1. 1.
    +3 -1
    Tuvaletten su içmek varken gidip pet şişede su alanları falan hiç anlamazdım , benim için baya lüks bir şeydi. Hele kutu kola aboo o efsaneydi işte. Millet lıkır lıkır içerdi. Amk eve gidince 2.5 lt den koyup içerim burada bu kadar para neden veriyim diye düşünürdüm. Kinder sürprizi saymıyorum bile.
    ···
  2. 2.
    +1 -1
    Sene 1997...

    edit: hikayede ki her olay her isim tamamiyle gerçektir.
    ···
  3. 3.
    +1 -1
    O zamanlar babamın verdiği haftalık para hergün bir simit alacak kadar. Bugünün 5 lirası gibi.
    2. Veya 3. Tenefüs bi simitimi alıp yerdim günlük, haftasonu zaten evin önünde ki parkta oynardık, acıkınca eve giderdin. Bi günde değişiklik olsun tost yiyim diyemezdim yani. ilk tenefüste yemezdim son ders acıkırsam aç kalırım diye
    ···
  4. 4.
    +2
    Neyse sınıfta enes diye bi bin vardı ilk tenefüs buna anası lahmacun pide falan getiritdi. Bu da kokuta kokuta yerdi. dıbına kodumun karısı, ben o yaşımda ayıp olduğunu idrak ederdim , o karı utanmadan hergün getirirdi çocukların içine. Bi de binin ayran istemiyorum kola istiyorum tribini dinlerdik. Anası zorla ayran içtirirdi. Paketi açıp yemeye başlıyınca sınıftan çıkardı zAten millet kokudan
    ···
  5. 5.
    +1 -1
    Günün son dersinin sonuna gelinmişti. Öğrenciler çıkmak için sabırsızlanıyordu. Defter ve kitaplarını çantalarına koydular. Zil çalar çalmaz, dışarı çıkmak için hazırdılar.
    Yalnız, Ali hazırlanmamıştı. Gecikmekiçin de elinden geleni yapıyordu. Nihayet zil çaldı. Öğrenciler bir anda kapıya yöneldi.
    Ali, yerinden kalkmadı. Ağır ağır eşyasını topladı. Bir yandan göz ucuyla öğretmenine bakıyor, bir yandan da arkadaşlarının gitmesini bekliyordu. Öğretmeni, onun bu halini fark etti.

    - Hayrola Ali, dedi. Eve gitmeyecek misin?
    - Ali, son arkadaşının da çıktığını görünce cevap verdi:- Sizinle konuşmak istiyordum öğretmenim.
    - Peki, dedi öğretmeni. Ne söyleyeceksin bakalım?
    - Ahmet arkadaşımız var ya.
    - Evet, ne olmuş Ahmet'e?
    - Durumları pek iyi değil galiba. Annesi, beslenme çantasına pekiyi şeyler koymuyor.
    - Eee?
    - Ona yardim etmek istiyorum. Ama benim yardim ettiğimi bilirse üzülür. Günde bir simit parası biriktirip her hafta size versem, siz de ona verseniz?

    Cebinden bir avuç bozuk para çıkarıp öğretmenin masasının üzerine koydu. Nurhan Öğretmen, paraya dokunmadı. Sandalyesine oturup düşündü. Ali hakkındaki bilgilerini yokladı. Bildiği kadarıyla ailesinin durumu pekiyi değildi.
    Bu çalışkan ve sevimli öğrencisi, ne kadar da iyi niyetli ve düşünceliydi. Zengin bir ailenin çocuğu değildi. Buna rağmen yardim etmek istiyordu. Üstelik yardım ettiğinin bilinmesini istemiyordu.

    Nurhan Öğretmen:- Dur bakalım Ali, dedi. Bildiğim kadarıyla sizin de maddî durumunuz pekiyi değil. Yanlış mı biliyorum?
    - Doğru biliyorsunuz öğretmenim. Babam gündelikçi. Çoğu zaman iş bulamıyor ama ben de çalışıyor, para kazanıyorum.
    - Nerede çalışıyorsun?
    - Simit satıyorum.

    Nurhan Öğretmen yine durup düşündü. iyiliğin bu kadarına ne demeliydi şimdi? Bunun gerçekleşmesi zordu. Onu, bundan vazgeçirmek için bir çare bulmalıydı. Bunu yaparken, sevimli öğrencisini de kırmamalıydı. Onunla biraz daha konuşursa, belki bir yolunu bulurdu.

