1. 1.
    0
    6 sene gibilen hayatım ancak 6 sayfaya sığabilir. zehirlenmeye 14 yaşında başladım. ergenliğin verdiği aptallıkla yeni hazlar arama peşindeydik. o zamanlar sigarayla yeni yeni tanışmıştık, okula gitmeden önce arkadaşlarımla bakkaldan 2-3 dal sigara alıp içerdik. bir gün yine her zamanki köşe başında sigaramızı içerken artık sigaranında sarmadığını fark ettim, yeni hazlar, yeni tatlar lazımdı.
    ···
  2. 2.
    0
    bir pazar akşamı her zaman gittiğim semtimizin parkına uğradım. mustafa abileri görüp yanlarına gittim. selam verdikten sonra yanlarına geçtim. elinde şu sürekli duyduğum "cigara" yı sarıyodu.
- abi o elindeki cigara mı ? diyip onaylatmak istedim.
- aynen kardeşim diyip doğruladı.
sarmayı bitirip içme kısmına geçtiler, bir duman alan yanındakine veriypdu.
- abi bende bi duman alabilir miyim diye sordum
- kardeşim bu işler sana fazla gelir dedi, daha fazla üsteleyince de tokadı yedik. ama ne mustafa abi ne dayak beni vazgeçiremezdi
    ···
  3. 3.
    0
    2 gün boyunca mustafa abileri izledim. zulalarını öğrendikten sonra otu zulasından çalmak için plan yapmam lazımdı. tek başıma fazla tehlikeye gireceğim için ertesi gün en yakın arkadaşım olan enesten yardım istemem lazımdı.
    ···
  4. 4.
    +1
    o zamanın aklıyla kanka sigara artık seni de sarmıyo dimi lan diye söze girdim. evet amk cevabını aldıktan sonra
- aga artık farklı tatlar denemek lazım,ot bulup içelim 
- ulan günde 2 lira zor buluyoruz nerden para bulucaz, hadi para bulduk diyelim nerden alıcaz dedi.
- orası kolay. bedavaya alıcaz, mustafa abinin zulasını biliyorum, onu çalıcaz.
- duyarlarsa zütümüzden kan alırlar ama gibtir et amk diyip kabul etti.
    ···
  5. 5.
    +1
    kafatasını gibtiğim zulayı okulun yanındaki su oluklarına yapmış, o gün son iki ders beden eğitimi dersi vardı. hoca 2 top verir, tuvalete çekilip manitasıyla erotik sohbetlere dalardı. manitası da bi gibime benzemiyodu amk fıçı gibi bişeydi. neyse son ders duvardan atlayıp işe koyulmaya gittik. ben zulayı patlatırken enes etrafı gözetlicekti. oluktaki taşları çıkarttığımda siyah bi poşet buldum, içinde daha ufak poşetler vardı ve tabiki poşetlerde de zehir. poşeti aldığımız gibi bizim eve kaçtık. annem 3 aylığına köye gitmişti. babam da gece 11 den önce eve gelmezdi. poşettekilerin hepsini bi sigara pakedine boşalttık. tek sıkıntı vardı, nasıl sarılcağını ve neye sarıcağımızı bilmiyoduk. derken cebimdeki sigara aklıma geldi. sigaranın içindeki tütünü boşaltıp tütünle otu karıştırdıktan sonra tekrar doldurduk. siftahı benim yapmam gerekiyodu galiba. yaktım cigarayı bi nefes aldım almaz olaydım amk. ne gibimsonik bi tadı vardı amk boğazım gibildi yarım saat öksürdüm amk. benden sonra enes te bi nefes aldı o da aynı tepkiyi verdi. hiç bi gibim olmadı. öksüre öksüre bitirdik ve her nefeste gözüm biraz daha karardı. ve ardından gülme tuttu amk ortada hiç bi gibim yokken mal gibi kahkahalar atıyoduk. aşağı yukarı 20dk sürdü bu halimiz. sonra bi bitkinlik çökmeye başladı. tamamen bayılmadan etrafı temizledik. pakedi okul çantama sakladım. zaten bi gibe yaradığı yoktu çantanın okula nadiren zütürürdük.
    ···
  6. 6.
