bir hikaye

2010 yılında açılmış bir başlığı uplayarak bir hikaye anlatmak istiyorum. sadece sevdiğimden dolayı.

Brooklyn köprüsünde, bir bahar günü , kör bir adam dilencilik yapiyormus. Dizlerinin dibine bir tabela koymus. Üzerinde "DOĞUŞTAN KÖR" yaziliymis.



Herkes dilencinin önünden geçip gidiyormus. Bir kadın bunu görmüs. Tabelayi almis arkasina bir seyler yazmis, oldugu yere tekrar birakmis.



Ne olduysa olmus... Gelip geçen ve bu tabeladaki yeni yaziyi okuyan herkes, baslamis dilencinin önündeki sapkaya, habire para atmaya...



Bir cümle yetmis onca kisiyi etkilemeye ve dilencinin sapkasinin kisa sürede agzina kadar parayla dolup tasmasina...

Dilenci biraz önce tabelasına yazı yazan kadının ne yazdığını merak etmiş. Ayağa kalkarak yoldan bir adamı tutup tabelayı gösterek

- Burada Ne Yazıyor. diye Sormuş.

Adam Tabeladaki yazıyı yüksek sesle okumuş ;

-BUGÜN GÜZEL BIR GÜN... AMA BEN BUNU GÖREMiYORUM.

Yok ben bunu okumam diyorsan izle...

http://www.youtube.com/watch?v=gdNOFSO8ugg

Bir gün bir adam ormanda kaybolmuş. Ormanda bir klübe görmüş ve kulübeye gidip kapıyı tıklatmış. Karşısına yaşlı Çinli bir adam çıkmış. Kayıp adam demişki;"Ben kayboldum.Bu gecelik burda kalabilir miyim?"
"Tabii ki" demiş yaşlı Çinli adam." Ama bir şartım var. Eğer benim kızıma parmağını bile değdirecek olursan, seni bir adamın en kötü şekilde cezalandırıldığı "Üç Çin işkencesi"ni uygularım."(Ne konuşmuş be bilader... )
"Tamam"demiş kaybolan adam. içerdeki kadının adam kadar yaşlı olacağını düşünerek, girmiş kapıdan...
Akşam yemeği zamanında kız odasından aşağıya inmiş ve kaybolan adam dumur olmuş. Kız genç, güzel ve şahane bir vücudu varmış. Kız da adamdan hoşlanmış. Kız,adam yemeğini yerken gözlerini ondan alamıyormuş. Adam hemen yaşlı adamın dediklerini hatırlamış ve kıza aldırış etmemiş, yatağına yalnız başına gitmiş.
Gece olduğunda kaybolan adam hala kızı aklından çıkaramıyormuş. Daha sonra biraz bekleyip herkesin uykuya dalmasını beklemiş ve hızlı bir şekilde fakat sessizce kızın odasına gitmiş.Bir gece için ... Şafakta;güneş daha doğmadan adam kendi odasına tekrar gitmeyi başarmış ve yaşlı adam duymamıştı. Yorulmuştu(Ne manada ) fakat mutluydu...
Sabah göğsününde büyük bir acıyla uyandı.Bir de baktı ki,üzerinde iri bir kaya.Üzerinde bir not vardı."ilk Çin işkencesi:Göğsün üstündeki Kaya".
"Pekala.Bu biraz kolay oldu."diye düşündü."Eğer o yaşlı adamın yapacağı bu kadarsa boşyere kaygılanıyorum."
Taşı sırtına alıp camdan attı. Yaptıktan sonra diğer notu okudu."ikinci Çin işkencesi:Kaya Sol Testisine Bağlı"
adam panik içinde düşen ipe baktı "Çekebilir miyim?"diye düşündü fakat ip çok gergindi. Sonra içinden "Bir kaç kırık kemik, hadım olmaktan iyidir." ve kayanın arkasından atladı.
Adam yere düşerken, yerde toprağın üzerinde yazılı yazıyı gördü."Üçüncü Çin işkencesi:Sağ Testisin Yatağın Bacağına Bağlı."
HÖNK!?...

Zamanın birinde bir ülkede içen herkesi delirten bir su varmış. Ülkedeki insanlar delirmeye başlayınca padişah da bu suyu merak etmiş ve veziriyle yola düşmüşler. O şu senin bu pınar benim derken suyun birinin başına gelmişler. Önce vezir atından inip sudan içmiş. Padişah ne duruyorsun ey vezir bana da versene deyince vezir padişaha dönerek: ağa mısın daşşaam in de kendin al demiş. Bu da tarihin ilk thug life olayıdır.

yazacam simdi genclik yillarimda cektigim gibintilar evden kacmam , hayatimi kardesim dedigim cocukla kazanmam hayatimin kadini ile tanismam vs vs

gelsin mi ? rez alın