/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +147 -13
    Yada 10 kişi giber birisinin üstüne kalır.

    Bilmiyorum. Yukarıda yazdıklarımdan hangisi doğru kestiremiyorum. Eskiden kesinlikle ilk cümleydi, ancak şimdilerde 2. Cümlenin örneklerini daha sık görüyoruz.

    Rez alın panpalar, yavaştan başlıyorum. Bu aslında çok uzun bir hikaye olabilir, gidişata göre devam edeceğim. Kısa kesmemeye çalışacağım.
    ···
  1. 2.
    +2
    Rezervatullah
    ···
    1. 1.
      0
      Rezzzzzz
      ···
      1. 1.
        0
        Rezerve
        ···
    2. 2.
      +1
      Rezzak alam
      ···
    3. 3.
      0
      Rez alayım bakarım
      ···
    4. 4.
      0
      RezZzzžz
      ···
    5. 5.
      0
      Rezerved
      ···
    6. diğerleri 3
  2. 3.
    +1
    Rezzzak abi
    ···
    1. 1.
      0
      Hayrına rez okunamam
      ···
  3. 4.
    +1
    Rezzzzzzzzzzzz
    ···
  4. 5.
    0
    rezervation
    ···
  5. 6.
    +26 -1
    Daha önceki hikayemde biraz bahsetmiştim, takıntılı bir tipim. Maalesef öyleyim ve bunun hem faydasını hem zararını gördüm hayatta. Teraziye koyunca sanırım zarar kısmı ağır basıyor. Keşke tüm anne babalara seslenebilecek bir pencerem olsaydı, onlara neler neler anlatmak isterdim. Elbette çocuk yetiştirmeye onlara baştan öğretecek değilim, böyle bir ukalalık yapmıyorum ancak basit bir hata var ki bir çok anne baba farkında olmadan yapıyor. işte o basit hata hayatımın tam 10 yılını gibip attı. Beni benden, kendimden, ailemden ve diğer tüm normal insanlardan koparıp attı. KIYASLANMAK
    ···
  6. 7.
    +24
    Bu bir hastalıktır. Kıyaslama ihtiyacı insana has bir hastalıktır. Kötüyü uyarırken, yanlışını gösterirken illa ki bir iyi örnekle bunu taçlandırmak isteriz. Ve bunu anne babalar çok sık yapar. Falancanın oğlu dersaneye başlamış, deneme sınavından %80 indirim kazanmış oğlum sende biraz çalışsana ? Bırak artık şu bilgisayar oyunlarını. Bak falancanın kızı tıp kazanmış. Bunun örneklerini 100’lere çıkartabiliriz. Bizde ki bu kıyas en yakınımdakiyle olunca bende etkileri çok sert oldu. Ağabeyim. Benden 5 yaş büyük, anasının karnından 25 li yaşlarda olgun olarak doğan gıcık herifin teki. Sulu şaka yapmaz, gülmez, fırlamalık gibi salakça hareketleri yoktur, evden işe işten eve. ilk başlarda ben de hayatı elbette uçlarda yaşamıyordum, en büyük heyecanımız böğürtlen çalılıkları arkasında gizlice sigara içmekti. Ancak evde ilk evlat bu kadar mükemmel olunca, benim hareketlerim göze batıyor, fazla geliyordu. Ne zaman “oğlum biraz abini örnek al, bırak şu serseriliği deseler” deliriyordum. Hazmedemiyordum. Abim çok zeki değildi, bir dahi hiç değildi. Örnek alacak milyonlarca insan varken onu mu örnek alacaktım ? Zehir kusuyordum anne babama ne zaman abimle ilgili bir örnek verseler.
    ···
    1. 1.
      0
      oha ami beni anlatiyorsun. farkı benim abim bunlarin yaninda çok zeki, ultra süper zeka.
      ···
  7. 8.
    0
    Rezervuar
    ···
  8. 9.
    +19
    Bu ruh hali beni çok farklı bir yola itti. En büyük haylazlığı sigara içip, bahçelerden erik çalmak olan ben, birkaç yıl içerisinde esrar içen, eve gelmeyen, parklarda uyuyan bir asiye dönüşmüştüm. Bu durum anne babamın canını çok acıtıyor, bunun farkına varmaksa beni acayip mutlu ediyordu, haz alıyordum. Hayatında bir kez dibe vurdunuz mu beyler, bunun keyfini almaya da başlarsınız. Yoksa hiç kimse bir batalıkta kendi iradesi ve isteği olmadan durmaz. Yıllarca aileme ders verdim. Aslında kendi hayatımı gibtim. 16-17 yaşlarında çalışmaya başlayan ağabeyimi sevmelerinin sebebi eve para getiriyor olmasıydı. Yoksa bunun başka bir açıklaması olamazdı. Ben yakışıklıydım, sempatiktim, şakacıydım herkes beni severdi. Ağabeyimin arkadaşları bile beni severdi. Abimse tanımadığı bir kızla konuşamayacak kadar ezikti, yıkıktı. Ben ondan kat kat daha üstünken, ailemin onu daha çok sevmesinin tek sebebi para kazanıyor olması gerekiyordu. Bu sebeple daha lisedeyken turizmde çalışmaya başladım. Otellere ekstralara gittim, komilik garsonluk yıllar içerisinde barmenlik ve günlük kazandığım her parayı getirip babama verdim. Ancak yetmedi. Bana hala onu örnek gösteriyorlardı. Esrar çevremi tabiki bırakmamıştım ve eve uyumak için geliyordum çoğunlukla. Demek ki daha çok para kazanmam gerekiyordu. Bu sebeple çok güzel bir puan almama rağmen üniversite için tercihte bulunmadım. Ben iş hayatına atılacağım dedim. Abim gibi..