    0
    @10 işte beklediğim yorum, klagib balkon çocuğu. Her neyse her okul çıkışı eve gidip içmeye başladık. o paket bize 5 gün yetebilmişti. peki şimdi nerden bulacaktık ? yol yakınken bırakabilirdik ama cigara içtikçe kendimizi bi tak zannettik. daha fazla ot bulmak için mustafa abinin yanına gittim, belki bir şekilde başka bi zulasını bulabilirdim yada kafası kıyakken cigarayı bana uzatabilirdi.her zamanki yerde her zaman olduğu gibi cigara içiyolardı. selam verip yanlarına oturdum, içimde öyle bi korku vardı ki otururken altıma sıçabilirdim. ya öğrenmişse zulasını benim patlattığımı diye içim içimi yiyodu. 5-10dk oturduktan sonra mustafa abi bana döndü 
- kardeşim galiba sen de artık bu taku tattın dedi
yok abi diyemeden. bana masal anlatmaya kalkma pekekent diye bağırdı.
- ulan züt veren hem benim malımı çalıyosun hem benim yanıma geliyosun, zütünün bi kıymeti yok heralde dedi.
aha şimdi sıçtık diye düşündüm ama konuşmaya devam etti
- peki kardeşim ya çaldığının parasını verirsin yada benim için bir kaç ufak iş yapıp daha fazlasını kazanırsın dedi.
cebimde 5 lira vardı çıkartmaya kalksam harbiden zütü kaybedebilirdim, hem zaten ben daha fazla ot bulmak için gelmiştim, bu muallaknin yaptıracağı işler bana koymazdı, o yüzden 2. seçeneği seçtim ve eve döndüm.
    ···
  7. 7.
    0
    ertesi gün okul çıkışında mustafa abiyi gördüm, o da beni görünce yanıma geldi yavaş yavaş yürümeye başladık okuldan uzaklaşınca, ilk işin için hazır mısın diye sordu. 
- hazırım abi de işi anlatsana bi dedim. cebinden bi sigara pakedi çıkartıp bana uzattı
- bunu xxxx cafedeki xxx abine zütürüceksin dedi
- tamam abi de bunun içinde ne var diye salakça bi soru sordum.
- ne olabilir beynini gibtiğim diyip güldü.
hayırlı olsun, mustafanın kuryesi olmuştuk.
    ···
  8. 8.
    0
    @14 k.bakma aga zaten mobilden yazıyorum bide gri ekran veriyo
    ···
  9. 9.
    0
    pakedi teslim edip mustafa abinin yanına döndüm, cebime 20 lira koyup bi cigara sarmaya başladı. 
sardığı cigarayı bana verip yanında bulunsun, sonra ateşlersin dedi ve yenisini sarmaya başladı. böyle basit bir iş sayesinde hem cebimde param oluyodu hem beynime duman giriyodu. sardığı cigarayı ateşledi ve sırayla döndük.
- yarın 2 iş daha var diyip, adresi söyledi. 
ilk defa okulda simitten başka bişey yiyebildim amk. okul çıkışı işleri halledip tekrar mustafa abinin yanına döndüm. bu sefer cebime 50 lira koymuştu. ve tabiki cigara sarılmaktaydı, sararken de aslanım benim, böyle devam edersen daha iyi para kazanırsın vs vs diye pohpohluyodu. bi yandan hoşuma gidiyodu ama bi yandan da züte gelme korkusu vardı.
    ···
  10. 10.
    0
    2-3 gün böyle devam ettik. bendeki para bolluğuna enes baya bi şaşırmıştı, ne işler çevirdiğimi sordu ama sonra anlatırım diyip geçiştirdim. mustafanın maşası olmak hoşuma gitmiyodu ama cep dolu kafa hızlı olunca fazla önemsemiyodum. mustafa abiden aldığım otları parkta enesle birkikte ateşliyoduk. bi akşam tekrar parkta dumana vururken diğer semtten 3 çocuk geldi. aralarında en iri olanı
- birader siz ne ayaksınız lan, bizim parkımızda nasıl dumanlanırsınız dedi tipini gibtiğim.
