-
1.
+2 -1Gerçek bir olaydır...
-
2.
0fragman niteliğinde bir kaç part atıyorum gece yarısında devdıbını yazacağım
-
3.
0gökyüzündeki tüm yıldızlar görülebiliyordu etrafta hiç ışık kaynağı olmadığı için. denizden gelen hafif bir rüzgar çam ağaçlarını sallıyor ağaçlardan çıkan sesler dalgaların sesiyle karışıyordu benim ve iki arkadaşımın uyanık olma sebebi bu değildi.
-
4.
0dışarıdan gelen ayak sesleri az önce bahsettiğim doğanın huzur veren seslerini bastırıyordu, çadırın etrafında yavaşça ama sürekli bir şekilde dönen şeyin ayak sesleriydi,o şeyin kurumuş çam yapraklarına -iğneleri de diyebilirsiniz buna- her basışında çıkan o ses -daha önceden bana doğada olduğumu hatırlatan huzurlu bir sesti- benim için huzur veren bir ses olmaktan çıkıp en derin korkularımın ve çaresizliğin sesi olmuştu. şey diyorum çünkü böyle bir şeyi daha önce hiç görmemiştik ve onu anlatabilecek bir kelime olduğunu sanmıyorum.
-
5.
0belki de en başından yazmalıyım olanları bu lanet yere nasıl ve neden geldiğimizi, başımıza nasıl uğursuzluklar geldiğini...
-
6.
+1para vermemek için çadırımızı kamp alanından uzakta bir koyun hemen dibindeki ormanlık alana kurmuştuk. ben ve iki arkadaşım çam ağaçlarından oluşan ormanda sessiz sakin bir tatil yapıyorduk. sabah erkenden denize giriyor ve acıktığımızda da yanımızda getirdiğimiz eşyalardan bir şeyler hazırlayıp yiyorduk
-
7.
+1tatilin üçüncü günü çadırımızı kurduğumuz ormanın daha üst kısımlarına çıkmaya karar verdik, çünkü denize girmekten sıkılmıştık ilk iki güne sürekli yüz sürekli yüz nereye kadar ? çıkacağımız yer eğimliydi ve yılan akrep falan olur diyerekten spor ayakkabılarını giydik ve yürüdük yukarıya doğru.
-
8.
+1Çam ağaçlarının ince uzun kurumuş yaprakları yerlerdeydi ve her basışımızda bir çıtırtı sesi geliyordu. Salih ve oğuz önden yürüyorlardı bense en arkadan. kendi arlarında konuşuyorlardı klagib kar kız muhabbeti işte neyse uzaktan bir su sesi duyduk . bu yaz vakti 40 derece sıcakta çoktan kurumuş olması gerekiyordu derelerin ama bunu o zaman düşünemedik ya da farkedemedik belki de can sıkıntısı yüzünden.
-
9.
+1Yürüdüğümüz patika yolun birkaç metre aşağısında dümdüz kayaların arasında ince bir su yolu vardı ve su akıyordu. Kayalar o kadar düzgündü ki sanki makinelerle kesilmiş ve oraya yerleştirilmiş gibiydi. Oraya doğru inmeye başladık. Salih ve oğuz yine muhabbetlerine devam ediyordu. Su yolunu suyun aktığı yöne doğru takip etmeye başladık. Çevresi nemliydi ve yemyeşil yosunlar kaplamıştı her yeri ama o düzgün taşların üzerinde yosun yoktu.
-
10.
0Yaklaşık 5-10 dakika kadar yürüdükten sonra kaynağa ulaştığımızı sandık. Yaklaşık 1.5 metre genişliğinde bir oyuğun ağzı önümüzde duruyordu su da bu oyuğun içinden çıkıyordu. Oyuğun duvarlarını oluşturan duvarlar yosunluydu ama oyuğun girişini kapatan simsiyah bir kayada hiç yosun yoktu, bir kömür kadar karaydı. Oğuz< bunun için mi geldik şimdi buraya> dedi yerden bir taş aldı ve siyah kayaya doğru fırlattı. Oğuz’un attığı taş birkaç parçaya bölündü ve siya kayada da küçük bir delik oluşturdu. O delikte beyaz bir şey vardı
-
11.
