Dehlül beni görünce Müge anlı da 22 sene ayrı kalan anne oğul hikayesindeki anne şefkatinde karşıladı. Dur bi amk noluyoz. Neyse beyler. C ile Cem'i parkta birlikte el ele gördüğümü C nin bana söylediklerinde ciddi olmadığını düşündüğümü söyledim. Dehlülün söylediği şey C nin bana davranışı altındaki nedeni gün ışığına çıkarıyordu.
(B: ben D: dehlül)
D: çok basit gardaş. Cem'i az çok tanırım işine gelmeyen bi şey olduğu zaman tehdit yoluna başvurur. Bak. Benim antrenörümü de para karşılığı satın aldı. Biliyordu antrenörümün çok borcu olduğunu. Antrenörümde eli mahkum beni zorluyordu o adam zorluk çekmesin diye kabul ettim.
B: yani ? C yi tehdit mi etti diyorsun?
D: büyükçe bi ihtimalle evet
Anlamıştım bi gariplik olduğunu. Ama neyle tehdit edebilirdi ki ? Eve yürüyordum tanımadığım bi numaradan mesaj gelmişti whatsapptan.

Beyler bu gecelik yeter mi yoksa yazayım mı daha?

C bi telaşla elimi tuttu kendisi önde beni çekiştiriyordu. Bi ara şoktaydım " vay dıbına koyim Nasır tutmuş ellerimi dünya güzeli 250 gramlı birisi tutuyor" dedim kendi kendime. Beni bu şekilde mamağın merkeze kadar çekiştirdi. Bu sırada 2003 model kırmızı bmwsiyle trafikte kalan bin Cem'i gördüm oda bizi görmüş olacaktı ki kornaya bastı. C nin Cem'i görüp görmediğini bilmiyordum. Çekiştirme mamaktaki Mamak parkına kadar devam etti ve konuya girdi
(B: ben C:C)
C: ampermetredeki amm seninle bi konu konuşmam lazım
B: evet dinliyorum(kalp atış hızım taşaklarımdaki çocuklarımın sayısına denkti)

"Kime baktın hemşerim? Diye sordu sağdaki malafatül şakşakiye. "Kafa kıran Cem'in arkadaşıyım izlemeye geldim" diye salladım. Aldılar içeri girdim. Beyler Nasıl tarif edeyim içeriyi. Dar bi koridor. Sağda solda odalar kum torbalarını döven eldivensiz ekşici bin tipli herifler. Bakmaya korkuyorum amk elim sargılı olduğu için birisi atladı. " sen kimsin lan? Diye. Ha dedim lan dediğine göre bu Ankaralı değil hemen kıvraklıklarla dolu zekamı kullanarak " ben kafa kıran Cem için geldim " dedim. Adam " geç şuraya bekle" dedi. Geçtim oturdum. Çıkardım ayfon telefonumu içerde kum torbasına vururken gelen şlap şulap seslerinin arasında mortal kombat x oyununu oynuyorum maksat dövüş oyunu oynayayım cesaret gelsin. Neyse beyler bi tane çam bozması Arçelik marka çift kapılı buz dolabı gibi bi adam üstüme yürüyor. içimden " ampermetredeki amm şimdi yannanı zütten yedin zütün morarana kadar gibilecek. "

