1. 1.
    0
    yeni modaya uyuyorum bende hikayemi anlatıyorum amk.
    ···
  1. 2.
    0
    neyse 4-5 sene çalıştım yanında eşşek gibi çalışıyorum ama zerre şikayetim yok çok mutluyum. babamında bi bakkalı var hep yanıma gel diyor ama gitmiyorum seviyorum ahmet abiyi bigün bi araba geldi yanlış hatırlamıyosam bi e21di yani 83 model bmw 3.15 yaşlı bi kadın getirdi. çalışmıyomuş tabi çalışmaz amk araba 5 senedir bakıma girmemiş.

    kadına 1 hafta sonra vericez arabayı dedi ahmet abi 1 hafta sadece bana bıraktı arabayı daha önemli müşterilerin arabalarıyla ilgilendi o.ben bi haftada arabayı kurtaramadım amk kadın geldi işte abi dedi bi hafta daha kalsın dedi bu arada kadının torunu geldi yanında ben tamirciden eve evden tamirciye amk karımı görüyoz gördügüm an orda takılmışım ahmet abi anlattı soradan ben hiç hatırlamıyorumki neyse sonraki bi hafta ahmet abi aldı arabayı sıfır ayarında yaptı amk kadının gelcegi gün bende bi heves torunu gelir diye saçı başı yaptım tabi. yaptım dedigim limon sıktım amk ne bekliyodun ?
    ···
  2. 3.
    0
    anlat o zaman kıvırma
    ···
  3. 4.
    +1 -1
    http://www.incicaps.com/images/nobraindkc.jpg
    ···
  4. 5.
    0
    benim hikayem 96 yılında başlıyor beyler bi tamiranede çırak olarak çalışıyorum bizim usta benden 10-15 yaş büyük abi kardeş gibiyiz ahmet abi o zamanlar benim herşeyim hem ekmek verenim hem abim ailemi bile emanet edebilecegim bir adam
    ···
  5. 6.
    0
    adam ezel beyler
    ···
  6. 7.
    0
    Şimdiden rezerve yapalım.
    ···
  7. 8.
    0
    @6 yok lan o acı hayat
    ···
  8. 9.
    0
    neyse 4-5 sene çalıştım yanında eşşek gibi çalışıyorum ama zerre şikayetim yok çok mutluyum. babamında bi bakkalı var hep yanıma gel diyor ama gitmiyorum seviyorum ahmet abiyi bigün bi araba geldi yanlış hatırlamıyosam bi e21di yani 83 model bmw 3.15 yaşlı bi kadın getirdi. çalışmıyomuş tabi çalışmaz amk araba 5 senedir bakıma girmemiş.
    ···
  9. 10.
    0
    beyler okuyan olmasada yazıcam hiç okumuyo numarası yapmayın belanızı gibtirtmeyin
    ···
  10. 11.
    0
    @2 ? @9 ?
    ···
  11. 12.
    0
    bin part part koyacana tek link koyda okuyak huur çocu, huurnun fırlattığı sabah sabah adamı deli ediyon
    ···
  12. 13.
    0
    kadına 1 hafta sonra vericez arabayı dedi ahmet abi 1 hafta sadece bana bıraktı arabayı daha önemli müşterilerin arabalarıyla ilgilendi o.ben bi haftada arabayı kurtaramadım amk kadın geldi işte abi dedi bi hafta daha kalsın dedi bu arada kadının torunu geldi yanında ben tamirciden eve evden tamirciye amk karımı görüyoz gördügüm an orda takılmışım ahmet abi anlattı soradan ben hiç hatırlamıyorumki neyse sonraki bi hafta ahmet abi aldı arabayı sıfır ayarında yaptı amk kadının gelcegi gün bende bi heves torunu gelir diye saçı başı yaptım tabi. yaptım dedigim limon sıktım amk ne bekliyodun ?
    ···
  13. 14.
    0
    (bkz: hikayeci giben team) was here

