Bir cuma günü üniversiteden çıkmış her şeyden habersiz eve gidiyordum. Ev arkadaşım 2 aylık tatilde evine geri dönmüştü bense annem ve babam olmadığı için bir kafe de hem okuyup hem çalışıyordum. Eve vardığımda evde duran muskamı bulamıyordum. Oysa babam ölmeden önce son sözleri o muskayı çıkarma olmuştu. Biraz ürkmüş biraz korkmuş olmama rağmen uzun bi aramadan sonra muskayı bulup taktım. Keşke takmasaydım. Gece olunca uykuya daldım.

Rüyamda bir mağaraya gidiyordum ve mağaranın içi kapkaraydı. Kaçmak istiyordum ama sanki biri beni çekiyordu karanlığa doğru kan ter içinde uyandım sanki 1 gün uyumuş gibiydim ama saat daha 4-30 olmuştu hemen kalkıp lambayı yakmıştım muskamı kontrol ettim boynuma taktığıma yemin edebilirdim fakat ne boynumda vardı ne de yatağımın yanında aklıma sabah bulduğum yere bakmak geldi. Evin içi çok karanlıktı garsonlukla geçinmeye çalışıyoruz lüks bir evde oturmamız imkansızdı Allahtan sokak lambası vardı oda bir yanıp bir sönerdi. Cesaretimi toplayıp muskayı bulmak için salona doğru gitmeye başladım ve muska ordaydı.

Beyler yazdığım şeylere biraz şuku veya çuku neyse atarsanız sevinirim 10 saattir hikaye yazıyorum tamam arada bekletiyorum ama sonuçta beğendiniz veya birkaç kişi beğendi diye hikayeyi devam ettiriyorum..

Şaşırtmıştım. Ezan okunmasına yaklaşık yarım saat falan vardı aklıma sabah namazı kılmak geldi. Bilgisayarı açtım ve ezanı beklemeye başladım. Ezan okunduğunda abdest alıp namaz kılmaya hazırlanırken muskamın olduğu yer sanki demiri ısıtmış ve göğsüme koyuyolardı. Namaz kılmaya başlayınca bu acı daha da arttı. Bu muskada ne vardı hiç bir zaman takmadığım bu muskayı neden bu 2 gün boyunca takmaya başlamıştım kafamda değişik değişik düşünceler geçiyordu. Babam bana neden o muskayı çıkarma demişti ve ben neden muskayı hiç takmamıştım sadece son günlerde takıyordum.

Sabah olmuş okula doğru gidiyordum. Okul çıkışı bir hocaya gidicek muskayı göstericektim. Dersimiz bitti ve evimin yakınında bir hoca vardı onun evine doğru gitmeye başladım. Eve geldiğimde kapısında bir yıldız işareti vardı. Biraz ürktüm ama muskanın ne olduğunu çok merak ediyordum kapıyı çalarak içeri girdim
-Hoca: Muska için mi geldin evladım
Ben : Evet hocam
Hoca : Muskayı uzat
Muskayı uzattıktan sonra içini çeşitli dualarla açtı ve içindeki cevşeni çıkardı ve onun yerine başka bi cevşen koydu.
Hoca : Tamamdır evladım artık rahat rahat uyuyabilirsin. Sana ufak bi büyü yapmışlar fakat pek güçlü değilmiş muskayı da sen nolur nolmaz tak dedi.
Teşekkür ettim ve hocanın evinden çıktım çok mutluydum resmen havalarda uçuyordum. Her şeyden habersizdim oysaki...

Beyler isteyen varsa 2. Hikayede bu olaya devam edicem. Ama istemezseniz burda biter hikaye...

