1. 1.
    0
    edit: kimseye rezerve aldırmadan hikayemi yazdım beyler. okuyan okur. 14. entryde sonlandı.

    Krikolar canlıdır. Ruhları vardır. Duyguları vardır. Aşık olurlar. Kıskanırlar. Ömürleri, kaldırdıkları yüke göre değişir. Ancak hepsi, en sonunda ölürler.

    Bir kriko, doğduktan hemen sonra arabalarla iletişime başlar. Onlarla konuşur. Genelde iyi anlaşırlar. Çoğu zaman araba anlatır, kriko dinler. Arabanın derdine çare bulunması için onu kaldırır da kaldırır kriko. Onu yükseklere çıkarır.

    Ancak yıllar ilerledikçe kriko bazı şeylerin farkına varır. Artık arabaları aynı duygularla kaldırmamaya başlar. Onlara farklı bakmaya başlar. Kendine engel olamaz. Arabalara aşık olur. Onları kıskanır, hem de çok kıskanır.
    ···
  1. 2.
    0
    Bu bir krikonun hikayesi. Benim hikayem.

    14 nisan 1990'da bir fabrikada üretildim. Bana Mavi Kriko adını verdiler. Üretildiğim andan itibaren arabalarla ilişkim başladı. Onlar sadece arkadaştı benim için. Öyle hissediyordum. Onları kaldırırken çok eğleniyordum.

    Yıllar geçtikçe arabalar değişmeye başladı. Teknoloji sayesinde artık çok farklıydılar. Onlarla birlikte ben de değişiyordum. Görünüşüm değişmese de duygularım değişiyordu. Arabalar geldikçe onlara ilgi duymaya başlıyordum. Onlarla daha değişik sohbetler ediyordum. Bana aşık oldukları krikoları anlatıyorlardı. Aşık olmanın ne olduğunu bilmiyordum. Onu da yıllar içerisinde öğrendim. Kriko ve araba dostlarım vardı - lastikleri her patladığında bana gelirlerdi - ama bir gün bir araba hayatımı değiştirdi.
    ···
  2. 3.
    0
    işime daha çok asılmaya başladım. Her gün, lastiği patlasa da bana gelse diye bekliyordum. Ara sıra uğruyordu yaşadığım tamirhaneye. Kaliteli bir arabaydı. Kolay kolay gelmiyordu böyle yerlere. Bir gün, tekrar geldi. Bu kez kararlıydım. Onu sevdiğimi söyledim. O da bana karşı boş değildi. Benden hoşlandığını söyledi. Daha önce birçok araba hayatıma girmişti. Ama bu farklıydı. Her geldiğinde onunla uzun zaman geçirdim.

    Hep onunla kalabilirdim. Ancak olmadı.

    Bir gün tamirhaneye kaza yaptığı haberi geldi. Araba mezarlığına gömülmüştü duyduğuma göre.

    Bir daha hiçbir arabaya aşık olamadım.
    ···
  3. 4.
    0
    Bana yakın olduğunu hissettiğim her araba bana farklı duygular yaşatıyordu artık. Daha ağır gelmeye başlamışlardı bana. O yükü kaldıramıyordum.

    En sonunda bozuldum. Aradan hiçbir işe yaramadığım koskoca iki yıl geçti. Bir köşede öylece duruyordum. Ta ki sarı bir arabanın bana ihtiyacı olana kadar. Tamirhanedeki bütün krikolar bir arabayla meşguldü. Geriye bir tek ben kalmıştım. Sarı arabayı bana getirdiler. Bozulduğumdan emindiler. Ancak denemeye değerdi.
    ···
  4. 5.
    0
    Sanki bir mucize olmuştu. Tekrar işime dönmüştüm. O sarı araba bana bir krikodan söz etti. Onu çok seviyordu. Bizim tamirhanedendi kriko. Spor arabalarla ilgilenen bir krikoydu. Uzun bir süre birlikte oldular. Bense hala yalnızdım.

    O sarı araba bazı şeyleri fark etmemi sağladı. Bana umut ışığı olmuştu. Yeniden düşünmeye başlamıştım. Düşündüğüm kadar kötü bir kriko olmadığımı söylemişti bana.

    Bir şeyler yine değişiyordu. Bir arabaya yakın hissediyordum kendimi yine. Sarı arabaya bunu söylediğimde yanlış arabaya aşık olduğumu söyledi. Olmamalıydı bu. Uzun bir süre onunla ilgilenmiştim. Daha sonra sarı araba haklı çıkmıştı.
    ···
  5. 6.
    0
    Bu sırada bir araba çok sık gelir olmuştu bana. Kısa sürede çok yakın arkadaş olmuştuk. Bir şeyi olmasa bile tamirhaneye ziyarete gelirdi beni. Bakım yaptırır giderdi. Başka bir tamirhaneden gelmişti buraya. Çok güzel bir arabaydı. Dışı kadar içi de güzeldi o arabanın. En sonunda artık hep bizim tamirhaneye gelmeye başladı. O da başka bir krikoyu seviyordu. Bizim tamirhaneden değildi, ülkenin en ucundaki bir evin garajında çalışıyordu sevdiği kriko.

