/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +248 -9
    Ben Gia. gayri intihari adam

    Birazdan okuyacaklarınızın gerçek veya kurgu olup olmadığı hakkında bir şey söylemeyeceğim. Bunu kendiniz anlayacaksınız.

    Devam etmem için sadece iki okuyucu kâfidir. Okuduğunuzu "Rez Gia" yazarak belirtebilirsiniz.

    Her şey ergenliğe yeni girdiğim yıllarda başlamıştı. Okulla aramı tamamen koparmıştım. Babam da beni sanayiye çırak olarak vermişti. Arkadaşlarım okul yolunda,ben sanayide radyatör tamir ediyordum.
    Babam tam bir gaddardı. Babam olmasa ana avrat söveceğim o derece. Geçen ustamla konuşurken yakaladım. Bana sert davranmasını, dövmenin vurmanın serbest olduğunu söylüyordu. O günden sonra ustam iyice üstüme gelmeye başladı. O kadar yoruluyordum ki eve geldiğimde banyo yapmaya hâlim kalmıyordu. Babam zorla banyoya sokuyordu, vücudumdaki yağ izlerini temizlemeyemeden çıkıyordum. Döve döve tekrar sokuyordu. Okulu özlemeye başlamıştım. Tek bir avantajım vardı. O da babam paramı bana veriyordu ama kendi cebinden hiç vermiyordu. "Çalışırsan, kıyafetini şununu bununu alırsın, yoksa ben sana beş kuruş para vermem." Diyordu. Annem itiraz ediyordu. Bu yaşta çocuk parasını nasıl kontrol etsin bugün hepsini harcar yarın aç kalır sen de vermezsin diyordu ama babam diretiyordu. Hayat zor. Alışsın. Bu yaştan hatasının bedelini ödemeye başlasın diyordu.
    ···
  2. 2.
    +57
    Durumun farkındaydım. O nedenle arkadaşlarım, taso için cips alırken ben paramı sadece çalışırken arada çay içmek için kullanıyordum. Kafam hep keldi berbere fazla para vermemek için. Zaten aldığım para üç beş kuruş bir şeydi. 13 yaşındaki çocuğa kaç para vereceklerdi? Aile içi sorunlar da başlamıştı. Annemle babam sürekli tartışıyordu. Ben geceleri bu tartışmaları dinlememek için alıp başımı dükkana gidiyordum. Zaten ev yakındı.
    Zaman geçiyordu.
    Arabalardan da anlamaya başlamıştım artık baya.
    Günlerim Tofaş, Toros vs tamir etmekle geçiyordu.

    Yaşım 16 olmuştu. 3 senedir tamircide çalışıyor, para biriktiriyor ve işin püf noktalarını öğrenmeye çalışıyordum.

    ilk başlarda çok yorucu olduğu için işe nefret ederek giden ben, şimdi seve seve gidiyor tatlı bir yorgunluk ile akşam eve dönüyordum.

    Çok ezilmiştim. Küçük yaşımda sanki koca bir adamdım, işimde gücümde.

    Bir gün eski öğretmenim geldi çalıştığım mekana.
    (Öğretmen=Ö)

    Ö:Oo Gia kolay gelsin oğlum.
    Gia: Sağolun hocam.
    Ö:Senle bir şey konuşmaya geldim.
    Gia: Buyrun hocam.
    Ö: Sınıfça pikniğe gideceğiz. Ne de olsa sen de bizim sınıftansın. Okulu bırakmış olsan da. Kişi başı 5 lira veriyoruz. Katılmak istersen yarın öğleden sonra gideceğiz.
    Gia:Tamam hocam gelirim.

    Ertesi gün oldu, ustamdan izin aldım. Servise bindim baya mutlu bir şekilde ama binmez olaydım.
    ···
    1. 1.
      -1
      Panpa adamı sigaraya başlatırsın ne hayatlar var amk
      ···
  3. 3.
    +48
    Herkeste ayrı bir tavır, değişik değişik yüz ifadeleri...
    Sanki geldiğime pişman olmuş gibiler.
    Ahmet'e bakıyorum, gözlerini kaçırıyor benden. Deniz'e bakıyorum görmemezlikten geliyor.
    Bir süre ayakta donakalıyorum.
    Gözlerim Şule'ye kayıyor. Şule mi bu? Öyle değişmiş ki tanıyamıyorum. Yanı boş. "Gelsene Gia" diyor.
    Yanına oturmamla elemanların bana bakışı değişiyor. Hele Deniz, Ters ters bakıyor.
    içimden vay amk diyorum. Kaç yıldır bir kızın yanına oturmadım. Bir kızın elini tutmadım. Zaten bu kız beni aşar. Alt tarafı oturuyoruz yaptığınıza bak diyorum.