Ertesi gece hiçbir şey olmamıştı. Derin bir uyku uyumuştum. Güzel bir kahvaltının ardından kız arkadaşımın işi olup olmadığını işi yoksa bize gelmesini ona anlatıcağım şeylerin olduğunu söyledim. Beni kırmayıp eve geldi. Ve tüm hikayeyi baştan sonra anlattım. inanmamış gibi bir hali vardı ama umrumda değildi sonuçta ben biliyordum ve bi de hoca efendi tabi ikimiz biliyorduk böyle bir şey yaşandığını. Televizyon falan derken akşam olmuştu. Kız arkadaşım ben kalkıyım artık evdekiler merak eder dedi. Bense bugün burda kalmasını söylesemde reddetti ve bir taksi çağırıp gitti. Yine evde tektim oturdum bilgisayar başına oyun oynuyordum oyun esnasında Sanki arkamdan biri nefes alıyor gibiydi ama kimse yoktu arkamda huzursuzlaşıp yatağıma doğru gitmeye başladım evin perdesi açıktı dışarı bakiyim derken o da ne hiç yanmayan lamba yanıyordu ve altında 2 tane iri kemik parçaları vardı herhalde köpekler getirdi deyip uyumaya başladım.

Girmek istiyordum ve içeri gelmem için sanki bir güç beni çekiyordu. Ne olabilirdi en kötü karanlıkta kalırdım ki en kötüsü de buydu işte. Çakmağım ve telefonum elinde ilerlemeye doğru başladım ilerledikçe koku artıyordu. Boyunlu kazağımı yukarı doğru çekerek kokuyu az da olsa hafifletmiştim. 5-10 metre gittikten sonra sanki ayaklarım ilerleyemiyor kollarım hareket etmiyordu. O esnada önümden bir şey geçti yemin edebilirdim oraya doğru ilerledim ve elime sert bir darbe geldi telefon yere düştü en kötüsü mü oluyordu burda ölücekmiydim, çakmağım vardı yinede ama onun da ateşi ne kadar aydınlatabilirdi ki. En kötü 30 dakika idare ederdi her yer zifiri karanlıktı çıkışı bulmaya çalışıyordum fakat sesler ve kötü kokuya yaklaşıyor gibiydim. Ben çıkışı aradıkça sanki çıkış yerine o kötü kokuya ve karanlığa doğru ilerliyordum...

Sabah olmuştu ve ilk işim hocanın yanına gitmekti okulu falan gibtir ettim. Hocanın evine varıp kapıyı tıklattım kapı açıktı içeri girdim hocaya seslendim kimse yoktu. ileriye doğru yürümeye devam ettim odasına giriyordum ki biri kolumdan tuttu bu hocaydı napıyorsun lan dedi. Şaşırmıştım biran da nerden çıkmıştı arkamda önümde hiçbir odada yoktu kendi odasından çıksa bile önümde olması lazımdı. Hoca beni çok ürkütüyordu. Benim burda ne işim olduğunu sordu. Kekeleyerek mu mu muska hani bu muskayı takınca herşey geçicekti sen öyle söylemiştin hoca bana baktı 1 dakika boyunca hiç söz etmiyordu ama gözlerinin içine bakmaktan korkuyordum. Geçicek evladım geçicek diyip bir tel saçıma , bir çamaşırıma ve kanıma ihtiyacı olduğunu söyledi ve yarın buraya gel bunların hepsini de getir dedi. Odasından çıkıp eve gitmeye başladım.

Rüya görmediğim halde kan ter içinde uyanmıştım. Muskamı kontrol ettim boynumdaydı herhalde yaşadığım olaylardan dolayı diyip tekrar yastığa kafamı koymamla karşımda bir kemik parçası vardı hemen ayağa kalktım ve kemik parçasını elime aldım çok pis kokuyor kanlı ve üstünde çeşitli yazılar yazıyordu. Olayları anlayamıyordum hani bu hoca herşeyin bittiğini ve böyle bir olayın yaşanmıcağını söylemişti. Hatta muska bile vermişti bunu takmasan da olur demişti ben yinede takıyordum neden verdiği muska namaz kılarken göğsümü yakıyordu. Yoksa bu hoca yalancı mıydı beni kandırmış mıydı?

