1. 1.
    +1
    hastane koridorunda doktoru beklerken sinirlerine hakim olmaya çalışıyordu. bir nöbeti daha kaldıramazdı. ama burada durdukça kendini kontrol edemeyeceğini anladı. kalktı, asansöre gidip çağrı düğmesine bastı. asansörü beklerken elinin titremesine engel olmaya çalışıyordu. terlemeye başlamıştı. içinde oluşan anlamsız nefret duygusu bütün hislerini ele geçiyordu. asansörün geldiğini belirten uyarı sesiyle irkildi. kapı açıldı içeride genç bir kadın vardı. asansöre bindi. kadının arkasında durup onu incelemeye başladı. elinde olmadan yapıyordu bunu. sarı saçlarını at kuyruğu yapmıştı. avuçları terlemeye başladı. kızardığını hissetti. içindeki öldürme isteğini bastırmaya çalıştı. içinde bir tek kadının kafasını at kuyruğundan tutup asansör kapısına vura vura öldürmek geliyordu. yumruğu sıktı. gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. o an asansör kapısı açıldı ve kadın indi.
    ···
  2. 2.
    +1
    yaklaşık bir saat sonra amcasının yanında odadaydı. refakatçi koltuklarından birinde sessizce oturmuş amcasının nefes alışverişini izliyordu. kolunda yargı ve dikiş izleri vardı. kafası sargı içindeydi. o kadar çok kan kaybetmişti ki teni soluk bir hal almıştı. nefes alışı hırıltılıydı. bir an önce uyanmasını istiyordu. kimin yaptığını öğrenmeliydi. sessizce oturup beklemeye devam etti.
    ···
  3. 3.
    +1
    adam ağır şizofren
    ···
  4. 4.
    +1
    beklerken telefonu çaldı. numara kayıtlı değildi ama tanıdı. amcasını hastaneye getirdiğinde onunla konuşan komiser eşrefti. açtı telefonu; "buyrun komiserim". bir duraksama sonrasında gür sesiyle komiser cevap verdi; "merhaba aziz bey, amcanızın kendine geldiğini duydum, haber vereceğinizi söylemiştiniz?" haklıydı ama polisten önce kendisi konuşmalıydı amcasıyla "evet evet kendine geldi ama uyuyor şu anda ben dahi konuşamadım. uyandığında haber verecektim size." dedi. "anlıyorum. zaten sizinle de konuşamadık. şimdi hastaneye geliyoruz size de bir kaç sorum var. amcanız kendine geldiğinde onunla da konuşuruz." dedi komiser. "tamam bekliyorum eşref bey" dedi. komiser hiç bir şey demeden kapattı telefonu. tekrar sinirlendiğini, içindeki öfkenin harekete geçtiğini hissetti. polisler gelmeden amcasının uyanması tek şansıydı.
    ···
  5. 5.
    +1
    yaz bin burdayız
    ···
  6. 6.
    +1
    reserved
    ···
  7. 7.
    +1
    anlat oç dinlemedeyim
    ···
  8. 8.
    +1
    polisleri beklerken odanın içinde volta atmaya başladı. artan siniri yüzünden düşünmesi zorlaşıyordu. eşref komiser geliyoruz demişti. geçen sefer karşılaştıklarında tek başınaydı, her hangi bir ekip ya da yardımcı komiser yoktu. demek ki bu bi sorgu olacaktı. amcasını bulan hastaneye getiren oydu. soru sorması doğaldı. ama dikkatini asıl çeken komiserin geleceğini söylemek için onu aramasıydı. rahatlıkla haber vermeden gelip odaya girebilirdi. sonuçta soruşturma ona verilmiş olmalıydı. bunu yapmasının nedeni onu kontrol etmekti. polislerle çalışmıştı. karşıdaki kişi hakkında şüpheleri varsa kontrol amaçlı böyle şeyler yapabilirlerdi. yaptıklarını öğrenmelerine imkan yoktu. dosyalar kapanmıştı çünkü. hiçbir şüpheye mahal yoktu. ama düşüncelerinin arasına karışmış bir "acaba" içini kemirmeye başladı. o an elinin titrediğini hissetti.
    ···
  9. 9.
    +1
    reserved
    ···
  10. 10.
