/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +5 -1
    Başlamadan önce belirtiyim hikaye papers please adlı oyundan esinlenilmiştir. Tabi kendi cümlelerimle ve farklı olaylarla genişlettim. Okuyacak var mı? 2 part hazır.
    ···
  2. 2.
    +5
    1.BÖLÜM

    Ben Ertan. Grestin sınır kapısında çalışıyorum. Gümrük memuruyum. 3 yıldır burda milyon tane insanla yüz yüze geldim. Yüzlerle aram iyidir. Kime hangi damgayı bastığım, bastığım kişinin doğum günü, yaşadığı şehir... Bunlar aklımdan çıkmaz, bazen rüyama girer.

    Sabah kalk, tıraş ol, kabinine geç, damga vur, eve geç, çocuğa harçlık, faturaları öde... Kabul ediyorum işim zor değil, daha doğrusu değildi ta ki 1982 soğuk savaşına kadar.

    Soğuk savaşın nedenini veya sonucunda ne olduğunu anlatmıcam. Sadece kendi hikayemi anlatıcam.
    ···
  3. 3.
    +4
    Ve sonunda beklenen adamımız gelmişti. Yanımdaki broşüre baktım, adamın yüzüne baktım. insanları yüzünden tanırım. Belki de bu hayattaki tek özelliğim. Evet ben bir insan dedektörüyüm. Süper biriyim. Hahaahah... Bu adam kesinlikle iyi bakmıyordu. Broşüre bir daha baktım. Pembe kağıda basılmıştı broşür. Ne kadar da sığ ve saçma duruyodu. Ne kadar saçma olduğunu tartışırdım ama ben öyle bir adam değilim.

    Adama bir daha baktım amcama benziyodu. Ailem aklıma geldi. 8 yaşındaki oğlum, sürekli susan karım, şişko kaynanam... Hepsi gözümün önünden geçerken yeşil kaşeyi bastım. Sıradakini almadan önce mektubu okunmuyacak kadar parçik pinçik ettim. Gözlerim dolarak bir kızın hayallerini çöpe attım.
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa aslinda duzgun anlatirsan guzel hikaye olabilir ve umarim ulkene karsi olan direnise katilmayi secersin hikayeyi anlatirken
      ···
  4. 4.
    +4
    Pasaportları geri verirken aynı zamanda sıradakileri kesiyordum. Sırada artarda iki kadın sürekli konuşuyordu. ilk kadın geldi. 33 yaşındaydı kısa koyu saçlı, kalkık burunlu, temiz yüzlü, beyaz tenli, salaş giyimli ama arzulu bakışları vardı. Pasaportunun içine bir bröşür koyup bana uzattı. Bu sırada şöyle dedi:

    -Sonunda ülkeme geri dönücem. Grestin Pavyonuna bekleriz yakışıklı. Gelirsen paulayı sor.

    Beni sanki çok beğenmiş gibi bakıyordu. Dudağıma yapışacak gibiydi. Benim de malafat istemsizce dikeldi. Broşürü biraz utanarak alıp yanıma koydum. Pasaportuna yeşil vurup geçirdim. Geçerken bana göz kırptı. Sıradaki göçmeni çağırırken sol elimdeki evlilik yüzüğüme uzun uzun baktım.
    ···
  5. 5.
    +3
    Kasım ayındaydık karsız soğuk bir hava vardı. Kabine yürürken aklımdan tek bir düşünce bile geçmiyodu. Hiç zeki bir adam olamadım ve hayatı sorgulayan biri de sayılmam. Benim için kabinimdeki kalemlikten farksız olan askerin yanından geçtim. Adını hiç öğrenemedim. Kabine girdim herşey yerindeydi kaşemin kutusu sağ yanda, şehirler ve bölgelerin bulunduğu haritam sol yanımda kalemlik önümdeydi. Paltomu çıkarıp kapının yanındaki askıya astım. Küçük kabinime duvar saati koyacak yer yoktu bu yüzden üstü paslanmış, kayışı zar zor tutturulmuş köstekli saatime baktım, 5:59'u gösteriyordu. Kabinimin kepengini açtım. Ve sıradaki göçmeni almak için mikrofona ses vereceğim anda karşımda amirimiz dimitri dimitradis'i gördüm.

    Dimitri (+)
    Ben (-)

    +Ertan prosödür değişti. (Bana elinde tuttuğu bir kağıdı gösterdi.)

    Kağıtta yeşil damga için yeni koşullar yazıyordu.

    -Tamam.
    +Terörist saldırısı ihbarları geliyor. işin garip tarafı teröristin nereli olduğu bilinmiyor. Bu yüzden sadece Arstozkalıları alıcaksın. Yabancı girişleri ne olursa olsun reddediyosun.
    -Tamam kağıtta da yazıyor. Merak etme.
    +Sana güveniyorum Ertan. Yaşasın Arstozka!
    -Yaşasın Arstozka!

    Dimitri giderken ben de yeni prosödürün olduğu kağıdı inceledim. Sonra mikrofonu açıp ses verdim:
    -Sıradaki gelsin!
    -Belgelerinizi hazırlayın!
    ···
  6. 6.
    +3
    Bu sefer az önceki kadınla arkadaş olan ve aynı yerde çalışan bir kız geldi. Kız daha küçüktü. 21 yaşındaydı. Kıvırcık açık renk saçlı ve yeşil gözlüydü. Gözleriyle aynı ton olan damgayı pasaportuna vururken Grestin pavyonuna bekleriz dedi ve elinde tuttuğu bir mektubu verip uzaklaştı. Uzaklaşırkenki attığı birçok acıyı içinde barındıran o bakışı asla unutamıyıcam.

