bir de sınıfta güzel mi güzel bir kız vardı cidden baya güzeldi. şimdi manken kendileri. neyse bu kız bana bildiğin yazıyordu. ben düşüncemden dolayı cevap vermiyordum. kız bana 6 ay yazdı. arkadaşlarını yolladı. twitter face falan baya uğraştı. bir gün fazla abartmış alkolü gömmüş gece gece dışarda yürüyor. ben de beşiktaş ta bir ara var merdivenli hangi mahalleydi unuttum neyse gibeyley. oranın başında oturuyorum. kız önümden geçti ama beni görmedi. karanlık yerdeyim, ortaköy trekleri bazen beşiktaşa gelir geceleri paraları bol oldu mu? kız merdivenin sonuna oturmuş. saydırıyor sesi de güzel. sesi duyan trekler geldi kıza üşüştü. ben de izliyorum ilk elimde sigara. ben bunlar kıza üşüşür üşüşmez. yukardan zebani gibi indim. bir tanesinin pekmezi akmıştı. koşarak gelince bir tanesi yerdeki demir sopayı aldı çat karnıma. nefesim gitti ama baktım kız girişiyor benden daha fena daldım bir iki yumruk attım sonra bunla koşmaya başladık. kız bağırıyor "bataron elimden tuttu" diye gibecekler haberi yok. baktım bileğinden kan akıyor. gerizekalı o ara bileğini kesmiş. ben buna sövüyorum. "kız diyor çok güzelsin" gerizekalı. neyse kucakladım bunu evine bıraktım. arada güzel laflar söylüyor mesela unutmam "sen ışığın girmeye kıyamadığı kadar siyahsın." eve gittik pansuman yaptık. benimle kal dedi. kızın annesi ölmüş, babası hayırsız züppe. annanesiyle kalıyor. hani gidicem diycem kız zaten kötü iyice kötü olacak ama benim de şerefsiz bir düşüncem var e o zaman en iyisi...

Aramızda heran her şey olabilirdi hissediyordum kız zaten sevişmeye dünden hazır. O düşüncem yeniden aklıma geldi, seveceğim kıza ihanet etme yoksa ağlaya ağlaya gibebilirdim orada. Öyle bir romantik ortam vardı. Neyse sonra ben soğuk davrandım. Çek şu elini gibisinden. Çekmedi ben çektim. Sonra arkama bakmadan sanki arkada da ajda babannenin yakar geçerim şarkısı çalar gibi bir havayla bastım bana arkadan bağırıyor tabi yontulmamış odun. Aslında odun diyebilirdi. Ama kendince beni o yontacaktı ya öyle dedi. Ee tabi bizim çift taşaklılar etrafımı sardı ne oldu falan diye. istersem binlik yapabilirdim ama diyorum ya yumuşamıştım kalbim olmadı yapamadım. Bir şey yok falan. Dedim geçiştirdim.

Eee kalp ısınması falan ne oluyor lan diyorum kendi kendime. Kalbi delik( amı değil )kız ne olcak. Tabi daha adını bilmiyorum. Zira söz vermiştim. Öff işte o aralar çıkmazdaydım. Halim yamandı anlayacağınız.

Kitabı açtım. Akşam okuyacağım. Baktım kapağın arkasında bir not. "Derdi olan ne eylesin" bu ifade cariyeyle Yavuz Sultan Selim arasında geçen diyaloğu başlatan cümleydi. Ben de o padişah gibi notun arkasına yazdım "Hiç korkmasın söylesin" bir de şunu ekledim. "Aynı derdi dertlenen neylesin" o gün kitabı bitirdim zira merak ediyordum ne cevap verecek diye. Yine gül yaptım falan filan. Kitaptan anladıklarımı falan yazdım. Edebiyatımda iyidir yani. Bu sefer kız yürüye yürüye okurken dükkandan uzaklaştığının farkında değildi. Karşısına geçtim görmedi beni. Aldım kağıdı bana kükredi "ne yapıyorsunuz bayım falan" tabii o zamanlar küfür daha icat edilmemiş. Koştum dükkanın önüne istiyorsan burdayım. Baya kovalanmaç oynadık. Yeşilçam filmi çekilir o kadar. Kız kendine geldi yine bir kızarmalar falan. Beraber dükkanı açtık. Ama kız yeniden mesafesini almıştı. Yeni bir kitap almıştım. Yine önerilerinden şakayla karışık söylemiştim de "Bu kitaplardaki notlar ücrete tabii mi?" Diye. Kitap okununca ödeniyor demişti. Kız bu sefer çok mutluydu. Beyzayı unutmuştum. Gönlüm resmen huurydu.