    Nurhan Öğretmen, Ali'ye dondu.
    - Büyüyünce ne olmak istiyorsun, diye sordu.
    - Çok zengin bir işadamı.
    - Niçin?
    - insanlara daha çok yardım etmek için.
    - Güzel, dedi Nurhan Öğretmen. Bak simdi Ali, Ahmet'in ailesinin durumu pekiyi değil, bu doğru. Ama sizinki de bundan pek farklı değil. istersen acele etme. Çok zengin olduğun zaman insanlara yardim edersin. Olmaz mı?
    - Olmaz, dedi Ali. Şimdi yapmalıyım.
    - Neden olmaz?
    - Üç sebepten dolayı olmaz.

    Birincisi: Bu para zaten benim değil. iyilik ettiğim için Allah, beni insanlara sevimli gösteriyor. insanlar da bundan etkileniyor, daha çok simit alıyorlar. Bu sayede gün boyu çalışanlardan bile fazla simit satıyorum. Hele mahallede Hasan Amca var, her gün iki simit alıp güvercinlere veriyor.

    ikincisi: 'Ağaç yas iken eğilir.' deniliyor. Şimdiden iyilik yapmayı öğrenmezsem büyüdüğümde hiç yapamam.

    Üçüncüsü ise daha önemli: Büyüdüğüm zaman çok zengin bir işadamı olmak istiyorum. Zamanında yatırım yapmayanlar büyük işadamı olamazlar.

    Nurhan Öğretmen, karsısında büyük biri varmış gibi dinliyordu.
    - Busonuncusunu pekiyi anlayamadım, dedi.
    - Açıklayayım öğretmenim, dedi Ali.
    Şimdi, çok zengin olmadığım için, ancak günde bir simit parası kadar yardım edebiliyorum. Bundan fazlasını veremem. Allah, Cennet'i gücü kadar iyilik edene veriyor. Şimdi gücüm bu olduğuna göre, Cennet'in fiyatı birkaç simit parası kadardır. Eğer zengin olmadan ölürsem birkaç simit parasıyla Cennet'e girebilirim. Bundan daha karlı bir yatırım olur mu?

    Nurhan Öğretmen'in gözleri dolmuştu. Başını 'Evet' anlamında sallarken Ali'yi evine yolladı.

    Sınıfa geri dönerken okulun boşaldığını fark etti. Eşyalarını toplamak için masasına döndüğünde Ali'nin bıraktığı paraların masa üstünde kaldığını fark etti. Sandalyesine gayri ihtiyari oturdu ve paraları eline aldı.

    Hiçbir para ona bu kadar kıymetli gelmemişti. Sanki elinde dünyanın en kıymetli incilerini, yakutlarını, elmaslarını tutuyordu. Hatta bu paralar onlardan bile kıymetliydi.
    Bu paralar, bu bozuk SIMIT paraları, Cenneti satın alabilecek paralardı. Sanki hiç bırakmak istemeyen bir duygu ile sımsıkı kavradı bu bozuk simit paralarını.

    Oturduğu yerden kalkamadı Nurhan Öğretmen. içinin dolduğunu, Tarif edilemeyen duygulara boğulduğunu hissetti. Birden boşalan sağanak yağmurlar gibi ağlamaya başladı.
    Ağladı. Ağladı. Ağladı.

    Kendine geldiğinde aksam olmuştu. Yavaş adımlarla sınıftan çıkıp okuldan ayrılırken bekçi Sadık 'Bozuk Simit paraları ile cenneti satın almak, Bozuk Simit paraları ile cenneti satın almak' diye Nurhan öğretmenin
    sayıkladığını duydu.
    Bekçinin hayretler içinde, 'Ne dediniz hocam?' demesini bile duymayan Nurhan öğretmen, bekçinin şaşkın bakışları altında akşamın alaca karanlığına karışıvermişti

    Hikayeyi beğenmişseniz ve Ali'den utanmışsanız, maddi durumunuz iyi değilse bile, iki tane ekmek alıp bölgenizdeki bir fakirin kapısına bırakın.

    Bir okul önünde biraz bekleyip yırtık ayakkabısı olan bir çocuğa ayakkabı alın.

    Maddi ihtiyacı olan bir akrabanıza yardım edin.

    Yeter ki boş durmayın!

