bir inci kızını sikmek

@154 panpa ben rüya görürken entry giremiyorum büyük yetenek.

bizim ortaokul müdürünün kızını gibtim, geçenlerde bana yamuk yapan lavuğun kızını gibtim, tatile gittiğim otel sahibinin kızını gibtim, varsa inciden de gibebilirim hatunlarda özellik ararım ben incili gibmek ayrıcalıktır...

el gibmekle birdir

(bkz: http://imgim.com/img6973007pf9.gif)

@150 haklisin pampa (pampayi cümle içinde kullandim )

@147 amk senin devreler gitti panpa. git yüzüne su çarp. gidişin gidiş değil.

pampa Fr. pampa
a. (pa'mpa) Güney Amerika'daki bozkırlar.

Güncel Türkçe Sözlük
---
pampa
Tüy : Pampası döküldü.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
---
pampa Fr. pampa
(coğrafya)

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu 1963

@146 am yok da panpa arama tarama çalışması var.

lise Fr. lycée
a. (li'se) 1. Sekiz yıllık ilköğretimden sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumu, ortaöğretim: “Liseyi bitirince Avrupa'da tahsilini ben üzerime alırım.” -R. H. Karay. 2. esk. Üç yıllık ortaokuldan sonra en az üç yıllık bir eğitimle hayata veya yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumu.

Güncel Türkçe Sözlük
---
lise Fr.lycée
1. Yükseköğretimden önceki üç veya dört yıllık ortaöğretim: § “Ta liseden beri tanıdığı bu arkadaşlarının huyunu bilirdi.” -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 77. § “Lisedeyken evden kaçtığım bir gün var, tıpkı o günkü gibiyim.” -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 117. § “Lise tahsilimi tamamlamakta bulunduğum bir Fransız kolejindeki... ” -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 33. § “Geçen gün manevi değerler konusunda, lise arkadaşım dostum Hasan Ali Yücel’in bir makalesini okudum.” -Peyami Safa, Din, inkılap, irtica, 28. § “Lise ve Üniversite mezunlarından Avrupa Üniversitelerinde tahsile gönderilecek…”-Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 58. § “Lisedeyken, bir evlatlık mı, yoksa annesinin zevkli bir günah anı ürünü mü olduğunu düşünür olmuştu.” -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 23. 2. Lise öğretiminin yapıldığı kurum ve bina: § “O enine uzun odada bir parlamento içtima salonundan ziyade bir yüksek mektep dershanesi veya lise konferans salonu hâli sezilirdi.” -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 171. § “Lakin aynı milletten gelen bazı Avrupalıların da farklı Hristiyanlık mezhepleri sebebiyle birbirlerini otuz yıl kestikleri bize Galatasaray idadisi’nde (lise) tarih derslerinde öğretilmemiş miydi?” -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 114. § “Beton apartmanın beton cumbasının bir penceresi dünyanın bir ucu olan camiye bir penceresi de öteki ucu olan kız lisesine bakıyordu…” -Orhan Pamuk, Kara Kitap, 13.

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
---
lise ing. high school
Öğrencileri ortaokuldan sonra en az üç yıllık bir eğitimle yaşama ya da yüksek öğretime hazırlayan orta öğretim kurumu.

BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü 1974

http://www.capsver.tr.cr/image/1277

@144 panpa allah aşkına doğru söyle lise kaçtasın lan biz bizeyiz amk. dalga geçmiyeceğim söz.

@142 yazdiklarinin coğu ar. ve far.

@141 olm gibtir git adam gibi dil öğren ne takun kelime aramayla.

@139 amk ne biçim bi ruh hastasısın lan hepsini eksilerken erinmedin mi amk. malsın valla.

@1 fransizca kökenli kelimeleri bulup durcam diğer konularda da. entel diliymiş amk fransizcasi. bütün entel kelimelerimiz ordan geliyor nerdese.

abazalıkla gerizekalılık arasındamıydı o kıl kadar çizgi?

@138 oldum destek bak bakıyım eksilerine güzelmiyniş üşenmedim zütüne soktum hepsini.

kolay mı lan yarram o kadar sayfa flood yapmak. destek olaydınız binler.

mesaj Fr. message
a. 1. Bir devlet büyüğünün, bir sorumlunun belirli bir olay veya durum dolayısıyla ilgililere gönderdiği bildiri. 2. ileti: “Kendisi ile bir mesaj yollamak istiyorum.” -F. R. Atay. 3. mec. Yazı veya sözle anlatılması amaçlanan duygu, düşünce.

Güncel Türkçe Sözlük
---
mesaj Fr.message
1. Bir devlet büyüğünün, bir sorumlunun belirli bir olay veya durum dolayısıyla ilgililere gönderdiği bildiri: § “ingiltere’ye hayati bir mesaj zütürmeye memur bir Fransız harp gemisi... ” -Necip Fazıl Kısakürek, ihtilal, 333. § “… Amerika milletine hitaben bir mesaj yayınladı.” -Attila ilhan, Batının Deli Gömleği, 260. 2. mec. Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi; bildirme yazısı, ileti: § “mesaj piyesler yayınlıyormuş” -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 34. § “Bu sırada istanbullu genç avukatın adını merak eden bir gazeteci, cep telefonunun ekranına mesaj olarak şu adı yazdı: Beyaz Hala’nın avukatı: Ali Osman Taylar.” -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 205. § “Her dâhinin eserinde temel mesaj görevini yüklenen bir baba vardır.” -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 253. 3. mec. Yazı veya sözle anlatılması amaçlanan duygu veya düşünce: § “Ve hatta hastaya geçmiş olsun mesajları göndermeye başlamışlardı.” -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 104. § “... dünyaya gönderdiği son mesajı okurken harap oldum.” -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 114. § “Oysa o, benimle yalnız kaldığı her ortamda, değişik ses tonlarında hep şu mesajı veriyordu bana.” -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 129.

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

çok ayıp lan. insan insanı giber mi, orangutan seni