/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 7.
    0
    Bir haziran sabahı uyanıyorum.O kadar sıcak ki ,artık ne klimalar fayda ediyor ne de başka bir şey. Neyse o gün ailemle kararlaştırdık plaja gidicez diye. Isparta'nın plajı da ayrı bir güzel. Eşyaları hazırladık bindik, sonra orda yemek yiyeceğimiz için durduk pidecinin önünde ,pideleri bekliyoruz,o arada da gidip çay yapacağımız için -ocaklı tüpümüz var bitmiş-onu doldurup geliyorum. Oradan doğruca Isparta/Eğirdir plajına gidiyoruz. Abim kullanıyor arabayı malum benim ehliyet yok.O yolda baya bi hız yapıyoruz yaklaşık 170 km/s falan. Polisler çeviriyor arabayı tanıdık falan çıkıyorlar ucuz bir ceza ile yırtıyoruz. Tabi annem üzülüyor falan ama ceza az olduğu için çok sıkmıyor canını. Neyse plaja varıyoruz güneş böyle neredeyse tepede saat 10 civarı. Ortalık yanıyor nefes alınmıyor neredeyse. Kendimize bir yer buluyoruz gölgeden, eşyaları yerleştiriyoruz. Abim plaja girmek için beni dürtüyor ama ben istemediğimi söylüyorum bana darılıp gidiyorlar. Annemle birlikte kahvaltı hazırlıyoruz. Annem sigarasını yakmış bir köşede oturuyor,ben de çaya bakıyorum taşmasın diye. Sonra sıkılıyorum kamp kuran insanların olduğu yerleri bir gezeyim diyorum. Biraz ileri gidiyorum ve onunla birlikte ilk kez orada göz göze geliyoruz.Ne yapacağımı bilemiyorum bakıyorum öylece.Bu duyguya bir isim vermeye çalışsam da veremiyorum. ikimiz de öylece baktık bir süre. Yanına doğru yürüdüm biraz,o da masanın yanında oturuyordu ayağa kalktı-sanki geleceğimi biliyormuşçasına-.Baya utangaç olduğum için sadece "Merhaba" demekle yetinebilmiştim.O da karşılık olarak "Merhaba,ben Ayşe" diyebilmişti. Yanı boştu oturmak isteyip istemediğimi sordu,ben de bu fırsatı kaçırmak istemediğim için "Tabii olur" dedim. Karşımda oturuyor. ikimiz de konuşmak için can atıyoruz ama cesaretimiz yok. Kısaca kızdan bahsedeyim size 170 boylarında sarışın mavi gözlü bi şey ,saçları da sarıya yakın bir kahverengi.Üstünde pembe bir tshirt ,altında da mavi bir şort var. Görünce çoğu kızın saçını başını yolmak istediği cadaloz tiplerden.Ama insan neyin ne olduğunu bilmiyor o durumda. Muhabbet ettik ."Ben artık gideyim annem ilerde bekliyor" dedim."Tamam" dedi "Biz akşama kadar burdayız buralarda olursan yüzelim" dedi.Ben de memnun bir şekilde "Olur biz de akşama kadar burdayız" dedim tabii. Annemin yanına gittim yüzümde saçma bir gülümseme, annem bakıyor,"Ne gülüyon şebek şebek" diyor * Ben de yok bi şey diyip geçiştiriyorum. Abimler geliyor, bana tavırlılar tabi konuşmuyolar, halbuki zaten onları düşündüğüm yok bir an önce kahvaltı yapıp kızın yanına gitmek istiyorum.Çayları dolduruyoruz falan bir bakıyoruz tuzu getirmeyi unutmuşuz. Abimle kardeşim ıslak olduğu için mecbur bana düşüyor komşudan tuz isteme işi. Aklımda tek bir yer var hemen oraya gidiyorum ,ablası yanındaydı bu sefer."Kusura bakmayın tuzu unutmuşuz da sizde varsa biraz alabilir miyim ?" diyorum utangaç bi şekilde Ayşe "Tabii bizde çok var zaten" diyor ve verdiğim çay tabağına biraz tuz koyup veriyor. Tabağı verirken yine göz göze geliyoruz ve ellerine ilk kez orada dokunuyorum. Mutlu bir şekilde annemlerin yanına dönüyorum. veriyorum tuzu. O saçma sırıtma hala devam ediyor, abim sinirli bir şekilde neye gülüyor bu mal diyor. Annem de "Valla ben de anlamadım var bi şeyler de hayırlısı" diyor. Kardeşim çok kızamaz bana hafiften ısınmaya başlıyor aramız ,dürtüyor "noldu" falan diye de hiç konuşmuyorum. Yüzümde sadece o gülümseme ve sessizlik var. Kahvaltı bitiyor ve topluyoruz sofrayı. Havluyu alıp tshirti