Meğersem hamur olan kitapların fiyatı 450 liraymış. Ve bu o kızın ilk sakarlığı değilmiş. Adam da kovmuş. Dedim siz bu kızı çalıştırın maaşının 300 ünü ben vereyim zaten maaşı 550 lira adam tamam dedi. Ben mutluydum adam mutluydu.

Ertesi gün erken kalkdım. Bir demet gül aldım. Kıza her ne kadar suçum olmasa da özür diledim ve hatırlamadığım bir ton şey yazdım. En sonunda da bir tane kitap önermesini istedim. Bıraktım kapının önüne. Uzaktan izliyordum, kız aldı hiçbir şey olmamış gibi içeri girdi. Ben farklı bir şey bekliyordum. Romantik bir şey. Kitapçıya girdim. Kız dedi hangi kitabı istiyorsunuz ben dedim önereceğiniz kitap kaldı mı elinizde. Kız güldü bana peyami safa nın yalnızız romanını verdi. Okumamıştım kitabı . dedim bunu okuyan yalnızlığından kurtuluyor mu? Kız dedi herkes kendine yalnızdır bu devirde onu anlatıyor. Ben dedim insanlar birbirine yalnız olsa olmaz mı? Kız güldü. Olur mu olmaz mı oku da gör dedi. Okuyup pratikte kalırsam ne olacak? Kız salak değildi. Fazla uzatmıştım, imalarımda ona yönelikti. Kız utandı önüne döndü ben de ergen ergen sırıtarak okula gittim...

Kızları da anlatayım.

Beyza: mavi gözlü, siyah saçlı. Bembeyaz. Sempatik ama kafası hinliğe çalışan bir kız.

Eylül: Yeşil büyük gözlü, kumral. Masum ama yeri geldi mi gürleyen bir kız.

Kıza kalıcam dedim ama farklı odalarda. Kız çaresiz tamam dedi ama çağırdığımda gel de dedi. E ben de kırmamak için tamam dedim. Dakka başı beni çağırıyordu. işte su getir, açım falan kısaca yanında durmam için bahaneler. Ben hiç takmadım, çok sabırlısın dedi en son odasından çıkarken. Ben de çok inatçısın demiştim. Zaten sabaha kadar durmadım. Sabah 6 da çıktım...

Eve gittim. Okula falan hazırlan anca giyindim ettim. 7.30 çıkmam gerekiyordu zira. Bu kız bana sinirlenmiş. Otobüsten indim yokuş çıkıcam 5-6 köpek beni kovaladı. Koş anam koş. Allah dan sigara içmiyordum. (Bu arada bunun ironi olduğunu anlamayanlar var galiba, sigara içmeme rağmen böle koşuyordum, içmesem ne olurdu anlamında. kendinize neden bebe muamelesi yaptırıyorsunuz ki) Şimdi olsa, olmazdım. Ben de sinirlendim ve efsane bir plan hazırladım... bu arada bu kız Beyza.

1. Kız işte ben plan hazırlarken. Bu arada bu kız Eylül. Bir kız arkadaşı geldi. Bizim okuldan kız arkadaşı. Teneffüste geldi işte Olayı falan anlattı. Dedi bu kızın kalbi delik. Ve ben kız arkadaşımın mutlu olmasını istiyorum. Benim de boş boğazlığım ne yapıyım dedim. Kalbimimi veriyim. Kız da otutturdu dananın taşağını. Kalbini verme ama taklidini de yap. Bu kız bir tek seni anlatırken gözlerinin içi güldü. Anladnmı falan dedi. içim de burkulmuştu. işte o an unutmuştum düşüncelerimi. Evet demiştim ister istemez kızın arkadaşına. Bana deme dedi git o na söyle. Tamam dedim. Okul çıkışı kitapçıya gittim kız orda değildi... üzüldüm acaba benim yüzümden miydi??

Beyler ben uyuycam kusura bakmayın. Bugün hem bunu yazdım hem de bir ton yazılım vesaire. Yorgunum gözler kan çanağı kusura bakmayın neyse gibeyley. beyler sebepsizce çaylak yedim. neden olum. neden lann. neyse hikayeye burdan devam.

kaç kişi görür bilmem ama sözüm var.

