1. 201.
    0
    tüm bu koşuşturmacanın arasında ali kemal abi de sağolsun, benimle ilgilenip halimi hatrımı sormayı ekgib etmiyor
    geçenlerde nerdeyse bir ay geç kalmamıza rağmen akşamları gidebileceğim bi ortaokula yazdırdı beni
    hoş ona da gitmişliğim gideceğim yok ama yine de sağolsun düşünmüş etmiş
    babam olsa bu kadar ilgilenirdi heralde

    iki gün sonra da trabzona gidecek
    memleketini özlemiş abimiz
    vedat gelmeyecek ama ne demişse ali kemal abiye, hazırlan dedi sen de geleceksin
    biraz değişiklik iyi olur diye düşünmüşler sanırım
    ···
  2. 202.
    0
    iki gün de aynı boşlukta geçti desem yeridir
    gece gözlüm çıkmadı aklımdan
    yaaaaa hani her şey bi tarafa, aidat toplamaya gittiğimizde vedat esip gürlerken bile ben oralı değilim
    gönlümde bi mayhoşluk, gözlerimde hayali, aklımda o, üfleseler uçacak haldeyim
    dünya ayrı dönüyor ben ayrı
    geceyi görmüşüm artık, gündüzü neyleyim

    oooffffff offf

    gördün mü bak yine debreşti gökçe yürek,
    bu lafta ağzıma nerden takılmışsa hep söyleyesim geliyor.
    ···
  3. 203.
    0
    ikindiye doğru yola çıktık
    ali kemal abi de uçak fobisi var, kamyon gibi jiple gidiyoruz
    gidene kadar maç muhabbeti
    adam fanatik trabzonsporlu
    fanatik ne kelime holigan desem az kalır
    ufacık bi örnek veriyim siz anlayın
    altımızdaki kamyonun plakası 34 ts 1961
    hani ben anlamıyorum ama söylediklerine göre bu plakayı kolye diye boynuna asıp çırağanda davete katılsan, yadırganmak bi yana davetin en gözde konuğu olursun, o derece
    ···
  4. 204.
    0
    bi özelliği de ali kemal abimin, boğazına çok düşkün olması
    1100 km lik yolu 15 saatte gittik nerdeyse
    nerde bi mangalbaşı, tatlıcı, köfteci, balıkçı var durduk
    meğer heryerde tanınıyo abimiz, nerde durduysak muhabbet, sohbet, hürmet o biçim
    en sonunda trabzona da vardık
    ···
  5. 205.
    0
    be hey breee, memleketeee gellll
    güneş karşımızdan yeni doğuyor
    bir tarafı yemyeşil, dağ tepe girmiş birbirine, bir tarafı ise masmavi alabildiğine çayır misali
    camdan içeri öyle taze hava giriyor ki, adeta canlanıyorum
    bırak beni orada; kalan yolu koşarak gelirim yeminle

    sonra köy yoluna vuruyoruz arabayı
    şehirden içe doğru dere kenarından süzüle süzüle varıyoruz köyüne
    köy dediysem bi acayip de bişey
    bi ev burdaysa bi ev taaa ebesinin nikahında
    ulan hastan olsa sesini duyuramazsın
    öyle uzak
    hoş iş ses duyurmaya kaldıysa, ohoo burda herkesin belinde bi altıpatlar var ya o da ayrı mesele
    ···
  6. 206.
    0
    ali kemal abiye hürmet o biçim
    çekemeyeni yok mu,
    vardır elbet,
    nihayetinde ali kemal aralarından çıkmış
    lakin bi değişik hal var burada
    herkes ali kemal gibi
    suratlar bi acayip, böyle nasıl desem
    herkeste bi çocuk gülümsemesi, gözlerde keyiften dört köşe misali bi ışıltı,
    lakin o gözler, içlerine bakarken sana şunu söylüyor, bizde... kimse... eceliyle... ölmez...
    o yüzden bu adamlar hürmetli adamlar
    parlatmadıktan sonra canını alabileceğin türden hem de.
    ···
  7. 207.
    0
    köyde biraz daha dinlenip eş dostla görüştükten sonra abim kalkın dedi, bi de oteli görelim
    her gün mü bi şey öğrenirsin bi adam hakkında
    ben her dakka öğreniyorum, abimin ardına varamıyorum
    koca otel
    ne ara yaptın abii, sen kimsinnn

    ardını öğrenmek beni aşar, en azından şimdilik
    hem kafamı böyle şeylerle ne yorayım
    koca otel hizmetimde
    nereye gitsem koca koca adamlar beni yanlarına alıp evlerine misafir etmek istiyorlar
    daha gün bitmeden sanki doğup büyüdüğüm yermiş gibi her gördüğümden selam alıyorum
    ···
  8. 208.
    0
    yedim, içtim, gezdim, gördüm
    anlatmaya başlasam sonu gelmez
    bi sümela manastırı var mesela, tek başına cilt cilt angiblopedi yazdırır