Kafamda tilkiler gibişiyordu resmen birilerini aramak istiyordum ama annem babam hayatta değildi kız arkadaşım aklıma geldi onu aradım telefonu açtığında sesi ürkek ve korku doluydu bi şey mi oldu diye sorduğumda benimle ayrılmak istediğini onunla olduğum zamandan beri uyuyamadığını ve sürekli seslee duyduğunu söyledi. Adeta beynimden vurulmuşa dönmüştüm resmen hayattaki son varlığım da bu olaylar yüzünden gitmişti. Telefonu kapatık duşa girmek için üstümü çıkardım ve göğsümde bir yazı olduğunu farkettim acaba beni korumak için muskanın verdiği bir gücmüydü yoksa bana musallat olmalarının sebebi bu muydu. Göğsümdeki izi çıkarmaya çalışıyordum fakat çıkmıyordu. Duştan çıkınca ilk işim hocaya gitmek olucaktı ve bu olayların sebebini tek tek sorucaktım.

Eve giderken bu olayların başıma neden geldiğini düşünüyordum. Bunu araştırmaya karar verdim. ilk rüyamda gördüğüm mağarananın anlamı neydi veya diğer rüyalarımdaki anlamlar neydi ben mi çok büyütüyodum. Fakat odamdan durduk yere kemik çıkması bir insanın ne kadar delirdiğini mi gösterir. Şizofren miydim kendi kendime şeyler mi yaratıyordum yoksa gerçekten cinler bana musallat mı olmuştu bunu araştırmak istiyordum ama korkuyordum yaşadığım köyde bir mağara vardı oraya gidip ilk rüyamın geçtiği yeri görmem lazımdı gerçekten annem ve babam orda mıydı. Bir süre sonra mağaraya gitme kararı aldım yanıma çakmak ve telefonumu aldım ve mağaranın girişine geldim.

Kız arkadaşıma çeşitli şekiller gösterdim ve bunları yapması halinde cinlerin ona bir şey yapamadığını söyledim kız arkadaşım ilk günlerde sürekli araştırma yaparken bunları anlattıkça sanki vazgeçiyor ve gün geçtikçe korkmaya başlıyordu. Aradan 1 hafta geçmişti saat 3 de uyanmıştım. Dua ve çeşitli sözcükler söyleyip tuvalete gidiyordum ki o esnada koridorun ucunda siyah ve kıpkırmızı gözleri olan biri bana bakıyordu. Biraz irkildim sanki zaman durmuştu kız arkadaşımı uyandırmamam lazımdı aksi haldi belki de akıl sağlığını yitirirdi veya beni terk edebilirdi bir süre koridorin sonunda olan siyah gölge üstüme doğru geliyordu evden bir yere kaçamazdım ve sessiz olmak zorundaydım bildiğim bütün duaları okuyordum ama ne yapsam ne duası okusam bile siyahlık gitmiyordu adeta bana daha çok yaklaşıyor gözlerinin kırmızılığı daha çok artıyordu ve bir çığlık sesi geldi...

Karanlığa doğru yürümeye başladım ve sanki sesler daha da artıyordu artık giberim karanlığını diyip elimdeki çakmağı yere attım çakmağa o kadar uzun süredir tutuyordum ki parmağım yanmıştı ve onun acısı şuan hissediyordum. Yaklaşık 30 metre yürüdüm ve kolumu biri tuttu arkamı döndüğümde..

Sabah ezanı ile beraber her şey normale dönmüştü ama akıl sağlığım iyice bozulmaya başlamıştı neden direniyordum ki ben annemin katiliydim sonuçta benden intikam alması normaldi. Ben bu hayatta olmasaydım annem yaşıyor ve belki de babam ölmüyecekti her şeyi tak etmiştim. Aklıma bir pgiboloğa gitmek bile gelmişti ama beni direk akıl hastanesine atarlardı. Hocanın bi faydası olmamıştı pgibolog ne yapabilirdi ki hemde bu kadar şeyleri gördüğüm gerçeğine inanmazdı. Sabah olunca içimde bir kuşku vardı kız arkadaşım uyuyordu. Eve alışverişe gitmiştim ve bir sürü çikolata almıştım kapıyı açtığımda manzarayı size anlatamam gördüklerim karşısında sadece ağlamak ve çaresiz bir şekilde karşımdaki manzaraya bakmaktan başka bir şey yapamadım...

