Evet gececi panpalar, yine şişenin dibine vurdum. 4 yıl önce olan ve daha kimseye anlatmadığım olayları anlatacağım. Bu, bir insanın hayatının bir anda nasıl dibe vurabileceğinin hikayesidir. Bu, gerçek aşkın ve hüznün hikayesidir. isimler dışında herşeyi hatırladığım kadarıyla doğru yazmaya çalışacağım. Çok dertliyim lan umarım anlatınca biraz ferahlayacağım. Alın reserveleri birazdan başlıyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=LLsg_Lk819s

Yürüye yürüye idari binaların olduğu bölüme gelmiştim. Rektörlük, bir iki dekanlık, öğrenci ilişkileri, mali işler falan vardı. Bir tane ışık dışında hepsi yanıyordu. Mali işlerde bir ışık yanıyordu pencere de açıktı. Şaşırdım gece 3-4 gibiydi çünkü ama şansa bak dedim içimden. Hazır gelmişken buralara kadar buzdolabının parasını da verebilirdim mali işlere vermemiz gerekiyordu herhangi bir şeyin parasını. Neyse girdim binadan içeri 3 katlıydı en üst kata çıktım. Girdim içeri böyle bir kaç masa aynı odanın içindeydi. Masaların birinde arkası dönük bir kadın oturuyordu. Merhaba dedim korkuttum herhalde hızlıca arkasını döndü saçları savruldu.(Uzun düz saçları vardı.) Bir anda karşılaştığım manzara karşısında ağzım açık kaldı. Karşımda hayatımda gördüğüm en güzel kadınlardan bir duruyordu.

Utanmıyor musun evli karıyı gibmeye karı da az huur değilmiş bu arada

https://www.youtube.com/watch?v=cqhYchnDNfA

4 yıl önce daha üniversite üçüncü sınıfın başındaydım. iyi bir üniversitede okuyordum notlarım da fena değildi. insanların geleceğe ilişkin hayallerinin, planlarının olduğu dönemdir tam. Az ama düzenli spor yapıyordum. Kaslı olmasam da sağlıklı, biçimli bir vücudum vardı. Müzik de yapıyordum(her çeşit müziği dinlerim bu arada bir kaç enstrüman da çalarım). Genel olarak yalnız kalmayı seven soğuk bir insandım ve kimseyle eyvallahım yoktu. Kafamı dinliyordum kısacası. Hiç düzenli sevgilim olmadı hayatımda. Dayanamıyorum onlara her saniye beraber gezemem biriyle. Hem zaten benim gibi rahat ama düşünen tipler de yoktu etrafımda. Çoğu kız ya dümdüz aptaldı ya da sabah akşam ineklemekten kafayı sıyırmıştı. Ara sıra ciks yapıyordum tanıdığım bir kaç kızla ve bu düzenden memnundum. Üniversiteye başladığımdan beri gececi hayatını benimsemiştim. Gündüzleri gitmek istediğim bir kaç derse gider onun dışında ya sadece uyur ya da spor yapıp öyle uyurdum. Üniversite yurdunda kalıyordum tabi rahat oluyordu bu durumda geceleri yaşamak. Çok dışarı çıkmıyordum. Yapacağım bütün işleri geceleri yapardım. Düzenli ama az içki içerdim. Her gün kahvaltıyla bir bardak şarap(Tabi kahvaltımı akşam 10da falan yiyordum), gece yediğim diğer yemekle de viski, cin ya da vodka içiyordum. O zamanlar alkolik değildim yani anlayacağınız.

Beynim çok güzel çalışıyordu. Direk onu anlatan bir şey yazmaktansa daha sembolik bir şeyler yazmaya karar verdim. Toplam iki saatimi harcayarak uzun bir şiir yazdım. Üç sayfa tutuyordu. Normalde gibsen yazamazdım böyle bir şey ama uzun süredir efkarlı oluşum lsdyle birleşince güzel bir şey çıkmıştı ortaya. Sürekli gündüzleri gezen, dolaşan bir çekirgenin hayatında ilk kez gece ininden çıkmasını anlatıyordu. Çekirge şaşkın şaşkın dolaşırken gökyüzüne bakıyor, ayı görüyor ve ona aşık oluyordu. O günden sonra her gece aynı noktaya giden çekirge sürekli aya sesleniyor, aşkına karşılık vermesi için yalvarıyordu. En sonunda gölde ayın yansımasını görüyor ve onu ayın kendisi sanıp suya atlayıp boğuluyordu. Şiir böyleydi.