    lakin bi anım varki anlatmadan geçemeyeceğim
    ···
  9. 209.
    0
    gittiğimizin ikinci günüydü sanırım
    ali kemal abinin sebebine avni akere maça gittim

    geçtik oturduk yerimize
    tam 2 saat küfür etmenin inceliklerini ve çocuk gibi sevecen bu takım elbiseli adamların, birer yaratığa nasıl dönüştüklerini izledim
    bende ali kemal abiye duyurmadan edebileceğim ne varsa söyledim gerçi
    dayanamıyorki insan amk, bak gördün mü yine küfür ettim
    hatırlayınca bile sövesim geliyor
    işiniz bu değil mi amk, 90 dk lan, koşun çalım atın, oynayın amk
    yok yani ben mi gelip oynayım
    ben mi atayım golü

    zamanın ötesinden edit: o gün maçta abinin bitanesi bi anısını anlatmıştı, gül gül ölmüştüm. ne yazmışım diye bakarken geldi aklıma yazayım dedim.
    bizim trabzonsporlu lemi var, namı diyar başbakan lemi.
    6 pasın içinde topu boş kaleye atamayınca, seyirci bunu başlıyor kalaylamaya
    lemi bu, dururmu gidiyor tribüne, dönüyor arkasını
    -la habu numara gol atarmi da söviysunuz amina goduklarım
    lemi 2 numaralı formayla başlamış onla da emekli olmuş zaten *

    not: ne gibe de anlattıysam artık
    ···
  10. 210.
    0
    yaa böyle işte, o günden bana hatıra kalan
    denizlisporla kaldığımız 2-2 lik beraberlik, girdiğim stresi saymazsak ettiğim dünyanın küfürü, tabi bi de sebepsiz trabzonspor aşkı
    ···
  11. 211.
    0
    bi kaç gün daha takıldık trabzonda
    sonra gerisin geriye istanbula yola girdik
    ama güzergah geldiğimizden farklı
    gelirken ali kemal abiyle eskilerden konuşmuştuk
    kurdun kurdu abim, deştikçe deşmişti beni
    unutmamış aklında yer etmiş

    ilk durak amasya
    ···
  12. 212.
    0
    cümleten saygılar
    ···
  13. 213.
    0
    bu gece yazamıyorum, kusura bakmayın.
    sebepsiz kederlendiğim gecelerden biri işte, kendimi unutmaktan başka bişey gelmiyor içimden.

    bizler mutsuzluğa talim, aynı hayatın farklı renklerini yaşayan kaderdaşlarız
    anasonsuz yalnız gecelerde, boş kadehine keşkelerini doldurup geçmişe hasret güdüyorsan,
    tam da buraya, göğsünün orta yerine inceden de olsa bir sızı saplanıyorsa
    bir de bu satırları okurken kendinden birşeyler bulup, sonundan kendine pay çıkarmaya çalışıyorsan eğer
    ...

    saygılar

    edit: lan bunu hangi kafayla yazmışım. sabahtan beri bi bulanıklık var zaten gözlerde, sahtemiydi yoksa
    ···
  14. 214.
    0
    beyler yarın ilk iş yazıyorum, yazmadığıma kızan arkadaşlara hürmetler, adımız dengesiz, her gün yazmamı zaten beklemeyin

    cümleten saygılar
    ···
  15. 215.
    0
    taa kaç zaman öncesinden zihnime kazımışım keder yoldaşımı nasıl bulacağımı

    akşama doğru vardık amasyaya
    yarım saat sonra suluovadayız
    suluova merkezde şeker fabrikasının nizamiyesinde durup sorduk
    tanımayan yok tabi
    beş on dakka sürdü sürmedi
    az ilerdeki kavede bulduk kendimizi

    yabancıyız, simsiyah koca jiple takım elbiseli adamlar gelmiş, mürsel babayı soruyor
    baba da namlı adam
    haliyle duyan duymayan tüm suluova kaveye toplandı

    yarım asırdan uzun tarih
    tanıdığım tek baba
    keder yoldaşım can kardeşim klimacı serkanın babası
    bir elinde gümüş işlemeli oltu tesbihi, diğerinde ince belli çay bardağıyla karşımızda oturmuş mürsel baba

    bu adama ait, yıllar sonrasına dair bende pek çok hatıra vardır
    hiç unutamadığım birini anlatayım da babayı biraz tanıyın

    klimacıyla beraber babayı ziyaret ettiğimiz bir zaman
    terziköydeki gözlek tesislerinde babayla bi ömürlük dostu abdurrahman dayı hafif hafif demleniyorlar
    bizde yanlarında oturmuş, eskilere dair hatıralarını dinliyoruz

