-
38.
0#Tümünü Göster
loading... #13481874 * :o :( /msj ?
1. i̇şte o sırada bir tilki çıkıverdi ortaya.
“günaydın” dedi tilki.
“günaydın” dedi küçük prens kibarca. ama etrafına baktığında kimseyi göremedi.
“buradayım! elma ağacının altında.”
“sen kimsin? çok güzel görünüyorsun.”
“ben bir tilkiyim.”
“gel, birlikte oynayalım. öyle mutsuzum ki” dedi küçük prens.
“seninle oynayamam” dedi tilki, “ ben evcil bir hayvan değilim.”
“buna çok üzüldüm” dedi küçük prens. ama biraz düşündükten sonra: ”evcil ne demek?” diye sordu.
“anladığım kadarıyla burada yaşamıyorsun” dedi tilki, “kimi arıyorsun?”
“i̇nsanları arıyorum,” dedi küçük prens, “ peki ama ‘evcil’ ne demek?”
“i̇nsanlar,” dedi tilki, “tüfeklerle dolaşırlar ve avlanırlar. tam bir baş belasıdırlar. bir de tavuk yetiştirirler. tüm işleri bundan ibarettir. sen de mi tavuk arıyorsun?”
“hayır, ben arkadaş arıyorum. ama ‘evcil’ ne demek?”
“bu pek sık unutulan bir şeydir. ‘bağ kurmak’ anldıbına gelir.”
“bağ kurmak mı?”
“evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
“anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
“olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
“ama bu çiçek dünyada değil.”
tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
“evet.”
“peki orada avcılar da var mı?”
“hayır, yok.”
“bu çok ilginç. peki ya tavuklar?”
“hayır. tavuklar da yok.”
“eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. sonra kendini anlatmaya başladı:
“yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni.
bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.
sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.
“senden rica ediyorum. lütfen beni evcilleştir!” dedi.
“elbette” dedi küçük prens. “ama pek fazla vaktim yok. yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”
“sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “i̇nsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”
“ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.
“çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”
ertesi gün küçük prens yine geldi.
“her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim.
ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. i̇nsanın gelenekleri olmalıdır.
“gelenek nedir?”
“bu da çok sık unutulan bir şeydir” dedi tilki. “bir günü diğer günlerden, bir saati diğer saatlerden ayıran şeydir. örneğin, şu benim avcıların da gelenekleri vardır. perşembeleri kızlarla dansa giderler. bu yüzden de perşembe benim için harika bir gündür. üzüm bağlarına kadar yürüyebilirim. ama avcılar dansa herhangi bir gün gitseydi, benim için hiçbir günün özelliği olmayacaktı ve asla tatil yapamayacaktım.”
böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. ve ayrılma vakti geldiğinde “ah! sanırım ağlayacağım” dedi tilki.
“bu senin hatan” dedi küçük prens. “ben sana zarar vermek istemedim. seni evcilleştirmemi sen istedim.
“doğru, haklısın” dedi tilki.
“ama ağlayacağını söyledin!”
“evet, öyle.”
“o halde bunun sana hiçbir yararı olmadı.”
“hayır, oldu. buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım. şimdi git ve güllere bir kez daha bak. o zaman kendi gülünün evrende eşsiz ve tek olduğunu anlayacaksın. sonra bana veda etmek için buraya geri döndüğünde, sana hediye olarak bir sır vereceğim.”
küçük prens güllere bir kez daha bakmaya gitti.
“hiçbiriniz benim gülüm gibi değilsiniz. çünkü henüz hiçbiriniz evcilleşmediniz. ve siz de hiç kimseyi evcilleştirmediniz” dedi onlara. “siz tıpkı tilkinin benimle karşılaşmadan önceki hali gibisiniz. dünyadaki binlerce tilkiden yalnızca biriydi o. ama ben onunla dost oldum ve şimdi artık o özel bir tilki.”
güller bu duyduklarına çok bozuldular.
“evet, güzelsiniz. ama boşsunuz. sizin için kimse yaşdıbını feda etmez. yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. çünkü ben onu suladım. ve onu camdan bir korunakla korudum. önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. ve bazen de suskunluklarına katlandım. çünkü o benim gülüm.”
bunları söyledikten sonra tilkinin yanına döndü.
“elveda” dedi.
“elveda” dedi tilki de. “ve işte sırrım: bu çok basit. i̇nsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. en temel şeyi gözler göremez.”