Ertesi gün erken uyandım sabah bölüm dersi vardı iki tane akşam da bir tane vardı ama onun devam zorunluluğu yoktu gitmiyordum ona. Duş aldım giyindim gittim oturdum labdaydı ders. Oturdum, tanıdığım bir grup vardı. elektromanyetik dalga deneyi yapacaktık. 5 kişiydik grupta üç erkek, iki kız. Kızlardan birisini bir kaç kez gibmişliğim vardı sarışın bir kız adı ilayda yüzme takımındaydı güzel vücudu vardı. Oturdum onun yanına. Sessizce naber güzellik dedim göz kırptım. Bu bir şey demeden elini hemen bacağıma attı. Şaşırdım böyle bir kız değildi. Eğildi kulağıma "Öğlen sana geleceğim dedi." Azmıştı kevaşe nedenini merak ediyordum ama sormadım deney başladı ama odaklanamıyordum bir türlü bu habire bir yerlerime dokunup duruyordu.

Edit Şiiri atmıştım, artık sildim çok okunmasını istemiyorum ifşa olabilirim.

Bir kaç gün sonra, yine gece gece camda oturup bir şeyler içerken aşağıdaki yolu seyrediyordum.(Spor salonuna doğru giden yol bizim odanın karşısındaydı.) Gelen geçen arabaların sesleri huzur veriyordu. Sonra onu gördüm. Üstü açık siyah bir arabayı tek başına sürerek tam önümüzden geçti. Bir anda dumura uğramıştım. Şansa bak amk diye söylenerek yatağıma uzandım. Ne yapsam diye düşündüm ve karar verdim. Bu akşam gidip içimde ne varsa anlatacaktım. iki bardak viski dikip kendime geldim. Tam çıkıyordum ki yazdığım şiir gözüme ilişti. Onu da kaptım ve yola koyuldum.

edit: Yalanına sokuyumcular var beyler. Kanıt vereceğim ileride. ilk entry yüz şukuyu geçerse şiiri kendi el yazımla paylaşıyorum binler.

Neyse coçuklar kadın milletini gece disari salmıyor muşuz demek, ana fikir bu. Çünkü huur çocuğu cok memlekette

Bu nasıl bir acıdır lan hayatımda o kadar kötü hissetmemiştim hala aklıma geldikçe midem bulanır.
https://www.youtube.com/watch?v=9FJrTZV4phw

https://www.youtube.com/watch?v=jqjr7LZqSZg

Soğuk, kendine güvenli bir görünüşü vardı ama çok nazik konuşuyordu. Çekindim açıkçası hemen devam ettiremedim konuşmayı. Buzdolabının parasını verip çıktım. Bu kadını ne yapıp edip gibmeliyim diye aklıma koymuştum. Biraz daha etrafta dolaştım sonra odaya döndüm. Kafamda bin bir türlü düşünce döndürüyordum nasıl kıvama getiririm diye. Bir yere gitmeyi mi teklif etsem yoksa direk atlasam mı üzerine diye düşündüm. Kız burada çalıştığı için benimle bir yere gitmek istemeyebilirdi hem en az 4 yaş da büyüktü benden. Yarın akşam gideyim biraz sohbet ederim sonra naughty office gibi bir şeyler olur belki diye düşündüm ve şansımı denemeye karar verdim.

Üzerinde dar bir kumaş pantolon, beyaz body ve kahverengi bir hırka vardı. Topuklu ayakkabısıyla birlikte hemen hemen benim boyumdaydı(1.78), sol eli alçıdaydı. 26-27 yaşlarında gösteriyordu. Tabiri caizse at gibiydi. Göğüsleri, kalçaları, bacakları her şeyi çok orantılıydı. Merhaba dedim ben de ama sözün devdıbını getiremedim. Onunla orada yalnız olmanın verdiği heyecanla bir anda benimki sertleşip dimdik olmuştu. Kalp atışlarım hızlanmıştı.
- Ne için gelmiştiniz?
Hemen ilk şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalıştım ve kadınla muhabbete gireyim dedim.
+ Kırılan bir eşyanın parasını getirdim ama gece gece kimse olacağını tahmin etmiyordum. Buradan geçiyordum sadece, yanan ışığı gördüm.
-Burası geceleri de açık olur bazen.
+Neden, isteyen gece çalışabiliyor mu yoksa?
-Hayır ondan değil. Yeterli ofis alanı olmadığı için burada çalışanlardan bazıları gece çalışıyor aynı masaları kullanıyoruz yani.
+Hep siz mi kalıyorsunuz böyle geceleri?
-Eğer kalınacaksa bir kaç kişi dönüşümlü kalıyor bu hafta ben kalacağım ama genelde kimse kalmıyor.
+Sevmiyorsanız kötü bir durum.
-Bana kalsa istemem tabi ama idare ediyorum çok da kötü değil sessizliğin tadını çıkarıyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=Ug8cBIbxDaY

