taku paintle boyamislar mk

entari nik

Reserved

tak resmi koymasan daha iyi olabilirdi ama şukuladım rekorum 2,5 kilo

Devam panpa *

Sictigi taku bile parta cevirmis amk

Beyler benim bir huyum vardır, mutlaka aranızda sizden de yapanlar vardır bunu. Klozete oturup sıçarken zütüme su sıçramasından nefret ederim. Taktik şudur, tuvalet kağıdını ikili parçalar halinde 3 adet koparırım ve klozetin iç kısmına yıldız şeklinde yerleştiririm. Tabi bunu yapmadan önce sifonda ki suya hafiften yol veririm ki klozet duvarları ıslansın peçete yapışsın diye.

Entry nick uyumundan da anlayacağınız üzere boşaltıma başladığım anda bir gürleme başladı ki, çıkan gazın basıncıyla zütüm yerden kesildi zor tuttum klozetten. Ardına gelen taklarımı da boşalttıktan sonra, temizlenip sifonu çektim. Ama tabi ki gitmedi!

Hafiflediğimi hissediyordum ama bu kadar da olamazdı. takum klozetin içinde neredeyse zütüme kadar yükselmişti bir de sifonu çekince tamamen doldu. Gitmiyordu. Öylece kabile lideri gibi bana bakıyordu aşağıdan.

Beyler ne yapsam etsem diye düşünürken, kardeşimden poşet ve bant istedim getirdi. Planım şuydu, elimi tabi ki içine sokmayacaktım buna midem müsade etmezdi. Poşeti klozetin kenarına geçirdim ve kenarlarını güzelce bantladım hava kaçırmayacak şekilde. Poşetin tam ortasına da bir delik açtım. Bizim arabanın ufak bi kompresörü var lastikler inerse falan diye. Onu da istedim getirdiler ama dışardakiler meraktan geberiyor bu içerde bunlarla ne yapıyor acaba diye. Neyse pompa geldi, taktım fişe, delikten geçirdim ucunu başladım hava basmaya. Basınç ile beraber güya yumuşak olan tak kanallardan akıp gidecekti. Basit ama etkili bir plan, biraz da fizik bilgisi içeriyor değil mi?

Ama öyle olmadı...

Var mı okuyan gençler, devam edeyim mi?

Reserved

Başladım hava basmaya, poşet yavaş yavaş şişiyordu. Mantıklı olarak, içerde ki basınç artınca, gidere doğru yol alacaktı taklar. Poşet şişti, şişti, şişti... Şüphelenmeye başladım biraz, bu kadar olmaması lazımdı diye. En fazla ne olabilir ki dedim devam ettim. Bir meşin top sertliğine ulaşmıştı poşet bir zaman sonra.

Ve o acı ses. Bir patlama!..

Evet panpalar, söylediğim gibi poşet dayanmadı ve patladı. Bu kadar dirençli bir tak olabilir miydi lan! Bu kadar gitmemeye inat eden, sahibini terk edemeyen bir tak olabilir miydi? Duygulanmadım değil bir yandan da, çünkü o benim üretimimdi, bana aitti ve onu anlayabiliyordum. Empati kurdum onunla ama banyoyu saran koku birden kendime getirdi beni. Sonra annemin bağırmaları, kardeşlerimin kahkahaları...

taktan bomba mı yapıyon falanlar filanlar.

Olmadı, açılmadı klozet. Yarısı klozetin içinde, yarısı duvarlarda olan takum, içime bir hüzün düşürdü. Ben, şimdi ne yapacaktım?

Annemin kapıyı aç nidaları, kardeşlerimin evi tak bastı diye bağırmaları, o kadar sıçmanın verdiği züt acısı ile, mecburi olarak açtım kapıyı. Açar açmaz iki kardeşim bayıldı kokudan. Annemin başı dönmüş olacak ki, duvara yaslanmış zor ayakta duruyordu. Annem ağır ağır girdi banyoya ve bir çığlık koptu o an. iyi bir azarlamadan sonra, masa etrafında toplanıp ne yapabiliriz diye tartışmaya başladık. Ortak konu şu an için bir tesisatçı çağırmaktı. işin ehli onlardı çünkü. takların en dirayetli olanlarıyla bile başa çıkmışlardı belki de.

