-
26.
0<ne oldu düştünüz mü bir yeriniz mi kırıldı> dedim sorduğum soruya cevap olmayan <yardım et > sözünü söylediler ama bu sefer ses daha kısık şekilde geliyordu benden uzaklaşıyor gibiydi. ellerimi duvardan akan siyah sıvıya değdirmeden ilerlemeye çalışıyordum. bir kaç dakika ilerledikten sonra duvarları kuru olan bir yere geldim. ama duvarda başka birşey vardı.
-
27.
0bir kömür parçasıyla çizilmiş gibi duran şekiller vardı. ilk çağlardaki mağara resimlerine benziyorlardı ama arapça harfler de yazıyordu şekillerin altında. elimdeki feneri duvara tutarak incelemeye başladım. ilk şekiller bütününde bir grup insan vardı ve karanlık bir silüetin etrafında bir daire oluşturmuşlardı önlerinde de birer kitap vardı. karanlık silüet insanlara göre daha büyük çizilmişti ve insanlar ona doğru bakmıyordu...
-
28.
0duvarlara tutunarak ilerliyordum düşmemek için çünkü oyuğun içi o kadar karanlıktı ki sadece feneri tuttuğum yer aydınlanıyordu yani daire şeklinde bir alan diğer yerlere az da olsa bir ışık süzmesi bile gitmiyordu. duvara tutunan elim ıslandı herhalde duvardan su sızıyor diye düşündüm ama elime bakmaktan da kendimi alamadım. diğer elimle tuttuğum el feneriyle ıslanan elimi aydınlattım. elim simsiyah olmuştu
-
29.
0Reserve
-
30.
0bir rüzgar çıkmıştı ağaçları hafif şekilde sallıyordu uzaktan gelen dalgaların sesiyle karışıyordu. ben ağaçların sallanmasına bakarken bir ses duydum suya düşen bir şeyin sesi. oyuğun olduğu yöne baktım oğuz ve salih yoktu.
-
31.
0Rezerved dıbınakoyim
-
32.
0Gece okuruz
-
33.
0reserved bi ara anlatırım
-
34.
0fragman niteliğinde bir kaç part atıyorum gece yarısında devdıbını yazacağım
-
35.
0gökyüzündeki tüm yıldızlar görülebiliyordu etrafta hiç ışık kaynağı olmadığı için. denizden gelen hafif bir rüzgar çam ağaçlarını sallıyor ağaçlardan çıkan sesler dalgaların sesiyle karışıyordu benim ve iki arkadaşımın uyanık olma sebebi bu değildi.
-
36.
0Rizörvıd
-
37.
0dışarıdan gelen ayak sesleri az önce bahsettiğim doğanın huzur veren seslerini bastırıyordu, çadırın etrafında yavaşça ama sürekli bir şekilde dönen şeyin ayak sesleriydi,o şeyin kurumuş çam yapraklarına -iğneleri de diyebilirsiniz buna- her basışında çıkan o ses -daha önceden bana doğada olduğumu hatırlatan huzurlu bir sesti- benim için huzur veren bir ses olmaktan çıkıp en derin korkularımın ve çaresizliğin sesi olmuştu. şey diyorum çünkü böyle bir şeyi daha önce hiç görmemiştik ve onu anlatabilecek bir kelime olduğunu sanmıyorum.
-
38.
0belki de en başından yazmalıyım olanları bu lanet yere nasıl ve neden geldiğimizi, başımıza nasıl uğursuzluklar geldiğini...
-
39.
0Reserved
-
40.
0Yaklaşık 5-10 dakika kadar yürüdükten sonra kaynağa ulaştığımızı sandık. Yaklaşık 1.5 metre genişliğinde bir oyuğun ağzı önümüzde duruyordu su da bu oyuğun içinden çıkıyordu. Oyuğun duvarlarını oluşturan duvarlar yosunluydu ama oyuğun girişini kapatan simsiyah bir kayada hiç yosun yoktu, bir kömür kadar karaydı. Oğuz< bunun için mi geldik şimdi buraya> dedi yerden bir taş aldı ve siyah kayaya doğru fırlattı. Oğuz’un attığı taş birkaç parçaya bölündü ve siya kayada da küçük bir delik oluşturdu. O delikte beyaz bir şey vardı
-
41.
0ilk benim dikkatimi çekmişti oğuz ve salihe< orda beyaz bir şey var baksanıza > dedim . siyah kayanın en yakınında oğuz olduğu için ilk o hareketlendi ve kayanın içindeki beyaz şeye baktı o sırada ben ve salih’te gelmiştik. Bir deniz kabuğuna benziyordu. En içten başlayan bir sarmal şeklindeydi, altın oranı şekli gibi gelmişti bana ve oğuz merakla- her gördüğünü dokunarak anlamak isteyen bebekler gibi- o beyaz, şekilli şeye dokundu.
-
42.
0reserved
-
43.
0dokunduğu anda beyaz taş benzeri şey tam ortasında ikiye ayrıldı ve içinden siyah bir sıvı akmaya başladı o kadar çok akıyordu ki oyuktan gelen suya karıştı ve suyun büyük bir kısmını kapkara hale getirdi. biz şaşkınlıkla seyrediyorduk olan biteni ve oyuğun içinden bir rüzgar esti bize doğru. hemen oradan uzaklaştık
-
44.
0reserved bakacağım sonra
-
45.
0her yer kapkaranlıktıher yer kapkaranlıktı yıldızlar çok net şekilde görünüyorlardı bilenler bilir. yıldızların net göründüğü gecelerde ay olmaz gökyüzünde o gece de ay yoktu ve önümdeki yolu zor görüyordum salih ve oğuz ise sanki etraf karanlık değilmiş gibi rahat bir şekilde ilerliyorlardı, kendi aralarında hiç konuşmamaya başlamışlardı. ben onların arkasında onlar önde gündüz bulduğumuz oyuğun önüne geldiler. bense onların beni göremeyeceklerini umduğum bir ağacın arkasına gizlendim.
başlık yok! burası bom boş!