Başladık konuşmaya üniversiteden, iş hayatından, felsefeden kısacası her konudan konuştuk. Kızla konuştukça bana bir şeyler oluyordu. Çoğu konuda bir fikri vardı ve hiç çekinmeden söylüyordu. Ben de aralara espriler serpiştirerek ayak uydurmaya çalışıyordum ama çarpılmış gibiydim. Kafamı çeviremiyordum, sürekli ona bakıyordum. Konuşurken bir anda adını bilmediğim aklıma geldi. Kendi adımı söyledim, onunkini sordum. Aslı dedi soyadını söylemedi. Laf arasında sevgilisi olup olmadığını öğrenmeye çalıştım bir kaç kez ama hiç bir ipucu vermedi ben de sevindim. Yoktu herhalde. Koluna ne olduğunu sordum bindiği araba aniden ivmelenince kolunu öne çarptığını söyledi, bir kemiği kırılmıştı. Saate baktım bir saat geçmişti. Bir şeyler atıştıracağım dedim o da ben de tost alacaktım beraber gidelim dedi. içtenliği karşısında kendimden geçiyordum. ilk düşüncem olan cinsellik yerini yavaş yavaş aşka bırakıyordu.

https://www.youtube.com/watch?v=mQR0bXO_yI8

Final dönemi yaklaşıyordu, insanlar sürekli çalışıyordu. Ben vizelere çalışıp iyi notlar almıştım biraz kafamı dinlemek istiyordum. Finallere hiç çalışmamaya karar verdim o yüzden. Sıkılınca boş boş geziyordum etrafta takılacak kimseyi bulamıyordum. Geceleri kampüste uzun yürüyüşlere çıkıyordum. Piyano ve akordeon çalıyordum ama insanlar geceleri rahatsız oluyordu o yüzden okulda bu iş için yapılmış özel odalara gidiyordum ama her gece de açık olmuyorlardı. Her şeyin başladığı o gün de gayet sıradan bir gündü. Gece baktım okuldan e-mail gelmiş, odadaki mini dolabı bozmuştuk arkadaşla kurcalarken onun parasını istiyorlardı. Sabah şu saatler arasında getirin lütfen yazıyordu. Yemek yedikten sonra bir ağırlık çökmüştü bana yine bir dolaşmaya çıktım. Gece gece sis inmişti okula kimse de yoktu keyfim yerine gelmişti. Yavaş yavaş yürüyordum soğuk, nemli havayı içime çekerek.

https://www.youtube.com/watch?v=oiTa_t92E-k

Odaya geldim bir baktım leş gibi olmuş her taraf. Bu Murat kusmuş sağa sola. Hele kendi yatağı iyice batmış. Hemen camları, kapıyı açtım zar zor uyandırdım bunu da, duşa soktum kapattım kapıyı. Çektim çarşafını yorganını bir hamlede aldım büyük bir poşete koydum odanın dışına bıraktım. Bu duştan çıkınca oda da kendine gelmişti yattı uyudu boş yatağın üstüne. Ben de biraz cin doldurdum kızı düşünerek içiyordum bir yandan da müzik dinliyordum. Hayatımı beraber geçirmek istediğim kızın Aslı olduğuna karar vermiştim. Onunla tanıdığım başka hiç bir kızı kıyaslayamıyordum bile. Biraz daha muhabbet kurduktan sonra açılırım bir yerlere gitmeyi teklif ederim diye düşündüm. Katiyen cinsellik düşünemiyordum. Aslı benim evleneceğim kadındı. Ona sahip olmak için yanıp tutuşuyordum. Sabah oldu, millet derse gitmeye başladı. Benim gittiğim dersim yoktu o gün. Muratın da gidecek durumu yoktu akşama ancak kendine gelirdi, belki de gelmezdi ne içtiyse artık. Şöyle bir uzandım yatağa ama uyumak ne mümkün. Kalbim çok düzensiz atıyordu korktum bir şey olur mu diye nefessiz bırakıyordu beni. Kesin uyuyamayacağıma karar verince doldurdum şarabı hızlı hızlı içtim. Çabuk etki etsin diye şarabı seçmiştim. Önce mayıştım, sonra uyudum ben de.