    bi ara iki adamdan dönme hırbo, kollarında iki hatun, yanlarında bi kaç kurtlar vadisinden çıkma itle beraber mekana geldiler
    bunlar mekana girer girmez mekan sahibi ayaklandı tabi
    ağam paşam hoşgeldinizler, emredinler, garsonlara emirler vermeler

    bende de çocukluktan kalma taktan bi huy vardır
    bela yanımdan geçecek olsa bile üzerime çekmesini bilirim
    adamlar mekana geldi ya, ben kitlendim artık
    yaptıkları her hareketi takip ediyorum
    kafamda bin türlü tilki, her türlü komplo teorisini düşünüyorum
    bu her zamanki halim benim,
    yolda yürürken karşıdan geliyor olsanız ve sizi hiç tanımamama rağmen tipiniz kriterlerime uyuyorsa eğer, yanımdan geçip yeteri kadar benden uzaklaşana dek, sizin için de bu teorileri üretirim
    bunlar sizi en acı şekilde etkisiz hale getirmemden, en hızlı şekilde oradan uzaklaşmama kadar her türlü planı kapsar
    öyle ajan bozması değilim ya da ne bilim dexter misali içimde şeytanla dolaştığımdan değil,
    istemsiz yaparım bunu

    işte bu elemanlara da istemsiz olarak kitlenmişken
    bi baktım garsonlar masa masa dolaşıyor
    dolaştıkları masalar teker teker mekanı boşaltıyor
    durum belli godoşlar biz içindeyken mekan kapatacaklar
    dedim kendime, dengesiz sakin amk, son olanları hatırla, sakin

    garson masaya geldi,
    - kalkmanız lazım abi, kapatıyoruz
    mürsel baba racon kitabındaki son güncelleştirmeleri yapan adam, abdurrahman dayı o son baskıyı ilk okuyan
    ikisi de bu işlerin piri
    baba garsona dönüp
    - tamam evlat, agana söyle muhabbetimiz uzun, bir ara kalkarız
    sonra sanki hiç bir şey olmamış gibi ya da az sonra hiç birşey olmayacak gibi döndü bahtiyar dostuna, geçmişi yad etmeye kaldıkları yerden devam ettiler.
    bense klimacıyla beraber her an emanetleri yağlayacak şekilde tetikte bekliyorum

    garson mekan sahibine, mekan sahibi barzolara bişey fısıldadıktan sonra, bu erkekciklerden biri kolundaki içi geçmiş hatunu kenara itip oturduğu yerden böğürdü
    - boşaltın lan burayı, her şeyi zorlamı yapalım dıbına goyum

    klimacıyla benim ellerimiz belimizde ayağa kalkmamız bir oldu
    babayla abdurrahman dayı ise yüzleri masada bekliyorlar hala
    az sonra burada çok taktan şeyler olacak

    şimdi bu bir film sahnesi olsa
    çek silahını kaç kişi vurulursa artık
    lakin gerçek hayatta durum biraz daha farklı
    çektin silahı adamı vurdun
    ölürse sıçtın zaten, anlatmama gerek yok, 40 sene de kaçsan, o meşhur şemsiye girecek, hatta açılacak bile
    ölmezse aferin sana, yine şemsiyeyle tanışacaksın bir de her daim düşmanın olacak

    bu düşünce yani gerçeklik insanı çelişkiye sürüklüyor
    işte bu çelişki belimizdeki elimizin elemanlara çevrilmesini engelledi bir anlığına
    ve o an da babayla abdurrahman dayı ayağa kalkdılar

    o sahneyi size nasıl tasvir edeyim

    koca abdurrahman dayı başındaki sekiz köşe kasketini masaya vurup
    - beeeheyyyyttt, bu kasketi babam takdı ulan benim başıma
    demesiyle, mürsel babanın yumurta topuk ayakkabısının arkasındaki kırmayı eliyle düzelttikten sonra, ayağını yere vurmasıyla
    - bu yaştan sonra bana ayakkabı mı giydirdiniz ulllaannnn
    demesi bir oldu