“temel olan şeyi gözler göremez” diye tekrarladı küçük prens. öğrendiğinden emin olmak istiyordu.
“senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir” dedi küçük prens.
“i̇nsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. ama sen unutmamalısın. evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun. gülüne karşı sorumlusun.
“gülüme karşı sorumluyum” diye tekrarladı küçük prens, öğrendiğinden emin olmak için. sonra yoluna devam -
37.
0i̇şte o sırada bir tilki çıkıverdi ortaya.Tümünü Göster
“günaydın” dedi tilki.
“günaydın” dedi küçük prens kibarca. ama etrafına baktığında kimseyi göremedi.
“buradayım! elma ağacının altında.”
“sen kimsin? çok güzel görünüyorsun.”
“ben bir tilkiyim.”
“gel, birlikte oynayalım. öyle mutsuzum ki” dedi küçük prens.
“seninle oynayamam” dedi tilki, “ ben evcil bir hayvan değilim.”
“buna çok üzüldüm” dedi küçük prens. ama biraz düşündükten sonra: ”evcil ne demek?” diye sordu.
“anladığım kadarıyla burada yaşamıyorsun” dedi tilki, “kimi arıyorsun?”
“i̇nsanları arıyorum,” dedi küçük prens, “ peki ama ‘evcil’ ne demek?”
“i̇nsanlar,” dedi tilki, “tüfeklerle dolaşırlar ve avlanırlar. tam bir baş belasıdırlar. bir de tavuk yetiştirirler. tüm işleri bundan ibarettir. sen de mi tavuk arıyorsun?”
“hayır, ben arkadaş arıyorum. ama ‘evcil’ ne demek?”
“bu pek sık unutulan bir şeydir. ‘bağ kurmak’ anldıbına gelir.”
“bağ kurmak mı?”
“evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
“anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
“olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
“ama bu çiçek dünyada değil.”
tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
“evet.”
“peki orada avcılar da var mı?”
“hayır, yok.”
“bu çok ilginç. peki ya tavuklar?”
“hayır. tavuklar da yok.”
“eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. sonra kendini anlatmaya başladı:
“yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni.
bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.
sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.
“senden rica ediyorum. lütfen beni evcilleştir!” dedi.
“elbette” dedi küçük prens. “ama pek fazla vaktim yok. yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”
“sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “i̇nsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”
“ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.
“çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”
ertesi gün küçük prens yine geldi.
“her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim.
ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. i̇nsanın gelenekleri olmalıdır.
“gelenek nedir?”
“bu da çok sık unutulan bir şeydir” dedi tilki. “bir günü diğer günlerden, bir saati diğer saatlerden ayıran şeydir. örneğin, şu benim avcıların da gelenekleri vardır. perşembeleri kızlarla dansa giderler. bu yüzden de perşembe benim için harika bir gündür. üzüm bağlarına kadar yürüyebilirim. ama avcılar dansa herhangi bir gün gitseydi, benim için hiçbir günün özelliği olmayacaktı ve asla tatil yapamayacaktım.”
böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. ve ayrılma vakti geldiğinde “ah! sanırım ağlayacağım” dedi tilki.
“bu senin hatan” dedi küçük prens. “ben sana zarar vermek istemedim. seni evcilleştirmemi sen istedim.
“doğru, haklısın” dedi tilki.
“ama ağlayacağını söyledin!”
“evet, öyle.”
“o halde bunun sana hiçbir yararı olmadı.”
“hayır, oldu. buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım. şimdi git ve güllere bir kez daha bak. o zaman kendi gülünün evrende eşsiz ve tek olduğunu anlayacaksın. sonra bana veda etmek için buraya geri döndüğünde, sana hediye olarak bir sır vereceğim.”
küçük prens güllere bir kez daha bakmaya gitti.
“hiçbiriniz benim gülüm gibi değilsiniz. çünkü henüz hiçbiriniz evcilleşmediniz. ve siz de hiç kimseyi evcilleştirmediniz” dedi onlara. “siz tıpkı tilkinin benimle karşılaşmadan önceki hali gibisiniz. dünyadaki binlerce tilkiden yalnızca biriydi o. ama ben onunla dost oldum ve şimdi artık o özel bir tilki.”
güller bu duyduklarına çok bozuldular.
