yıl 1821. rusya'nın hükümdarı 1. alexander. alkolik bir baba ile mafyanın kızı bir annenin çocuğu olarak doğdu macron. babası dimitri çoğu zaman votkadan sarhoş olup eve dahi gelmiyor, kumarhanede geçiriyordu zamanını. macron'un doğumuna da gelmemişti doğal olarak. annesi valeria her ne kadar bir mafyanın çocuğu olsa da dindar bir insan olduğundan gerçek bir hristiyan gibi yaşamaya çalışıyordu. gerçi dimitri'nin pislik hayatına alışmıştı mecburen. aslında onunla isteyerek de evlenmemişti ki. dimitri'nin tecavüzüne uğrayıp hamile kalınca mecburen evlendirilmişti. dimitri de bunu fırsat bilmiş valeria'nın babasının parasını yemeye başlamış, tüm zamanını kumarhanelerde geçirir olmuştu. hatta o kadar iğrenç bir hale gelmişti ki bu bazı günler kumarhanede iliklerine kadar borca batıyor, ödeme aracı olarak karısını kullanıyordu.

sadece benim yazdıklarım: http://incisozluk.com.tr/...let-oynar-m%C4%B1/sahibi/

valeria her ne kadar bu durumdan rahatsız olsa da, elden ne gelir?! mecburen katlanıyordu. babası mafya da olsa kadınlara pek bir değer verilmediğinden öyle sosyal ayrıcalıklı bir sınıfı falan yoktu.
derken macron dünyaya geldi. masum bir çocuk... en vicdansız anne bile böyle bir bebeğe kıyamazdı -kıyıyorlar ama neyse-. onun da aklına gelmişti kendini öldürmek. ama kendini öldürünce sadece kendini kurtulacaktı bu hayattan. peki ya geride bıraktığı? o küçük çocuğa ne olacaktı. onu dimitri'ye bırakamazdı. muhtemelen çocuğa votka içirmekten midesini iflas ettirirdi.
bütün bu düşünceler onu yormuştu. ancak küçük macronun yüzündeki masum ifade aklındaki tüm bu iğrenç düşünceleri alıp zütürüyordu.