bir katilin hayatı

ve o an itibariyle ve sonrasında ve sonsuzlukta, kalbime çivi yazısıyla yazdığım ismi ilk kez zikrettim
- izem

hepinizin başına gelmiştir böyle şeyler, görmüşsünüzdür, hoşlanmışsınızdır, belki kalbiniz göğsünüzden çıkacakmış gibi olmuştur
ama çok azınız benim tattığım duyguyu tatmıştır.
çok şanslı olan ve çok acılar çekmiş belki hala o acılara katlanmak zorunda olan çok azınız...

ben biliyordum
daha onu ilk gördüğüm anda biliyordum kaderimi onun çizmesine izin vereceğimi
işte ismini duyduğumda da, ne bilim sanki zaten benim olanı bana vermişler gibi, hep sahip olduğuma kavuşmuşum gibi geldi bi an
ismini aldım, aklıma, ruhuma, bedenime kazıdım
dervişlerin hu çekmesi misali izem çekmeye başladım

vedatın arabayı gasp ettim
yeni mekanımda belli artık
talebe misali üniversteye gidip geliyorum hergün
gah kapıda bekliyorum, gah alıyorum elime tahsilat defterini içeri giriyorum

içerisi günlük güneşlik, evlere şenlik bi hal var
bıraksan 300 sene canı sıkılmaz burada insanın
hepsi 20 li yaşlarda, her milletten insan
okuyorlar, çalıyorlar, içiyorlar, hepsi uluorta

ve bir gün izem'i görüyorum
yazarken bile derin bir offff çekmemi sağlayacak olanımı

sanki önümden dilruba hatun geçiyor
attığı her adım, elini saçına zütürüşü, yüzündeki durgun ifade, içimi eriten gülümsemesi...
ne yapıyorum ben, neyi seyrediyorum
allah'ım ben mi çok acizim yoksa bu kuluna çok mu özendin
geçen her saniye izem büyüyor içimde, o büyüdükçe ben küçülüyorum
geçen her saniye biraz daha boğulduğumu hissediyorum

ben orada bilmem kaçıncı kez öldüm ya da bilmem kaçıncı kez yeniden doğdum
ilk kez sevdim, karşılık beklemedim, bekleyemedim
gecem günüm onu bildim
alikemal işe çağırdı, mecburiyetten gittim, onun peşine adam taktım
vedat çağırdı gel diye her defasında başka bahane buldum
serkan geldi, karşılamaya gitmedim, hoş bunun faturasını ağır ödedim (bildiğin fatura lan)

uyurken gözlerimde hayali, uyandığımda aklımda yeri
rüyadamıyım gerçekmi
neler neler hayal ediyorum
onunla çıkıyorum, evleniyorum, çoluk çocuğa karışıyorum...
bildiğin en arabesk platoniği yaşıyorum desem yeridir

derken sağolsun kardeşim, dün gibi hatırlarım
- skerim lan böyle aşkın ızdırabını, mecnun oldun sayıklıyosun amk, yarından tezi yok kızla konuşcaksın, yoksa skerim amk ben konuşurum, derim böyle böyle, bu bin seni seviyo, kahrını ben çekiyorum
- lan a... ebe... lannn yok daha neler amk bi gibtir git yaaa

dediğimizle kaldık tabi
o gece ne içtiysek artık, sabahında keşke... dediğim çok olmuştur

saygılar

sabahında başım nasıl zonkluyor içim nasıl yanıyor anlatamam
mutfağa zor attım kendimi, soluksuz belki de bi litre su içmişimdir
gittim biraz daha uzandım yatağa, vakit erken, kalksan napıcan, gözler desen kan çanağı
lakin güneş inadına inadına giriyor odama, hava da nasıl sıcak, yorgan da örtemiyorum üstüme
dedim böyle olmayacak bari kalkıp bi duş falan alıyım da serinlesin biraz vücut
duştan sonra da geçtim serkanın odaya, pc onun odada, internete falan girdim, trabzon kimi almış kimi alcak onlara bakıyorum
asilzadeyi rahatsız etmişiz meğer
- ne ulan bu amk, karga takunu yemeden, gibtirip gitsene odana
- uyku tutmadı olm
- yaa bi gibtir git kendi odana amk, ölüym uykusuzluktan
- zıbar yat olm, 20 yaşına kadar hep yalnız yattın ya zaten
- lan dengesiz... hay ben senin amk
vedat evde yok, verdim müziğe sesi, bi yandan da eşlik ediyorum
- insan oğlu haddin bilir kem söz söylemez iken...
daha dayanamadı, söve söve kalktı, müziğin sesinden nereme kaydığını anlamadım

