik dönemlerden geçilirken bile Kürtlere böyle bir taviz verilmemiştir. Örneğin Milli Mücadele’ye karşı ilk isyan hareketi, Mustafa Kemal Paşa’nın tam da Samsun’a çıktığı günlerde, Midyat, Nusaybin, Ömerkan, Dirilömer çevresinde ingiliz güdümünde ve desteğinde bir Kürt devleti kurmak için başlatılan Ali Batı Ayaklanması’dır. (11 Mayıs-18 Ağustos 1919). Bir taraftan ülke baştan aşağı işgal edilirken ortaya çıkan bu isyancılara en ufak bir taviz verilmemiş, anlaşma yoluna gidilmemiş, sonunda isyan bastırılmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 40.
    0
    Türkiye'de birsürü kökeni farklı olan insanlar var iken neden sadece kürtler özerklik istiyor peki? Ulan Türkiye burası Türkiye! Bu bütünlüğümüzden üstünmüsünüzki kendi sözde topraklarınızı kurucaksınız?
    ···
  16. 41.
    +1 -1
    @75 ya afedersin de sen kim oluyorsun da ermenilere bulaşma hakkını kendinde bulabiliyorsun? yahu senin ne haddine ermeni kardeşime dil uzatmak. adam hristiyan ulan hristiyan. avrupalı bunlar. senin gibi barbar, yağmacı değiller. adamlar medeni, demokratik mekanizmaları had safhada gelişmiş. bre gafil, senin ermenilerin üstünlüğünü kabul edip aman dilemen gerekirken, çıkmış ermenilere dil uzatıyor katliamcı diyorsun. yapmışlarsa da iyi yapmışlar kardeşim, çıkmışsın orada kem küm ediyorsun ama hiç düşündün mü eğer ermeniler olmasaydı, ermeniler dinci kürtleri öldürmeseydi pkk gibi seküler-demokratik bir hareket gelişebilir miydi? muhtemelen sayın abdullah öcalan da, bir şeyhin müridi olurdu. gerçi dehası onun mürid değil bizzat şeyh olmasını sağlardı. neyse.

    haddini bil!

    ayrıca barbar ilkel bir kabiledense, avrupai medeniyet görmüş bir toplum tarafından öldürülmeyi tercih ederim.
    ···
  17. 42.
    0
    al bakalım

    1999-2009 arasındakiler:



    A



    Albert Einstein:

    - Bilimsel Kişisel ve Dünyanın Etkisi, Bilgi Yayınları

    - Fiziğin Evrimi, Onur Yayınları

    - Einstein, Sarmal Yayınları

    - izafiyet Teorisi ve A. Einstein

    Amin Maalouf:

    - Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri, Telos Yayınları

    - Işık Bahçeleri, Yapı Kredi Yayınları (YKY)

    - Ölümcül Kimlikler, YKY

    - Adrina Mater, YKY

    Anthony Giddens:

    - Modernliği Anlamlandırmak, Alfa Yayınları

    - Modernliğin Sonuçları, Ayrıntı Yayınları

    - Siyaset Sosyolojisi ve Toplumsal Teori, Metis Yayınları

    - Ulus Devlet ve Şiddet, Devrim Yayınları

    Abbas Vali: Kapitalizm Öncesi iran- Kurumsal Bir Tarih, Avesta Yayınları

    Aguste Bailly: Bizans imparatorluğu Tarihi, Nokta Kitap Yayınları

    Andre Bonnard: Antik Yunan Uygarlığı (I-II-III), Evrensel Yayınları

    Alex Boraine: Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu, Aram Yayınları

    Alfred W. Crosby: Dünya Benimdir-Avrupa Ekolojik Emperyalizmi 900-1900, Kitap Yayınları

