bir kız hayatımı nasıl sikti anlatıyorum

--ocak ayında önemli bi gelişme olmadı. okul ara tatile girdi buse adanaya gitti. bu ayrılık öyle bi koydu ki bize anlayamadık. karı koca gibiydik

bu ayrılık da neydi şimdi. yazın ne olacaktı. telefonda ağlamalar seni seviyorumlar. kafaya koydum adanaya gidecektim. tatilin ilk haftası bittiğinde

bastım gittim adanaya. bütün gün buseyle geçirdik sonra ben dönücem zannediyo. o evine gitti ben arabada uyudum. ertesi gün görüşemedik anası pislik çıkardı.

3. gün yine beraberdik bu sefer arda da geldi. tanıştık çok sevdim veledi. tam bir sokak biniydi. o da beni çok sevdi. o sene lise sondaydı ve onların okulu açılacaktı. ertesi gün aslıyı(sevgilisi) okuluna beraber gitmeyi teklif etti.

kızı da alıp gittik beraber, biz biraz takıldık okulun içinde tenefüslerinde bunlar yanımıza falan geldi okuldan çıkıp adana da gezdik.

memleketin yazını gibiyim de kışı bi güzel oluyo hava 15 derece en kötü. bende kokmaya başladım tabi o kadar arabada uyuyunca. ünlü hamdıbına gittik adananın

pür pak oldum buse yine evine gitti. o gece polis 3 kere geldi kimlik sordu. adamlara derdimi zor anlattım. ertesi gün buse gelmedi anası yine iş buldu.

akşdıbına babası çağırmış beni ulan iyide ben hiç bunu düşünemedim gittim hemen bi kıyafet aldım kendime, güzel bi çikolata yaptırdım bu sırada

babam sardı bana nerdesin dıbına koycam 1 aydır görüşmedik gel diyo. sonra gibti belamı meğer kredi kartını takip etmiş adanadaki harcamaları görmüş. onu da idare ettim bi şekilde.

çikolatamla beraber girdim eve ama ne giriş. içerde tüm sülale var. organize işlerdeki cem yılmaz tiplemesi bizzat busenin amcasıymış orda öğrendim...

umarım devamı geliyodur beklerken içtiğim sigaralar ziyan olmasın amk

edit: tam zamanında panpa

--busenin annesi meraba bile demedi. babası hulusi kentmendi işte, amcası müslüm hıyarı, halası ayşen guruda halasının kocası da body ekrem

adam gerçekten beden öğretmeniymiş peltek konuşuyo, okulda da body ekrem diyolarmış. amcası sakallarını sıvazladı merhabalaşmalardan sonra

konuşmaya başladı. -biz adanayı tanırık. -kebabı evde yaparık.-çiğ köfteyi yoğuramayanı kayışla döverik dedi. bildiğiniz -şimdi sizin aklınızda

iki soru var bir dayak nedir iki neden atılır tonunda söyledi. -çiğ köfte yapma sanatını öğrenmek üzere söz verdim okulum babamın işi geçmişim

artı puanları toplarken , bizimkilerin boşanmış olması eksi puanım oldu deplasmandaki golün avantajıyla geçerdim bu turu. yemeğe oturduk

rakılar konuldu yok içmem dememle buse masanın altından judosunu yaptı. içmeyene kız mı verirler adana da. yanında da şalgam içiyoruz. mezeler de

hiç acı değil beyler. acı bildiğiniz cin biberdir. ben böyle bir tad olduğunu bilmezdim. her lokmamda ateş saçıyorum. babası sarhoş olup ut çaldı

amcası eniştesini bilek güreşinde 7 kere yendi ama yine de kendisi saymadı. ben korkumdan işeyemedim. sonra bi soru patlak verdi kafamda.

nerede kalacaktım. kimse sormadı nerede kalıyorsun diye evdeki tek ayık anasıydı ve onunda gibinde bile değildi. o midem haşat halimle çıktım gittim arabada yattım...

--beyler o yıllarda inci olsaydı da sizden birine misafir olaydım sabaha kadar kustum acılar çektim kimse de yardım eli uzatmadı. ertesi gün

buse babannesinin mezarını ziyarete gitti artık adananın sokaklarını ezberlemiştim. bu yalnız geçirdiğim 3. gün olacaktı. seyhan nehriydi yanılmıyosam adananın içinden akan

onun kıyısında bi yere gittim balık tutanları izledim ikram ettiler yedim tavlada hepsini yendim. yine hamama gittim. akşam üzeri maç var dediler

5 ocak stadını buldum maça gittim. 4*1 yendi adana demirspor halay çektim onlarla. buseyi göremedim. ankaraya dönme vakti gelmişti busenin tabi okulun

açılmasını 1 hafta olsa da babası bunu bilmiyordu. gittiler bilet aldılar beni de ankara da zannediyolar buse gitti demiş çakmasınlar diye.

garajlarda otobüsü bekledim. otobüs çıkıp 10 km gidince buse aldı valizini indi beraber geldik ank ya. babamın şefkatli kolları beni bekliyordu...