    Utanıyorum.
    Başım eğik.
    Ellerimi saklıyorum, nasırlar görünmesin diye.
    Etrafta herkes mutlu. Güzel güzel elbiselerini giyen gelmiş. Kahkahalar havada uçuşuyor.

    Piknik alanına iniyoruz. Odun toplanacak. Kimse o yana olmuyor elbiselerimiz kirlenir diye. Ulan daha şundan 3-5 yıl önce çamurlarda top oynardık ve sizinle. Ne çabuk değiştiniz?
    Gidiyorum ben topluyorum odunu.

    Herkes grupça dağılıyor,ben ortada kalıyorum sap gibi.

    Şule'ye bakıyorum, Deniz'le beraber oturuyorlar köşede.

    En sonunda öğretmen çağırıyor yanına.

    Ö:Giaaa
    ···
  4. 4.
    +42
    Gia: Efendim hocam.
    Ö: Oğlum hadi takıl arkadaşlarınla.
    Gia: Tamam hocam.
    Ö: Mangala daha çok var pişince haber veririm ben.

    Biri oradan,"hocam o açtır yazık bir parça çiğ et verin yesin zavallı." Diyor. Yumruğumu sıkıp bir adım yürüyorum. Rengi değişiyor hemen.
    Vazgeçmiyorum. Zaten misafirim olay istemiyorum.
    Herkes kendi halinde.
    Ne yapalım, yürüyorum ormanlık bir yere doğru.
    Ağaçların arasında bir hurda görüyorum.
    Arabalara ilgim var zaten. ilk bakışta tanıyorum.
    1967 model Chevrolet imphala.
    Ama gerçekten paramparça olmuş, üzerini ot kaplamış. Ağır bir kaza yapmış vaktinde.
    Otları sıyırıp bakıyorum şöyle bir. Ortada sadece bir iskelet var ama ben karşımda sanki sanat eseri varmışçasına bakıyorum.

    Aradan ne kadar zaman geçiyor bilmiyorum. Şule'nin sesini duyuyorum.
    (Şule=Ş)
    Ş:Gia,ne yapıyorsun burada?
    Gia: Hiiç öyle dolaşmaya çıkmıştım bunu buldum. Baksana ne kadar güzel.
    Ş: Nesi güzel be. Sen tamircide dura dura şöyle şeylere aşık oluyorsun herhalde.

    Çok ağırıma gidiyor.

    Dönüyorum piknik alanına. Üç beş bir şeyler atıştırıyorum. Dönüş vakti geliyor. Arka koltuk en arkaya oturuyorum.

    Eve bile gitmiyorum. Direk dükkana gidiyorum. Yarım bıraktığım işle uğraşmaya başlıyorum.
    ···
    1. 1.
      +3 -1
      Kardeşim hikaye kesinlikle uydurma adım gibi eminim ama yaşayarak anlattıgın için iyi yazıyosun helal olsun
      ···
  5. 5.
    +44
    Aklıma Şule geliyor. Ergeniz. Daha önce hiç aşık olmamışım. Hormonlar kıpır kıpır. Çıkaramıyorum aklımdan Şule'yi.

    Saat 23:00 oluyor,ben hâlâ çalışıyorum. Eve gitsem ne olacak amk sanki. Hâlâ kavga dövüş.

    Olmuyor böyle. Ustamın gramafonu var. Bir plak koyuyorum, dinlemeye başlıyorum. Tam da "Tamirci çırağı" çalıyor.
    Saat 00:00 tamir bitiyor.

    Anahtarı alıp çalıştırıyorum arabayı. Biraz motor sesini dinliyorum. Arabayı seviyorum.

    iş bitiyor yapacak bir şey yok. Eve gitmeyeceğim. Ustamın rakısı var gramafonun yanında. Daha önce hiç içmemişim. Koyuyorum bir çay bardağına. Sek içiyorum. Sızmışım.

    Ustam kaldırıyor sabah. Çay simit kahvaltı yapıyoruz. Araba bitmiş ustam baya memnun benden.

    Zaman böyle geçiyor.

    Artık yaşım 18.
    ···
  6. 6.
    +57
    Annemle babam geçen sene boşandı. Annemi döverken dayanamadım ve babamı dövdüm. O da evi bize bıraktı, gibtirip gitti.