    ···
    1. 1.
      0
      bu kısom benzemio pnp:)
      ···
  9. 10.
    +14 -1
    Babam, annem yalvardılar bir tercih yapıp üniversiteye gitmem için, ancak yapmadım. 17 yaşında vasıfsız, mesleksiz bir genç olarak iş aramaya başladım. Yazın turizmde çalıştım, güzel de para kazanıyordum, bahşişler vs. Düşürüp gibtiğim turist & rehber kızlar cabası. Ancak sezon kapanınca turizm hikayesi bitti. 17 Yaşında bir genç ne iş yapar ? Eğer çalışmak istiyorsa her işi yapar. Bir taşeronun yanında işe girdim, bahçe demirlerini boyuyorduk, Antalya’ya yapılan bütün köprülü kavşakların demirlerini ben boyadım gençler. Hepsinde emeğim var. 3 ay çalıştım, koskaca 90 gün. Ama sadece 1 aylık maaşımı alabilmiştim. Son 2 aydır sallıyorlar, en son tak etti canıma. Gittim taşeronun yanına.
    + Ne zaman vereceksin para mı ?
    - Kardeşim, bizde daha ödeme almadık. Ödeme alır almaz vereceğiz. Bak, Orhan usta 5 yıldır bizimle çalışıyor, hiç paran kaldı mı bizde Orhan usta ?
    + gibtirme bana ustanı. Paramı ver.
    - Oğlum ne biçim konuşuyorsun….

    Sözünü bitirmesini beklemeden suratının üstüne yumruğu yapıştırdım. Sonra bir tane daha ve bir tane daha. Ve bizi ayırdılar, beni oradan çıkarttılar. Tabiki kovuldum işten. Daha sonra öğrendim, herkesin parasını vermişler, benimkini vermediler. Tabi evdekilere durumu farklı anlattım. Adam vermiyorum lan paranı dedi baba.. Ne yapsaydım ? Yanına kar mı kalsaydı ? Yapıştırdım suratına…
    Babam tebessüm ediyor sadece.. Sağlık olsun oğlum..
    ···
  10. 11.
    0
    Rexxfhjk
    ···
  11. 12.
    0
    Rezzzzz
    ···
  12. 13.
    +17
    Tekrar başladım iş aramaya, ufak tefek tezgahtarlık işleri çıkıyor ama o iş kesinlikle bana göre değil. 1 aylık aramam sonucu, yan komşumuz kendisiyle çalışmamı teklif etti. O kaynakçıydı, serbest bölgede çelik konstrüksiyon fabrikalar dikiyorlardı. Kabul ettim. Hakkı abi, komşumuz kaynak ustası ve ekibin şefiydi. O da bir taşerona bağlı çalışıyor. 2 ay çalıştım onunla, koskaca 60 gün. işi az çok öğrendim, ama bir sıkıntı vardı. Gündelik hayatta komşumuz olan Hakkı abi sakin, kendi halinde bir adamdı. Ama çalışırken adamın içine cin giriyor sanki, millete bağırıyor çağırıyor, küfür ediyor demediğini bırakmıyor. Bu durum beni epey tedirgin ediyordu, bir taraftan da komşusunun oğluyum heralde bana yapmaz diyordum.
    ···
  13. 14.
    +13
    Bir gün bir kolonun kaynağını bana verdiler. Daha önce sadece punta kaynak atıyordum. Heyecanla başladım kolona hat kaynağı atmaya. Bitirdikten sonra Onur ustayı çağırdım kontrol etsin diye. Arada tam kaynak almayan yerler kalmış. Bu durumda o kaynak sökülecek, tekrar atılacak beyler. Bizim bu konuşmaları Hakkı abi duymuş, ilereden söve bağıra geliyor :
    - Bu dıbına koduğumun kaynağını atmayı bilmiyorsun madem , atma. giberim senin yapacağın….