reserved

--babam ağzıma sıçtı adanaya gittiğim için. bi kızın peşinden bu kadar koşma herşeyi zamanında yaşa daha 20 yaşındasın pişman olursun dedi.

giblemedim. bu arada karısı hamileydi ama günler tutmuyordu yani evlendikleri gün hamile kalmış olsa bile olmazdı demek çocuk yüzünden

evlenmişler bi kere bu konuyu dile getirdim. tabi ucundan mesajı aldı tehdidimi ettim. 14şubat için antalya gitmek için para istedim

ananı bi daha giberim der gibi baktı. sustum ve plan yapmaya başladım ilk 14 şubat olacaktı. geçen seneki telefonda konuşmakla geçmişti.

buğra fulyayı belçikaya zütürcekti. bu işleri iyice taka sardırıyodu ben değil belçika antalyaya bile zütüremiyodum kızı. şimdi düşünüyorumda

ulan ne belçikası antalyası millet oyuncak ayı alıp geçiriyor senin neyine ama işte yok ki kafa basmıyor. bende boş evi kullanırım diye düşündüm

buseyi daha önce apartmanında rezil olduğum kızın evine yolladım babamda kalıcam dedim. evin içini kırmızı gül yapraklarıyla doldurdum. heryere mumlarla aydınlattım.

bütün yemekleri kendim yaptım. ama buseyi gidip alamadım yoksa bu mumlardan yangın çıkardı ismail imdadıma yetişti saolsun. gitti getirdi kızı. bi kemancımız ekgibti...

--bu organizasyon çok ucuza mal oldu ve çok etkili oldu. tek sorun şarabı çok kaçırmamızdı. gecenin çoğunu sızıp geçirdik. buse de sevgililer gününde

eline geçen 3 kuruşu biriktirip telefon almış bana. kesinlikle parayı küçümsediğimden değil daha 1 sene önce çöpten kapak topladığımı

unutmadım. sadece onun fedakarlığı ağzıma sıçtı uzun süredir de ağlamamıştım sabah iyi bi ağladım. iyice sezen cumhur önala bağladım. ota

taka ağlar oldum. bi kaç gün sonra köpek isterim triplerine girdi buse. aslında bende çok severim ama biliyorum ki buğra bu teklife olmaz der.

kendi evimiz olunca almak için ikna etsemde aklında kaldı biliyorum. derken ikinci kur da bitti ve bizi hop yeni bi sınıfa attılar. sınıf bu

sefer bölümlere göre düzenlenmişti ve uluslar arası ilişkilerin büyük çoğunluğu kızdı sınıfta 3 erkek 17 kız vardı. serap tabi başköşede yerini almıştı

ama bu seferki tehlikenin adı yeliz di...

-- buse de okul arkadaşlarıyla arasını düzeltmişti beni sürekli onların içinde olduğu organizasyonlara beraber gitmemiz için çağırıyordu

eğer olmaz diye diretmeye devam etsem sorun çıkıcaktı mecbur gittim ulan tipleri bi görün hiç biriyle ortak noktam yok. espri yapıyorum

2*3 kevaşe dışında gülen yok. espri yapıyolar konuyu bile anlamıyorum. facebookta yeni yeni patlamış o zamanlar hepsi beni eklemek için

söz verdi. çok sevindim tabiki. sonra birden sivri zekalı bi tip kampa gidiyoruz gelin dedi. buse dünden razı ben hiç sevmem dağda bayırda

aç kalıp sineklerle gibişmeyi. kabul ettim. ertesi hafta gittik dağın başına kurduk çadırları. ben arkadan arabayla gelmeyi teklif etsemde

buse otobüste ısrar etti. ben sigara miktarını yeterli ayarlayamadığımı ilk gece fark ettim. çünkü bütün paketleri çantayı hazırlarken evde unutmuştum.

tuvalet dışarıda ve 2 taneydi (prefabrik). ortamda 15 kişi falan var erkekler tuvaleti ilk günden tak çuvalı gibi. ulan dünya barışı diyosunuz sıçtığınızı

temizlemiyorsunuz. başladım sıçacak yer aramaya ben sıçmak için 10 dakika otururum tuvalette ama orda değil 10 dakika 10 saniye duramıyorum

19 mayıs stadının tuvaletleri bile bal dök yala iken bu neydi yani. 3 gün tutabilirmiydim evet tutardım o zaman tutacaktım. ama kıçımda bir ses

tutmayın küçük enişteyi salıverin gitsin diyordu. üstelik çadırda uyuyacaktık ve buse ossuruk kokusundan ölebilirdi. sıkıntı büyüktü beyler

pis ve büyük...