    Annem çalışmıyor ama artık maaşım annemle beni geçindirecek kadar yüksek. Ayrıca 5 senedir birikmiş bir miktar param da var.

    Şule'ye de açıldım, ondan sonra tek kelime konuşmadık zaten.

    Ustam da işleri ilerletti benim sayemde. Artık ben de usta sayılırım. Bir dükkanda iki usta. Dükkanımız büyüdü artık.

    Kafamı iki şey meşgul ediyor. Şule ve Ormandaki o imphala.

    O hurda mevzusunu ustamla açıyorum.

    "Getir dıbına koyayım" diyor.

    Bir çekici tutup dükkana getiriyorum.

    Ustam hiç umutlu bakmıyor. Buna harcayacağın paraya yenisini alırsın diyor.

    Kafama koyuyorum o arabayı geri döndüreceğim.

    Ama ustama ayıp olmasın diye mesai saatleri dışında onla uğraşıyorum. Yorgun olduğum için hâlâ aklımda nasıl başlayacağım bile yok.

    edit:Yemek yiyip yazıyorum hemen.
    ···
  7. 7.
    +42
    Şule geliyor bir gün dükkana.

    Ş: Kolay gelsin Gia
    Gia: Teşekkür ederim Şule. Hayırdır hangi dağda kurt öldü?
    Ş: Şeyyy kardeşimin bigibletinin tekeri patlamış. Ben de sana getirdim. Tanıdıksın sonuçta.
    Gia: Burası bigibletçi değil. Araba tamir ediyoruz burada ama olsun. Bigibleti bırak bir saate hazır olur.
    Ş: Teşekkür ederim.

    Tekeri hemen söküp bakıyorum. iç lastik hayvan gibi yarılmış. Yan taraftaki dükkandan bir tane iç lastik alıp takıyorum. Şule gelince, para almıyorum.

    Bu kız da tam dengesiz.

    Neden birini tam unutacağın zaman gelir kendini göz önüne sokup hatırlatır ki?

    Ah ulan Şule..

    Annemi arıyorum bu gece eve gelmeyeceğimi söylüyorum. Bana yemek yapıp getiriyor. Ustam kolay gelsin oğlum deyip çıkıyor. Dükkanda tek başımayım.

    Emektar gramafona bir Müzeyyen Senar plağı koyup Chevrolet imphala'nın yanına gidiyorum.

    Oturup izliyorum arabayı. Gör kimlerin elinden geçti, içinde ne anılar yaşandı. Saygı duyuyorum arabaya.

    ilk iş motoruna bakıyorum. Motorda hasar yok. On numara. Onun dışında arabanın tüm aksanları bitmiş vaziyette.

    ilk önce şöyle bir yıkamak lazım. içine bakıyorum, üzerinde kan lekesi olan siyah beyaz bir kadın fotoğrafı var sadece. Alıp anahtar takımlarının yanına asıyorum. Arabayı yıkıyorum.

    Ertesi sabah ustam konuşuyor benle.

    U: Bak Gia beş yıldır yanımda çok şey öğrendin. Senle artık baba oğul gibi olduk. Sana bir hediye vermek istiyorum. Hani senin şu hurda var ya. Benim dükkanda ona uyacak ne kadar parça varsa sana hediyem olsun. Kaporta işini de bizim Bilal ustayla konuştum o sana yapacak. Artık senin de şöyle güzel bir kızın olur.
    Gia: Nasıl teşekkür etsem az olur ustam. Teşekkür ederim.

    Öyle bir seviniyorum ki kelimelerle anlatılamaz. Akşam gidip anneme sarılıyorum bunun üzerine.
    ···
  8. 8.
    +51
    Ertesi gün dükkana giderken arkamdan bir Tofaş geliyor. Kornaya basıyor ard arda. Aldırmıyorum kenara çekiliyorum.
    Üzerime sürüyor, ezilmekten son anda kurtuluyorum.
    O kadar yıldır sanayide çalışıyorum. Hafif vücudum var. Gerçi yağ kir lekesinden bir halta benzemiyoruz. Okumadık diye kimse bizi adam yerine koymuyor ama olsun.
    Tekmeyle kaportaya yapıştırıyorum.

    Kapının ön tarafı içine göçüyor.
    Çocuk benim yaşlarında. Zengin züppesi olduğu her halinden belli. Araba kendinin.
    Çocuğa bir şey diyemedim. Kimsemiz yok amk sonuçta. O da pek sesini çıkaramadı. Her halükarda alırım çünkü kavga çıksa.