    Unutmayın, ekmeği paylaşmak ekmeğin kendisinden çok daha lezzetlidir.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +1
    son ders bedendi zaten, ders biter bitmez ben topukladım. sabah derse gittiğimde bin kurusu sırasında yok. hoca geldi anomali dışarı gel dedi. kalbim küt küt atıyor olayı anladım. kapının önünde anasıyla duruyor. hoca tuttu kulağımdan çekiyor hocam simit oynuyorduk diyecem sözüm bitmeden pat bi geçirdi tokatı. enes de vurdu, annesi tuttu çocuğu amk. kimse bir şey demiyor. annesi memnun olmuş gibi bi surat ifadesi var. gir içeri diye ittirdi beni hoca.

    o an hepinizi gibecem diye ant içtim. her şeyin başlangıcıdır bu beyler.
    ···
  7. 7.
    -1
    kendi harçlığımla aldığım kalemi kullanamama üzüntüsüyle bütün hafta öyle geçti amk. ama sınıfın %90ı enesi hırsız olarak biliyor, hocanında kulağına gitmişte bir şey demiyor. okul aile birliğinde falandı glb bunun anası bi ahbaplıkları var hocayla
    ···
  8. 8.
    -1
    diğer dersler ben gene milleti hafiften yokladım. enesin kalemler duruyor diye. muhakkak gürkan da bahsetti. sınıf enes'in hırsız olduğu kanısına vardı zaten.
    ···
  9. 9.
    -1
    o ders öyle gçti yarak kürek şeyler anlattı gene. biz sahahçıydık. okul bitince önlükleri değiştirip oyuna aşağıda devam ederdk. ben gürkanı fişekledim olum bi enesin kalemleri çalınmadı. bence o çaldı falan diyorum. bu da inandı tabi.
    ···
  10. 10.
    -1
    kızın çantayı açtı hoca bakıyor ama yüzü ekşitmiş sanki pis koku var gibi. kalem kutusunu çıkardı, kalem kutusu ağzına kadar dolu zor kapatmış yani belli. hoca önüne koydu kızın, aç bunu diyor. sevinç açtı amk hepsi bildiğimiz kurşun kalem hepsi yarım yarım kimisi minicik. belli ki birileri falan vermiş. hoca boşalttı kalem kutusunu sıraya bunlar değil mi kalemleriniz dedi. kimseden ses çıkmıyor. ama sevinç kalemleri topluyor bi yandan. off amk. herkesin şuan ki aklım olsa diyeceği zaman vardır ya, işte benim de o andır.
    ···
  11. 11.
    -1
    neyse tenefüsten sonra öğretmen geldi. sevinç'in yanına gitti. sevinç de fakir bir ailenin kızıydı. üstü başı genelde pis olurdu. sınıf olarak dışlanırdı itilir kakılırdı falan. hadi biz çocuktur amk. bu evde kalmış huur hoca ne diye kıza öyle davranıyordu amk, insan düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyor. çocukluğumuzda nasl iğrençlikler görmüşüz haberimiz yok amk.

    her neyse, hoca sevincin yanına geldi, sevinç çantana bakıyım diyor. sınıfta önde oturan çalışkan kızlar hocayı izliyor belli zaten. sevinç çalmıştır hocam falan demişler tenefüste huurlar.
    ···
  12. 12.
    -1
    Daha hoca gelmemiş , milletten kalemim nerde ya diye sesler gelmeye başladı, yerlere falan bakanlar var çantaları kurcalayanlar. Bende kalemimi çaktırmadan alıp çantamın içine attım. Arıyor gibi yapıyorum. herkes birbirine soruyor senin kalem nerede diye. Hoca geldi ayağa kalktık falan neyse. Çocuklar ne oluyor falan dedi hoca başak diye bi kız vardı hocam biri kalemlerimizi almış diye. Amk bi kaç kız ağlamaya falan başladı.
    ···
  13. 13.
    +1
    o günde beden dersi var, hoca erkeklere futbol, kızlara voleybol topu verirdi. bizde simit oynardık. bu şu şişko enes çıktı kaleden simiiiiit diye bağırarak geliyor bana doğru, kaçmadım amk vursa ne kadar vuracak diye, zaten nefesi kesileceğini biliyorum. bi tekme attı belime kendide yere yapıştı. ben buna yerde bir daldım kafasını falan tekmeliyorum. ağlıya ağlıya salya sümük koşmaya başladı hocaya gidiyor muallak.
    ···
  14. 14.
    +1
    pzts okula gittik sırada andımızı okuduk koşarak sınıflara girdik. kimse bit olayını sormuyor unutmular. bir tek enes bini sırada dönüp dönüp bakıp gülüyordu. o bitli olum yanında durmayın falan diyordu. neyse sınıfa girdik millet montlarını çıkartıyor. bu gebeş cebinden 4-5 tane power rangers yumurtası çıkardı (kinderin çakması power rangers oyuncakları çıkıyor içinden) açıp açıp çikolataları ağzına tıkıyor, millet başına toplandı ne çıkacak diye. bu kimseye ellettirmiyor ben açıcam durun diyor. neyse açıp açıp birleştiriyorlar oraya değil buraya takıcan falan etraftaki çocuklar da heyecanlanmış.

