-
26.
0maskulen Fr. masculin
sf. Erkeksi.
Güncel Türkçe Sözlük
ü yok bin - 27.
-
28.
0daha önce bir inci kızı gibmiş lezbiyen adayların inci kevaşeleri hakkında yorum yapması teşvik edilmiştir. bu tip şahıslar isim vermeden gibtikleri kadınların yatak performansları hakkında bilgi vermekte özgür ve serbesttir.
-
29.
0karakter Fr. caractèreTümünü Göster
a. 1. Ayırt edici nitelik. 2. Bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen, üstün ana özellik, öz yapı, ıra, seciye: “Yıldız'ın iyi bir eğitimi, kuvvetli bir karakteri var.” -A. Gündüz. 3. Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu, duygulanma ve davranış biçimi: “Pek uysal, tatlı, neşeli karakterine rağmen dostum kavgacıdır.” -R. H. Karay. 4. Basımda harf türü. 5. ed. Bir eserde duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse. 6. fel. Bireyin kendi kendine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü.
Güncel Türkçe Sözlük
---
karakter Fr.caractère
1. Bir nesnenin, bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen ana özellik, öz yapı, seciye: § “Muayyen fertlerde can ile ruhun birleşme ve ahenginden nasıl bir karakter husule geldiğini aramakla mükelleftir” -Ziya Gökalp, Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri, 42. § “En umumi karakteri ve en geniş tarifiyle klagib... ” -Peyami Safa, Sanat-Edebiyat-Tenkit, 150. § “Bu çocuğun karakteri bu süfliyete doğarken düşmedi ya?” -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 173. § “Avrupalının şarklı karaktere en yakın milletini tanırsınız.” -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 68. § “Nahif ve titrek vücudunun umumi karakterleriyle ince sesi arasındaki tabii ahenk... ” -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 47. § “O kıyafetle ve karakterle şehre, sokağa, insanların arasına fırlasın.” -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, 40. 2. Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu, duygulanma ve davranış biçimi: § “Karakter buna denir işte!” -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar-Çok Uzak Fazla Yakın, 514. § “Karakterlerine göre, artık ikisi için de dönüş yolları kapanmış bulunuyordu.” -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 122. § “Yere basan topuktan sonra, sıra ayak parmaklarına gelirken, Selmin’in gizleyicilik, inat ve hesaplı davranış gibi karakter vasıfları, o kısacık anın yumuşak sesleri ile çıtırtıları arasında beliriyor.” -Peyami Safa, Yalnızız, 154. § “Böylece bu hâl tercümesini bir kahramanın kaygılı fakat inanlı, yerici fakat yapıcı karakterinin tasviri hâlinde canlandırıyordu.” -Ruşen Eşref Ünaydın, Röportajlar II, 81. § “Baba-kızın birbirine benzeyen karakter ve ilgi alanlarından ötürü çok iyi anlaşıyor olmasını doğru değerlendiremeyecek kadar gönül gözü körleşen Meryem, babalarla-kızlar ve annelerle-oğullar arasındaki o şefkat dozu yoğun özel bağı kavramamakta ısrarlıydı.” -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 30. § “Aynı karakter, aynı ideal sahipleriyiz.” -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 4. § “Karakteri ve bileği sağlam cahil ve sert, kişiliği ağır-Attila ilhan, Batının Deli Gömleği, 146. § “Yalnız yazdıklarıyla değil, yaptığı mücadele ile de Fikret, edebiyat ve düşünce tarihimizde büyük bir ahlak ve karakter davası yarattı.” -Nurullah Ataç, Dergilerde Deneme, 112. 3. Üstün, manevi özellik. 4. Basımda harf türü: § “Onu yabancı filmlerde oynayan bir karakter artistine benzetiyordum.” -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp’ten Kosova’ya, 5. 5. Bireyin kendi kendisine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü. 6. Bir eserde duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse: § “Onun hiçbir hikâyesinde, muayyen vaka, tahlil, tip, karakter aramayın.” -Peyami Safa, Yazarlar-Sanatçılar-Meşhurlar, 38. § “Hayattan dilimler, itiraflar, tarihî romanlar, halk romanları, töre ve karakter romanları vs.” -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 270.
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
---
karakter ing. character
Bir türün bireylerinin sahip olduğu biçim, renk, büyüklük, yapı özellikleri. Genlerin etkisi ile meydana çıkarak dölden döle taşınırlar.
BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü 1998
---
karakter
bk. damga
BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
---
karakter ing. character
1. Belli ahlak ölçülerine göre değerlendirilen kişilik. 2. Bir organizmanın belirgin yönü ya da yönleri. 3. Bir şeyi benzerlerinden ayıran temel özellik.
BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü 1974
---
karakter ing. character
(Yun. kharakter = oyulmuş, çizilmiş, kalıpla basılmış < kharassein = yarmak, oymak, çizmek) : 1. (Genel anlamda) Bir nesnenin, bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti; bireyin davranış biçimlerinin bütününü belirleyen ana özellik. 2. (Ahlak felsefesinde) Kişinin kendi kendisine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve eylemlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü.
BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975
---
karakter ing. character
Kişileştirme işleminde derinlemesine ele alınan oyun kişisi; kendine özgü nitelikler içinde ruhsal gelişimi olan oyun kişisi. Karakterin dış görünüşleri ötesinde anlamı sağlayan iç yaşamı vardır. Örnek : Hamlet, Galile, Tartuffe, Othello, Treplev vb.
BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü 1983
---
karakter ing. character
(... )
BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü 2000
---
karakter Osm. vasıf, seciye
(zooloji)
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu 1963
---
karakter ing. character
Töreler ve törel değerlerle ilgili olarak, kişinin güçlüklere karşın göreli olarak düzenli ve sürekli tepki yapmasını sağlayan özelliklerden oluşan dizgeleşmiş bütünlük.
BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü 1974
---
karakter ing. character, trait
Canlının morfolojik ve fizyolojik özelliklerinden her biri.
BSTS / Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
---
karakter Fr. caractère
Yazın yapıtılarında, bir kişiyi benzerlerinden ayıran temel özelliklerin tümü.
BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü 1974
---
karakter ing. character
(Lat. character = işaret koyma aleti) Bir variyete ya da türün bireylerinin sahip olduğu biçim, renk, büyüklük, yapı özellikleri olup genlerin etkisi ile meydana çıkarak bir dölden bir döle taşınırlar.
BSTS / Zooloji Terimleri Sözlüğü 1963
--- -
30.
0zooloji terimleri sözlüğü yolu çok entelektüelim beni kültürlü kültürlü gibebilirsim mesajı vermeye çalışan bayan adayların google araması yapma hakkı ellerinden alınacaktır.
-
31.
0bi inci kızı gibtim tadı damağımdadır bi tane daha gibim sora gibimi koparıp atıcam amık
-
32.
0@1, baksana kurbaga, gebelik testlerinden birinin adi da *kurbaga testidir*
“Galli Mainini Testi” olarak da bilinen “Kurbağa Testi”, 1946 yılında yayınlanan bir bilimsel makaleyle tanıtılan ve 50’li yıllar boyunca uygulanan ilkel bir gebelik teşhis yönteminin adı.
Hamilelik testlerine neden “Kurbağa Testi” denmektedir
Tekniğin aslı, erkek bir kurbağanın sırt bölgesinde bulunan lenf bezine, gebe olduğu düşünülen bayandan alınan idrar örneğinin enjekte edilmesine dayanıyor. Gerçekten gebeliğin var olması durumunda, idrar içeriğinde belirli bir konsantrasyonda bulunan hormonlar kurbağada sperm salgısını uyarıyor.
Böylece, mikroskopla inceleme sonrasında kurbağanın tutulduğu su ortamında sperm salgısına rastlanması, bayanın gebe olduğunun göstergesi kabul ediliyor.
nick'in ile de cok uyumlu. klavyem turkce degil. cunku yazismalarim genellikle ingilizcedir. -
33.
0entelektüel Fr. intellectuel
sf. 1. Bilim, teknik ve kültürün değişik dallarında özel öğrenim görmüş (kimse), aydın, münevver. 2. Fikir sorunlarıyla ilgili: Entelektüel bir çalışma.
Güncel Türkçe Sözlük
---
entelektüel Fr.intellectuel
1. Bilim, teknik ve kültürün, değişik dallarında özel öğrenim görmüş (kimse), aydın, münevver: § “Elimdeki gazete ve mecmualardan da belli ki ben entelektüel bir adamım.” -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 20. § “Tabii buraya gelenlerden bahsediyorum, entelektüellerin nasıldır biliyorum.” -Peyami Safa, Biz insanlar, 231. § “Adamcağız bu asil ve entelektüel muhite düştüğünden nasıl memnundu.” -Ahmet Hamdi Tanpınar, Mahur Beste, 137. § “Ben senin kardeşin falan değilim, pis entelektüel!” -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 42. § “Bu istanbullu entelektüel subay Ali Osman da kimdi ve annesi Semahat Hanım efendi (miydi adı?) nasıl da ilginç bir kadındı öyle?” -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 80. § “Biz bu “aydın” sözünü Avrupalılardan öğrendik, entelektüel karşılığı, intelligentsia karşılığı olarak kullanıyoruz, bizim aydınlarımızın da Avrupalı aydınlar gibi olması gerektiğini, öyle olacağını sanıyoruz.” -Nurullah Ataç, Diyelim Söz Arasında Deneme, 28. 2. Fikir sorunlarıyla ilgili: § “Entelektüel yetkinlik ve bu yetkinliği sağlayan terbiye.”-Cemil Meriç, Kırk Ambar, 98.