    devam edersen giberiz.
    ···
  14. 15.
    0
    @2 sürttü biraz ama gibemedi.
    ···
  15. 16.
    0
    kadın geldi torununuda getirmiş kızı gezdircem bu sefer beni arabasız yollamayın diyor. ahmet abim canım abim kadına benim yeğen arabayı kız gibi yaptı valla 1 haftadır başını kaldırmadı sizin arabada dedi ben şok amk ben beceremedim sen becerdin ya lan hemde gibine takmadan canım abim anlamış kızdan hoşlandıgımı beni övüyo vay be dedim ben bu adamın yaptıklarını nasıl öderim
    ···
  16. 17.
    0
    “günaydın” dedi küçük prens.
    “günaydın” dedi satıcı. i̇nsanların susuzluğunu gidermek üzere hazırlanmış tabletler satardı. haftada bir kez bu tabletlerden aldınız mı, o hafta hiç susamazdınız...
    "tabletiniz de hikayeniz de zütünüze girsin" dedi küçük prens...

    (bkz: hikayeci giben team)
    ···
  17. 18.
    0
    hikaye anlatan incicilere ziyaret düzenlemek için bir araya gelmiş abaza topluluğu. cahil liseli binlerin dandik seviye yüseltme çabalarına tepkidir.
    ana hedef: (bkz: bir kaybedenin kazanma hikayesi)

    onursal üyeler:

    küçük prens
    raskolnikov
    gregor panteleyevic
    jonathan livingston
    edgar allen poe
    gregor samsa
    şapka
    franz kafka
    bir deli
    defter

    kurucu üyeler:

    pusko (başkan)
    prozac (eşbaşkan) (genel gibertici)(akıncı beyi)
    marlboro special edition
    imansiz
    tayler
    iroh
    aza parlatan aza (teşkilatı mahsusa ajanı, kod adı: parlak yakup)
    alexsander gib salllandir
    gib kafalı japon
    naturelenjeksiyon (savaşçı)
    bilkentli kız aranıyor
    metedede
    icdeddpeople
    ogibisokama
    bloklar arasi kombinezon
    gibertir stayla
    portakaldaki kabuk
    demonallhbp
    sarhoş baki
    ruhunu gibiyim ( istihbarat ajanı, kod adı: sipiritıd föker)
    romeo ölmeli
    hizarli sapik (uyarıcı, kod adı: hızarlı peygamber)
    takari mona
    hey tourist come here
    ---
    ilk ziyaretimizi başarıyla gerçekleştirdik. prozac üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
    tebrik ederim kardeşim.
    (bkz: gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye)
    1. zirayet mottosu : hikayeye ve hikayeli başlıklara son vermezseniz (bkz: hikayeci giben team) olarak başlığınızı hikayenizi konunuzu giberiz (prozac)
    ---
    ikinci ziyaret başladı. dalın: (bkz: beyler boğaziçindeki ibretlik hikayem)
    ikinci ziyaretimiz de nihayete erdi.
    gibtik attık.
    aza parlatan aza üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
    ---
    3.,4.,5. yazmıyorum artık. bir çok ziyaret başarıyla sona erdi. güncel ziyaretler yukarıda ana hedef adı altında duyurulacak.

    uyarı metni:(hizarlı sapık) şüphesiz sana gibemezsin diyenler olucaktır. de ki inciya rakos, sen incinin gibi ve gibicisisin. her kim ki sana derse gibemezsin, de ki onlara inci giber. hala dağılalım beyler demezlerse o vakit gök kararır, biz devreye gireriz.'
    (bkz: hikayeci giben team)
    ziyarete katılmayan üyeleri de bilahere nick altından gibeceğiz.
    katılmayacaksanız adınızı yazdırmayın binler!
    ···
  18. 19.
    0
    küçük prens (fransızca le petit prince) fransız yazar ve pilot antoine de saint-exupéry'nin en ünlü romanı. 1943'te yayımlanmıştır. roman new york'ta bir otel odasında yazılmıştır. kitapta exupéry'nin çizimleri de bulunur.

