bir kaybedenin başarı hikayesi part 2

yer yer gülüp yer yer heyecanlanıp yer yer şaşıracağınızdır bu...

öncelikle part 2 nedir ? final videosundan sonra yaşadıklarımı anlatıyorum.

ilk hikayeyi okuyanlar bilir çok sevildi benimsendi saolsun panpalar.

sadece inci'de değil ekşi'de uludağ'da hikayenin başlıkları açılıp diğer yazarlar da uzunca fikirlerini beyan edip ortak oldular hikayeme onlara da bir inci'ci olarak selam gönderiyorum inciyadan.

ilk hikaye'nin final videosu buydu.

https://www.youtube.com/watch?v=jvaDMTn5cnI

(bkz: 700) küsür okur tarafından izlenmiş olması ayrı bir güzellik.

esrayla mutlu olduğumu ingiltereye hiç gitmediğini anlatmıştım videoda bir ters köşeyle evet gitmedi lakin mutlu olduğum işlerin yolunda gittiği kısmı külliyen yalandı.
ben sadece ben ve benim gibi kaybedenlere bir umut ışığı olmak istedim.

lakin zaman geçtikçe bunun gerekli olmadığını gerçeği anlatmam gerektiğine karar verdim.

part 2 de yukarıdaki videodan sonrasını anlatıyorum.

@2 de haklı tabi

(bkz: bir kaybedenin başarı hikayesidir gelin)

burda azizim.

önemli not: ben hikayeyi yazdıktan sonra hesabı arkadaşım kullandı ne kadar saçmaladı bilmiyorum çok sıçıp sıvadıysa affola.

neyse başlıyorum daha doğrusu devam ediyorum.

(bkz: devam ediyorum)

esra ingiltereye gitmemişti kalmıştı yanımda uzunca bir sarılmadan sonra yaşadığım mutluluğu tahmin bile edemezsiniz.

peki neden ?

beni zamanında terk etmiş hayatımın aşkısın deyip başkasına gitmiş biri niye hala bu denli özeldi benim için.
basit aşk şarkılarında onu hatırlayıp düşük bütçeli aşk filmlerinde onu bulmak pek de zor olmuyordu benim gibi takıntılı bir aşık için.

onu unuttuğumu sandığım anlar mevcuttu lakin bu sadece yanılsamaydı.

hani panpalar bir kaç kız beğenince zütümüz kalkar ve bu dünya'yı bile yönetebilirim havalarına gireriz ya ha işte tam onun gibi bir histi onu unuttuğumu sandığım zamanlar

esrayla derin bir sarılma ardından kadıköy'de uzunca bir yürüyüşe çıktık ve şu cümleler döküldü dudaklarımızdan :

yürümeye koyulduk rıhtımdan sahil kenarından moda kayalıklara kadar yürüdük.

-neden gitme dedin alan
+bilmiyorum sadece gitmeni istemedim
-kaç aydır bir hayli uzak davranıyordun neredeyse unutmuştun beni dedi. (hafif tebessüm ve biraz önce dolmuş gözleri gülerek)

bilmiyorum esra öyle sanmıştım meğer sadece garanti olduğunu bilmem yüzündenmiş.
o arada simitçi geçiyordu önümüzden.

+simit alayım esra ?
-olur peki

kadıköy'ün o kasvetli havası sanki tekrar bir araya gelmemizle bir nebze olsun kırılmış depresf ama bir yandan huzurlu bir ufuk çizgisi vardı gökyüzünde.

nolucak bizim halimiz alan. bundan sonra eskisi gibi olur mu ? yine o duyguları hissedebilir miyiz ?
tamam ben gidiyordum bir anlık duygusallıkla hislerimiz alevlendi kaybetme korkusuyla sarıldın ve bırakmadın ve ben...

diğer cümleye geçişini beklemeden baş parmağımla dudaklarını kapatıp gözlerine bakıp hafif tebessüm ederek şş dedim

anı bozma hiç iyi değilim ben esra yaşayan bir ölü gibiyim nefes alıyorum yemek yiyorum yürüyorum hepsi bu bu anı bozma hiç olmadığı kadar şevkatine ihtiyacım var evet beni terk ettin başka birine gittin sonra döndün ben istemedim evet yanlışlarımız oldu ama temiz bir sayfa açmalıyız sana ihtiyacım var dedim.

biliyorum dedi o sırada telefonu çaldı babası olgun amca aradı.

bi sigara içyorum devam edicem eski tayfa duysa burası yıkılırdı neysesüpriz olsun binlere.

okuyan varsa ses etsin yoksa da zaten yıkacaklar burayı :D

biliyorsunuz her parta uygun müzik paylaşırdım birazdan onlara da devam edeceğim müzikleri seçiyorum.

neyse devam ediyorum.

olgun amca aradı kısa bir görüşme sonrası esra kapattı.

+noldu güzelim
-eve gitmem lazım babama ingiltereyi iptal ettiğimi söylemem lazım ama nasıl ?
+bence dürüst ol bitanem

sıkıca bir sarıldım sonra argus'u aradım şu benden çok sevdiğiniz argus libertus.

+alo argus nerdesin
-bu da sorumu alan
+büyükada'dasın.
-aynen yeni geçtim.

tamam geliyorum
noldu sesin güzel geliyor
esrayla barıştık daha doğrusu ingiltereye gitmeyecek
bu iyi haber genç adam bekliyorum dedi.

ve adalar vapuruna binip argus'un yanına geçtim.

beyler o an ne hissettiğimi pek anlatamam ha illa anlat derseniz.
hani küçükken aileniz yeni bigiblet alır çok sevinirsiniz ama eski bigibleti kuzene verirken yine bir derece burulursunuz ya öyle bir şeydi.

bir yanım mutluydu bir yanım depresif
bir yanım esrayla yine yeniden mutlu olacağız diyordu
bir yanım ise asla eskisi gibi olmaz diyordu.

bilemiyorum hayat zor insanlar daha zor aşk ise en zoru.

