bir katilin hayatı

hasgibtir kulun istediği bir göz allah vermiş iki tane
kızlar ayaklandı, ahu gözlüm hala oturuyor
tuvalete gidiyorlar sanırım
ulan vakit az acele et
kızlar gözden kayboldu
harbi kız başı önünde telefonuyla oynuyor

beyler ne durumda olduğumu az çok tahmin edin diye söylüyorum
besmele çekip ayağa kalktım

beyler, öğleden sonra yazmaya başlarım. aralıksız yazacağım günler başlıyor. saygılar

edit: bu aralıksız lafı külliyen yalan, yani bizzat şahit oldum ordan biliyorum

bir adım, bir adım daha
buzda yürür gibiyim, dengemi kaybettim kaybedicem
geçen her saniye aklımın bir yarısı gel vazgeç diyor, ama ne hikmetse bedenimi diğer yarısı kontrol ediyor

vee, işte başlıyoruz

tam masasının yanından geçerken, görebileceği bir şekilde fakat çaktırmadan cüzdanımı yere attım.
daha cüzdan yere düşüp bir adım atmamıştım ki, harbi kız arkamdan seslendi
- pardon
oralı bile olmadım, duymamış gibi yapıp, çok ağırdan bir kaç adım daha attım. bu sırada harbi kızın da masasından kalktığını farkettim, ama ben ağır ağır kasaya doğru yollanıyorum
- afedersiniz
hala duymuyorum, artık kasaya yaklaştım tamamen, önümdeki garson bi yandan bana bakıyor afiyet olsun demek için, bi yandan da arkamdan gelen harbi kıza

bu sefer kolumdan da tuttu çok hafiften
- afedersiniz
başımı geriye doğru çevirdiğimde, ilk kez bu kadar iyi seçebildim, çevresindeki halkayı bile belli etmeyecek kadar siyah gözlerini
dolunay gecede nasıl parlıyorsa, onun gözlerinde gece, dolunayın içinde parlıyor gibi
daha gözlerinden alamamıştım gözlerimi ki, sesiyle kendime gelebildim
- afedersiniz cüzdanınızı düşürdünüz
son sözüyle kız arkadaşları da yanımızda bitiverdiler.

planın en zor kısmına geçebilirdim artık

cüzdan hala onun elinde
- ooo, hadi yaa, eyvallah
tam cüzdanı alırken, konuşmaya devam ediyorum
- bu devirde hala senin gibi...
bu sırada baya bildiğiniz göstere göstere cüzdanın içini de kontrol ediyorum
- ... insanların
- ... var olduğunu
- ... bilmek çok güzel
harbi kız ise şaşkın şaşkın ne yaptığıma bakıyor

içindekileri kontrol ettikten sonra, herşey tastamam yerinde duruyormuş gibi yapıp
cüzdandan çıkardığım 100 doları siyah incime uzattım
- bunu kabul edersen, sevinirim
kız tabi şok oldu birden, bizim konuşmamızı takip eden arkadaşlarının, hatta garsonun dahi mallaştığına eminim
demin ne yaptığımı merak eden gözler, şimdi onun ne yapacağını merak ediyor
herkesin baktığı şey, uzattığım elimdeki para ve harbi kızın ne yapacağını kestiremediğim şaşkın yüz ifadesi
- n... ne... ne münasebe...
lafı ağzına tıkarak
- ben iyilikleri karşılıksız bırakmayı sevmem, kabul et işte
al yazmalım elimdeki paradan gözlerime doğru kaldırarak gözlerini
- teşekkür ederim ama ben de karşılık bekleyerek iyilik yapmayı sevmem. o yüzden, kabul edemem, kusura bakma.
o son kelimeyi üzerine basa basa söylemişti, racon öyle kesilmez böyle kesilir der gibi.