“evet, güzelsiniz. ama boşsunuz. sizin için kimse yaşdıbını feda etmez. yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. çünkü ben onu suladım. ve onu camdan bir korunakla korudum. önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. ve bazen de suskunluklarına katlandım. çünkü o benim gülüm.”
bunları söyledikten sonra tilkinin yanına döndü.
“elveda” dedi.
“elveda” dedi tilki de. “ve işte sırrım: bu çok basit. i̇nsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. en temel şeyi gözler göremez.”
“temel olan şeyi gözler göremez” diye tekrarladı küçük prens. öğrendiğinden emin olmak istiyordu.
“senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir” dedi küçük prens.
“i̇nsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. ama sen unutmamalısın. evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun. gülüne karşı sorumlusun.
“gülüme karşı sorumluyum” diye tekrarladı küçük prens, öğrendiğinden emin olmak için. sonra yoluna devam
(bkz: hikayeci giben team) -
36.
0neyse lan bi posta daha attıriym bu hikayeci gibenlerin zütü kalkacak yoksa
işte biz kızla cok uzun süre sevgili olduk ahmet abi çalışma saatimi 2 saat kısaltmıştı artık 10 saat çalışıyodum ama bunu eve söylemedim o 2 saatlerde hep sevgilimleydim. kızın ismini söylememişim amk. nurla bi bucuk iki sene hep beraberdik ama bana sürekli olmayacagını beni haketmedigini falan söylüyodu ama giblemiyodum amk seviyorum gözüm kör cahilim. neyse sözlendik nişanlandık askerlik kaldı arada gidicektim gelecektim evlenecektim bissürü hayaller planlar. nuru taylana emanet ettim dedim söylemen hata dedi muallak hata tabi sana kızmı emanet edilir nasıl bi körlük nası bi cahillik bilmiyorum neyse askerdeyim sivas temeltepe. -
35.
0@30 anlat lan ben dinliyorum
-
34.
0@1 yalnız kalmış ilgi bekleyen fakir bir binsin hikaye yazarsan pgibolojini bozan laflar edicem
-
33.
0@32 seni değil gelmişini geçmişini hikayeni gibmeye geldik (bkz: hikayeci giben team)
-
32.
0giblenmedik amk neyse giblenince anlatırım
-
31.
0@29 sende olmasan
-
30.
0gittim buluşmaya cok iyiydi kız böle melek sanki lan böyle bişey görmedim ben. sora sevgili olduk en yakın arkadaşımla tanıştırdım bunu adı taylandı yavşak taylan. neyse bu taylan benzincide çalışıyodu ama acaip arak yapıyodu puşt güvenlik kamerasımı var o zamanlar herif bir senede bi soygunluk mal zütürmüştür dükkandan arkadaşları geliyodu 10 milyonluk benzini 20ye veriyodu.1 sene sonunda anladı patronu tabi mal 1 senede anladı ama ispatlamaya çalışıyo buda patrondan şüpelendi temiz cocuk ayagı yapıyo
-
29.
0@27 seni benden başka gibleyen yok.
ben de gibmek için gibliyorum. -
28.
0@26 arada sende bişeyler yazda sol taşşakta üst sıralarda olalım
-
27.
0neyse ben bunların gittikleri yeri ögrendim sürekli orda takılıyorm amk kız bigün gelirde buluşma ayarlarım diye hergün 1 saatlik izin alıp o 1 saat içinde gelmelerini bekliyorum. bigün kızı gördm tekti amk resmen tek ayarladım gittim yanına merhaba falan fıstık sanayinin çıkışındaki muallebicide buluşmayı kaptım ne romantizm be nası mutluyum amk anlatamam
-
26.
0hikaye portakalda vitaminken gibildi.
devam edersen canın yanar. -
25.
0http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri gö http://rmezsinizhttp://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri gö http://rmezsinizhttp://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri gö http://rmezsinizhttp://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri gö http://rmezsinizhttp://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri gö http://rmezsinizhttp://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri gö http://rmezsinizhttp://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri gö http://rmezsinizhttp://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri gö http://rmezsinizhttp://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri gö http://rmezsinizhttp://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri görmezsiniz
-
24.
0http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibikko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri görmezsiniz
-
23.
0http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler.
http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler.
http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler.
http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler.
http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler.
http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler.
http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler.
http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler.
http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler.
http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler. http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler. -
22.
