1. 176.
    0
    gibilmek için kabul edilen bayan adaylarla sözleşme imzalancaktır. sözleşmede gibilirken ölürsem tüm sorumluluk bana aittir maddesi bulunmaktadır.
    ···
  2. 177.
    0
    @1 lan verse bana verirler mal. senin gibi eşşek gibene mi verecekler.
    ···
  3. 178.
    0
    lan mal verseler bana verirler senin gibi eşek gibene mi verecekler şeklinde sorularla gibimin ebatları ve eşekler üzerindeki hakimiyetimi belirleyici sorular sorarak hile yapmaya çalışmak yasaktır. bu tip bayan adaylar teselli ödülü olan dildo ile evlerine yollanacaktır.
    ···
  4. 179.
    0
    mastrub yap
    ···
  5. 180.
    0
    Aids Alert
    ···
  6. 181.
    0
    bayan adayların benim sağlım hakkındaki tuzak tespitleri daha sonra ellerine verilecek olan belge ile bertaraf edilme cihetine gidilecektir.
    ···
  7. 182.
    0
    bayan aday yanında prezervatif getirmek zorundadır. getirmese kendisi hamile kalır bende giblemem.
    ···
  8. 183.
    0
    am var dediler geldik
    ···
  9. 184.
    0
    9 ay sonra arayıp bi çocuğumuz oldu derseniz eğere gene giblemem çocukla ortada kalırsınız.
    ···
  10. 185.
    0
    kriterler değişmez değiştirilmesi tteklif dahi edilemez. ha çok güzelsen o zaman biraz esneklik sağlayabilirim. mesela doğacak çocuğumuza sahip çıkarım okula yazdırırım veli toplantısına giderim.
    ···
  11. 186.
    0
    @1, bu sartlarda sen ancak fatmagul'i gibersin kurbaga prens!
    ···
  12. 187.
    0
    eeeeeeeeeeeeeeeee
    ···
  13. 188.
    0
    bayan aday kendisi dururken başkasını öneremez. öncelik kendisindedir.
    ···
  14. 189.
    0
    http://imgim.com/2mxomz9.jpg
    ···
  15. 190.
    0
    karakter Fr. caractère
    a. 1. Ayırt edici nitelik. 2. Bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen, üstün ana özellik, öz yapı, ıra, seciye: “Yıldız'ın iyi bir eğitimi, kuvvetli bir karakteri var.” -A. Gündüz. 3. Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu, duygulanma ve davranış biçimi: “Pek uysal, tatlı, neşeli karakterine rağmen dostum kavgacıdır.” -R. H. Karay. 4. Basımda harf türü. 5. ed. Bir eserde duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse. 6. fel. Bireyin kendi kendine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü.

