+7
Sevilla'dan yola çıkarak Kutsal Topraklara giden ispanyol din adamı Francisco Guerrero'nun atlı Türk tasviri, Türkleri vahşi hayatın içinden gelen savaşçılar olarak tanıtır:
“Roma şehrinden getirdiklerimizi yerken atlı bir Türk belirdi. Atından inmeden ona elimle uzattığım yemeği yedi. Ben de onun yapılı bedenine ve savaşa uygun yapısına, zarafetine baktım bu arada. Bir mızrak, cimitarra, arkebüz, yay, oklar ve içinde sekiz adet çakı olan bir sopa, hançer ve çekiç taşıyordu. Bana kalırsa on tane düşmanla başa çıkar hatta onları öldürebilirdi bile.”
Edit: Ekipmanlarından anlaşılıyor ki bir Türk savaşçısı her türlü savaş silahına hâkim ve son derece iyi kullanabilmekte. Yoksa boşu boşuna süs olsun diye o kadar ağırlık taşımaz bir asker.
Özlem Kumrular, Türk Korkusu, Doğan Kitapevi, istanbul 2008