    basit bir çocuk kitabı gibi görünen ama aslında yaşam, sevgi ve aşk hakkında derin anlamlar içeren küçük prens'te bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır. sahra çölü'ne düşen pilotun küçük prens'le karşılaşması ile başlayan kitapta küçük prens'in ağzından saint-exupéry, insanların hatalarını ve aptallıklarını, büyüdükleri zaman unuttukları basit çocuk bakışını vurgular.

    kitapta küçük prens'in yaşadığı asteroidi (b612) bulan bir türk astronomdur. hatta bu astronom asteroidi uluslararası bir kongrede anlatır ama fesli kafası ve doğulu giysilerinden dolayı kimse onu dinlemez, ama bir türk diktatörün kıyafet devrimi yapıp herkesi avrupalı gibi giyinmeye zorlamasından sonra aynı astronom bu defa modern kıyafetlerle kongreye katılır ve herkes ikna olur. atatürk'ü bir diktatör olarak tanıtan bu satırlar yüzünden uzun yıllar türk okuyucusu kitabı sansürlü okudu. yine bu yüzden kitap, eleştirilere maruz kalabileceği gerekçesiyle 2005 yılında ilköğretim öğrencilerine önerilmek üzere hazırlanmış olan 100 temel eser arasından çıkarıldı.

    dünya çapında çok okunan ve çok sevilen bu kitabın yazarı saint exupéry, kitabı yazdıktan altı yıl sonra le petit prince adlı bir uçakla keşif uçuşu yaparken akdeniz üzerinde kaybolur ve bir daha kendisinden haber alınamaz. fransa'da çok sevilen küçük prens'in resmi 50 franklık banknotların üzerine basılmıştır.
    kaynak: tr.wikipedia.org

    "bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur. ve geceleri gökyüzüne bakarsın. herşeyin çok küçük olduğu gezegenimi gösteremem sana.. belki böylesi daha iyi. yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin... "
    ···
  19. 20.
    0
    i̇şte o sırada bir tilki çıkıverdi ortaya.
    “günaydın” dedi tilki.
    “günaydın” dedi küçük prens kibarca. ama etrafına baktığında kimseyi göremedi.
    “buradayım! elma ağacının altında.”
    “sen kimsin? çok güzel görünüyorsun.”
    “ben bir tilkiyim.”
    “gel, birlikte oynayalım. öyle mutsuzum ki” dedi küçük prens.
    “seninle oynayamam” dedi tilki, “ ben evcil bir hayvan değilim.”
    “buna çok üzüldüm” dedi küçük prens. ama biraz düşündükten sonra: ”evcil ne demek?” diye sordu.
    “anladığım kadarıyla burada yaşamıyorsun” dedi tilki, “kimi arıyorsun?”
    “i̇nsanları arıyorum,” dedi küçük prens, “ peki ama ‘evcil’ ne demek?”
    “i̇nsanlar,” dedi tilki, “tüfeklerle dolaşırlar ve avlanırlar. tam bir baş belasıdırlar. bir de tavuk yetiştirirler. tüm işleri bundan ibarettir. sen de mi tavuk arıyorsun?”
    “hayır, ben arkadaş arıyorum. ama ‘evcil’ ne demek?”
    “bu pek sık unutulan bir şeydir. ‘bağ kurmak’ anldıbına gelir.”
    “bağ kurmak mı?”