Kendi kendime diyorum ki " bu dıbına Arçelik turbo fanlı çay setini soktuğumun çocuğunun arabası var. Devamlı da arabayla geziyor. illa ki merkezde bunu tanıyan olur diye düşündüm. Bi internet kafeye girip "Selamun aleyküm La bebeler "diye girdim ortama. As dedikten sonra net kafe sahibine gittim taşaklı bi adamdı. " baba 2003 model kırmızı bmwsiyle gezen Cem diye bi arkadaş var tanır mısın "diye sordum." Cem Cem " diye düşünürken " ha şu kafa kopartan Cem " dedi. Ulan anasının amı kafa kopartan nedir? Hani korkaktı bu çocuk? O ne demek la dedim. Bildiğiniz üzere la bizdeki cümlenin sonuna gelen amk gibi bişeydir ekgib olmaz cümle sonlarından. "Kafes dövüşçüsüdür o " dedi. "Vay amımı esed gibseydi de bu işlere bulaşmasaydım "dedim. "Niye sordun?" Diye sordu. Bu kafes dövüşü nerde yapılıyor diye" sordum. " sen soruma cevap ver" diye sesini yükseltti. " tamam ağlama la bebe" adama. " adam bana " sennnn nasssıllll konnnuşşuyyyoorrrsssuuunnn la bennnle" diye uzata uzata konuştu dinlerken yaktım bi sigara. Adamada uzattım. "Abi kusura bakma Cem'e çok sinirliyim onun kapıştığı yeri bulmam lazım" dedim. " oğlum aklın yerinde mi Cem'e sinirlenilir mi?" Dedi. Muhabbet böyle devam ederken adresi aldım. Eve gidip ne yapıp ne yapmayacağımı kararlaştırmam lazımdı 3 + 1 evin her tarafı buram buram +9 buruşmuş am ve gib kokuyordu. Bana tahsis edilen birleşmiş milletler üye odasına girdim plan projeye başladım. C ile de whatsapptan konuşuyorduk.

C ile akşama kadar birlikteydik. Cem devamlı C yi arayıp mesaj atıyordu. En sonunda kapattı telefonu. Aşkım benim... Saat akşam 18:00 ı geçiyordu. içimde hafif bi heyecan vardı. Bu gece her şey bitecekti. C benim olacak cemin gerçek yüzünü tüm mahalle görecek. C yi tehdit ettiğini bütün mahalleye yayacaktım. Her şey saat 22:00 da başlayacaktı. Annem devamlı arıyor açmıyordum. Keşke açsaydım... Saat 21:00 mahalleye doğru yürümeye başladık C ile. dedemlerin evinin önünde ambulans... Kalabalık... Onca sesin içinde seçebildiğim tek ses... Anneannemin feryatları... " Halil gitme.."

Cem hafif bi sersemler gibi oldu parmaklarım Suriye haritasına dönmüştü. C nin elinden tutup direk dedemlerin eve koştuk en güvenli yer orasıydı. Eve girmeden C bana " bi şey söylüyordun?" Dedi. Bende "seni seviyorum be dünya güzeli" dedim içimden de dıbına koyim bi Koray Avcı'ya bağlamadığım kalmıştı oda oldu diyordum. Bu biz eve girmeden yanağımdan öpmüştü. Farklı gözle baktığım bi kız olsaydı dedemin buruşmuş gibinden tuttuğum gibi dışarı atardım. Lakin bunu bu kıza yapamazdım ben. Eve geçtik birleşmiş milletler üyesi üst kat temsilcisi Necla teyze " nerdesiniz siz bakalım bi ara koştura koştura gidiyordunuz " dedi. Annem ve C nin annesi bize insanlık suçu işlemiş Suriye rejimi gibi muamele sergiliyorlardı o sırada annem elimin halini gördü.

Beyler Rez'lere göre devdıbını yazacağım ses verin dıbınıza bilardo topu sokturmayın