0http://inci.sozlukspot.co...bedenin-kazanma-hikayesi/ şunun sonuna @dingogibko yazarsanız bi benm yazdıklarımı okursunuz bu gibikleri görmezsiniz
-
21.
0http://inci.sozlukspot.co ... bedenin-kazanma-hikayesi/ @dingogibikko linkine tıklayarak hikayeci giben binlerinden kurtulun.
sadece hikayeciyi okuyun beyler. -
20.
0i̇şte o sırada bir tilki çıkıverdi ortaya.Tümünü Göster
“günaydın” dedi tilki.
“günaydın” dedi küçük prens kibarca. ama etrafına baktığında kimseyi göremedi.
“buradayım! elma ağacının altında.”
“sen kimsin? çok güzel görünüyorsun.”
“ben bir tilkiyim.”
“gel, birlikte oynayalım. öyle mutsuzum ki” dedi küçük prens.
“seninle oynayamam” dedi tilki, “ ben evcil bir hayvan değilim.”
“buna çok üzüldüm” dedi küçük prens. ama biraz düşündükten sonra: ”evcil ne demek?” diye sordu.
“anladığım kadarıyla burada yaşamıyorsun” dedi tilki, “kimi arıyorsun?”
“i̇nsanları arıyorum,” dedi küçük prens, “ peki ama ‘evcil’ ne demek?”
“i̇nsanlar,” dedi tilki, “tüfeklerle dolaşırlar ve avlanırlar. tam bir baş belasıdırlar. bir de tavuk yetiştirirler. tüm işleri bundan ibarettir. sen de mi tavuk arıyorsun?”
“hayır, ben arkadaş arıyorum. ama ‘evcil’ ne demek?”
“bu pek sık unutulan bir şeydir. ‘bağ kurmak’ anldıbına gelir.”
“bağ kurmak mı?”
“evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
“anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
“olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
“ama bu çiçek dünyada değil.”
tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
“evet.”
“peki orada avcılar da var mı?”
“hayır, yok.”
“bu çok ilginç. peki ya tavuklar?”
“hayır. tavuklar da yok.”
“eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. sonra kendini anlatmaya başladı:
“yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni.
bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.
sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.
“senden rica ediyorum. lütfen beni evcilleştir!” dedi.
“elbette” dedi küçük prens. “ama pek fazla vaktim yok. yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”
“sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “i̇nsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”
“ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.
“çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”
ertesi gün küçük prens yine geldi.
“her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim.
ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. i̇nsanın gelenekleri olmalıdır.
“gelenek nedir?”
“bu da çok sık unutulan bir şeydir” dedi tilki. “bir günü diğer günlerden, bir saati diğer saatlerden ayıran şeydir. örneğin, şu benim avcıların da gelenekleri vardır. perşembeleri kızlarla dansa giderler. bu yüzden de perşembe benim için harika bir gündür. üzüm bağlarına kadar yürüyebilirim. ama avcılar dansa herhangi bir gün gitseydi, benim için hiçbir günün özelliği olmayacaktı ve asla tatil yapamayacaktım.”
böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. ve ayrılma vakti geldiğinde “ah! sanırım ağlayacağım” dedi tilki.
“bu senin hatan” dedi küçük prens. “ben sana zarar vermek istemedim. seni evcilleştirmemi sen istedim.
“doğru, haklısın” dedi tilki.
“ama ağlayacağını söyledin!”
“evet, öyle.”
“o halde bunun sana hiçbir yararı olmadı.”
“hayır, oldu. buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım. şimdi git ve güllere bir kez daha bak. o zaman kendi gülünün evrende eşsiz ve tek olduğunu anlayacaksın. sonra bana veda etmek için buraya geri döndüğünde, sana hediye olarak bir sır vereceğim.”
küçük prens güllere bir kez daha bakmaya gitti.
“hiçbiriniz benim gülüm gibi değilsiniz. çünkü henüz hiçbiriniz evcilleşmediniz. ve siz de hiç kimseyi evcilleştirmediniz” dedi onlara. “siz tıpkı tilkinin benimle karşılaşmadan önceki hali gibisiniz. dünyadaki binlerce tilkiden yalnızca biriydi o. ama ben onunla dost oldum ve şimdi artık o özel bir tilki.”
güller bu duyduklarına çok bozuldular.
“evet, güzelsiniz. ama boşsunuz. sizin için kimse yaşdıbını feda etmez. yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. çünkü ben onu suladım. ve onu camdan bir korunakla korudum. önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. ve bazen de suskunluklarına katlandım. çünkü o benim gülüm.”
bunları söyledikten sonra tilkinin yanına döndü.