    Ne var ki o kriko ona gereken değeri vermiyordu, onu umursamıyordu. Başka arabalarla uğraşıyordu. Onu birkaç kez teselli etmiştim.
    ···
  6. 7.
    0
    Günler geçti aradan. Kendimi ona çok yakın hissetmeye başlamıştım. Bir dosttan çok, aşık olduğum arabayı görüyordum karşımda sanki. Ancak o beni dostu olarak görüyordu, bundan emindim. Sarı arabaya danıştım bunu. O da aynı şeyi söyledi. Biz kesinlikle dosttuk. Bu yüzden o arabaya, onu sevdiğimi söyleyemedim.

    Aradan birkaç hafta geçti. O arabayla ilişkilerim iyice ilerlemişti. Hala kendimde cesaret bulamıyordum. Yine bir gün beklemediğim bir anda, benden hoşlandığını söyledi. Sanki dünyadaki en mutlu krikoydum. ilk başta bunun olmaması gerektiğini düşünüyordum. Ama kendime engel olamadım. Bir kere aşık olmuştum. Bu sefer kaybetmemeliydim arabamı.
    ···
  7. 8.
    0
    adam şizofren
    ···
  8. 9.
    0
    Artık yeni bir ilişkiye başlamıştım. O arabayı bütün arabalardan çok seviyordum. Hem dışı hem içi çok güzeldi.

    Aradan iki ya da üç ay geçmişti. Herhalde kaybetmek istemediğimden olacak, o arabayı hep bozulmaya zorluyordum. Hep tamirhaneye gelmesini sağlıyordum. Kıskanmaya başlamıştım onu artık. Benim dostum olan krikolardan bile sakınıyordum onu. Hayatında benden başka kriko olmamalıydı. Hep benim arabam olmalıydı. Lastiği her patladığında bana gelmeliydi. Ondan çok şey istediğimi biliyordum. Sadece benim olması imkansızdı.
    ···
  9. 10.
    0
    krikoylan vururum
    ···
  10. 11.
    0
    Özgür bir arabaydı o. Hem de çok özgür. Sıkıntıya gelemiyordu. Onu sıkmak istemiyordum. Ama yapamıyordum. Çünkü onu kaybedemezdim.

    Günler içinde aramızdaki sorunlar daha da büyüdü. ilgiyi seven bir araba değildi. Onu daha fazla kaldırmamdan hoşlanmıyordu.

    Sahibiyle arası bozuktu. Sahibi onu her yere zütürmüyordu. Dolayısıyla tamirhaneye gelmesini istediğimde de gelemiyordu. Ona çok kızıyordum. Çünkü diğer krikolarla çok iyi geçiniyordu. Ancak ben farklıydım.
    ···
  11. 12.
    0
    Bir gün benimle değil diğer krikolarla olmak istediğini söyledi. Dostu olan krikolar daha önemliydi. O krikoların çoğunu tanıyordum. Benim tamirhanemdeydi çoğu. O gittikten sonra diğer arabalarla neler konuştuklarını biliyordum.

    Nolursa olsun ona daha çok aşık oluyordum. Ancak bir gün onun tamir edilmesini sağlamamdan hoşlanmadığını söyledi. Bazen gerçekten bir daha benim tamirhaneme gelmek istemediğini söylüyordu. Üzerimdeki yük artıyordu. Evet, ben bir krikoydum. Ancak benim de kaldıramayacağım yükler vardı. O arabaya kendimce bir plaka uydurmuştum: 128 236.
    ···
  12. 13.
    0
    Ben bozulmuş bir krikoydum. Zar zor iş görüyordum. O da artık iyi durumda bir araba değildi. Ama hala güzel bir arabaydı. Onu tüm arabalardan çok sevmiştim ve seviyordum. Bir gece dayanamaz hale gelmiştim. Uzun bir süredir gelmiyordu. Onu görmem gerekiyordu, ama o yoktu. Ona çok kötü şeyler yaşatmıştım. Ancak ben iyi bir krikoydum. Sadece onu kaybetmek istemiyordum. Fakat onu kaybetmiştim. Beni bırakıp gitmişti.
    ···
  13. 14.
    0
    Elimde tek bir şans vardı: o gece gelen son araba. Ortada bir tek ben duruyordum. Arabanın altına geçtim. Etrafa son bir kez baktım. Sessizce kendimi bırakıyordum.

    Bu bir krikonun hikayesi. Krikoların duyguları vardır. Aşık olurlar. Kıskanırlar. Ömürleri, kaldırdıkları yüke göre değişir. Ancak hepsi, en sonunda ölürler.

    Ve Mavi Kriko, ağır arabanın altında kırıldı. Ölmüştü. Tüm krikolar gibi...
    ···
  14. 15.
    0
    birisi şuna kriko soksun.
    ···
  15. 16.
    0
    @8 @15 alegoriden ne anlarsınız siz amk
    ···
  16. 17.
    0
    panpa sakın yarım bırakma hikayeyi mükemmel gidiyor anlat
    ···
  17. 18.
    0
    @17 panpa bu kadardı hikaye
    ···
  18. 19.
    0
    geç gördüm panpa son iki entryi eline sağlık on numara bi hikaye olmuş
    ···
  19. 20.
    0
    @19 sağ ol panpa, çok teşekkür ederim
    ···