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
---
entelektüel Fr.intellectuel
1. Bilim, teknik ve kültürün değişik dallarında özel öğrenim görmüş (kimse), aydın, münevver. 2. Fikir sorunlarıyla ilgili: “Ne var ki etkisi sınırlı üstelik entelektüel bir aksiyon!” -Attila ilhan, Kurtlar Sofrası, 332.
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü -
34.
0adam sabri sarıoğlu beyler hayalleri var amk
-
35.
0madde 81'e ek: tekrardan kaçınmak önkoşuldur. detaya girmek esastır.
-
36.
0zina olur ama anaya bacıya olmaz :d
-
37.
0@83 "ile" ekgib "yolu" dan sonra ile koy
-
38.
0daha önce söylendiği gibi 20 yaş altı adaylar kesinlikle gibilmeyecetir hatta smiley yapma ve sabri sarıoğlu metaforunu kullanma hakları ellerinden alınacaktır.
-
39.
0metafor Fr. métaphore
a. ed. Mecaz.
Güncel Türkçe Sözlük -
40.
0daha önce ailesinde istanbul içinde huurluk yapan şahıs olmadığı karaköy kerhanesinden alınacak temiz raporu ile kanıtlanmalıdır.
-
41.
0ahaha iyi uçuşlar hacı *
-
42.
0kız meslek lisesi bitirmiş aday var ise maskülen lise arkadaşı tarafından tacize uğramdığını belirtir belgeyi ekgibsiz doldurmak zorundadır.
-
43.
0daha önce güncel türkçe sözlüğü dıbına soktuğunu bu başlık altında ispat eden adaylar diskalifiye edilecek ve banlanacaktır.
-
44.
0teknoloji Fr. technologie
a. (l ince okunur) 1. Bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri, bunların kullanım biçimlerini kapsayan uygulama bilgisi, uygulayım bilimi: “Aslına yönelerek meseleyi kavramaya çalıştığımızda insan ve teknoloji arasındaki ilişki son çağların bir olayı değildir.” -i. Özel. 2. insanın maddi çevresini denetlemek ve değiştirmek amacıyla geliştirdiği araç gereçlerle bunlara ilişkin bilgilerin tümü.
Güncel Türkçe Sözlük
---
teknoloji Fr.technologie
Bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri kapsayan bilgi: § “Yirminci yüzyıl sonunda teknoloji şu kadar ilerlemiş.” -Adalet Ağaoğlu, Geçerken, 28. § “Değişen, teknoloji karşısında, milletleri... ” -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp’ten Kosova’ya, 163. § “Mesele bir (teknoloji) ifadesine bürünmeye yüz tutmuş.” -Necip Fazıl Kısakürek, ihtilal, 334. § “… ayrıca teknoloji gereklerinin, alışverişinin hemen başka ülkelere kaydırılmasına elverişli olmaması, Amerika’nın Şili ekonomisini kesinlikle köstekleme niyetini ortaya koymuştu.-Attila ilhan, Batının Deli Gömleği, 20.
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
---
teknoloji ing. technology
Bir endüstri dalıyla ilgili yapım yöntemlerinin, yollarının ve araçlarının inclenmesinden oluşan bilgi dalı.
BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü 1974
---
teknoloji ing. technology
Mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan araç ve yöntemlere ilişkin bilgi bütünü.
BSTS / iktisat Terimleri Sözlüğü 2004 -
45.
0dolayı yollardan(örnek: biz bulduk da sen gibeceksin gibi cümlelerle) aslında benim amım var diyenler haksız rekabet oluşturdukları için ip ban yiyeceklerdir.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 10 02 2025
-
zalinazurt sen fazla yaşamassın
-
souki bu video hakkında ne düşünüyorsun
-
günaydıncan tayfa
-
koko sevmeyen insan
-
akomdan iatanbula kar uyarısı
-
şayet fenerliyseniz
-
tom kaulitzz bromunn çaylağı kalkmalı
-
şu moto kuryeye bak
-
kadınlar cinsellikten hoşlanmıyor
-
resim açmanın başlık açmanın yolunu
-
size 10 milyon dolar vereeceklerr
-
beyler baliye çok hesaplı tur buldum
-
9 yaşındayım beyin olarak ama ehliyeti
-
taharet musluğunun tazyiki
-
tom kaulitz ve kurtcocain çaylak
-
birbirinizi yalayın durun gayrı
- / 1