1. 1.
    +5 -3
    sıkılanınız varmı lan
    ···
  2. 2.
    +1 -3
    okursanız hikayemi yazayım
    ···
  3. 3.
    -2
    babam 80 lerin fikir mücadelesi veren gençlerinden biriymiş. kendi çapında partidir, milliyetçiliktir, vurdusudur, kırdısıdır uğraşırken 30 eylül 1982 akşamı evimize gelip kendilerini memur diye tanıtan meçhul adamlar tarafından annemin gözleri önünde resmen infaz edilmiş.

    bu olay annemi çok etkilemiş, beni emziremez olmuş ve ben daha yaşımı doldurmadan hakkın rahmetine kavuşmuş.

    dedem sahip çıkmış bana. ninem erken yaşta rahmetli olmuş, gelinleriyse bakmaya erinmişler, kızı da yok, tek başına büyütmüş beni.

    kendimle alakalı hatıralarım dedemle başlar benim.
    ···
  4. 4.
    +1 -1
    dedem nasifoğlu ömer mağrur adamdı, eskilerin de eskisi bakışı vardı hayata. çok uğraşmış babam rahmetli olunca, istanbula gelmiş, cenazeyi kaldırtmamış olay aydınlanana dek, vermiş veriştirmiş, araya ne kadar hatrı sayılır adam varsa sokmuş ama her seferinde kapatmışlar kapıları yüzüne, eli boş kalmış. çaresiz 4. gününde gömmüş rahmetliyi.

    cenazeden sonra annemi almış yanına, bakmış kadıncağız perişan halde. dedemse bir başına bi adam, dertleşsen dertleşemezsin, sorunun olsa anlatamazsın, biçare zütürmüş baba evine. zütürmüşte annemin ki hastalık değil ki iyi olsun, hayata küsmüş kadıncağız, ne yapmışlar ne etmişler yok. sonrası malum zaten.

    önce vermek istememiş anne tarafı, sonra dedeme karşı koyamayacaklarını anlayınca mecbur kalmışlar.
    ···
  5. 5.
    0
    hiç hissetmedim babamın yokluğunu, varlığını bilmediğimden olsa gerek. neye ihtiyacım varsa dedemi buldum yanı başımda. can dedim veririm dedi.
    lakin kendimi bildiğim zamanlarda başladı annesizliğim. bu öyle bir şey ki ne kadar dik durmaya çalışsam da hayata, göğsümdeki ince bir sızı hep belimi bükmüştür.

    küçüklüğüm köy yerinde geçti. bildiğiniz ayağında lastik çarıkları olan, yüzü her daim kızarık, dedem sağolsun ölüyü, diriyi, küçüğü, büyüğü ayırt etmeden herkese çatan bir çocukmuşum. bazen de çekilirmişim köşeme top atsalar aldırmazmışım, o vakit sanırım düşünürmüşüm annemi.
    ···
  6. 6.
    +1 -1
    ortaokulu şehirde okumamı istedi dedem, beni okutmayı kafaya koymuştu bir kere. güç derdi her zaman, güç kılıçtan kaleme geçmiş bir kere, o yüzden okuyacaksın.

    yatılı kalıyor, ayda bir kez dedemi görmek için köye gidiyordum.
    yazları da dedemle beraber bağ bahçe işinde uğraşıp hem ona yardım ediyor hem de dert ortağı oluyordum bir nevi. iki yaz geçmişti ortaokula başlayalı. dedem de artık çok yaşlandığı için onu yalnız bırakmıyordum. biraz sohbet biraz ev işi biraz ders derken yaz bitti.

    yaz bitince tekrar okula döndüm. derslerim iyiye yakın bi öğrenciydim. akşama kadar okulda dersleri görür, akşam olunca yan taraftaki yurt binasına geçerdik. ailesi zengin olup şehirde yaşayanlar hariç hemen herkes yurtta kalırdı.
    ···
  7. 7.
    +1 -1
    normalde her öğrencinin huzursuz olduğu yurt yaşdıbını garipsememiştim, hatta hoşuma bile gitmişti. insanların arasında olmayı seviyordum. hayatta ilk defa aynı standartlara sahiptik. onların da orada kimsesi yoktu benim de. hayat, okul, dersler, koşuşturmacaya tutulmuş, kaderin varlığını bir an olsun unutmuşken ben, sağolsun o ne yaptı yine hatırlattı bana çizdiği yolun engebelerini.

    bir karanlığa girdim, bir daha da hiç çıkamadım o gece.

    sağolsun bizim hademelerden biri benimle ilgileniyor, bi sıkıntın varsa gel anlat ben büyüğünüm, benimde çocuğum var senin kadar, onun yerine koyuyorum seni, ne sıkıntın olursa söyle diyor. bizde çocuğuz, bir sevgiyi bilmişiz hep, başkasının ilgisine açız, hoşumuza gidiyor böyle şeyler. köy yerinde büyümüşüz üstelik, duymamışız görmemişiz mertlikten başka birşey.