    Güncel Türkçe Sözlük
    ---
    karakter Fr.caractère
    1. Bir nesnenin, bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen ana özellik, öz yapı, seciye: § “Muayyen fertlerde can ile ruhun birleşme ve ahenginden nasıl bir karakter husule geldiğini aramakla mükelleftir” -Ziya Gökalp, Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri, 42. § “En umumi karakteri ve en geniş tarifiyle klagib... ” -Peyami Safa, Sanat-Edebiyat-Tenkit, 150. § “Bu çocuğun karakteri bu süfliyete doğarken düşmedi ya?” -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 173. § “Avrupalının şarklı karaktere en yakın milletini tanırsınız.” -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 68. § “Nahif ve titrek vücudunun umumi karakterleriyle ince sesi arasındaki tabii ahenk... ” -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 47. § “O kıyafetle ve karakterle şehre, sokağa, insanların arasına fırlasın.” -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, 40. 2. Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu, duygulanma ve davranış biçimi: § “Karakter buna denir işte!” -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar-Çok Uzak Fazla Yakın, 514. § “Karakterlerine göre, artık ikisi için de dönüş yolları kapanmış bulunuyordu.” -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 122. § “Yere basan topuktan sonra, sıra ayak parmaklarına gelirken, Selmin’in gizleyicilik, inat ve hesaplı davranış gibi karakter vasıfları, o kısacık anın yumuşak sesleri ile çıtırtıları arasında beliriyor.” -Peyami Safa, Yalnızız, 154. § “Böylece bu hâl tercümesini bir kahramanın kaygılı fakat inanlı, yerici fakat yapıcı karakterinin tasviri hâlinde canlandırıyordu.” -Ruşen Eşref Ünaydın, Röportajlar II, 81. § “Baba-kızın birbirine benzeyen karakter ve ilgi alanlarından ötürü çok iyi anlaşıyor olmasını doğru değerlendiremeyecek kadar gönül gözü körleşen Meryem, babalarla-kızlar ve annelerle-oğullar arasındaki o şefkat dozu yoğun özel bağı kavramamakta ısrarlıydı.” -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 30. § “Aynı karakter, aynı ideal sahipleriyiz.” -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 4. § “Karakteri ve bileği sağlam cahil ve sert, kişiliği ağır-Attila ilhan, Batının Deli Gömleği, 146. § “Yalnız yazdıklarıyla değil, yaptığı mücadele ile de Fikret, edebiyat ve düşünce tarihimizde büyük bir ahlak ve karakter davası yarattı.” -Nurullah Ataç, Dergilerde Deneme, 112. 3. Üstün, manevi özellik. 4. Basımda harf türü: § “Onu yabancı filmlerde oynayan bir karakter artistine benzetiyordum.” -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp’ten Kosova’ya, 5. 5. Bireyin kendi kendisine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü. 6. Bir eserde duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse: § “Onun hiçbir hikâyesinde, muayyen vaka, tahlil, tip, karakter aramayın.” -Peyami Safa, Yazarlar-Sanatçılar-Meşhurlar, 38. § “Hayattan dilimler, itiraflar, tarihî romanlar, halk romanları, töre ve karakter romanları vs.” -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 270.

    Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
    ---
    karakter ing. character
    Bir türün bireylerinin sahip olduğu biçim, renk, büyüklük, yapı özellikleri. Genlerin etkisi ile meydana çıkarak dölden döle taşınırlar.

    BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü 1998
    ---
    karakter
    bk. damga

    BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
    ---
    karakter ing. character
    1. Belli ahlak ölçülerine göre değerlendirilen kişilik. 2. Bir organizmanın belirgin yönü ya da yönleri. 3. Bir şeyi benzerlerinden ayıran temel özellik.

    BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü 1974
    ---
    karakter ing. character
    (Yun. kharakter = oyulmuş, çizilmiş, kalıpla basılmış < kharassein = yarmak, oymak, çizmek) : 1. (Genel anlamda) Bir nesnenin, bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti; bireyin davranış biçimlerinin bütününü belirleyen ana özellik. 2. (Ahlak felsefesinde) Kişinin kendi kendisine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve eylemlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü.

    BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975
    ---
    karakter ing. character
    Kişileştirme işleminde derinlemesine ele alınan oyun kişisi; kendine özgü nitelikler içinde ruhsal gelişimi olan oyun kişisi. Karakterin dış görünüşleri ötesinde anlamı sağlayan iç yaşamı vardır. Örnek : Hamlet, Galile, Tartuffe, Othello, Treplev vb.

    BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü 1983
    ---
    karakter ing. character
    (... )

    BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü 2000
    ---
    karakter Osm. vasıf, seciye
    (zooloji)

    BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu 1963
    ---
    karakter ing. character
    Töreler ve törel değerlerle ilgili olarak, kişinin güçlüklere karşın göreli olarak düzenli ve sürekli tepki yapmasını sağlayan özelliklerden oluşan dizgeleşmiş bütünlük.

    BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü 1974
    ---
    karakter ing. character, trait
    Canlının morfolojik ve fizyolojik özelliklerinden her biri.

    BSTS / Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
    ---
    karakter Fr. caractère
    Yazın yapıtılarında, bir kişiyi benzerlerinden ayıran temel özelliklerin tümü.

    BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü 1974
    ---
    karakter ing. character
    (Lat. character = işaret koyma aleti) Bir variyete ya da türün bireylerinin sahip olduğu biçim, renk, büyüklük, yapı özellikleri olup genlerin etkisi ile meydana çıkarak bir dölden bir döle taşınırlar.

    BSTS / Zooloji Terimleri Sözlüğü 1963
    ---
    Tümünü Göster
    ···