    Cümlesini bitirememişti yine. Elimde işkence aleti vardı, gelişine suratının ortasına kapattım. Böyle bir hareket beklemediği için Hakkı abi epey bocalamıştı, burnu kanıyordu . Yerden kalkmaya çalışıyordu, ben ise sülalesinde sövmediğim bir kişi bırakmamıştım. Yürüyerek çıktım oradan, otobüs durağına geldim, oradan eve geçtim. Neyseki Hakkı abi benim paramı babama vermiş, tabi ki küstü bana, konuşmuyor.
    ···
    1. 1.
      +19
      Adam recep ivedik gibi sürekli kavga çıkarıp işten atılıyor amk
      ···
      1. 1.
        +1
        lütfen pizzacılık yapmış olsunskddkddkdkddj
        ···
      2. 2.
        +6
        Hepte bu ipne dövüyor amk asdadsfaf
        ···
  14. 15.
    +19
    Tekrardan iş aramaya başladım. Bu sefer daha uzun sürdü bu arayışlarım, ama bulamadım. 2 ay kadar arkadaşlarımla aylak aylak gezdim. Çok para kazanıp, iş hayatına atılıp, abimden daha hayırlı evlat olma planları tabi tak oldu. O bin hala aynı yerde düzenli çalışıyor ve hayatında hiç dalgalanma yok. ABD ekonomisiyle Türkiye ekonomisi karşı karşıya. işin kötüsü bende hala saçma bir yenme dürtüsü ve inancı var.
    ···
    1. 1.
      +1
      Rezervasyon
      ···
  15. 16.
    0
    REZervasyon
    ···
  16. 17.
    0
    Rezzzzzzz
    ···
  17. 18.
    +19
    En son internet sitesinde bir iş ilanı gördüm. Çelevi Hava Servisi Antalya havalimanı dış hatlarda çalıştırmak üzere iyi derecede ingilizce bilen memur alımı yapacak. O yıllarda havalimanlarında yolcu hizmetlerine ( yani kontuardaki check-in işlemlerine ) gatelerdeki boarding card kontrollerini ve uçaklardaki operasyon memurlarını Çelebi ve Havaş sağlıyordu. Şimdilerde her havayolu şirketi kendisi istihdam ediyor. Hemen hazırlandım, bir sonraki gün gittim mülakata. Öncesinde yazılı ingilizce sınavı, sonrasında sözlü mülakat yapıldı. Sözlü mülakatın çoğunluğu da ingilizce yapılmıştı. Sanırım hayatımda yaptığım tek doğru şey ingilizceyi iyi öğrenmek olmuştu ve 2008’in mart ayında işe başlamıştım.
    ···
  18. 19.
    +14
    ilk 2 hafta oryantasyon ve eğitimlerle geçti. Sonraki 2 hafta ise pasaport eğitimi verildi. Yine o yıllarda eğer bir yolcu sahte pasaportla kontrolü geçerse, bunun tüm sorumluluğu yolcu hizmetleri memurundaydı, pasaport polisinde değil. Bu sebeple 2 farklı sertifika alıncaya kadar pasaport eğitimi devam etti. Şimdiler de bu da değişmiş, artık tek sorumlu pasaport polisi.
    ···
  19. 20.
    +12
    Antalya havamında çalıştığım dönem, hayatımın en ilginç dönemlerinden birisiydi. 18 yaşında memur olmuştum ve o dönem net 1.500 tl maaş alıyordum. Yapılan fazla mesai ödemeleriyle çoğu ay 2.000 tl yi buluyordu ki bu asgari ücretin neredeyse 3 katıydı. Çelebi on binlerce çalışanı olan kurumsal bir şirket, maaş almama korkusu yok, patron dövme korkusu yoktu. Sadece mesai saatleri çok değişkendi, ancak o yaşlarda zor gelmiyordu insana. işe yeni alınan 17 kişiydik, bunun 10-11 tanesi kadındı, erkekler azınlıktaydı. O grupta Murat dışında hiçbir erkeği sevmedim. Konuşmaları, hal ve tavırları kırıktı. Kırıta kırıta konuşup, kızlara ayollu mayollu şakalar yapıyorlardı ki bu benim gözümde muallaklikti. Onların bu ilgileri kadınların elbetteki hoşlarına gidiyor, ama zütlerini de kaldırıyordu. Bu bende istemsizce kadınlara karşı cephe almama neden oldu. Hepsine soğuk ve kaba davranıyordum. Nereden bilebilirdim bu kabalağın onların bir kısmını cezp edeceğini ve içlerinden 2 tanesini düzenli giber hale geleceğimi. Gruptaki kadınların tamamı kaliteydi bunu kesinlikle söyleyebilirim. Erkekler de ise 1.85 boyun altında kimse yoktu. “Bize sürekli, siz vitrinsiniz, giyim kuşam, traşlarınız, makyajlarınız sürekli ekgibsiz olmalı”
    ···