    Akşam dükkana geldi o çocuk.

    Elimde levyeyle kovaladım. gibtir git başka yerde yaptır diye.

    Bilal ustaya zütürmüş. Bizim yan tarafa dükkanı var kaportacı.

    Mahallede adam yerine koyulmuyoruz ama sanayide yine üç beş kişi halimizden anlıyor.

    Bilal usta bana danışıyor. Yapayım mı bu elemanın arabasını diyor.

    Yapma usta. Ben senin paranı veririm diyorum.

    Lafı mı olur Gia oğlum. Tamam diyor o da kovuyor züppeyi dükkanından.

    Daha sonra öğreniyorum bu eleman Şule'nin sevgilisi.
    ···
  9. 9.
    +45
    Vay anasını be.
    Onca yıldır bir kızı seviyoruz,o da gidiyor züppenin birinin mezesi oluyor.

    imphala'mın ise jantları, lastikleri dükkandan takıyorum.

    6 ay boyunca sadece motoru ile uğraşıyorum.
    Yağlıyorum.

    Pek bir şeye benzemiyor gerçi ama motorla lastikleri var sadece.

    Arabayı Bilal ustanın yerine taşıyorum. Usta, bedavaya yapacağı için sadece boş vakitlerinde ilgileniyor. Dolayısıyla uzayacak baya kaporta işi.

    Arada bir kızımı görmeye gidiyorum sadece.

    Onun dışında dükkanda sabahlıyorum. Arabadan çıkan kanını temizlediğim siyah beyaz kadın fotoğrafına bakıyorum geceleri.

    Bu aralar huur çocuğu, Şule'yi arabasına atıp sanayinin önünde çok fazla gezmeye başlıyor.

    Tofaşı değiştirmiş, babası buna Honda Civic almış.

    Az çok durumu biliyorum ama benim derdim Şule'nin hiç utanıp utanmadığı.

    Arabanın camlar filmli. Yüzünü göremiyorum Şule'nin.

    Harbiden utanmıyor mudur Şule hiç?

    Artık bilmediğimiz bir şey yok diye usta dükkana uğramıyor bile.

    Arada yetiştiremeyeceğim kadar iş olursa geliyor sadece.

    Kendi birikimim ile kendime dükkan açmayı düşünüyorum ama imphala'ma para harcayacağım daha. Hem yaşım 19. Seneye askerlik var. Sabretmek lazım bir süre daha.
    ···
  10. 10.
    +42
    Sınıf arkadaşlarım liseden sonra boşta kaldılar. Üniversite kazanan üç beş kişi var sadece. Kızlardan daha şimdiden evlenen var.

    Çoğundan durumum iyi. Hayat onlar için yeni yeni başlarken ben küçükken yemiştim feleğin tokadını.

    Deniz geliyor borç para istemeye. Sigara parası istiyor. Çalış diyorum. Çalışır mı adam alışmış rahatlığa. Vermiyorum para falan.

    Bir gün eve gidiyorum. Üstüm başım yine kir pas içinde. Mahallede bir çocuklar çok seviyor beni. O da onları eğlendirdiğim için. Ben çocukluğumu yaşayamadım, onlar yaşasın diye çoğuna hurdacıdan alıp tamir ettiğim bigibletleri verdim.

    Karşıdan Şule geliyor sevgilisiyle.
    Hem de mahalle içinde yürüyorlar.

    Anlaşılan aileleri de öğrenmiş. Ne diyecekler, eleman zengin tabi.

    Üstümden utanıyorum kafamı yere eğerek geçiyorum yanlarından.

    Oysa o kadar merak ediyorum ki Şule'nin beni görünce utanıp utanmayacağından. Yine de kendi utancımdan bakamıyorum yüzlerine.

    Annem de anlamış o kızı sevdiğimi. Beni teselli etmeye çalışıyor,bak oğlum elinde altın bileziğin var, bulursun daha iyisini falan diye ama her şey lafta olduğu gibi kalmıyor ki be anam.
    Babanla ben de aşk evliliği yaptım bak ne olduk diyor.

    Babamın da amk diyorum.

    Bir gün mahalledeki ufaklıklardan birisi bigibletiyle hızlı hızlı dükkana geliyor. Bir mektup getirmiş. Şule'den.