enes benden önce ayağa kalkarak
- lan ölüsünü gibtiğim siz kime iş koyuyosunuz dedi. enes bini o zamanlar benden 20-25cm uzun, daha yapılıydı. tam o sırada birbirimize girdik. enes iri olanı aldı ben diğerini aldım derken bacağımda bi sıcaklık hissettim. 3. huur çocuğunu unutmuştum. enes çoktan iri olanı yere yığmıştı. yerde yatarken yedi cüceler tarafından tecavüze uğramış gibi gözüküyodu yavuşak. o sırada bende birini indirip enesle birlikte diğerine atıldık. fazla sürmeden mahallelerine doğru kaçmaya başladılar. enes eliyle bacağımı işaret edip 
- kanka bacağın gibilmiş gibi dedi. elimi bacağıma attığımda gözlerimi karartan bi acıyla karşılaştım. kavganın heyecanıyla bişey hissetmemiştim ama yavaş yavaş acı beynime yükseliyordu. bıçağı yemiştik ama şanslıymışım ki pek bişey yoktu en fazla 5cm girmişti. ya lavuğun emaneti ufaktı yada gücü yetmemişti. bu günlük bu kadar yeter zaten kimsenin giblediği yok.
    ···
  11. 11.
    0
    enesle birlikte mustafa abilerin eve doğru gitmeye başladık. ayağımı yere basabilicek kadar iyiydim ama yinede topallıyodum. mustafa abinin eve girdik. pantolonu yırtık bacağı kanlı görünce biran şaşırdı, noldu kardeşim sana diyerek içeri buyur etti. yarayı inceleyip teşhisi koydu dikiş atılmazı lazımdı. arabasına atlayıp en yakındaki hastaneye gittik. acile girip sedyeye uzandım ardımızdan doktor içeri girdi. yarayı kontrol edip pansuman yaptı ve zımba vurmaya kalkınca
- abi baştan savmak için zımba vurmaya çalışma, adam akıllı dikiş at diye çıkıştım. dikiş atıldıktan sonra, nasıl oldu bu, saldırya mı uğradın vs vs diye sorguya çekmeye çalıştı.
parkta çitlerden atlarken takıldım dedim. evet semtimizin parkı cidden çok gibindirikti. ufak çitlerin bıçaktan farkı yoktu ki doktor da fazla üstelemedi. enesi eve bırakıp mustafa abinin eve döndük. 
- ee anlat bakalım, hangi huur çocuğu dedi
olayı olduğu gibi anlattım. bi cigara sarıp içtikten sonra eve döndüm. 4 gün evden pek çıkamadım. okul çıkışlarında enes yanıma uğruyodu. her zamanki gibi vur dumana gel imana modundaydık. ve haftabaşı kendimi daha iyi hissetmeye başlayınca okula gitmeye karar verdim. teneffüslerin birinde telefonum çalmaya başladı, mustafa abi arıyodu, açtım telefonu yanına gitmemi istedi, okuldayım diyince o zaman okul çıkışı parkta ol cevabını aldım.
    ···
  12. 12.
    0
    ine iş vardır diye düşünüyodum ki iş olsa iyi olurdu çünkü param azalmaya başlamıştı. okul çıkışı parka doğru yürüdüm. parka geldiğimde mustafa abiyi ve mahalle büyüklerinden bir kaçını gördüm, yanlarına gidip selam verdim ki beni vuran huur çocuğunu fark ettiğim gibi yumruğu geçirdim. parmaklarımdan birini kırabilecek kadar sağlam vurmuştum. çocuğun yere yığılması yumruklamama engel olamazdı. tahminen 25-30sn boğuştuk ki. mustafa abi ayırdı ve elime bıçağı verdi. intikamımı alabilirdim ama bıçağı yere attım.
- deymezsin huur çocuğu diyip kenara çekildim. diğer abilerden biri 2 tokat atıp yolladı çocuğu. 
parkta bi yarım saat oturduktan sonra mustafa abiye dönüp
- abi iş yok mu diye sordum.
evet, iş tabiiki de vardı ama biraz uzak bi mekana daha yüklü paket zütürücektim. zütüm 3,5 atsada kabul ettim.
 Eğer dinliyen varsa kendini belli etsin.
    ···