https://www.youtube.com/watch?v=rUuusqy50yk

Yanıma küçük bir el çantasında biraz şarap da almıştım konuşurken içeriz diye. Önceki gece konu açlımıştı içkilerden. Sevdiğini söylemişti ama tabi burada içmesi yasaktı. Ben de sürpriz yaparım biraz içeriz romantikleştiririm ortamı diye aldım. Biraz insiyatif kullanıp ısrar ederdim istemezse. Geldim binanın önüne, baktım yaralı ceylanım camdan dışarıyı seyrediyor. Gülümsedim, o da gülümsedi el salladı. Kendimi Shakespeare'lerdeki sevgilisini görmeye gelmiş aşıklar gibi hissediyordum amk o yaşın tecrübesizliği işte. ilk defa sevmişim, her şey gül gibi olacak sanıyorum. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarak gittim. Şöyle bir kendimi düzelttikten sonra girdim içeri. Artık iyice muhabbeti koyulaştırdık daha samimi davranırım diye düşünüyordum. Nasılsın diyerek yaklaştım. iyiyim gel dedi. Oturdum karşısına bu gece öncekilerden çok daha güzel olmuştu ya da benim düşüncem öyleydi işte. Kısa bir giriş faslından sonra bugün hastaneye gittim alçıyı çıkarttırdım dedi. Ben de geçmiş olsun diyerek koluna doğru baktım ve beynimden vurulmuşa döndüm. Bir anda her tarafım gerildi, soğuk terler dökmeye başladım. Olanlara anlam veremiyordum. Aslımın, ilk aşkımın yüzük parmağında bir adet alyans duruyordu. Hiç bir şey düşünemiyordum, hiç bir şey söyleyemiyordum. Heykel gibi duruyordum öylece. Demek ki o aslında başkasına aitti. Zihnimde kurduğum o kadar hayal bir anda duman olmuştu. Çok ağır gelmişti bu durum bana. izin istedim lavaboya gittim, midemde ne varsa çıkardım aynaya baktım sapsarı olmuştum.

https://www.youtube.com/watch?v=9FJrTZV4phw

Gittim oturdum yanına hiç bir şey olmamış gibi. Yanımda sakız vardı şaraptan sonra kullanırız diye almıştım. Ondan attım ağzıma bir kaç tane. Kıza bakarak garip düşüncelere dalıyordum. Onun da işi varmış yapılacak bu akşam. Laptopla ilgileniyordu. Fazla konuşmadık yani. iyi akşamlar deyip çıktım ben de kısa bir süre sonra. Odaya gidemedim sinirden. Aptal aptal dolandım etrafta bir saat. Sonra üşüdüğümü fark edince döndüm. zütürdüğüm şarabı, bardakları çıkardım. Bardakları sardığım havlu peçeteler beni uğraştırınca olduğu gibi attım yere kırıldı ikisi de. Şarap şişesini açtım hemen diktim, çok yoktu zaten içinde. Biraz daha şarap açtım onu da diktim. Odanın içinde volta attım uykum gelene kadar. Sabaha doğru uyandım yine kustum, tekrar uyudum. Ertesi gün öğlene doğru uyandım.

Kız baya delirmişti oramı buramı sıkıyordu beni de iyice azdırmıştı. Çıkardım beyaz tişörtünü içinde pembe bir sütyen vardı bu da benim gömleğimin düğmelerini çözüyordu. Göğüsleri ortalama boyutlardaydı kopardım hemen sütyenini yumuldum memintolara. Başka zaman olsa kızardı ama şimdi sütyeni falan umrunda değildi. Saçımı çekmeye başladı diğer eli de boynumda geziniyordu. Sert yapmak istiyordu herhalde benim için hava hoştu tabi ben de bunun tokasını çıkardım sertçe saçını çektim arkaya doğru. Bembeyaz karşımda duran boğazından emmeye başladım. Yavaş yavaş inlemeye başlamıştı o da. Hala aynı pozisyonda saçlarından tutuyordum tavana bakıyordu.

Dersten çıkınca hemen lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım kendime geldim. ikinci derse gittim onda da devre anlatıyorlardı onu biraz dinleyebildim. Öğlen 12 gibi ondan da çıktım hemen benim oda arkadaşını aradım.
- Murat sal odayı akşam gel.
+ Oo hayırlı olsun uzun zamandır atmamıştın odadan işim vardı zaten geç gelirim keyfine bak sen.
- Tamam sağol.
Gittim odaya hemen bir duş aldım ben duştayken aramış bu yarım saate geliyorum diye. Üstüme bir şeyler giydim biraz vodka içtim fazla bekletmeden geldi. Vodka meze falan hazırlamıştım buna ama hiç bir şey yemedi zamanım yok dedi amk huursu o kadar masa kurmuşuz sana. Direk atladı üstüme sandalyede otururken. Biraz öptüm sonra kaldırdım yatağa attım.