-- kamp liderimize sordum. ona lider deniliyordu. ben bizimkilerdeki ayyaş cemile benzetiyordum cemil abi diyordum kimse anlamasa da içimden

kıs kıs gülüyordum. adım cemil değil dese de boşver cemil abi diyordum. ertesi sabah en yakın benzinliğin yerini tarif etti kuş uçuşu 10 km dedi. dedim

yürürüm ben nolcak kuş dediğin nedir yani de dıbına koduğumun dağında bayırında 10 oldu 30 km. yanıma da bi tip geldi kaybolurmuşum o yüzden enaz

2kişi gidilirmiş bi yere. bebe sigara içmez acıkmaz uyumaz bi tipti. anasını robocop ve bordo bereliler gibmiş bu olmuş. 5 dakika yürüyoruz ben yoruluyorum

bebe ağaçalara tırmanıp değişik kozalak ve at kestanesi topluyo. tam 4.5 saat yürüdük. benzinlikte sadece viceroy ve lark varmış. 2 şer paket

aldım. öyle bi açım ki ordaki sokak köpeğini kesiyorum kesip şiş yapmak için ama tarihi geçmiş cipslerle idare ettim. bi dayı traktörün mazotunu atarsak

yakın bi yere kadar zütürcem dedi. dayı mazotu tokyo borsasından alıyordu sanırsam. bizden 25 tl aldı kıç kadar yer için üstelik yolunun üstü

traktörün kenarına oturduk gidiyoruz ama zütüm her tümsekte sekiyor ve canım yanıyordu. dayıya ben kullancam dedim gibtir git dedi. bebe

dünya gibine minare zaten fotoraf çekiyor etrafta da koyun keçi var dıbına koyiim hava da soguk ama bi ben üşüyorum nedense. bütün bordo bereliler

buradaymış haberim yok. kampımıza döndük cemil abiyi buseye sapan yapmayı öğretirken yakaladım. sapanı da çakıyla oymuşmuş pekekent.

kırdım bu olmamış git bi daha yap dedim gözleri doldu...

adam olsaydın da sıktırmeseydın o çe

--bu arada benzinlikte öyle bi sıçtım ki söylemeyi unutmuşum 2 beden inceldim. ne olur ne olmaz bi daha bulamam diye. gece ateş yaktılar zütümüz

donuyor ilk gece bu kadar değildi ama bu gece çok soğuktu. cemil abi tişörtle oturuyor karılara hava yapcam diye ama ısınan hava genleşir

cemil abi büzüştün iyice dedim karizması çizildi. ateşin başında akdeniz akşamlarını söyledik. arog çıkmışmıydı çıkmamışmıydı şimdi hatırlamıyorum

ama o gitarı kırıp ateşe atasım vardı benim. dünya barışı olduğunu düşündüğüm konulardan briçten knight onlinedan dota dan konuştular.

bir konuya da katılamadım çünkü ne olduklarına dair en ufak bi fikrim yoktu. sorsalar bana futbolu arabaları anlatacam sormuyorlar

kızlar bile knight oynuyormuş haberim yok. buse romantizm peşinde yıldızları sayıyor ben sigaradan gram zevk almıyorum. sonra ertesi sabah için kahvaltı

yokmuş onu öğrendim. dağda yemeğimizi kendimiz bulacakmışız. dıbına koduklarım survivor yaşıyolar kendince tamam çok bi para vermedik ama bize 3 gün yemek demişlerdi.

sabah oldu kalktım baktım millet yemek aramaya çıkmış. bende çıktım ama mevsim kış sonu ne ağaçta meyve var ne etrafta tavşan. hani tavşan

olsa avlayabilecem mi yok da neyse. gittim cemil abinin çadırının arkasına işedim o bi kaç gece daha kalacaktı benim sidik kokumla uyusun

pekekent dedim. geri dönüp yatacam soğuk, buse uyandı suya verdi kendini yemek diye su içiyor garibim...

beyler bir part daha girip yatıyorum akşam 23 de başlarım hepinize teşekkür ettim iyi uykular...

vay dıbına koyim

--saat 2 ye kadar aç oturduk bizi zütürecek otobüs bu sefer buraya kadar gelmeyecek çadırlarınızı toplayın yolun aşşasına taşıyın dediler. zaten açız bide

15 kilo elde malzeme 2 km yürüdük o dağda bayırda. saat4 de geldik bekliyoruz otobüs 6 da geldi. kampını da giberim diyemedim kimseye çünkü

herkes ne kadar eğlendiğinden bahsetti. buse seneye gelmek için söz vermedi bile çünkü cinnet geçirmek üzere olduğumun farkındaydı. cemil abiye

giderken bi paket sigara bıraktım. içmediğini bildiğimden içimde buruk sevinçler yaşadım. otobüs geldi bindik geldik evimize. çıkıp dışarı

6 porsiyon tantuni yedim. buse hasta oldu ben isilik mi neymiş ondan olmuşum her yerimde kırmızı noktalar çıktı. herşey sevdiğim için

hem ne var bir anım olmuş deyip kendi içimde sindirdim konuyu. ama busenin istekleri bitmek bilmeyecekti...

eline sağlık panpa yarın burdayım

eline sağlık kardeşim

eline sağlık yarak yavrusu

reserved ilginçmiş

reserved, film gibi hayat

reservoir