    Aynen şöyle yazıyor:
    ···
    1. 1.
      0
      vay be helal
      ···
  11. 11.
    +44
    "Bak bundan kaç yıl önce bana açıldın ama ben sana karşı bir şey hissetmiyordum. Hâlâ da öyle ama sen sanki aramızda bir şey varmış gibi beni görünce yüzünü asıyorsun. Üzülüyorsun da. Belli. Bugün akşam saat 22:00 da senin dükkana geleceğim. Adam akıllı konuşalım senle bir."

    Kız dükkana gelecek zaten usta uğramıyor.
    Bir Broadway var. 23:00 da biter işi ama acele etmem gerek. Bitirip üstümü değiştireyim. Zaten ne zamandır adam akıllı bir şey giymiyoruz.

    Açıyorum Müzeyyen Senar'ı başlıyorum tamire. Elimden geldiğince hızlı olmaya çalışıyorum.
    Dalmışım.
    Şule girmiş içeriye beni izliyormuş. Sonra o siyah beyaz kadın fotoğrafını görmüş almış eline oturmuş koltuğa.

    Arkamı bir döndüm Şule!

    Elim ayağıma dolaştı.

    Oysa aklımda ne kadar iğneleyici sözler hazırlamıştım.

    Böyle bir güzelliği görünce hepsi aklımdan uçup gidiyor.

    "Otursana" diyor.

    Başlıyoruz konuşmaya. Beni takmamasını söylüyorum. Hâlâ sevdiğimi de itiraf ediyorum. Minicik ellerine bakıyorum. Hiç benim olmayıp da ellerin olacak ellerine bakarak ağlıyorum çocuk gibi. Yıllardan beri ilk defa ağladığımı hatırlıyorum.
    Dipse dip ulan!
    Sonuna kadar rezil oluyorum ama kuş gibi kalıyorum. Rahatlıyorum.
    Şule konuşuyor.
    " Gia seni anlıyorum elbette zamanla unutursun şükür elin ayağın yerinde ama biraz mantıklı düşünmek lazım bu dükkandan aldığın para ile annenle sen anca geçiniyorsun. Beni de anla. Rahat bir hayat yaşamak istiyorum. Sen de lütfen beni görünce öyle yapma." diyor.

    Fotoğrafı bırakıp çıkıyor.

    Fotoğrafı elime alıyorum, altında bir şey var.
    ···
  12. 12.
    +50
    Kendi fotoğrafını koymuş.

    Kızım hem unut beni diyorsun,hem de kendini unutturmuyorsun be.

    Duvara assam elin manitasının fotoğrafını mekanımda bulundurmam bana yakışmaz. Cüzdanıma koyuyorum fotoğrafı.

    Böyle dert tasa içinde yüzerken Bilal usta çağırıyor.

    imphala'mın kaportasını bitirmiş ama nasıl bitirmiş...

    Araba kıpkırmızı parlıyor.

    Üstüne karbon fiber de yapmış.

    Tampon da eklemiş altına,sis farları falan...

    Arabaya bakınca kendimden geçiyorum.

    Sarılıyorum Bilal ustaya.

    Kendi dükkanıma ittiriyorum nasıl olsa daha çalışmıyor. Daha çok iş var. Oturup ekgibleri yazıyorum. ilk iş kırmızı deri döşeme.

    15.000 TL masraf çıkıyor.

    Gözümü kırpmadan veriyorum.

    Yaşım 20.

    1967 Chevrolet imphala'm var.

    Öyle böyle değil ama. Motorunun sesinde güç yatıyor.

    Askere gitmeden önceki son günlerim...

    Arabamla yavaş yavaş geziyorum mahallede. Bir bakan geri dönüp bir daha bakıyor.

    Annemi bindiriyorum. Kadının mutluluktan gözleri doluyor. Alışveriş yapıyoruz annemle. Annemi eve bırakıp gezmeye devam ediyorum.

    Hemen duyuluyor tabi mahallede araba aldığım.

    Herkes satın aldım zannediyor.

    Bizim elemanın babası teklif göndermiş bizim ustaya. 75.000 dolar teklif etmiş arabaya. Verir miyim be. O araba benim herşeyim.

    Askere gitmeden önce arabayla bir fotoğraf çektiriyorum, arabanın ilk hali ile çektirdiğim fotoğrafla birleştiriyorum.

    Çoğaltıyorum bir tanesini eve birini de dükkana asıyorum.

    imphala'yı ustama emanet ediyorum. Odanın tekine kitliyor. Sırf arabam için güvenlik kamerası taktırıyor dükkana.