Bu sırada her gün tanımadığım numaradan C ile mesajlaşıyordum. Hala birbirimize aşk kusuyorduk. Ama reelde Cem benim hayatımın aşkı C ile gezip kötü emeller peşinde koşuyordu. Cemi ve C yi artık eskisi kadar görmüyordum sokakta. 2-3 güne dehlül ve tayfası toplanacaktık. Uyandım o numaradan hayatımın aşkı C ile konuşmaya devam ettim. Bu sırada kapı güm güm güm diye çalmaya başladı. Dedem bastonunu havaya kaldırarak şehadet getirmeye başladı noluyodu amk. Ev birleşmiş milletler sözcüleri ve üyeleri ile dolu olduğu için oturduğum yerden kapının önündekini göremiyordum. Doğruldum ve Cemi gördüm. "Buraya gel seni köpek!" Diye bağırdı. Arçelik ürünlerinin cefakarlığı ve fedakarlığı gibiydi annem hemen atladı. " düzgün konuş oğlumla!" "Sen karışma bunak karı" dedemin bastonu kaptım kapıya koştum haşmetli gücü adına diye bunun kafaya indirdim tak diye kırıldı sopa. Bu tuttu yakamdan mahallenin ortasına zütürüyor. Annem ağlıyor. C balkondan izliyor ve ağlıyor. Birden yolun önüne attı beni. Etrafımda vardı 5-10 kişi. C balkondan kendini yırtıyordu. Aşkım benim... "Yapma Cem nolur yalvarırım yapma" Cem Allah ne verdiyse bağırıyordu.
"ÇIKIN CAMLARA LA. KAFA KIRAN CEMiN ŞOVUNU CANLI iZLEYECEKSiNiZ. "

Annem eli telaşlı telefona sarılmış polisi arıyordu. Adam mamaklı amk sokağın iki girişini de arabalarla kapatmıştı. Birden başımdaki 5-10 kişiden o akşam Cem bana para verirken gördüğü arkadaşını gördüm. Zekamı kullanmalıydım. Yoksa Arçelik marka tabuta girecektim.

BEYLER BAZI ARKADAŞLAR KISA TUTMAMI iSTEMiŞ. iSTERSENiZ TEK PART ATIP BiTiREBiLiRiM

Akşam oldu saat 12 suları beyler. Camdan Cem'in gelmesini bekliyordum şantaj yapacaktım. Bu sayede incin top oynayan sokakta birden bi far ışığı gördüm. Hemen ümitlenmemek adına araç iyice yanaşana kadar bekledim. Evet bu Cem'in arabasıydı. Odadan fırladım lakin geçmem gereken üç engel vardı.
1. odanın bozuk kapısını kuvvet uygulayarak açma
2. Tişörtü giyme
3. Birleşmiş milletler üyelerinin bulunduğu odadan elinde çay olanlara çarpmadan geçmek ve kaçış.
Birden sokağa fırladım Cem bagajdan büyükçe bi çanta alıyordu tam o sırada "Cem bey!" Diye seslendim. Durdu bana baktı.
(B: ben C:Cem)
B: bugün dehlül sana sağlam yapıştırdı la bebe
C:çocuk kaybol gözümün önünden suratını dümdüz yaparım senin şimdi patlamaya yer arıyorum zaten.
B: bana yazmayı düşünüyorsan yanlış yoldasın gardaş. Dehlülün seni yere serdiği ve para karşılığı onu yendiğinin kanıtı var elimde.
C: sen Nasıl girdin Oray'a nerden buldun orayı? Sen kimi tehdit ediyorsun lan?
B: ayağını denk al Cem. Bana ve C ye sakına Sakın sataşma. Ha bu videonun mahalleye yayılmasını istiyorsan buyur buradayım.
Cem'in yüzündeki beni parçalama eylemini görebiliyordum. Ve tabi ki bende dedemin Necla teyzeye attığı bin gülüşünün aynısını ona attım. Artık bana ve hayatımın aşkı C ye karışamazdı.