Evet beyler sonra şöyle oldu. Bu arada ben aklım başıma gelince baya vicdan azabı çektim. Eylül ün kalbi delşkti. Kendimi okulda kötü hissetmiştim. Neyse sırf ben okulda üzgünüm diye ki bu benim tahminim Beyza bizim bütün sınıfa partiye çağırdı. Babası züppeydi şerefsizdi ama gereken parayı veriyordu. Beni de tabii ki çağırdı. Neyse okul çıkışı eve gittim. Baya güzel giyindim. Takım elbise değil tabii ki. Ama iyiydim. Neyse gibeyley. Dışarı çıktım. Biraz ilerledim. Köşeyi dönünce onu gördüm. Merhabalaştık. Gözlerinin içi gülüyordu. Ben mal gibi kimi bekliyorsun diye sordum o an ne biliyim beni beklediğini meğersem utanmış kapını önünde beklemeye. Kızın o gözlerinde ki ışıltı gitti. Yerini hüzün aldı. Hiç dedi kimseyi beklemiyorum. Yani bundan sonra dedi. Ben mal anlamadım nerden anlayacağım. Gayet güzel şık bir elbiseyle partiye giriş yaptım. Havalıydım ama havuç kafalı değildim anlayacağınız.

Partideyiz ortam mükemmel. Böyle sahile bakan bir restaurantı tutmuş. iki viski attım. Daha fazla gitmedim. Bir anda herkes sustu. Bir romantik müzik girdi. Bizimkiler beni ortaya itti. Ne oluyor amk. Kız tuttu beni. Beyza yani. Başladık dans etmeye tabii bırakamazdım. Bütün dansı o yönetiyordu bel hizasını ayarlama falan baya aşağı indirmişti elimi o belliydi. Gayet güzeldi. Bir an yine bir ateş yandı içimde Beyza ya karşı her şeyi benim için yapmıştı. Sadece benim için. Sonra bağırdı alkolün etkisiyle. Millet duyun ben bataronu seviyorum diye. Ben susturmaya çalışıyorum falan. Millet gülüyor. Sonra omzunda bir dürtük ben bakmıyorum sürekli dürtüyor. Ben ne var lan diye bir başımı çevirdim. Zira kız yani beyza göğsüme yatmıştı. Kız kulağıma doğru yükseldi. Eylül senin yüzünden dışarda ağlıyor. Kızın kalbini delikti, sen o kalbi kırdın. Ben ne yapmıştım ki??

Okula gittim. Sinirliyim. Beyza bugün okula gelcek çünkü. Kafamda köpeklerin hesabını sormak vardı. Geliyor bana doğru koşa koşa ben bunu gelirken kolundan tutup ittim ve garip bir şekilde yere düştü. Ben buna rağmen baya kızdım. Kolunu daha doğrusu bileğini tutuyordu. Sanki benden saklıyordu. Tuta tuta ağlaya ağlaya wcye gitti. Vicdanım sızladı. Herkes bana bakıyordu. Neyse Birazda galiba o gün yaptıkları beni ona karşı ısıttı. Kızlar tuvaleti demeden girdim girmeden önce bağırdım kızlar çıkın diye. Kızlar çıkmamakta ısrar etti. Ben baya kükremişim. Çıkarken resmen uçuyorlardı. Gittim yanına arkasını döndü, domalmadı merak etmeyin. Naz yapıyordu. Bir yandan ağlıyordu. Ben ise bileğine ne oldu diye merak ediyordum. Sordum bir şey yok dedi. Yanına gittim. Bakıyım ne olmuş dedim. Sana ne dedi. Beyza diye kükredim. Kız açtı. Bataron meğersem o kestiği yere büyük bir kegib değildi ama oraya bileğine ismimi ejderhalı dövme yapmış. Ben iyice yumuşadım. Elime gitti eli. izin alır gibi elini çekti bir daha denedi. Ben de bir şey demeyince elini koydu...

Rizorvıd

Tutmazsa zütüme kase sokacam

Gozum kanadi

Yarim bırakmayın amk

Okuycam

rez panpa devam

Biraz karışık ama güzel duruyo hocam hikaye

Geliyor beyler. Okunduğunu bilmiyordum.

Rez yaz panpa

Yaz panpa

kesin yakcaz

Rezervederasyon

Rezervasyon