    Arabayla fotoğrafımın altına şöyle yazıyorum:
    "Bir hurda emek ister çocuktan,
    Bir çocuk araba ister hurdadan.
    Arabanın enkazıyla yeniden doğdum ben
    Yılların eskitemediği demiri, yıllar eskitemez çelikten yüreği... "
    ···
    1. 1.
      +2
      Agladım kardesım :') ama mutluluktan
      ···
    2. 2.
      0
      Vay be reis ne yazdın be
      ···
  13. 13.
    +48
    Askere gidiyorum.

    Askerlik bitiyor bir şekilde.

    Mahalleye geri dönüyorum dönmesine ama Şule evlenmiş.
    Döndüğüme mi sevineyim Şule'nin evlendiğine mi üzüleyim.

    Arabamın yanına gidiyorum.
    Doğru düzgün arkadaşım da yok ki beraber gezelim.

    Arabada iki ekgib var.
    Rüzgarlık.
    Dereceli egzantrik.

    ikisini de takıyorum.

    Akşamüstü yavaş yavaş giderken yanımdan son hızla bir araba geçiyor.

    Aldırmıyorum.
    Geri dönüyor.
    Şule'nin kocasının arabası.

    Beni geçiyor tekrar gelip tekrar geçiyor.

    Sinirleniyorum.

    Haydi kızım deyip yapıştırıyorum.

    En son 240 diyorum.

    Hondadan eser yok.

    Sonra öğreniyorum ki eleman sinirlenmiş, arabayı baltayla paramparça etmiş.

    Hurda niyetine bizim dükkana satmış.

    Hemen torpido gözünün kontrol ediyorum.

    Şule'nin vegibalık fotoğrafını buluyorum. Alıp cüzdanıma koyuyorum.

    Bu eleman kendine yeni araba almış.

    Subaru impreza.
    ···
    1. 1.
      0
      Olum yazsana
      ···
      1. 1.
        +2 -2
        iyice sıkmaya başladı aq adam zengin dedi ilkbaşta tofaş dedi hadi yedik sonra honda civic dedi yedik şimdi subaru çıktı yok aq masserati ferrari de alsın tam olsun aq madem bu kadar zengin niye tofaşa biniyodu ilk başta madem zengin değil nasıl oyuncak araba alır gibi subaru alıyo bizi koparıyon ya
        ···
  14. 14.
    +40 -1
    Şule yine mektup yazmış.
    Kocasıyla uğraşmamamı, arabamla kafayı bozduğunu yazıyor.

    gibtir oradan diyorum. Adam benle kafayı bozmuş.

    Kardeş sevdiğimizi elimizden aldın arabama göz dikme bari.

    Bir gün Salih ustayla benim ustayı çekip konuşuyorum. Yeni bir projem var.

    Hurdalıktan araba seçip, yapıp satacağız.

    Dükkanları birleştiriyoruz.

    ilk önce teker teker başlamak lazım. Eski bir Mustang hurdası satın alıyoruz.

    Onu yapıp, trafiğe kaydını yapıp satıyoruz baya uçuk bir fiyata.

    Şule'nin kocası istiyor ama vermiyorum.

    Gidip 5 tane daha Amerikan tipi eski araba bulup onlarla uğraşmaya başlıyoruz. Artık tamir işine son.

    Salih usta, ustam ve ben bu işte üç ortağız.

    Artık arabaları sattıkça küçük çaplı bir servet biriktiriyoruz.

    Şule evliliğinden mutsuz.

    Boşanma davası açtıklarını öğreniyorum.

    Seviniyorum ama mutlu olmalarını da isterdim.
    ···
    1. 1.
      0
      Bittimi la
      ···
  15. 15.
    +46
    Yıllar geçiyor.

    Şule boşanıyor.

    Biz bir şirket kuruyoruz. Yurt içindeki ve yurt dışındaki güzel hurdaları toplayıp, tamir edip satıyoruz, düğünler ve filmler, klipler için vs kiralıyoruz.

    Bir zamanlar mahalleden kir pas içinde geçen o adam, şimdi mahalleden takım elbiseyle geçiyor.

    Bazen Şule'yi görüyorum. Artık o utanıyor yüzüme bakmaya.

    Ofisimde, arkamda arabayla çektirdiğim o fotoğraf var ve şöyle yazıyor.

    "Bir hurda emek ister çocuktan
    Bir çocuk araba ister hurdadan
    Yıllar eskitemedi demiri, yıllar eskitemez çelikten yüreği."