Güzel bir gündü hemen kalktım wc ye koştum açtım ayfondan güzel bi ferre izliyorum tam boşalcam diiing mesaj ananın amı dedim. Baktım hayatımın aşkı C. Erkeklik iç güdüsü uyuduğumu sansın dedim osbire devam ettim. Milyonlarca çocuğumu kanalizasyona gönderip rahatladıktan sonra mesajına cevap verdim sadece "günaydın" yazmış. Normalde yanına aşkım da eklerdi. " hayırdır ne bu samimiyetsizlik?" Diye sordum. "Önce sen söyle" dedi bana. Aklım karışmıştı amk. Düşün düşün gelmiyor aklıma. " söyle" dedim. " dün Cem sana para vermiş sebebini de öğrenmek ister misin?" Yazdı. Açık konuşayım dedem bana hallense ve Arçelik 316 blendır seti gibi malafatül arzını bana dayasa bu kadar heyecanlanmazdım. "Bana para yetiştiremiyormuşsun. Çok paranı yiyormuşum. Bunları geçtim. Bana sahip olabilmek için... Boş Ev kiralamak için almışsın o parayı" yazdı. Kafamdan aşağı kaynar sular döküldü o yazıyı okuyunca. Eh dedim Cem şimdi ananın dıbına Arçelik marka turbo emiş güçlü süpürgenin hortumunu sokmazsam bana da ampermetredeki amm demesinler.

Savaşımız başlamıştı.

C gözlerimin güldüğünü görünce hemen koştu dışarı.
(B: ben C:C)
C: hayırdır ampermetredeki amm niye bu kadar sevinçlisin?
B: Cem'in esas yüzünü ortaya çıkaracağım da ondan
C: aiiyyyy gerçekten mi ?
B: evet artık rahatız.
Beyler C nin sevinme şeklini tam yazamadım ama anladınız siz çok değişik sevindi amk.
Bu bana Sevinç'ten sarıldı öptü öptü. Bildiğiniz üzere erkekler karşı cinsle temas ettiğinde muhterem kamaşullahları bi anda muharebeye giden Fatih sultan Mehmet'in atı gibi Şaha kalkar. Aynen öyle oldu dıbına koyim. Ve bunun üzerine C den beni gibseler üzülmeyeceğim cümleler döküldü ağzından
- iyiki varsın. Seni seviyorum...

(B: ben C:C)
C: sen yokken Cem geldi
B: bir şey mi dedi sana?
C: sana zarar verecekmiş. Akıllanmazsan olayı büyütüp Halil dedeye saracağını söyledi.
Beyler kendimi geçtim. Aileme kardeşlerime laf geldiği an kalıp malıp dinlemem muhterem haşmetlim ve ben gözümü karartıp dalarım. C nin söylediği bu sözler Cem'le çok iyi derecede kavga edeceğimi gösteriyordu. Lakin bunu tek başıma yapamazdım destek almam gerekiyordu. C ye düşmanının olup olmadığını sordum. "Ben tanımıyorum ki çevresini düşmanını dostunu tanımam" dedi. Anlaşılan o ki iş başa düşmüştü.

Cem odasına geçti bi bağrışmalar duydum anlamadım herhalde Amerikan filmlerindeki gibi koç öğrencisine gaz veriyordu. Sonra bu dehlülün antrenörünü Cemlerin bulunduğu odaya girerken gördüm. Dedim kesin para alıyor gene dıbına Arçelik 8 kilogram 30 programlı bulaşık makinesi soktuğumun bini. Dehlül bana göz kırptı ben tabi çaktım olayı bu sefer Cem'i yere serecekti. içindeki kin hırs ve intikam üçlüsü birleşerek Cem'e voltran yapacaktı. Bense ayfon cihazımı çıkarıp videoya almaya başladım müsabakayı. Yasak videoya alınması. Bende boynu bükük beni bugünlere getiren sargılı elimin sayesinde Telefonu göstermemiştim kimseye. Millet vur vur diye sayıklıyordu ki dehlül bana yazdığının %78.3 katıyla Cem'e bir yazdı ağzından dişliği fırladı yere düştü kalkamadı. Seyirciler susmuş ben "tekmele şu lanet olası zenciyi" diye bağırdım. Millet bana döndü. O zaman bende sustum ve olduğum yerde kala kaldım. Sonra millet dehlülün bağırmasıyla tekrar ringe döndüler ve dehlülden o efsane sözcükler çıktı.