    Aldos Huxley: Cesur Yeni Dünya, ithaki Yayınları

    Adrian Berry: Sonsuzluğun Kıyıları, Tübitak Yayınları

    A.Hourani: Arap Halkları Tarihi, iletişim Yayınları

    A.Philips: Demokrasinin Cinsiyeti, Metis Yayınları

    Alan Woods-Ted Grant: Aklın isyanı, Tarih Bilinci Yayınevi

    Ann Chamberlin: Safiye Sultan (3 Cilt), inkılap Yayınları

    Antony P.Cohen: Topluluğun Simgesel Kuruluşu, Dost Yayınları

    Zincire Vurulmuş Prometheus, iş Bankası Yayınları

    Anderew Mango: Atatürk, Sabah Kitapları

    Alan Swingewood: Kitle Kültürü Efsanesi, Bilim ve Sanat Yayınları

    Arthur Schopenhauer: Aforizmalar, iş Bankası Yayınları

    Adid Davişa: Arap Milliyetçiliği (Zaferden Umutsuzluğa), Literatür Yayınları

    Austen Henry Layard: Ninova ve Kalıntıları, Avesta Yayınları

    Amir Hassanpour: Kürdistanda Milliyetçilik ve Dil, Avesta Yayınları

    Abraham Moles: Belirsizin Bilimleri, YKY

    Alain Touraine: Bugünün Dünyasını Anlamak için, YKY

    A.B. Bukşpan: Azerbaycan Kürtleri, Peri Yayınları

    Anthony D. Smith: Ulusların Etnik Kökeni, Dost Yayınları

    William H. McNeil, K. Ekhol, Jonathan Fridman, David Wilkinson, Samir Amin, Janet Abu-Lughod, Immanuel Wallerstein: Dünya Sistemi, imge Yayınları

    Andre Berten, Doblo da Silveira, Herve Pourtois (Derleyenler): Liberaller ve Cemaatçiler, Dost Yayınları

    Prof. Abraham Galente: Sabetay Sevi ve Sebaytaycıların Gelenekleri, Geyik Yayınları

    Andre Clot: Harun Reşit ve Abbasiler Dönemi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları Alexsandre Kojeve: Hegel Felsefesine Giriş, YKY

    Alain Corbain, Jean-Jagues Cocutine, Greorges Vigarello (Hazırlayanlar): Bedenin Tarihi 1 - Rönesans'tan Aydınlanma'ya, YKY

    Abdurrahim Zapsu: Büyük islam Tarihi, Risale Yayınları

    Ahmet Ulvi Türbaş: Felsefe, Sosyoloji Hukuku ve Devlet, Der Yayınları

    Akın Birdal: Sol Elim, Belge Yayınları

    Altan Öymen: Bir Dönem Bir Çocuk, Doğan Yayınları

    Alişan Akpınar: Aşiret, Mektep, Devlet, Aram Yayınları

    Azra Erhat: Mitoloji Sözlüğü, Remzi Yayınları

    Atilla Nalbant: Üniter Devlet, YKY

    Prof. Dr. A. Feyyaz Gölcüklü, Prof.Dr. A.Şeref Gözübüyük: AiHM Sözleşmesi ve Uygulaması, Turhan Kitapevi Yayınları

    Ali Berktay: Osmanlı Türk Modernleşmesi, Birikim Yayınları

    Adnan Nur Baykal: M.K emal Atatürk'ün Liderlik Sırları, Sistem Yayıncılık

    Ahmet insel: iktisat ideolojisinin Eleştirisi, Birikim Yayınları

    Ali Püsküllüoğlu: Türkçe Sözlük, Arkadaş Yayınları

    Ahmet Oktay: Sanat ve Siyaset, Everest Yayınları

    Ali Ağa: islamiyetin Özü ve Alevilik-Bektaşilik, Varlık Yayınları

    Ayhan Aktar: Türk Milliyetçiliği, iletişim Yayınları

    Ahmet Davutoğlu: Stratejik Derinlik, Küre Yayınları



    B



    Benjamin Barber: Güçlü Demokrasi, Ayrıntı Yayınları

    Bernard Lewis:

    - Ortadoğu'nun Çoklu Kimliği, Sabah Yayınları

    - Çatışan Kültürler, Tarih Vakfı Yurt Yayınları

    - Tarihte Araplar, Anka Yayınları

    - islam Dünyasında Yahudiler, imge Yayınları

    - islamın Krizi, Literatür Yayınları

    Bakunin : Tanrı ve Devlet, Belge Yayınları

    Beybaba Apdullah B. El Mustafa: Kelile ve Dimme, Nesil Yayınları

    Burchard- Sonja Brentjes: ibni Sina (Avicenna), Pencere Yayınları

    Boğos Lovos Zekiyan: Ermeniler ve Modernite, Aram Yayınları

    Barrington Moore Jr: Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri, imge Yayınları