saniyesi saniyesine hatırladığım saatler böyle başladı işte,

ne demiş dengesiz;

gün her zamanki gibi başlar ama her zamanki gibi bitmez.

klimacıyla fikirtepeye gidicez 3, 4 gibi
o zaman kadar işimiz yok
dedim
- gel lan, sana boğazda bi kahvaltı ısmarlıyım da sonra demeki, gittim de dere kenarında beni yedirmedi
- sie, amkoduğum, derdin belli ayak yapıyosun
- lan ne alakası var olm yaa
- neyse yürü yürü, elime düşmüşün, sana bi girsinde akıllan

vurduk gittik boğaza nazır bi mekana, bebekte takılmıyoruz artık, direk boğaziçinin içindeki restorandayız, gerçi boğaza tam nazır değil, bi 60 70 metra rakım, üç beş yüz metrede mesafe var ama naparsın, izemime yakın
ümitli değilim lakin benim kanlı gözler hep onu arıyor

olacak ya, sen ne yaparsan nasıl yaparsan yap, olacaksa olacak
nerdeyse bi aydır üniversteye gidip geliyorum muratın dediğinden beri, toplam iki defa görmüşüm bunca zamandır ve talihime sokayım ki bugün üçüncü görüşüm, aynı mekandayız ve karşılıklı oturuyoruz.
lan olm tipim kayık, kayık ne kelime hala anason kokuyorum, içmene gerek yok benle takıl kafayı bulursun zaten
yanımda klimacı, arsız, patavatsız, geleli bi ay olmuş kızı sayıklıyorum, bi çuval inciri tak etmesi içten değil
ben bunun yanında, kız orada
dedim ahada sıçtık
daha kısa öz bi tabiri varsa siz söyleyin ama en açık şekilde sıçtım.

klimacı anlatıyor bişeyler ne anlattığını hatırlamıyorum ama böyle ciddi ciddi onu dinliyormuşum gibi çayım elimde, kahvaltıya henüz başlamamışım, ne derse desin sanki çok mühimmiş gibi kafa sallıyorum.
gel gör ki aklım fikrim; serkanın hemen arkasında oturan, sırtı bana dönük, saçlarını karamele boyatmış, saçı, elbisesi, makyajı, kısaca onu bana andıran her şeyi değişse bile gördüğüm anda tanıyabildiğim, varlığını hissettiğimde tüylerimi diken diken eden izemimdeydi; olurda döner arkasına da nur cemalini görebilirim belki diye

yaa bu çok acayip çok çok farklı bir duygu
aşk bu mudur?
bilemem
yani kime göre, neye göre, nitelendirebilirmisin...
sorulacak cevapsız o kadar çok soru varki

ama bu duygu öyle bir şey ki, o istesin koğuşumda, yayları sırtımda iz etmiş kirli yatağımda izem orucuma dahi yatarım