0ilk benim dikkatimi çekmişti oğuz ve salihe< orda beyaz bir şey var baksanıza > dedim . siyah kayanın en yakınında oğuz olduğu için ilk o hareketlendi ve kayanın içindeki beyaz şeye baktı o sırada ben ve salih’te gelmiştik. Bir deniz kabuğuna benziyordu. En içten başlayan bir sarmal şeklindeydi, altın oranı şekli gibi gelmişti bana ve oğuz merakla- her gördüğünü dokunarak anlamak isteyen bebekler gibi- o beyaz, şekilli şeye dokundu.
-
12.
0dokunduğu anda beyaz taş benzeri şey tam ortasında ikiye ayrıldı ve içinden siyah bir sıvı akmaya başladı o kadar çok akıyordu ki oyuktan gelen suya karıştı ve suyun büyük bir kısmını kapkara hale getirdi. biz şaşkınlıkla seyrediyorduk olan biteni ve oyuğun içinden bir rüzgar esti bize doğru. hemen oradan uzaklaştık
-
13.
0gece birden uyandım aslında birden uyandım denemez, salih ve oğuzun ayak seslerine uyandım. çadırdan dışarı çıkmışlar ve kendi aralarında konuşarak yürüyorlardı. merakıma yenik düştüm ve ve çadırdan çıkıp onları takip etmeye başladım. gündüz çıktığımız dağa doğru gidiyorlardı.
-
14.
0her yer kapkaranlıktıher yer kapkaranlıktı yıldızlar çok net şekilde görünüyorlardı bilenler bilir. yıldızların net göründüğü gecelerde ay olmaz gökyüzünde o gece de ay yoktu ve önümdeki yolu zor görüyordum salih ve oğuz ise sanki etraf karanlık değilmiş gibi rahat bir şekilde ilerliyorlardı, kendi aralarında hiç konuşmamaya başlamışlardı. ben onların arkasında onlar önde gündüz bulduğumuz oyuğun önüne geldiler. bense onların beni göremeyeceklerini umduğum bir ağacın arkasına gizlendim.
-
15.
0bir rüzgar çıkmıştı ağaçları hafif şekilde sallıyordu uzaktan gelen dalgaların sesiyle karışıyordu. ben ağaçların sallanmasına bakarken bir ses duydum suya düşen bir şeyin sesi. oyuğun olduğu yöne baktım oğuz ve salih yoktu.
-
16.
+1dayanamadım ve yanlarına gitmek için olduğum yerden doğruldum yanımdaki el fenerini yaktım. korka korka ilerliyordum çünkü bu ıssız yerde üçümüz vardık sadece ve onların gece gece bu garip yere gelmeleri beni rahatsız etmişti. aklıma getirmek istemediğim şeyler vardı.
-
17.
+1el fenerinin aydınlattığı yuvarlak alan siyah kayanın üzerindeydi. ince su yoluna devrilmişti biraz önce duyduğum ses bu devrilme sesi olmalıydı. peki arkadaşlarım neredeydi ? bu taşı devirip oyuğun yolunu mu açmışlardı? karanlıkta ellerinde fenerleri bile yokken- tek el feneri benim elimdeydi- bu oyukta ne arıyorlardı? ben oyuğun önünde bunları düşünürken bir ses daha duydum ama bu sefer bir insan sesi- daha çok çığlık gibiydi- <yardım et> diyordu.
-
18.
0gecenin kör bir vakti geldiğine göre yazmaya devam edebiliriz
-
19.
0o sesi duyunca irkildim size de olmuştur böyle bir irkilme mutfaktan bir ses duyarsınız ve boş bulunup irkilirsiniz ya ! benim durumum sizden biraz farklıydı, ben gecenin kör saatinde kimsenin olmadığı ıssız bir ormanda arkadaşlarımı izlerken onları kaybetmiş hemen ardından uğursuz bir oyuktan gelen yardım et sesini duymuştum. üstelik bu ses arkadaşımın yani oğuzun sesiydi. <salih bayıldı çabuk yardım et> diyordu. <tamam geliyorum> diyebildim o panikle ve feneri oyuğun içine tuttum aydınlanan ufak bir kısıma doğru yürümeye başladım
-
20.
0ilerlerken bir yandan da küfrediyordum <gecenin bu saatinde ışıksız bir şekilde tak mu var da buraya geliyorsunuz deli mi gibti sizi> diye ama bu sözlerime cevap alamıyordum sadece <yardım et diyordu>
başlık yok! burası bom boş!