    Şule'ye konuşmak istiyorum. Mahalleden bir çocukla haber salıyorum. Saat 22'00 da gelsin diye.
    ···
    1. 1.
      0
      Eee hadi
      ···
    2. 2.
      +1
      Kalemin çok sağlam hocam, tebrikler valla.
      ···
  16. 16.
    +39
    Şule geliyor.
    Bu sefer konuşmaya o başlıyor.

    "Bak Gia. Şu saatten sonra dönüşü yok biliyorum ama ben de artık sana bir şeyler hissetmeye başladım. Sadece bil istiyorum."

    Cüzdanımdaki fotoğraflarını çıkardım, öptüm.

    Dayanamadı ağlayarak gitti.

    Düşünüyorum ya param için benle olmak istiyorsa?

    Bana az mı çektirdi?

    Bana bir fotoğrafını göndermiş arkasında şöyle yazıyor:

    "Senin hurdan emek istedi bir çocuktan
    Şimdi gönlü çocuk birisi, hurda gönlüne emek vermek istiyor."

    Aşırı kararsızdım.

    Habire geziyordum arabamla. En son bende bir fotoğraf gönderdim. Arkasına şöyle yazdım.

    "Bir hurda emek istedi çocuktan, hayatı kurtuldu.
    Bir çocuk gönlünü koydu ortaya gönlü hurda oldu."
    ···
    1. 1.
      +1
      Çok iyi be
      ···
  17. 17.
    +44
    Annem rahatsızlanıyor.

    Özele yatırıyorum. Bilinci kapalı.

    Oturup başına konuşuyorum.

    Anne biz ne zamanlar geçirdik anne. Şurada kaç ay oldu kader yüzümüze güldü. Anne kime bağlantıysam gitti. Sen gitme anne.

    Hemşire gelip zütürüyor beni.

    Doğru düzgün kimsem yok be.
    Kime derdimi yanacağım.

    Küçükken bigiblet aldığım bir çocuk geliyor sadece. Abi yapabileceğim bir şey var mı diye. Yok dostum diyorum. Cebine 100 lira koyup gönderiyorum.

    imphala'yı alıp çıkıyorum sokağa. Şule'nin eski kocası Subaru ile yine etrafımda dönüyor.

    iniyorum aşağı gel lan huur çocuğu diyorum var mısın anahtarına?

    Onun kaybedeceği bir şey yok. Zengin sonuçta.
    Benim ortada göz nurum, kızım var.

    Başlıyoruz yarışa. Hadi kızım diyorum. Dereceli egzantrik var. Çabuk kavrıyor araba ama onun arabası da ciğerli bir araba. Hemen yan yanayız. 200'lerde gidiyoruz.

    Saatte 240 km.

    Altımda motoru hissediyorum.

    Bir viraja giriyoruz. Yan taraf uçurum.

    Arabayla bana sürtüyor.

    Kızımın kaporta gittikçe içim gidiyor. Bir şey yapmam lazım. Yoksa ya ölüm ya kızım gidecek.

    Hadi kızım deyip direksiyonu kırıyorum üstüne.

    Kestik...
    ···
    1. 1.
      0
      Burda mı kesilir
      ···
    2. 2.
      0
      Gözlerinden bahsediyor sonuç iyi olmadı galiba.
      ···
    3. 3.
      0
      En olmadık zamanda araya giren reklam gibisin
      ···
    4. 4.
      0
      Amk çocuğu filmmi çekiyon burda kesilirmi lan !!!
      ···
    5. diğerleri 2
  18. 18.
    +32
    Bariyerlere yapışıyor, tekeri patlıyor.

    Sağa sola doğru savruluyor.

    Yanına doğru kırıyorum, kızımı yapıştırıyorum tam uçuruma kıracağım direksiyonu.

    Annem geliyor aklıma.

    Ben hapse gidersem dayanamaz gider kalpten.

    Çekiyorum el frenini iniyorum aşağı.

    Adam krize girmiş konuşamıyor.

    Çekiyorum tokadı.

    Bak huur çocuğu diyorum. Uğraşma benle. Ben bu arabayı yıllarca kendim yarattım. Senin gibi param yoktu ki alayım. Şimdi param da var ama gibtir git. Ne bana ne arabama gözünü dik.

    Basıp gidiyorum arabamın tamponu yapıyorum. Yağını değiştiriyorum. Sağ lastik yarılmış. Onu da değiştiriyorum.