-BU! BU. PARA KARŞILIĞI SENDEN DAYAK YEDiĞiM YETER KiM GÜÇLÜYMÜŞ GÖRDÜN MÜ

Beyler her şeyi videoya kaydettim. Artık Cem nasırlı avuçlarımın içindeydi. Büyük bir mutlulukla mamağa dedemlerin evine geri döndüm C de oradaydı.

Beyler bir saate iki part atıyorum kusura bakmayın sizin gibi taşaklı üyeleri beklettim

Mesajı tam açtım okuyacağım telefona bakarak yürüdüğüm için birine çarptım. Pardon diyip devam ettim. "Pardonmuş Ankaralıya bak La" dedi çarptığım kişi. Bu ses tanıdıktı. Döndüm Arkama. C ve Cem. El eleler. Senin şimdi diye buna yazmaya yeltendim ki arkamda bi acı hissettim sonra telefonumun düşüşünü. Çığlıkları. Esnafın koşturmasını. Hayal meyal hatırladığım C nin bana bakarak ağlayışı... Karmaşa. Sanırım en çok takıldığım C nin Cem'le el ele olmasına rağmen bana ağlamasıydı. Uyandığımda esnaf tokatlıyordu uyanmam için. Hemen Telefonu sordum içinde dünya kadar ferre doluydu amk. Bi abi getirdi verdi ekranının üstüne basılmıştı ekranı açılmıyordu. Ayıldıktan sonra Telefonu servise verdim. 3 güne Telefonu geri aldım ve bana gelen o mesajı açtım. Anlamadığım şey numarayı tanımıyorum yani rehberde yok lakin mesaj C den.

Beyler ses verin amk yoksa Arçelik marka elektrikli toz süpürgesini sokarım zütünüze ona göre

"içimde korku ve panik. Acaba ayrılacak mı yoksa ayrılmayacak mı? Neden resmi konuştu benimle ? Babam pasta yapmayı nerden öğrendi ?" Diye sayıklarken babamın pastayı tabii ki Arçelik marka mikrodalga fırında yaptığı aklıma geldi. Neyse binler. Parka geldim. Gözlerime inanamadım. C ve Cem yan yana el ele. O an Fatih sultan Mehmet'in 45 cm'lik muhterem sayın haşmetlisiyle emir verdiği askerlerin top atışlarıyla yıktığı Bizans kalesi gibiydim. Ağlayacağım olmayacak. Ağlamasam Nasıl rahatlayacaktım? Bunların amacı neydi ? Neler oluyordu?

Aha 250 gram uğruna taraklara yan basan bi panpamız daha. Anlat ufaklıkla birlikte teyakkuzdayız seni dinliyoruz.

Dede vefat beyler am uğruna koskoca dedeyi harcadin a.koyduğum

Yolda giderken ayak sesleri duydum. Sanki biri arkamdan bana doğru koşuyordu. Cem zannedip birden dönüp dirsek vurmak için hazırlandım. Baktım C son anda farkettim. "Aşkım" diyip sarıldı öptü öptü. " bi şeyin var mı ? " diye sorarken elleri yüzümde ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleri bana bakıyordu. " bi şeyim yok aşkım sen üzülme de Cem görmesin seni burda?" Diye sordum. "Arkadaşları ona çeşitli sorular soruyorlardı o onları cevaplamaya çalışırken ben gizlice kaçtım ordan" dedi bana. Düştüğümüz hallere bak. Birlikte dehlülün yanına gidiyorduk buna dışarda beklemesini iki üç dk içinde yanına geleceğimi söyledim. Dehlülle ayak üstü bi sigara içip olayları anlattım. Çıldırmıştı. "demek videoşop. Onun erkekliği o kadar işte. Akşam topluyorum çocukları. Plan şu... " Diye anlaştık ve aşkımın yanına C nin yanına çıktım. Eve doğru gidiyorduk. Saat akşam 22:00 da olayları başlatacak kişi olmamanın verdiği heyecanla yürümeye devam ediyorduk. Dedemin hastalığı için gelmiştim. Bir hastalık nelere kadirdi...