@16 ulan nolan filmimi direk atraksiyonla başlıyayım yaşadıklarımı anlatıyorum :D

neyse hoşgeldin panpa geri kalan 700 kişiyi de bul getir.

neyse davam ediyorum.

argus'un yanına büyükadaya geçtim bir süre sonra tepede yeşillikler içinde tüm büyükadayı gören saklı bir bahçe misali o gizemli evine girdim.

+hoşgeldin alan
hoşbulduk
+anlat bakalım en son kız gidicekti.
-gidemedi bırakmadım
+neden ?
-seviyorum onu
+bence sadece mutsuzluğun içinde seni mutlu edebilme ihtimali olan biri olduğu için izin vermedin.
-ne hissettiğimi biliyorum argus
+moralini bozmak istemem ama asla eskisi gibi olmaz.
-bozdun bile neden ?

bilemiyorum tam olarak alan. insanlar severler aşık olurlar ve birlikte olurlar iki taraftan biri bu duygularını ötekine karşı kaybeder ve ilişki önce soğumaya sonra ayrılığa gider.bu kız senden bir kere vazgeçti neden ikinci kez geçmesin.
kimse hayatının aşkını terk etmezdi alan kendini kandırıyorsun ve yine üzülen sen olacaksın.
o bir boşlukta sen ise berbat durumdasın ilişkiniz bundan ibaret ama senin adına sevindiğimi söylemeliyim yinede dedi.

bir sigara çıkardım yaktım derin bir nefes çekip pencereden dışarı üfledim hafif döndüm tebessüm ederek ''bu benim adına mutlu olmuş halin mi ? dedim.

o sırada esra aradı.

bir sigara arası.

devam..

esra arayıp babasına benim de istedğim gibi doğruları anlatmıştı lakin olgun amca bu duruma fazlaca sinirlenmiş ve beni konuşmaya onlara çağırdı.

bende fazla zaman kaybetmeden önce kadıköye oradan acıbademe esraların evine gittim.

yolda türlü düşünceler içindeydim evet olgun amca beni severdi ama kızı intihara bile kalkmıştı benim yüzümden artık pek sevdiğini zannetmiyordum kaldı ki kızını ingiltereye gönderip tüm bu kaostan uzaklaştırmaya çalıyordu ama yine ben yine ben engel olmuştum..

az çok kızcağını biliyordum ama yine de mutlu sayılırdım.

ve esraların kapısına gelip zile bastım.

neyse annesi kapıyı açtı

+hoşgeldin geç oğlum dedi
-hoşbulduk dedim geçtim.

esra ile babası olgun amca salonda oturyor olgun amcanın siniri gözlerinden okunuyordu.

nasılsı... diyemeden sert bir şekilde otur dedi.

esra lafa girdi.

baba lütfen
sen karışma esra odana geç
hayır kalacağım
esra
kalacağım

annesi araya girdi tamam kalsın o da duysun dedi.

babası bana döndü.

+senin derdin ne
-bir derdim yok vardı halloldu dedim
+esra gitmedi bu mu dedi
-evet
+bak alan esra senin yüzünden intihar etti.

o arada esra lafa girdi baba ben hiç söylmedim sadece alan'la hastanede konuşurken ona söyledim lakin sadece dikkat çekmek istemiştim onun tarafından ciddi bir şey değildi dedi beni korumak için ki öyleydi zaten.

adam daha çok sinirlendi.

ben anlamam esraya iyi gelmiyorsun alan
-bunu bilmiyorsunuz dedim.
+ben bu satten sonra sizi bi arada istemiyorum esra kalsa da gitse de
-geçmişte de aynısını yaptınız noldu esra yine geldi çünkü ona verdiğim değerin farkında bir baba olarak mutlu olmalısınız dedim.

+oğlum sen piskopat mısın?
-hayır sosyopatım biraz da narsist kişilik bozukluğu var dedim. (aslında demezdim ama esranın karşısında daha fazla ezilmek istemiyordum korkak zannetmesindense babası evden kovsun daha iyi diye düşündüm.

ortam daha da geriliyordu artık.

babası bir süre kafasını önüne eğdi derin nefes verdi şimdi uçtu uçacak bana derken :
eliyle kapıyı gösterip defol dedi bir daha karşımıza çıkma.

+karşıma deseniz anlardım ama karşımızayı kabul edemem dedim (esraya bakarak)
-alan çık git artık dedi annesi de siinirlenmişti dik başlılığıma.

esra hiç bir şey demeden odasına gitti iyisi ondan böyle bir şey beklemiyordum bana destek çıkmalıydı.
ben kapıya yöneldim askılıktan deri ceketi aldım giydim kapıyı açtım derken esrada küçük bir çantayla geldi.

babası çok şaşırdı bu ne dedi.

ben de gidiyorum baba 23 yaşında senden izin alacak değilim senin benim hislerime saygın yoksa benim hiç yok.
esra geç odana elimden bi kaza çıkmasın
hayır baba

o sırada gel esra dedim elimi ona doğru uzattım
araya babası girip elimi sıktı ve itti.

annesi o arada panikleyip olgun lütfen tamam bırak konuşurum ben şimdi burda değil bu adamın yanında değil dedi beni gözleriyle işaret ederek. acayip derece de aşağılanmış hissettim.

babası: esra gidersen bi daha geri dönemezsin !

esra benden önce çıktı ve merdivenleri koşar adım ağlayarak inmeye başladı
arkasından babasına dönüp sen nasıl bir adamsın bakışı atacakken fazla da uzatmadan esranın peşinden gittim.