çok sürmedi tabi, serkanın benim gayet doğal malvari bakışlarımın farkına varması
- lan amk, kime diyom, hoppp
- tamam müdür bi çay da bana söyle
- ne çayı amk, önce elindekini bitir
sıvama faslına daha gelmedik, bunlar alıştırmalar, gaipten sesler duyuyorum

anladı bin bi sıkıntı var
sağına baktı, soluna baktı, ...
- vay dıbınakoduğummmm
inkar etmek boş, bari az sessiz olsun diye
- olm az sakin amk...
- kardeşime bakkkk, lan söylesene yenge burda diye, göster bakim hangisi
- olm ne yengesi, az sak..
- gibtirtme lan, sakin makin ne ayaksın olm, kardeşine yengesini göster dediysem göster, nokta.
- amk serkan, ... , bari insan gibi bak
- arkanda oturuyor, sırtı sana dön...
oha be olm, o nasıl bakmak öyle, insanlığa nasip dağıtılırken sen nerdeydin serkan, lan yeter olm dönsene artık, serkan belanı gibim serkan
lan bi anlık şeytana uysam neler neler yapıcamda, bu da kardeş amk atsan atılmaz satsan satılmaz
neyseki tören geçişi bitti çok şükür
- aferin sana olm, başka bişey demiyorum
- lan bak gibecem afra tafranı haa, bi aydır burdayım benimle konuştuğunun beş katı kızın adını sayıkladın amk, beynimi gibtin lan bi aydır, yaşlandım senin yüzünden
- la olm sessiz konuş allahını seversen, bak valla ayıp ediyosun
-ben anlamam kardeş, ya kalkar konuşursun ya da ben gider anlatırım herşeyi

rezerve

- olm böyle tehditmi olur, hem ne anlatıcan kıza, bu mal, yani dengesiz kaç aydır peşinde, attığın adımı takip ediyormu diyecen, peşine adam taktı, üniversteye kelli felli adamlar soktu seni bulabilmeleri için mi diyecen, ya da cezaevinden çıktıktan sonra tahsilatçılıkmı yapıyo diyecen, la olm yoksa ortaokuldan terk açıktan lise mi okuyo diyecen, ne diyecen amk, lan söylesene ne diyecen amk
bunları söylerken ilk defa gerçekleri kendime de itiraf etmiştim
belki daha önceleri de aklımın fersah fersah derinliklerinden geçiyordu bu sözler, lakin kısık sesle de olsa ilk kez günyüzüne çıkarmıştım,
halbuki tozpembe de olsa herşey ne kadar inandırıcı geliyordu
ben niye bu kadar ısrar ediyordumki
neyin ısrarının peşinden koşuyordum körü körüne
kimim lan ben
üzerimdekiler fiyakalı diye adam mı oldum
mecnuna sorsan o bile bi gibtir git, o iş olmaz der amk

lakin matematiğin bittiği yerde bizim klimacı başlıyor
lan mecnuna göre de olmaz bu iş desen, leylaya çakim sana bişi olmasın diyecek türden eşsiz bi adam
- eee giberim haa, kime duygu sömürüsü yapıyosun olm, nikah kıymıcan amk kızla konuş dedik, ne lan bır bır bır diyecen diyecen diyecen beynimi gibtin amk, hadi kalk gibtirgit konuş kızla, sana bu sigara bitene kadar mühlet, ahada başladı
sonrasında ne desem boş, gibinde değil serkanın, pöfür pöfür tüttürüyor
ben habire
- lan...
- yok...
- olm...
...
hiçç, sen de sen işit
beş dakka dil döktüm yavşağa
o naptı...
izmariti bastı küllüğe, bir iki çevirdi, sonra ayaklandı
bu adam bizim serkansa dediğini yapar içine de eder valla
bi anda yapıştım koluna
- otur, tamam, oturr amk
- sen oturma ama
- tamam amk tamam
- ha şöyle dinle abinin sözünü
- lan serkan çok feci gibtin beni, bunu unutma tamam mı

olduğum yerden izemin yanı toplasan dört beş metre
ayaklarım nasıl titriyor anlatamam
ilk adımda dizlerimin bağı çözüldü
beynim durmuş, yürümeyi sanki yeniden öğreniyorum
bi adım
bi adım daha
lan yemin ediyorum bu anlattıklarım hiç bişey,
size de oldumu böyle şeyler, olduysa bu kadar abartılımı oldu bilmiyorum ama ağzımda bi gram tükrük kalmadı yemin ederim
dilim damağım birbirine yapışmış halde vardım yanına

saygılar