    Bill Jordan: ciks Para ve iktidar-Kolektif Yaşamın Dönüşümü, imge Yayınları

    Brian Morris: Din Üzerine Antropolojik incelemeler, imge Yayınları

    Bertrand Badie: Kim Korkar 21. Yüzyıldan Yeni Uluslararası Sistem, NTV Yayınları

    Bouwe Draaisma: Bellek Metaforları, Metis Yayınları

    Belma Akçura: Devletin Kürt Filmi- 1925-2007 Kürt Raporları, Ayraç Yayınları

    Bakır Çağlar: Bir Anayasacının Seyir Defteri, Su Yayınları

    Baskın Oran: Türk Dış Politikası, iletişim Yayınları

    Baskın Oran: Türkiye'de Azınlıklar-Kavramlar, Lozan, iç Mevzuat, içtihat, Uygulama, TESEV Yayınları

    Bülent Tanör: Türkiye'de Kongre iktidarları (1918-1920), YKY

    Burak Orakoğlu: Ankara'da Gölge Oyunları, Timaş Yayınları



    C



    Carl Schmitt:

    - Parlamenter Demokrasinin Krizi, Dost Yayınları

    - Siyasal Kavramı, Metis Yayınları

    - Siyasi ilahiyat (Egemenlik kuramı üzerine 4 bölüm), Dost Kitapevi Yayınları

    Caroline Finkel: Rüyadan imparatorluğa Osmanlı, Timaş Yayınları

    Claude Cahen: Osmanlıdan Önce Anadolu, Tarih Vakfı Yurt Yayınları

    Catherine A. Mackinon: Feminist Devlet Kurdıbına Doğru, Metis Yayınları

    Colin A.Ronan: Bilim Tarih, Tübitak Yayınları

    Cristopher Pierson: Modern Devlet, Çiviyazıları

    Christian Jacq: Mısırlı Champollion, Arion Yayınları

    Charles Keit Maisels: Uygarlığın Doğuşu, imge Yayınları

    Charles Freeman: Mısır, Yunan ve Roma, Dost Yayınları

    Campanella: Güneş Ülkesi, Sosyal Yayınları

    Carl Sagan: Karanlık Bir Dünyada, Tübitak Yayınları

    C.P.Snow: iki Kültür, Tübitak Yayınları

    Christian Delacampagne: Filozof ve Tiran (Yansımanın Tarihi), iş Bankası Yayınları

    Charles Lindholm: islami Ortadoğu, imge Yayınları

    Claude Levi-Strauss: Yaban Düşünce, YKY

    Çağlar Keyder: Ulusal Kalkınmacılığın iflası, Metis Yayınları

    Cemal Yıldırım: Bilimin Öncüleri, Tübitak Yayınları

    Cüneyt Arcayürek: Demokrasi Döneminde Üç Adam, Bilgi Yayınları

    Cüneyt Arcayürek: Bekleyen Adamın Gerçekleşen Düşü, Bilgi Yayınları

    Prof.Dr. Coşkun Can Atakan: Müdahaleci Devletten Sınırlı Devlete, Yeni Türkiye Yayınları

    Cengiz Özakıncı: islam'da Bilimin Yükselişi ve Çöküşü, Otopsi Yayınları

    Cengiz Özakıncı: Dil ve Din Kuran'ı Doğru Anlamak, Otopsi Yayınları
    Tümünü Göster
    ···
  18. 43.
    0
    @33 okuduğu bütün ktaplarının ismini atacam da çok fazla yer kaplıyor özelden atayım istersen
    ···
  19. 44.
    0
    ben bir kürt alevi olarak beni seyhlerin dervislerin asıret agalarının yonettiği feodal sistemin kolesi omaktan kurtardıgı ıcın sevıyorum
    ···
  20. 45.
    0
    bir kürt ya da herhangi normal bir insan atatürkü emperyalizme karşı özgürlük savaşcısı olduğu için sever
    apoyuda emperyalist köpeği faşist olduğu için sevmez
    ama her tür emperyal köpeğin atatürkü sevmeme ve aponun züt deliğini yalaması normal karşılanır
    ···