- napalım, kabul etmiyorsun madem, bi iyilik borcum olsun sana.
sonra ne diyeceğini dahi beklemeden kasaya döndüm
- şef bizim hesabı kes bakalım, zaten geç kaldık
sonra hesabı ödeyip, tam arkamdaki şaşkın bakışlara döndüm ve
- bir gün borcumu öderim, hadi eyvallah
diyip çıktım oradan.

laaannnn, naptım ben
sakın arkana bakma amk
hızlı yürü uzaklaş buradan
dağdan mı indin olum sen, mağaradan mı geliyorsun
kızla tanışmaya çalışmak böyle mi olur
gidersin amk, adam akıllı merhaba dersin
olursa hepimize olmazsa gibimize

sen naptın
odun gibi kıza para uzatıyorsun
hem de kime, istese seni paraya boğabilecek bi kıza mı
aferin sana dıbına koduğum, yaptığın planı gibeyim
içindeki kartlarla birlikte, hatta bozuk paralar bile içindeyken zütüne girsin o cüzdan
kafatasına soktuğum
ömür boyu 31 e talim olursun inşallah

hay allahım ya, gib gibi de bıraktım kızı orada
adını bile öğrenemedim
bi de artislik yapıyorsun bir gün borcumu öderim miş
e be yannanım, e be ızdırabını gibtiğim, sen kimsin ki borc ödeyecen

vedat senin de verdiğin gazı gibeyim
istanbulmuş, beline sarılmakmış, zütüne girsin sultanahmetin minareleri

hee tamam, adamı andık ya kulağı çınlamış, arıyor
- efendim vedat abi... tamam abi... geliyorum abi... tamam abi...

işte böyle,
içimde kendime isyan edip, çektiğim sigaranın dumanında derdime çare aradım
yaptığımdan bin pişman olmuş, kızla tanışamadığıma mı yoksa onu o halde bıraktığıma mı yanayım bilemedim
üzerimdekiler, sahip olduklarım, çevrem değişse bile ben bendim
zorla değil ya, odundum amk

ana, bacı, sülale katmadan kendime edebileceğim her türlü küfürü ettim, taa bebekten fikirtepeye gelene kadar
sonra vedata hiç bir şey söylemeden, ki en ufak kelimemde dahi beni baştan aşağı sıçıp sıvayacağından adım gibi emindim, onun peşinde akşamı ettim.

vedat her zamanki gibi alemlere akmaya gitti, ben gitmedim
eve geldim, aklımda o, yatağa uzandım
gözümü kapattığım her saniye seni görüyorum diye yeni aşık muhabbeti vardır ya hani, beyler ben onu gözüm açıkken dahi görüyor gibiydim. gözlerimde bir perde, üstünde onun gözleri, ardında tüm dünya, içimde pişmanlık, durmuş zamanda gece sabaha döner ya da uyku tutar mı amk.

saygılar

akşama görüşürüz beyler

online kimse kalmamış, geç kaldım ama başlıyorum beyler, sabah okursunuz.

ertesi günlerde vedat anladı bende bi haller var
arada bir soruyor, kardeş canın neye sıkkın diye ama renk vermiyorum
çok gelirse de üstüme, kimsesizlik abi deyip kesiyorum muhabbeti,
konu öksüzlüğüm olunca yaklaşmıyor yanıma
izin veriyor kafama göre takılmam için

böyle zamanlarda bazen kaçıyorum bebeğe doğru
diyorum kendime git birader, belki görürsün, belki doğru kelimeleri seçebilirsin bu kez,
ama nerdeee, nafile çaba benimkisi
çoğunda içeri bile girmeden uzaklaşıyorum oradan
bazen de yokluğa göz gezdirip çıkıyorum
oradan her uzaklaşmam aslında kendime söylediğim bir yalan
hikmetini bilemem ama

aldığım nefes o, verdiğim nefes ben
her nefeste biraz daha hissediyorum onu, biraz daha uzaklaşıyorum kendimden

lakin aklımdan çıkmasa da zamana dur demek olmaz
günler geçtikçe işler biraz daha büyüyor
21 tane minibüsçüler odası var, yarısı ali kemal abinin
iş büyük olunca vedatla ben yetişemiyoruz tabi
yeni adamlar, ekipler, mekanlar, arabalar
su derin olunca değirmende büyüyor haliyle
vedat ekipler amiri ben sağ kolu
hani öyle kol denemez belki, sağ işaret parmağı misali bişey ama yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyor, varın adını siz koyun işte