Aradık mahallenin tesisatçısını, 30 dk sonra geleceğini söyledi. Beklemeye başladık, bir yandan da duvardan taklarımı temizliyorum.

Tesisatçı geldi çok geçmeden. Adam verdiği saatten de önce gelmişti, bu işine verdiği önemi gösteriyordu ve verdim şukusunu. Sorunun ne olduğunu öğrenmek amacıyla bize danıştı problemi. Klozetin tıkandığını, uyguladığım yöntemi ve sonucunu anlattım. Tesisatçı etkilenmişti yöntemimden, bunu gözlerinde ki ışıltıdan anlamıştım. Ve farkındaydım ki, daha sonra ki işlerinde bu yönteme başvuracaktı.

Şimdiye kadar herşey güzeldi, adam zannediyordu ki küçük bir problem. Problem büyüktü, çok büyük. Problem olmaktan çıkmış, domestos reklamında ki mikrobun mutasyon geçirmiş haliydi adeta

zütürdük adamı banyoya, baktı klozetin içine. Beti benzi attı tabi bir anda. Döndü bize, zar zor açtı ağzını, dedi ki; buna tek tek sıçacaksınız. Tüm aile sıçarsa bu tabi tıkanır dedi.

Amerikan filmlerinde ki avukatlar gibi öne atılarak takumu savunmaya başladım.

Bay ceykıp, bay cekyıp, bay ceykıp. Bildiğiniz gibi, tak denilen şey, besinlerin oksitlenmiş kalıntıları olmakla beraber, boşaltılması gereken atıklardır. Her ne kadar size bir aile boyu gibi görünse de bu tak, kendileri şahsımın 24 yıllık yaşamı boyunca üretmiş olduğum en büyük atığımdır. Her ne kadar size inandırıcı gelmese de bu tak, diş taksanız insanlığa nutuk çekecek kadar da zekidir aynı zamanda...

Şukuu gerçek mizah bu

Reserved

Neyse adam arabasına indi, alet alacakmış ne işe yarayacaksa sanki. Bir kaç farklı ebatta pompa getirmiş. Başladı bu gorç gorç gorç pompalamaya. Fayda etmemekle beraber, parça parça suya yüzmeye başladı ayrıca. Adam açamayacağını anlayınca itfaiye çağıralım, basınçlı su halleder bunu dedi. Pompayla olacak iş değil dedi. Eyvallah dedik aradı adam itfaiyeyi adresi söyledik 20 dk falan sürdü gelmeleri. Sorunu anlattık, biraz nazlansalar da kabul ettiler sonunda. Çektiler hortumu içeri, telsizden anonsu verdikten sonra hortum basınçlı suyla doldu. Bizim çıkmamızı istedi, başbaşa kalması lazımmış takla. Eyvallah dedik çıktık. Hortumun vanasını açtı, 5 dk kadar sonra kapattı. En sonunda söverek dışarı çıkıyordu itfaiye eri. Bir miktar tak üzerini kaplamıştı, ki haklıydı sövmekte. Açılıp açılmadığını sorduğumuzda hallettiğini söyledi. Teşekküt edip, 50 lira veridikten sonra hortumu toplamasına yardım ettim ve uğurladım. Baktım tesisatçı mal mal bakıyor. Hayırdır dedim, hizmetinin karşılığını beklediğini söyledi. Hizmetin karşılığını verip göndermiştim itfaiye erini, buna ne oluyordu?

Sen bir şey yapmadın ki. Geldin, sorunu çözemedin itfaiyeyi aradın dedim. Sorunu çözen oydu ve ona da teşekkür anlamında bir miktar verip uğurladım dedim. Benim buraya gelmem demek, hizmet verdiğim anldıbına gelir dedi. iş yapmasam bile alırım o parayı dedikten sonra benim kafam attı.

taku yiyesim geldi aq