çıkarıp bir kenara koyuyorum. Sonra gitmek istediğim yere gidiyorum hızlı bir şekilde. Baktığımda sadece ablasını görüyorum,ama korksam da soruyorum ablasına "Ayşe'yi gördünüz mü" diye.O girdi göle diyor bak orada diye de işaret ediyor. Teşekkür edip yavaşça onun olduğu kısma gidiyorum havluyu ve terliği koyup giriyorum göle. Bundan sonrası klagib yüzme-su topu vs şeklinde devam ediyor.Ama asıl anlatmak istediğim ve yazacaklarım karşısında yutkunmakta zorlandığım şeyleri yazacağım tek tek. Ayşe ile yunus kiralıyoruz(su bigibleti) o sağ tarafa bindi ben sol tarafa yavaş ve heyecanlı bir şekilde ileri açılmaya başlıyoruz. neredeyse plajdan kimsenin uzaktan göremeyeceği kadar açıldık. ikimizde de adrenalin tutkusu var "Benimle atlar mısın burdan?" diye soruyor.Ben seninle her şeyi yaparım diyorum, çocukluk aklı işte.Ama bir şartım var "Eğer yeleksiz atlarsak sana bir ödülüm var" diyor. Aklımdan ödülün ne olabileceği konusunda birkaç şey geçiyor ama tabii ki de ödülün bir öpücük olabileceğini hepiniz tahmin etmişsinizdir. Kabul ediyorum.El ele tutuşuyoruz.3 ten geriye doğru sayıyoruz.3... 2... 1 derken o serin suyun içinde buluyoruz kendimizi, suyun içinde ellerimiz ayrılıyor. Gölün o kısımları zaten fazla temiz olmadığından suyun içerisi gözükmüyor, gözümü açsam da nafile. Hayatımda hissettiğim en garip boşluğa düşüyorum sanki. Sanki gökyüzünden düşüyorum.Öyle bir his var ki içimde sanki hiç çıkamayacakmışım gibi. Bencil olmaya ve Ayşe'yi unutmaya başlıyorum. Yavaşça gözlerim gidiyor soluk borumdan ciğerlerime su dolmaya başlıyor, garip bir mutluluk ,bir huzur var içimde.Her şey çok sessiz ve artık sona yaklaştığımın farkındayım.Ne kadar süre geçti bilmiyorum. Hastanede uyandım.Kim getirdi neden getirdi en ufak bir fikrim yok.En son boğulduğumu hissetmiştim.Kan çanağı gözlerimle kimi arayacağımı bilemez bir haldeyim. Yanımda kimse yok. Anlamadığım bir şekilde hiçbir yerimi de hareket ettiremiyorum,her yerimi alçıya almışlar, boğulduğumda bir yerlerim mi kırılmıştı?O boğulma hissi tamamen yok olmuş narkozun etkisi de yavaştan kendini göstermeye başlamıştı. Bacaklarım,kollarım, hiçbir yerimi hareket ettiremiyorum.Tek yapabildiğim acı dolu nefes alışlarım. Sesim de çıkmayacak düzeyde. Bağırmaya çalıştıkça göğsüme batan kemikleri hissediyorum. Yavaştan geçmişe dönüyorum kafamda, neden burdayım sorusunun cevabını almak için. Sahi ya gölde miydik en son yoksa duyduğum fren sesleri miydi? Bilincim yavaştan açılıyor ve olanların farkına varıyorum. Solumuzdaki şeritten bize doğru gelen kırmızı renkli seat. Dışarıdan konuşan hemşirelere kulak misafiri oluyorum. Yaklaşık 4 takla atmış araba. Burun buruna girmişiz karşıdaki araçla.En son 170 le gittiğimizi hatırlıyorum. Emniyet kemerim de takılıydı. Sanırım nefes almamdaki zorluk da bundan olsa gerek.O an için şoka girmişim. Gördüklerimin hepsi gerçekleşmemiş. Hangisi olsun isterdim ?Sonunda içeri bir hemşire giriyor,ben neye uğradığımı şaşırıyorum. Yoksa hala hayal mi görüyordum ? Boğulan Ayşe'nin karşımda ne işi vardı ? Boğuk bir sesle Ayşe ? diye sesleniyorum."Tanışıyor muyuz ?" dedi şaşkın bir şekilde."Hatırlamıyorsun değil mi?" dedim üzülerek. Olan biten hiçbir şeyi bilmiyordu çünkü.Ama ben fazlasıyla yaşamıştım.Ona dediğim tek şey "Göle sakın gitme".Ne dediğimi anlamamıştı bile. Sonra ailemi soruyorum. Abim yoğun bakımda, kardeşimin sadece sağ kolunda çatlak var, annemin de sol bacağında 3 kırık varmış. Tüm bu olayları kavramaya çalışırken fazlasıyla yoruldum. Ayşe'yi görmenin rahatlığıyla derin ve huzurlu bir uykuya bırakıyorum kendimi.

