bir gün insanları öldürecek olsam

nasıl öldüreceğimi düşünüyorum hep ve bu başlık altında ara sıra yazacağım neler yapmak istediğimi.

http://www.youtube.com/wa...9aqm_pw&feature=share
öncelikle bu şarkıyı dinlemenizi hemde ilk part bitene kadar sürekli dinleyip beyninizin içindeki filleri gibiştirebilmeniz lazım...

dinleyen varsa da yoksa da anlatacağım binler.

şarkı linki verdim ama olmuyor ak. o sebeple şu şarkıyı ve devdıbını sıra ile dinlemenizi tavisye ediyorum. ileride bu şarkıların müptelası olacaksınız haberiniz yok...

factotum ost kristin asbjornsen - 7. pickles yazın youtube'a.
---p-a-r-t-1---

adım semih olsun bu seferlik binler. istanbul'da yaşıyorum ve çok zengin bir ailenin çocuğuyum. bir tane abim var ve o bizim holdingin pis işlerini saman altı yapma görevini üstlenmiş durumda. tanıyan herkes korkar ondan. eli kolu çok uzundur, zırhlı arabaya biner, pahalı kıyafetlere ve özel yapım eski silah modellerine bayılır. yanında sürekli smith wesson taşıyan bir bin işte.

ben ise ailenin akıllı çocuğuyum oğlum ne yapayım. herkes beni abimden ayrı tutar, beni aklı başında, okulunda başarılı, eğitim hayatına yurt dışında iyi bir üniversitede devam ediğ sonra türkiye'ye dönüp şirketlerin başına geçmemi düşünür...
oysa ben...
lise yıllarından beri kötü alışkanlıkları olan bir adamım... şiddete karşı meylim olduğunu o zamanlar farketmiştim... o gece, o geceyi unutamam asla.

annem bildiğiniz ev kadını, benim için herşeyden daha kıymetlidir bu dünyada. babamın bu hale gelmesinde, ailemizin bütün sıkıntılara rağmen bu noktaya gelmesinde en büyük emek onundur. başı kapalı, namazında niyazında bir insandır. pek evden çıkmaz sevmez zengin kadınlarının o yalan ve sahte ilişkilerini. kendisini kitap okumaya, ibadet etmeye ve bizimle ilgilenmeye adamış bir dünya tatlısıdır.

babam. her zaman haklıdır, her zaman bizi düşünmüş, her zaman kazanmayı sevmiştir bizi sevdiğinden daha çok belkide. işi gücü onun herşeyidir. geceleri ofiste yatar bazen, sürekli yurt dışına gider iş bağlamak için ama gözü hep annemdedir. öyle bir sever ki anacığımı gözü başka hiç bir kadını görmez. nevin hanım diyişini görseniz gözleriniz dolar ve bir aşk yıllarca nasıl bitmez diye düşünürsünüz.

umarım verdiğim şarkı adını yazıp sırayla dinliyorsunuzdur binler.

vakit geldiye bana başlayalım birazda. çizin kafanızda bu söylediğim her detayı. 1.76 cm boyunda, beyaz tenli, hafif dalgalı saçları olan, vücüdunun spor yapmaktan ve dikkatli beslenmekten dolayı çok fit gözüktüğü bir bin hayal edin...
altında bmw 5.30 beyaz'ı olan, gözünde vişne rengi wayfarerları olan, ayağında açık siyah renkli kotu, v yakalı siyah tshirt'ü ve üzerinde ince yağmurluğu olan adam... düşündün mü acaba az önce çarşının oralarda görmüşsündür belki, belki köprüde trafik sıkıştığında göz göze gelmişizdir. sen hiç sarıyer sahilde yürüdün mü , belki orada simit yerken yanında ki alman kurt köpeğinin ipini elinde tutan adamımdır ben. dikkat etmedin mi hiç ???

okuyan var mı lan testere çocukları.

yok mu lan aynı kafayı yaşayan bir adam ?

@13 şarkıları dinle sırayla panpa. harbi müthiş şarkılar.

lisede pertevniyal lisesinde okulun en aklı başında ama en zengin adamıyım ben. hani şu bahsettiğin adam varya çok zengin ve mütevazı adam, o benim işte. arkadaşlarıma yardımcı olmaktan zevk alan, kimseden ayrıcalık görmeyi istemeyen hatta bundan nefret eden adam...
özel ders alarak,it gibi çalışarak üniversite sınavında yüksek puan alıp, kayıt gününe babasının gurur duyduğu evladı olmanın hediyesi yeni arabası ile giden adam işte. yeditepede okuyordum hatırladın mı, beerport'ta karşılaşmıştık seninle ama sen benden daha çok yanımdaki kızlara bakmaya çalışıyordun hem de o kadar çok bakıyordun ki yüzünü unutmadım senin.
seninle bankamatik sırasında mı konuşmuştuk yoksa galatasaray- beşiktaş maçına bilet alırken mi ayaküstü konuşmuştuk ?

hatıradın mı beni gizem ? ilk ne zaman konuştuğumuzu, ilk kahve içtiğimiz günü, peki beni zorla çekiştire çekiştire sinemaya zütürdüğün filmi. sen...
sen...
seninle orada mı tanışmıştık genç. bilet alabilmek için sıraya kaynak yaptığında göz göze gelmiştik ve sen, sen aklı başında bir adamdın, anladın değil mi sana nasıl baktığımı...

hocam siz hatırladınız mı beni, adınız ruken olmalı. bizim müzik derslerimize hiç girmediniz ama ben sizi ne zaman görsem okulda hep baştan aşağıya süzerken yakalardınız beni. gerçekten sinirlenirdiniz bana değil mi, kocanıza da anlatmıştınız bakışlarımdan nasıl rahatsız olduğunuzu ?
yapmayın be hocam.. sizde beğenirdiniz beni...

ümit ti adın hatırlıyorum. kantinde konuşurken buradan bahsetmiştin burada yazdığını, şimdi yaşadığın buhran seni buraya getirdi, başlığı gördün baktın ama umursamadın...
senin hikayeni yazıyordum aslında buraya.
dikkat etmiyorsun hiç bir zaman değil mi? kaçırıyorsun herşeyi, beni zengin züppesi diye yargılarken ablana, onun beni istediğini önemsemedin belkide anlamak istemedin değil mi?
dünya küçük değil mi dostum... sen de benim gibi olmak isterdin değil mi? zengin olmak, güzel ortamlarda takılmak ve onu isterdin değil mi?

kim var burada binler el kaldırın bi nefes alın ak.

o gün sevinmiştiniz. 5 mart... doğum günüm için herşeyi hazırlamıştı gizem. senide çağırmıştım ve sırf gizem'e yakın olup hiç içemeyeceğin içkileri içeceğin için keriz olduğumu düşünmüştün.

yediğin kek'in tadı bir başkaydı değil mi? onuda farkedemedin o an ümit. üzgünüm ama ne sen farkedebildin, ne abim serhat ne de gizem...

sen ve o fakir kız hiç anlamadınız o kekin içinde ne olduğunu. dünyanın en kaliteli toz esrarı vardı onun içinde. nasıl da katmıştım onu tereyağına bilmiyormusun lan.

nefret etsemda abim başlatmıştı beni o pisliğe. şimdi daha iyi anladın mı neden gözlerimin altının mosmor olduğunu, neden sürekli zayıfladığımı, neden gözlüklerimi çok fazla çıkarmadığımı ya da neden sürekli kahve içtiğimi. gizemcim sana sesleniyorum anlayamadın değil mi neden sürekli şekerli kahve içtiğimi.