    lakin bu puşt dölü bilenmiş bana bir kere, aklına girmiş soysuzun kahpelik.
    ···
  8. 8.
    +1 -1
    çağırdı beni bi akşam yanına, sevdiğim bisküvilerden de almış dışardan, babam olsa heralde bu kadar severdi dedirtecek türden ilgileniyor benimle. o arada bir içkisini içip bana nasihat veriyor, ben de adamın televizyonu var odasında, köydeki evde adam gibi elektirk yok, ağzım açık onu seyrediyorum. sonra ne olduysa damarı tuttu başladı kahpeliğe, napıyosun lan dememle ağzımı kapatmaya çalıştı, domuz gibi de güçlü şerefsiz. oramı buramı elliyor, kucağına oturtmaya çalışıyor beni. sımsıkı tutmuş, kımıldayamıyorum.

    bazen fırsat buluyorum bağırıcam sesim çıkmıyor, bildiğim ne kadar dua varsa ediyorum o an. ama çaresizlik çöreklenmiş üstüme bir kere ne yapsam ne etsem kurtulamıyorum.

    tam da o an farkettim masanın üstündeki el fenerini, bi hamleyle almamla birlikte cama fırlattım.
    ···
  9. 9.
    0
    aynı anda fırlattı beni bi köşeye, koca cam tuz buz olmuş, cama çıktı gören eden var mı diye, gören olacak ki odaya dönüp aldı beni ellerine.
    en sağlamından iki tane vurdu sırtıma ben de nefes kesildi tabi, gözler faltaşı gibi açılmış ağzımdan nefesten başka bişey çıkmıyor
    - ulan bin, tek kelime birine bişey anlatırsan seni öldürürüm.
    - anladınmı
    - anladınmı lan
    amk gözlerimizden yaş akaraken kafa sallayabildik sadece
    ···
  10. 10.
    0
    dışardaki millet odanın bulunduğu koridora girmeden saldı beni odadan.
    tuvalete gidip kitledim kapısını, hiç sesimi çıkarmadan kaç saat durdum orada, ne kadar ağladım, o gece hiç bitti mi bilmiyorum.
    önce kendime yakıştıramadım bunu, utandım her geçen saniye biraz daha, ellerimi ısırdım ağlarken sesim çıkmasın diye.
    sonra nefret bürüdü içimi, gece ilerledikçe biraz daha öldürdüm insanlığımı, hayallerimi, geleceğimi.
    incecik bir pamuk ipliğine bağlı kaderim, o gece intikamla sessizlik arasında gidip geldi.
    ···
  11. 11.
    0
    sabah olup okula gitme vakti gelince, millet tuvaletlere girip çıkarken kendime gelebildim biraz.
    çocukluk işte, unutuyor en ufak şeyde en büyük acıları, korkumla beraber çıktım kendimi kitlediğim yerden.
    lakin yüzümde dünkü çocuktan eser yok
    ne yaptığımı bilmeden hazırlandım okul için, hala masumum amk, akşam ki olanlar aklımı kemirirken dahi okulu düşünüyorum.
    ama onu görme ihtimali bile sessizliğim için yetiyor.
    en ufak kıpırtıda, koridordaki yaklaşan adım sesinde irkiliyorum.

    o günün öğleninde gördüm namussuzu, yemek saatinde uzaktan beni seyrediyordu.
    bi anlık kafamı çevirdiğimde gözünü kırpması yetti ağzımdaki lokmanın boğazımda düğümlenmesi için.
    o an bir şey hissedemedim bile, vücudum heyecandan yanıyordu sanki, kalbim deli gibi çarpıyor ellerimden bacaklarıma kadar her yerim titriyordu.

    o gün ne yaptık okulda, kim ne söyledi, akşamı nasıl ettim hatırlamıyorum.
    aklımda türlü türlü işler, dedemi düşünüyorum ne der ne eder, anlatsam benden utanır mı
    ···
  12. 12.
    0
    akşam 11 gibi devam ederim
    ···
  13. 13.
    +1
    öylece geldim yurta, gelir gelmez de yattım zaten
    dedemin yolda izde bişey olur diye verdiği sürmene çakısını koydum yastığımın altına
    ne olur ne olmaz diye elim yastığın altında gözümü kırpmadan bekliyorum
    lakin geceden de uykusuzum, uyuya kalmışım çok geçmeden
    ···
  14. 14.
    0
    bacaklarıma dokunulduğunu hissederek gecenin bir vakti uyandım
    gözlerimi açamadım, ne de bağırabildim
    sessizce dua ediyordum allaha
    yarabbi ne olur, ne olur böyle bişey olmasın, çeksin elini yemin ediyorum sesimi çıkarmıycam
    ama dualarımın karşılığı yoktu
    üst ranzada yattığım için dahasını yapamıyordu belki ama el vücudumun her yerinde geziniyordu
    sanki uyanmamı istiyordu