    Edit:Olay kurgusunda değişiklik.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 6.
    +1
    niye yazmadın ibina
    ···
  3. 5.
    +1
    Rezzzzzzzz
    ···
  4. 4.
    +1
    Adam yazmayi biliyo aga her hikayesinde bi garip oluyorum aq
    ···
  5. 3.
    +1
    Turkce yaziyorsa rez almak farzdir
    ···
  6. 2.
    +1
    hikaye ve türkçe,

    rezimi almazsam ayıp olur
    ···
  7. 1.
    +7 -2
    Bir haziran sabahı, gökyüzünün maviliği ve güneşin iç gıdıklayan ısısıyla herzaman oturduğum masada söylediğim çayı garsonun getirmesini bekliyordum. Gözüm kıvırcık saçlı esmer kıza takıldı. Elindeki kahveyi yavaş yavaş yudumluyor, diğer insanlar yokmuş gibi davranıyordu. Fazla rahat gibiydi.

    Birkaç defa ona bakarken yakalayınca yanına gidip sohbet kurma gereksinimi duydum. Yerimden yavaşca kalktım, ağır adımlarla masasına doğru yürümeye başladım.

    -Merhaba 10 dakikadır sorucam fakat çekiniyorumda şeyy eee

    Gözünü hafifce kısarak cümlemin devdıbını getirmemi bekler gibiydi.

    -Ya aslında şuan bu masaya nasıl geldim onu bile bilmiyorum. Hiç huyum değildir fakat duruşunuzdan filan bayağ etkilendim sanırım.Ben sizinle tanışmak istiyorum, sizi tanımak hayatınıza girmek istiyorum. Nasıl desem ben galiba sizden hoşlanıyorum

    Tam lafa giricekken lafını kestim

    -Tamam dur tekrar baştan alıyorum.

    Ighm boğazımı temizleyip tekrar söze girdim.

    -Merhaba ee ben sizi az önce gördüm, konuşmak sohbet etmek istiyorum oturabilirmiyim?
    +tabi buyrun
    -Biliyorum çok hızlı oldu ama eğer bunları söylemessem bu gece uyuyamicam.Ben sizi 15 dakikadir filan izliyorum ve sanırım sizden hoşlanmaya başladım. Biraz sohbet edebilirmiyiz.

    Ben bunları derken yanımıza 6 yaşlarında bir kız çocuğu geldi.
    -Baba anneannemlere nezaman gidicez, çok özledim ben onları
    +bilmem annene sor

    Kıvırcık saçlı kadına soru sorar gibi dönüp baktı küçük kız. Kıvırcık saçlı kadın önce adama sonrada kıza baktı.

    -Baban önce şu konuşmasını bitirsin bakarız kızım.
    ···