    +1
    odadan dışarı çıktı. koridorda ki bekleme sandalyelerinden birine çöktü yine. on dakika sonra koridorun başında komiser eşref yanında bir adamla görüldü. genç bir çocuktu. yardımcısıdır diye düşündü. ayağa kalktı. komiser eşref geldiğinde soğuk bir gülümseme ile elini sıktı. "tekrar geçmiş olsun aziz bey, amcanızın durumunda bir gelişme var mı?" dedi. "hala aynı durumu, uyuyor. kendine gelmesini bekliyorum." dedi. komiser koridorun uç tarafını göstererek "buyrun isterseniz oradaki boş odada konuşalım, sormamız gereken bazı sorular var" dedi. gösterilen odaya giderken içinden nöbet geçirmemek için dua ediyordu. nöbet geçirirse işler karışabilirdi.
    ···
  11. 11.
    +1
    bir kaç saat orada kalıp kendiyle bir iç hesaplaşmaya girmişti. hemşirenin sesiyle irkildi. kadın amcasının kendine geldiğini söylüyordu. "onu görebilir miyim peki?" dedi hemen. kadın odaya alındığında yanında kalabileceğini ama konuşturmaması, yormaması gerektiğini söyledi. hemen kabul etti bunu.
    ···
  12. 12.
    +1
    amcası her zaman sakin bir hayat yaşamıştı. 6 yıl önce yaptığı işi bırakmıştı. emekli maaşı ve birikimlerini kullanarak oturduğu semtte kitap-kafe açmıştı. çeşitli kitapların bulunduğu kütüphanenin olduğu bir kafe. insanlar kitap okumaya veya arka bahçeye oturup sohbet etmeye geliyorlardı. pek bir getirisi yoktu. kitabı okumaya başlarken 5 lira veriyor ardından kitap bitene kadar sadece içeceklere para ödüyordunuz. herhangi bir düşmanı ya da kavgalı olduğu biri yoktu. evden hiçbir şey eksilmediği için hırsızlık olmadığı belliydi. bunda başka bir iş vardı ve biliyordu ki sorumlusu aslında kendisiydi.
    ···
  13. 13.
    +1
    oturduğu yerden kalkıp kantinden çıktı. asansörü kullanmadı bu sefer merdivenlerden yukarı çıktı. amcasının kaldığı kata geldi. hala kendine gelmemişti amcası. koridorda bekleme sandalyelerinden birine çöktü. acaba kim yapmıştı bunu amcasına, bulup işini bitirmek istiyordu. hayatı boyunca dua etmemişti ama şimdi amcasının kendine gelmesi için dua ediyordu. amcasını bulduğu andaki görüntü aklından çıkmıyordu;

    eve girdiğinde amcası kanlar içinde hemen giriş koridorunda yatıyordu. kafasından akan kan, yere akıp göl oluşturmuştu. sol kolu baştan sona kegib içindeydi. nabzı çok düşüktü hemen ambulans çağırmış hastaneye getirmişlerdi. doktor durumunun pek iyi olmadığı söylemiş. kafası ve kolu dışında göğüs bölgesinde kegibler vardı. sağ ayak bileği kırılmıştı. ayrıca vücudunun çeşitli yerinde morluklar ve çürükler vardı.
    ···
  14. 14.
    +1
    zemin kata gelince kapı açılır açılmaz çıktı dışarı. giriş koridorunu geçip hastanenin giriş kapısından dışarı çıktı. bahçeye çıkınca bir kaç kez derin derin nefes aldı. sakinleşmesi gerekiyordu, bu gece olmazdı. bu gece hazır değildi bu duruma. biraz yürümeye karar verdi. bahçeden de çıkıp caddede yürümeye başladı. yaz olmasına rağmen hava serindi. ellerinin titremesi biraz azalmıştı. duygularını bastırmayı başarıyordu. trafiğin yoğun olduğu saatti. yan yollardan birine saptı. iki tarafta yan yana dizilmiş 2-3 katlı evlerin olduğu sokak boyunca yürüyüp temiz havayı içine çekti. şimdi daha iyiydi, sakinleşiyordu. biraz daha yürüdükten sonra içini başka bir duygu kemirmeye başladı. birisi onu izliyordu. yürümeye devam ederken arkasına dönüp baktı ama kimse yoktu. galiba çok gerildim diye düşündü. geri dönüp sokağın çıkışına doğru yürümeye başladı. ya sandığından fazla uzaklaşmıştı caddeden ya da gergin olduğu için ona öyle geliyordu.