    bir de yeni furya başlamıştı herkes de rotring kalem. hepsi aynı kahverengi ama birbirlerine gösteriyorlar, içini açıyorlar. metal değilse sahtedir hani bakıyım senin ki nasıl falan. öyle muhabbetler işte.
    ···
  15. 15.
    +1
    Bu bin diğer tenefüs kola alırdı, bu içince kutusunu alır üstüne basar maç yapardık. Gene öyle bi gün, benim arkadaş bitti mi kolan dedi buna, bu sanane gidin kendinize kola alın falan ayağı yaptı dıbına soktumn şişko bini. Orada baya içerledim. 1-2 dk sonra çöpe attı kutuyu, bizim eleman gitti çöpten aldı kalanı çöpe döktü, üstüne bastı millet takımları ayarlıyor. Ben tribe girdim bunun kutusuyla oynamam ben diye, çıktım sınıfa oturdum , sevdiğim bi kız vardı onu falan kesiyorum
    ···
  16. 16.
    +1
    Zil çaldı hoca girdi yanında bir grup var. Kadınlar adamlar falan. Çocuklar kafaları sıraya koyun biz söyleyene kadar kaldırmayın falan dediler. Bizde yaptık. Elinde eldiven bi kadın saçları kurcalıyor. Belli ki bit kontrolü
    ···
  17. 17.
    +1
    Neyse benide geçti, konuşmalar olunca ben kafayı kaldırdım , adam soldan başladı parmakla gösteriyor benide gösterdi. Hemen kafayı geri koydum ama nasıl heyecanlandım vücut ısım acaip arttı. Amk 1-2dk sonra tüm sınıfa rezil olucam.
    Neyse çıktılar bunlar, hoca isimleri saydı siz gelin falan.5-6 kişi çıktık. Millet kıkırdıyor. Hoca arkadaşlarınız kafasında sirke varmış, başka sınıftaki arkadaşlarınızdan bulaşmıştır flaan bir şeyler geveliyor. Elimize kağıtları verdı, hadi gidin eve dedi. ilaç yazılı kağıtlar, velinize söyleyin alsın diyor. 1-2 günde izinlisiniz falan. Tam sınıftan çıkarken kafayı bi çevirdim bu şişko enes gülmekten kıpkırmızı olmuş.

    O huur öğretmeni de hayatım boyunca unutmıycam. Amk çocuklar öyle tahtaya çıkartılır teşhir edilir mi hiç mi yol yordam bilmiyorsun. Birde kağıtları verirken tiksinir gibi hafif çekilmeler mimikler falan. Of amk şuan ki aklım olacak anasını giberdim de o evde kalmış huurnun. işte çocuktuk
    ···
  18. 18.
    +1
    eve gittim anneme bitlenmişim falan dedim. allahtan ailem iyidir öyle kızma falan olmaz. annemde arkadaşından bulaşmıştır falan dedi zaten. git babana zütür alsın ilacı versin sana dedi. iş yerine gittim. bi de babama kalemim bitti falan dedim. o zamanlar zaten bi simitlik param var ne olsa babama diyorum. şeffaf dosya bile lazım olsa babama derim babam bi gün sonra getirir. bir kalemi bitene kadar kullanıyorum zaten. bir kurşun kalem. bir kırmızı kalem, bir silgi bide kalemtraş var zaten.

    babamda kızmadı gittik eczaneden aldık, ben eve döndüm. neyse ilacı kullandık falan, pis kokan bir şeydi.
    ···
  19. 19.
    +1
    haftanın başı değildi yanlış hatırlamıyorsam. ama zaten pazartesiye kadar okula gitmedim. gürkan diye bir arkadaşım vardı onu akşamları arardım. şimdiki gibi cep telefonu yok tabi. anneme diyordum gürkanı arıyım mı anne diye. ona sorardım öğretmen ödev verdi mi diye. ödev verdiyse bende kitaptan bakarak yapıyordum. öğretmen pgibopattı bide. döverdi amk bizi. sıra dayağına çektiği bile olurdu, demir bi cetveli vardı huurnun
    ···
  20. 20.
    -1
    Koşarak sınıfın önüne geldim futbol oynayan tayfayla soluk soluğa girdik sınıfa. Herkes heyecanlı çantaları kurcalıyor. Bizim şişko bin hala yok sınıfta. R
    ···