    “evet. örneğin, sen benim için sadece küçük bir çocuksun. diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. sana ihtiyacım da yok. aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. bana ihtiyaç duymuyorsun. ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”
    “anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “bir çiçek var. sanırım o beni evcilleştirdi.”
    “olabilir. dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.
    “ama bu çiçek dünyada değil.”
    tilki şaşırmıştı. “başka bir gezegende mi?”
    “evet.”
    “peki orada avcılar da var mı?”
    “hayır, yok.”
    “bu çok ilginç. peki ya tavuklar?”
    “hayır. tavuklar da yok.”
    “eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. sonra kendini anlatmaya başladı:
    “yaşamım çok monotondur. ben tavukları avlarım, avcılar da beni.
    bütün tavuklar birbirine benzer. bütün insanlar da öyle. bu yüzden biraz sıkılıyorum. ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. şu ekin tarlalarını görüyor musun? ben ekmek yemem. buğday benim hiçbir işime yaramaz. bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. buna üzülüyorum. ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. altın renkli saçların var senin. ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.
    sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.
    “senden rica ediyorum. lütfen beni evcilleştir!” dedi.
    “elbette” dedi küçük prens. “ama pek fazla vaktim yok. yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”
    “sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “i̇nsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. her şeyi dükkandan hazır alırlar. ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”
    “ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.
    “çok sabırlı olman gerekiyor. önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”
    ertesi gün küçük prens yine geldi.
    “her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim.

    ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. i̇nsanın gelenekleri olmalıdır.
    “gelenek nedir?”
    “bu da çok sık unutulan bir şeydir” dedi tilki. “bir günü diğer günlerden, bir saati diğer saatlerden ayıran şeydir. örneğin, şu benim avcıların da gelenekleri vardır. perşembeleri kızlarla dansa giderler. bu yüzden de perşembe benim için harika bir gündür. üzüm bağlarına kadar yürüyebilirim. ama avcılar dansa herhangi bir gün gitseydi, benim için hiçbir günün özelliği olmayacaktı ve asla tatil yapamayacaktım.”

    böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. ve ayrılma vakti geldiğinde “ah! sanırım ağlayacağım” dedi tilki.
    “bu senin hatan” dedi küçük prens. “ben sana zarar vermek istemedim. seni evcilleştirmemi sen istedim.
    “doğru, haklısın” dedi tilki.
    “ama ağlayacağını söyledin!”
    “evet, öyle.”
    “o halde bunun sana hiçbir yararı olmadı.”
    “hayır, oldu. buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım. şimdi git ve güllere bir kez daha bak. o zaman kendi gülünün evrende eşsiz ve tek olduğunu anlayacaksın. sonra bana veda etmek için buraya geri döndüğünde, sana hediye olarak bir sır vereceğim.”
    küçük prens güllere bir kez daha bakmaya gitti.
    “hiçbiriniz benim gülüm gibi değilsiniz. çünkü henüz hiçbiriniz evcilleşmediniz. ve siz de hiç kimseyi evcilleştirmediniz” dedi onlara. “siz tıpkı tilkinin benimle karşılaşmadan önceki hali gibisiniz. dünyadaki binlerce tilkiden yalnızca biriydi o. ama ben onunla dost oldum ve şimdi artık o özel bir tilki.”
    güller bu duyduklarına çok bozuldular.
    “evet, güzelsiniz. ama boşsunuz. sizin için kimse yaşdıbını feda etmez. yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. çünkü ben onu suladım. ve onu camdan bir korunakla korudum. önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. ve bazen de suskunluklarına katlandım. çünkü o benim gülüm.”
    bunları söyledikten sonra tilkinin yanına döndü.
    “elveda” dedi.
    “elveda” dedi tilki de. “ve işte sırrım: bu çok basit. i̇nsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. en temel şeyi gözler göremez.”
    “temel olan şeyi gözler göremez” diye tekrarladı küçük prens. öğrendiğinden emin olmak istiyordu.
    “senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir” dedi küçük prens.
    “i̇nsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. ama sen unutmamalısın. evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun. gülüne karşı sorumlusun.
    “gülüme karşı sorumluyum” diye tekrarladı küçük prens, öğrendiğinden emin olmak için. sonra yoluna devam
    Tümünü Göster
    ···