    ···
  15. 15.
    +1
    adımlarını hızlandırarak sokağın sonuna doğru yürümeye devam ediyordu. tedirginlikle arkasına bakıp duruyordu ama çevrede ondan başka kimse yoktu yürümeye devam etti.
    sokağın sonundan caddeye çıktığında istemsiz bir rahatlama hissetti. cadde hala kalabalık, hala trafik yoğundu. kalabalıkta olmayı yeğliyordu şu anda. buraya kadar geldiği yoldan hastaneye döndü. bahçeden geçip tekrar hastaneye, o kaosa döndü. yukarı çıkmadan önce kafeteryaya uğrayıp bir şeyler yemek istedi. acıkmıştı. koridordan geçip kafeteryaya girdi. orası da kalabalıktı. kendine sadece bir tost alıp gözden uzak köşedeki bir masaya oturdu. buradan insanları rahatça gözlemleyebilirdi.
    ···
  16. 16.
    +1
    devam et güzelmiş
    ···
  17. 17.
    +1
    insanlar çok garipti. özellikle hastanede olanlar. doktor, hasta, hasta yakını hiç fark etmez hastane insanı garipleştiriyordu. belkide koridoru saran ilaç kokusu ve pgibolojik bir etkisi olan ölüm kokusu.. insanlar çaresizliği düştüğü anda bir dayanak noktası arıyorlardı. düştüğünde kalkmanın yolunu değil, kaldıracak birini arıyorlardı. bu özellikle hastanelerde böyleydi, en azından o böyle düşünüyordu. hastalıkların ve ölümün verdiği çaresizlikle insanlar kendilerini kapatamıyorlardı. savunmasız ve açık oluyorlardı hastanelerde. hiç tanımadığı insanların derdini soruyor, derdini dinliyor ve derdini anlatıyordu. kim oldukları ve ne düşündükleri önemli değildi. sadece dayanak olmaları önemliydi. hastanenin yan etkisiydi bu. ve bundan nefret ediyor kaçınmaya çalışıyordu.
    ···
  18. 18.
    +1
    mesleği gereği bunu yapıyordu. insanları izliyor davranışlarından bir şeyler çıkarmaya çalışıyordu. aslında küçüklükten beri istediği buydu. pgibolog olmak, insanları kontrol etmek... bir insanı tanımadan kontrol edemezsiniz. ve bir insanı tanımanın en iyi yolu davranışları incelemektir. hareketlerinden anlamlar çıkarıp, davranışları yorumlamak - ki bu kolay bir iş değildi - insanları anlamanın en iyi yoluydu. çünkü insan kendini tanıtmaz, sözcükleri mantık süzgecinden değil ego süzgecinden geçirir. onun için en iyi yol buydu. aldığı eğitim dışında kendini geliştirmeye çalışmış ve başarmıştı. ülkenin en iyi adli pgibologlarından biriydi. ama bu bile onu mutlu etmiyordu. başka arayışlar içinde olması bu yüzdendi.
    ···
  19. 19.
    +1
    yaz lan ben okurum amk
    ···
  20. 20.
    +1
    ilk kez lisede eline kan bulaştırmıştı. iyi bir ailede yetişmemişti. babası ayyaşın tekiydi. annesi iyi biriydi ama kriz geçirdiği zaman babasından farkı kalmıyordu. hayatında bir kez intihara kalkışmıştı. babası yine içkiyle seviştiği bir gece keyfi gereği kemeriyle onu dövmüştü. artık alışkındı vücudundaki kızarıklara, morluklara. odasına kapanıp uyumaya çalışmıştı tüm acıya rağmen. gece birden uyandığında annesini yanı başında otururken buldu. koridorun ışığı kapının camından sızıp annesinin yüzüne vuruyordu. annesi yine uyuşturucunun etkisindeydi. yeni bir nöbet geçireceği belliydi. geceliğiyle yatağın kenarına oturmuş ona bakıyordu. "iyi misin anne" diye sordu. ilk başta cevap vermedi annesi. sonra gülümseyip onu alnından öptü. "iyiyim hayatım" dedi. sonra elini penisine koydu. ilk önce yanlışlıkla olduğunu sandı, annesinin elini itti ama annesi bir daha koydu. içindeki hiddet duygusunu bastırıp evden kaçmıştı o gece.
    ···