Arkamı döndüğümde elinde meşale olan Hoca Efendi vardı. Yüzüme baktı ve bu mağaraya girmemem gerektiğini bu mağaranın 3 harflilere ait olduğunu söyledi adeta beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Hoca Efendi yürü çıkış ilerde diyip benim kolumdan tutup zütürdü. Dışarı çıkınca hava kararmıştı kaç saattir burdaydım acaba. Hoca Efendi saat diye sordum 21-35 dedi bu kadar hızlı zaman nasıl ilerlemişti. Hoca efendi düşündüğüm kadar kötü biri değildi galiba adeta hızır gibi yetişmiş ve hayatıjı kurtarmıştı. Hoca efendi bende kal bu gece dedi bende kabul ettim nasıl olsa yanlız kalıyordum. Hocanın evine gitmeye başladık...

FiNAL: Bunu kesinlikle yapmalıydım üstündeki yazıları okumaya devam ettim cin yavaş yavaş yok oluyordu yoksa ben mi kazanıyordum. Hoca efendinin bile yok edemediği cini ben mi yok edicektim okumaya devam ettikce cin daha bir sakin hala geliyordu. Okumayı bitirdiğimde cin artık yoktu. Her şey bitti mi diye düşündüm ve bir hafta boyunca hiçbir şey olmamıştı. Fakat aslında her şey o an başlamıştı...
SON

Artık tek başımaydım ne hoca vardı ne annem ne de babam sadece 1 adet anneme aşık bir cin ve onun ölümünden beni tutuyordu. Bir şey yapmadan duramazdım eğer hiçbişey yapamasam ölümüm yakındı hem de yalnız ölücektim belki tabutumu bile kimse taşımıyacaktı bunları düşününce bu konuları araştırmaya karar verdim her edindiğim bilgi adeta benim için yaşam derecesindeydi sürekli kuran okuyor kendimi namaza ve ibadete vermiştim okulu falan dondurmuştum. Tek savaşım vardı bundan sonra cinlerle olan artık eskisi kadar onlardan korkmuyordum. Ev sallanıyor eşyalar sallanıyordu fakat biliyordum onların olduğunu ve kimsemim olmadığını..

Sandığın içini açtığımda etrafı baş örtüsü ile sarılı bir şey vardı. Elime alıp açmak için uzattığımda kemik orda duruyordu. Hala üstünde bir şeyler yazılıydı. Aynı kemikti bu. Artık bu kemikten tamamen şüpheliydim eve koşarak gittim saat gecenin 2 siydi. Eve vardığımda elimde kemiği gören cin çıldırmaya başlamıştı bana yaklaşmaya çalışıyordu ama buna birşeyler engel oluyordu. Artık bu kemiği kırmam gerektiğini kesinlikle biliyordum. Fakat taşla kırılacak bir şey değildi üstündeki yazıları okudum ve o çıldıran her yeri parçalayan cin bir an da duraksadı ve gözlerime bakıp sessizce YAPMA diye bağırdı bunu yapmalımıydım tüm hayatımı mahveden bu cini yoketmelimiydim...

Kız arkadaşım yatağın başında urgan ile kendini asmıştı çok kötü bir manzarayı sanki can damarım kopmuştu. Hemen koşup onu ipten çıkardım kollarını tırnak izleri vardı nasıl bir belaya bulaştırmıştım onu sevdiğim herkes tek tek ölüyordu önce ailem sonra hoca en sonda kız arkadaşım yine tek başıma kalmıştım. Bu kadar güçlü bir cin neden beni öldürmüyordu istese hemen şuan öldürebilirdi ama eziyet çekmemi istiyor gibiydi. Artık ya hep ya hiç diyerek internetten tanıştığım bir hoca ile cinin nasıl çağırıldığını öğrendim detayların hepsini anlattı hoca kötü durumda ne yapacağımı .Tüm her şeyi hazırladıktan sonra cini çağırmaya ve gerçek derdinin ne olduğunu öğrenmek için onu çağırmaya çalışıyordum...