1. 7.
    0
    ···
  2. 6.
    0
    yav sen ne değişik biri oldun böyle be harun abi
    ···
    1. 1.
      0
      noldu ki
      ···
    2. 2.
      0
      önceden panpişler derdin gelirdin hal hatır işleri, şimdi efsane hikayelerden arak yapıosun. yetkiyide vermişler sana artık serkanın paralı köpeği olma,sen değişme gel biz yine trance dinleyelim
      ···
  3. 5.
    0
    alıntımı lan bu
    ···
    1. 1.
      0
      Efsaneyi çalmış oç
      ···
  4. 4.
    +2
    ve ben sana sarılıyorum
    mutlu son the end.
    ···
    1. 1.
      0
      peki neden? vol 6
      ···
  5. 3.
    0
    Ne diyon lan değişik
    ···
  6. 2.
    0
    Okumadim
    ···
  7. 1.
    +2
    Kalmamıştı. sokakta esen rüzgarla birlikte çöpler uçuşuyordu. köpekler vardı. onlar gitmemişti. akşamları batan güneş hala oradaydı. gövdesine yaslandığım bazı ağaçlar üzerine yattığım bazı çimler hala duruyorlardı. denizin üzerindeki kocaman gemiler hala yüzüyorlardı.
    yürüdüm. artık etrafta olmayanları aradım. kaybettiklerimi belki bir gün yerde bulurum diye düşündüm. aslında orada olmadığımı düşündüm. herşeyin bir anda yerli yerine dönebileceğini düşündüm. bazen giden şeyleri gözümün önünde birer nokta olarak gördüm. bazen gözümün ortasındaki noktaya bakıp uyayakaldım.
    şehirler arası yollarda ölü güvercinler buldum. hepsinden birer tüy aldım. ölü etlerine dokundum. gerçek yokluğa geçmiş ruhlarından birer nokta çaldım. hepsini biriktirip, yanlarına gidebilecek kadar karanlık noktaya ihtiyacım olduğunu düşündüm. küçük bir karadelik yapacaktım. içinden geçebilecek kadar büyütebileceğime inanmak istedim. karanlığa atlayacak, yer çekiminden kurtulup oraya gidecektim.
    herşeyin en başına dönebilecektim. belki bir anda ölüp, yok olacaktım. belki de üç gün sonra hiçbir şey olmamış gibi evime dönecektim. herkes öldüğümü düşünürken, ben o büyük karanlıktan kendi başıma ve kendim olarak dönecektim.
    kimsenin hiçbir şey bırakmadığı boşluklara gittim. sonsuz uzunluktaki arazilerde hiçbirşey olmayan o yeri aradım. çok uzaklara gitmeme gerek kalmayabilirdi. eğer evimdeki şeyler de diğer herşeyle birlikte yok olsaydı. içinde yaşadığım kutu benim sonsuz boşluğum olabilirdi.
    oradayken kendime büyük bir nokta yaratıp içine atlayabilirdim. herşeyin yok olduğu gün, birilerinin bıraktığı o tarifi imkansız şeyler hala duruyordu. bunlar birer parça eşya değil. bunlar yazı ya da söz de değil. bunlar elle tutulamaz ve gözle görülemez. bunları cüzdanıma koyabilirim ya da saçlarımın arasına saklayabilirim. bazen tırnağımın ucuna gelirler.
    gözümün önüne yeni eklediğim yeni noktaları evime zütürüyorum. bulduğum her şeyi bulduğum yere geri bırakıyorum.
    gözlerimi kapatıp ortasındaki küçük karanlık noktaya bakıp, uyuyakalıyorum.
    hiçbir şeyin olmadığı güne uyanıyorum.
    ···