    çifte yürekli bu iki adam o kadar heybetliydi ki o an,
    ben ve 20 küsür yaşında olmasına rağmen, babasını seyreden klimacı dahil, herkes, garsonuna kadar dondu kaldı

    gerisini uzun uzadıya yazmaya gerek yok, olanlar malum, itin zütüne sokup sokup çıkardığımız bir grup beli silahlı hergele

    işte mürsel babanın hakkını, az bişey de olsa emanet ettikten sonra kaveye geri dönelim
    babanın çok ısrar etmesine rağmen, ali kemal abiyle beraber istanbula dönmem gerektiğinden misafir kalamadım
    klimacının yerini de öğrenip ayrıldık oradan

    havzayolu üzerinde ipekyolu müzikholde korumalık yapıyormuş kardeşim
    vakit geceye yaklaşıyordu ki müzikhole vardık ve onca zaman sonra serkanı buldum
    müzikholün dışında elinde kafayı bulmuş bi ayyaş, tokatla kendine getirmeye çalışıyor
    geçtim bunun karşısına, yaktım bir sigara
    - ulan
    dedim
    - nerde bi gariban var tokatlıyorsun, bıkmadın mı amk kendinden zayıfı ezmekten, yiyosa gel de adam nasıl tokatlanır öğreteyim
    karanlıkta beni görünce şaşırdı bu, sesimde demek çocukken farklıymış tanıyamadı ilk anda
    öylece ne olduğunu anlamaya çalışırken
    - dengesiz...
    - lan dengesiz...
    - senmisin lan...
    - vayyy ammkkk kardeşim, kardeşimmm
    bi sarıldık ki, bu adama niye kardeşim dediğimi anladım orada
    sonrası muhabbet sohbet, bir kaç saatte ne kadar birbirimizin halini hatrını sorabilirsek artık
    ali kemal abiyle de tanıştırdım onu
    telofonunu da aldıktan sonra
    malum herkesin yaşamak zorunda olduğu bir hayatı var
    ayrılmak zorundayız
    hakkını helal et deyip gece çıktık yola

    kardeşimle ikinci kez ayrılmak pek de o kadar koymadı,
    onun için planlarım vardı çünkü
    sanırım artık büyüyordum

    aklımda bir kaç günde yaşadığım onca şey, gezmeler, görmeler
    arabada ali kemal abiyle sohbet, arada bir kısa kısa kestirmelerle sabahı ettim
    günün ilk ışıklarıyla gebze sanayiden şehr-i istanbula giriş yaptık

    ve istanbul bana, bir garip aşık olduğumu hatırlattı tekrar
    meğer hiç unutmamışım, unuttuğumu zannetmişim
    siyah incim aklıma tekrardan yerleşti o sabah, bir daha da hiç çıkmadı zaten
    Tümünü Göster
    ···
  16. 216.
    0
    saygılar
    ···
  17. 217.
    0
    ali kemal abi vedatı aradı nerdesin diye,
    gebzede olduğunu öğrenince de, hem vedatı görelim hem de kaç zamandır uğrayamıyordum buralara, yüzümüzü unutturmayalım diye gebze minibüsçüler esnaf odasına gittik
    ali kemal abi fazla takılmadı, bi çay içip yollandı fikirtepeye doğru
    bense vedatla kaldım
    biraz yoldan biraz ordan biraz burdan akşam ettik
    ···
  18. 218.
    0
    vedata açtım klimacı meselesini
    - abi hani tanıyorum diye söylemiyorum, ben ne isem o da odur, kardeşimdir
    her şeyine ben kefilim
    ali kemal abiye de tanıttım, lakin benim böyle bi isteği ali kemal abiye söylemem ayıp kaçar
    sen bi konuşsan, eğer kabul ederse gelsin bizimle çalışsın
    he abi ne dersin
    - kardeş sen kefilsen, tamamdır. abiyle konuşurum, o da gelsin derse çağırırız, dedi.
    ···
  19. 219.
    0
    bu işi de hallettiğime göre dönelim diğer meseleye

    bebeğe gittiğimde vakit akşamı geçiyordu
    daha önceleri kapısından geçerken içeri girip girmemekte kararsız kaldığım mekana tereddütsüz şekilde girdim
    girdim ama isimsiz dilberimden eser yok
    hoş bu zaten aklımdan geçen şeydi
    boş masalardan birine oturdum
    aslında başka birini, bi garsonu arıyordum
    gelen garson aradığım değildi ve ona içecek bir şeyler getirmesini söyledim
    tekrar geldiğinde de arkadaşını tarif ettim
    tamam dedi abi, bi dakka bekleyin çağırıyım
    ···
  20. 220.
    0
    aradığım garson bi dakka sonra geldi,
    bi kaç şey söyledim, hani kıza para vermek istemiştim, hatırladın mı dedim
    hatırladım abi, dedi.
    peki kızı bir daha görsen hatırlarmısın
    hatırlarım abi
    bak kardeş, bir dahaki sefere o kız buraya geldiğinde, beni arıyorsun, numaram burda yazıyor, deyip kartımı da verdim
    biraz mallaştı o ara eleman, ne oluyor lan neye alet oluyorum der gibi bi surat ifadesi takındı, kart elinde bekliyor.
    çıkardım cüzdanı, yüzünü gülümsettim, kartımı yaka cebine koydurdum, hadi eyvallah deyip çıktım oradan.
    ···