    Artık eleman var ama o araba benim göz nurum. Kendim tamir ediyorum. Takım elbisem yağ içinde. gibeyim elbiseyi.

    Cüzdanımdan Şule'nin fotoğraflarını çıkarıp öpüyorum.

    O siyah beyaz kadın fotoğrafı gözüme takılıyor.

    Uğraşacak bir şey yok. Kafamı dağıtmam lazım.

    Elemanları çağırıyorum. Fotoğrafı veriyorum. Bulun bu kadını diyorum. Nasıl abi diyor. Bul lan! Diyorum.
    ···
  19. 19.
    +37
    iki gün sonra eleman geliyor.

    Bulduk abi diyor.

    Huzur evinde kalıyor. Bacakları felçli muhtemelen o kazadan kalma.

    Ziyarete gidiyorum. Kadının koluna girip arabanın yanına zütürüyorum.

    Kadın ağlıyor.

    Kızımı çok seviyorum ama sahibi o kadın. Devrini vermek istiyorum kadına.

    Kadın kabul etmiyor. Bak oğlum biz bu arabayı çok sevdik, sevdiğimi elimden aldı beni de böyle bıraktı.

    Senin olsun ama senin de sevdiğini elinden almasın yavrum diyor.

    Kadını huzurevinden çıkarıyorum. Ev ve bakıcı alıyorum yanına.

    Bir gün Şule arabama bilmek istiyor. Bindiriyorum.

    Hadi diyor bas.

    240 km.

    Daha bas diyor.

    iyi de ben bugüne kadar geçmedim hiç 240 km yi.

    Saatte 260 km.

    Camdan sarkıyor.

    Dur Şule yapmaaa!

    Kestik...
    ···
    1. 1.
      0
      Seri yaz bin
      ···
    2. 2.
      0
      Öldü sanırım Şule
      ···
  20. 20.
    +46
    Şule ölüyor...

    Annemin durumu daha da kötüleşiyor...

    Elimde sadece kızım var.

    Hadi kızım diyorum basıyorum.

    Saatte 260 km.

    Bu mu kızım hünerin diyorum.

    Saatte 280 km.

    Geri dönüş yok.

    Arabanın rüzgarlıktan ses geliyor.

    Motor altımda inliyor.

    Hiçbir şey düşünmüyorum.

    iNTiHARI BiLE.

    290 km.

    Şule diyorum.
    Anne diyorum.
    Müzeyyen Senar diyorum...

    Kestik...

    Ünlü iş adamı gayri intihari adam Mersin yolunda kaza yaptı.

    imphala'sı ile.

    Yanında yüzü kandan tanınmayan bir fotoğraf bulundu.
    Arkasında
    "Bir hurda emek ister çocuktan."
    Yazıyor...
    ···
    1. 1.
      +1
      Vay amk.
      ···
    2. 2.
      +2
      Hikayelerin mükemmel. Yazma tarzın, betimleyişin ve daha nicesi...

      Ve öyle bir yazıyorsun ki okuyan kişi seni kendini entel zanneden bir züppeden kolayca ayırabiliyor. Hikayelerinin sonunda her okuyan insana "Vay amk bee" dedirtebiliyorsun. inci sözlükte senin gibi hikaye yazan az kişi var. Sen yazmaktan sıkılana kadar ben okumaktan sıkılmayacağım. Çünkü içi boş hikayeler gibi anlamsız değil yazdıkların.
      ···
      1. 1.
        +1
        Teşekkür ederim dostum güzel düşüncelerin için.
        ···
    3. 3.
      -1
      Vay amk güzelmiş yakin zamanda bende yazicam bi hikaye
      ···
    4. 4.
      0
      Gece gece ciğerim dağlandı
      ···
    5. 5.
      0
      Çok güzel yazıyo bu adam ya bayılıyorum anasını satayım
      ···
      1. 1.
        0
        Teşekkür ederim dostum.
        ···
    6. 6.
      0
      Vay dıbınakoyim.
      ···
    7. 7.
      0
      Eline sağlık
      ···
    8. 8.
      0
      G g g gerçek deil deme lütfen bilgilendirirmisin annen nolacak hiçmi dusunmedin?
      ···
      1. 1.
        0
        Korkma lan korkma hikaye kurgu kardeşim korkacak bişey yok sakin ol
        ···
      2. 2.
        0
        Korktum amk ben çok salagim
        ···
      3. diğerleri 0
    9. 9.
      0
      Oha dıbına koyayım
      ···
    10. diğerleri 7