    sonra topladım tüm kuvvetimi
    gözümü açtım biraz
    koridordan sızan loş ışıkta seçiliyordu şerefsiz
    kafası tam başucumda duruyor, leş gibi içki kokan nefesini hissedebiliyorum
    içimden nefret kusmak istiyordum ona
    besmele çektim bıçağı sıkıca kavramadan önce
    allahım biraz güç ver bana ne olur
    ···
  15. 15.
    0
    tam o esnada koridordaki ayak seslerini duydum
    o da duymuş olacak ki çekti elini üstümden
    sonra sanki bizi kontrol eder gibi yapıp odadan çıktı
    kapıyı kapattığı anda bıraktım gözyaşlarımı
    yastığa başımı bastırarak hıçkıra hıçkıra ağladım

    uyumadım o gece de, bir daha gelir şerefsiz diye
    karanlıkta hıçkırıklarım, korkularım ve ben sabaha dek titreye titreye bekledim
    günün ağarmasıyla beraber hayatım boyunca bana o kadar huzur veremeyecek tek sabah ezanını dinledim
    ezanın bitmesiyle uyandı millet
    koşuşturmaya başladılar okul için

    yine okula gittim, söyleyemedim kimseye birşey, biraz korkumdan biraz utancımdan
    kafamı yerden kaldırmıyordum belki bana bakıyordur diye
    zilin çalmasıyla ders başladı
    ilk ders uyuya kalmışım sınıfta, öğretmenin dürtmesiyle uyandım
    derste ne kadar öğrenci varsa gülüşüyolar
    ···
  16. 16.
    0
    meğerse altımı ıslatmışım
    öğretmen kaldırdı sıradan taktı beni peşine boynu bükük takip ediyorum
    zaten yüzüm kireç gibi, müdürün yanına gittik, hastayımdır diye
    müdür sağolsun üstümü değiştirtti, verdi bi ilaç bi bardak çay, sonra yolladı beni yatakhaneye dinlenmem için
    gerek yok, ben iyiyim, derse girmek istiyorum, yok, ne desem yok, hastasın git yat dedi
    öğretmen zütürdü odama kadar, hademeyle beraber, yatırdı yatağa hademeye de nasihat etti arada bir kontrol edersin diye
    ses çıkaramadım, diyemedim bu adam bintir, beni bununla yalnız bırakmayın

    kahpe evladı koridorun sonuna kadar zütürdü öğretmeni
    o an el açarak yalvardım allahım ya al canımı, ya yardım et kurtar beni bu dertten
    ···
  17. 17.
    +1
    beyler okuyan var mı
    ···
  18. 18.
    0
    daha onlar odadan çıkar çıkmaz yan yataktaki yastığı da alıp attım benim yorganın altına
    geçip kapının arkasındaki dolaba saklandım
    kapısı yarım açık bekliyorum yaklaşan ayak seslerini
    ses yaklaştıkça bildiğim dualar azalıyor
    artık nefes alış verişini duyabiliyorum
    kalbim yerinden çıkacak gibi
    odaya giriyor

    ama beklemediğim bişey yapıp kapıyı kapattı birden
    sonra yatağa yavaşça yaklaşırken ıslık çalmaya başladı

    hafif aralık olan dolabın kapağını biraz daha açtım
    acele etmeliydim
    tam arkası bana dönük yorganın altına elini sokarken dolaptan çıktım
    ama o esnada dolap esneyip ses çıkardı
    planım arkadan saldırmaktı ama bi anda eli yorganın içinde, kafası hafifçe bana dönük aramızda yarım metreye yakın mesafede göz göze geldik

    o anı binlerce kez düşünmüşümdür sonradan ama ilk nasıl sapladım bıçağı hiçbir zaman hatırlayamadım
    hatırlamaya başladığım nokta
    kan tadını hissettiğim ağzımdan çeneme doğru bir ağrı, kanlı elimdeki yadigarla odanın bir köşesindeyim, o ise bir elini kanla kaplı karnına bastırmış üzerime doğru geliyor.
    yumruğunu indirmeden önce tekrar sapladım göğsüne doğru, böğürdü birden
    sesindeki acıyı hissettikçe güç geldi kollarıma, bıçağı sapladığım yerden çekip tüm gücümle tekrar sapladım göğsüne
    sonra tekrar, sonra tekrar, sonra tekrar
    kanı odanın her tarafına yayılana dek deştim vücudunu
    aksın istiyordum daha
    ···
  19. 19.
    0
    gece gelirsem devam ederim
    ···
  20. 20.
    0
    üzerime yığıldı önce, omzuma bıraktı tek kolunu, sonra yavaşça kayıp yere düştü
    yere yığıldığında durdum birden, uzaklaştım, odanın köşesine geçtim
    çöktüm olduğum yere, içimde korkuyla karışık bir huzur
    elimde hala dede yadigarı, baktığım gördüğüm herşey kırmızı
    akşama kadar bekledim orada
    kandan yayılan demir kokusu odayı kaplayana dek seyrettim onu
    ···