“elveda” dedi.
“elveda” dedi tilki de. “ve işte sırrım: bu çok basit. i̇nsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. en temel şeyi gözler göremez.”
“temel olan şeyi gözler göremez” diye tekrarladı küçük prens. öğrendiğinden emin olmak istiyordu.
“senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir” dedi küçük prens.
“i̇nsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. ama sen unutmamalısın. evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun. gülüne karşı sorumlusun.
“gülüme karşı sorumluyum” diye tekrarladı küçük prens, öğrendiğinden emin olmak için. sonra yoluna devam -
19.
0küçük prens (fransızca le petit prince) fransız yazar ve pilot antoine de saint-exupéry'nin en ünlü romanı. 1943'te yayımlanmıştır. roman new york'ta bir otel odasında yazılmıştır. kitapta exupéry'nin çizimleri de bulunur.
basit bir çocuk kitabı gibi görünen ama aslında yaşam, sevgi ve aşk hakkında derin anlamlar içeren küçük prens'te bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır. sahra çölü'ne düşen pilotun küçük prens'le karşılaşması ile başlayan kitapta küçük prens'in ağzından saint-exupéry, insanların hatalarını ve aptallıklarını, büyüdükleri zaman unuttukları basit çocuk bakışını vurgular.
kitapta küçük prens'in yaşadığı asteroidi (b612) bulan bir türk astronomdur. hatta bu astronom asteroidi uluslararası bir kongrede anlatır ama fesli kafası ve doğulu giysilerinden dolayı kimse onu dinlemez, ama bir türk diktatörün kıyafet devrimi yapıp herkesi avrupalı gibi giyinmeye zorlamasından sonra aynı astronom bu defa modern kıyafetlerle kongreye katılır ve herkes ikna olur. atatürk'ü bir diktatör olarak tanıtan bu satırlar yüzünden uzun yıllar türk okuyucusu kitabı sansürlü okudu. yine bu yüzden kitap, eleştirilere maruz kalabileceği gerekçesiyle 2005 yılında ilköğretim öğrencilerine önerilmek üzere hazırlanmış olan 100 temel eser arasından çıkarıldı.
dünya çapında çok okunan ve çok sevilen bu kitabın yazarı saint exupéry, kitabı yazdıktan altı yıl sonra le petit prince adlı bir uçakla keşif uçuşu yaparken akdeniz üzerinde kaybolur ve bir daha kendisinden haber alınamaz. fransa'da çok sevilen küçük prens'in resmi 50 franklık banknotların üzerine basılmıştır.
kaynak: tr.wikipedia.org
"bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur. ve geceleri gökyüzüne bakarsın. herşeyin çok küçük olduğu gezegenimi gösteremem sana.. belki böylesi daha iyi. yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin... "
-
44 tlyi küçümsemeyin
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 06 01 2025
-
panter emelii dikizlerkenee
-
giriş katı dairenin kirası 30 bin papel
-
sev ya da sevme hitler tam bir başarı hikayesi
-
sevme beni senin sevmelerine kalmadım
-
sözlüğün bu halde olması normal
-
ağalar şu balkan kızlarında nasıl bir gen varya
-
önceden iphone alınır mı o paraya diyordum
-
kopmus bacak kopmus kol
-
türk dediğin sarışın olur
-
tyler dursun annenin boğazını kesip
-
geçenlerde vegan ve feminist bi kızla
-
sultanbeylide rezidans erkek masaj
-
baycerah zütüne nasıl motogirl yazdı neler hisseti
-
anadilde eğitim diye bir şey yok
-
1 şişe isabey 1 kutu bira içdim
-
bluetuth kulaklık diye belirtmişse
-
beyler aranızda pgibolojisi bozuk olan varsa
-
harbi yunan galip gelseydi
-
vedat uşaklıgil denen kral bir aslandı
-
karı dediğin böyle olur oğluşum
-
bakircan ile bizim üni hayatıı
-
kürt taklidi yapa yapa
-
devletin dini yoksa neden
-
günün trend başlığını açıyorum
-
inci sözlükten bir yazarla sex yaptım
-
daha dün dolandırıldım mı diye
-
nasyonel sosyalizm silinsin
-
esat oktay yıldıran laz kemal in seldıbını almıştır
- / 2