    Kısa zamanda çok göçmen geçirdiğim için birazcık ara verip bu verdiği mektubu okuyabilirdim. Öyle de yaptım:

    "Merhaba bana yardım etmeniz lazım bu tek şansım. Birkaç sıra gerimde pavyonun sahibi var. Beni buraya o getirdi ama pasaportuma el koyup beni genelevde para vermeden çalıştıracağından korkuyorum. Lütfen onu geçirmeyin adı Safeed Hüseyin."

    Sıra Safeed Hüseyine gelene kadar derin derin düşünmek zorunda kaldım. Bu adamı geçirmezsem plaketimi alamıyacaktım. Belki işimden bile olabilirdim. Ama geçririrsem ne olacaktı... Bunun vebalini alabilirmiydim? Ya kızlar yalan söylüyolarsa ya adam pekekent değilse? Ama o bakışlar yalan söylüyemezdi. Plaket ne olucak peki. gibmişim plaketi!
    ···
  7. 7.
    +2
    2.BÖLÜM

    Sabah saat 5:45 civarları daha kepengi açmamış kahvemi yudumluyordum. Dimitrinin gösterişli limuziniyle gelişini izledim. Kabinimin kepengini açıp onu başımla selamladım.

    Dimitri (+)
    Ben (-)

    +iyi iş başardın. Dün hiçbir sıkıntı yaşanmadı. Hatasız çalışan ve işini ciddiye alan bir adam olduğun için tüm arstozka şanslı.
    -Teşekkür ederim efendim.
    +Ertan iş sırasında hiç ceza almadığın için sana yakında bir plaket vericez.
    -Plaket mi?.. Hiç gerek yok teşekkür ederim.
    +Ne olucak seni motive eder bence bunu hakettin.
    -Doğrusu kabin biraz sıkışık duvar saati bile koyamıyorum.
    +Hahaha yeni kabin de istiyosun demek.
    -Hayır efendim ben öyle demek istemedim.
    -Boşver boşver ben anladım seni akşam yanıma uğra.

    Dimitri sırıtarak uzaklaştı.

    Ben de mesaime başladım. Arstozkalıysa yeşil, Orbistanlıysa kırmızı, Pasaportun tarihi geçmişse kırmızı, Kolechialılara da kırmızı...
    ···
  8. 8.
    0
    "Sıradaki!"

    Kısa boylu kelleşme problemi olan bir göçmen geldi.
    - (ben)
    + (göçmen)

    -Pasaportunuzu alabilirmiyim?
    +Ne pasaportu?
    +Yaşasın Arstozka! işte.
    +Al beni içeriye dostum hadi Arstozkada kime sorsan tanır. Ben Jorji.

    Bir kağıt çıkarıp kırmızı damga vurdum.

    -Pasaportsuz almıyoruz üzgünüm.
    +Tamam tamam. Anladım ben seni bidakine pasaportumla gelicem.

    Jorji giderken duvardan birinin atladığınu gördüm. Telsizden askere haber vermek için hamle yaparken büyük bir sarsıntıyla kabinin içinde yuvarlandım.

    Bombanın ardından silah sesleri de gelmeye başladı. Ben yavaş yavaş doğruldum. Tüm göçmenler fare sürüsü gibi kaçmıştı. O kargaşada zar zor kepengimi kapadım ve plaketimi kucağıma alıp masamın altına saklandım.

    Asker durumu kontrol altına almıştı ama o gün benim için herşeyin kontrolden çıkmaya başladığı gün oldu. Geçirdiğim kişi kadar maaş alıyodum ve bu patlamadan sonra en az 1 hafta sınır kapanırdı. 1 haftayı cebimdeki 10 krediyle geçirmem imkansızdı.

    Bir yerden kesmeliydik. Evde 5 kişiyiz ben, karım, kaynanam, oğlum ve dangalak amcam. Dangalak amcam bu yaşında eve tek kuruş katkısı olmayan gün boyu kahvede okey çevirip akşam yemeğinde utanmadan 2. Tabağı isteyen bir adamdır.
    ···
  9. 9.
    0
    Akşam yemeğinden sonra amcama sigara için dışarı gelmesini istedim. Beleş sigarayı sünger gibi içerdi.

    Ben (-)
    Amcam (+)

    -Amca saldırıyı duydun mu?
    +He la çok kötü olmuş olum. iyimisin sen?
    -Allaha şükür.
    +Şükür şükür.

    Sigarasından kocaman bir fırt aldı. Ben de dudağıma sürüp çektim.

    -Amca seni buraya çağırmamın sebebi senden bişey istemem. Bir rica olarak yani.
    +Ne ricası?
    -Amca sınır 1 haftalığına kapanıcak. Dediklerine göre yeni bir bilet sistemi mi ne gelecekmiş. Ben 1 hafta sonra işimin başında olurum ama çocuğun yakında doğum günü var. Hesaplarıma göre bu hafta zorda olsa geçiniriz ama bidaki hafta yani çocuğun doğum gününe hediye alacak param kalmaz. Zaten kabinimi de yenileyecekler onun için de para lazım diyodumki sen biryerden para bulsan.
    +Nerden mesela?
    -Çalışarak falan.
    +...

    Sigaramı fırtlattım.

    +Getir zütür işleri oluyo buralarda onları yaparsın. En azından çocuğa hediye alabileyim olmaz mı?
    -Ya bakarım da sen bana bel bağlama. iş bulmak zor.
    -Sana şu verdikleri plaketi satsana iyi para eder.

    Sigarasını fırtlattı.

    +Amca bilemiyorum o plaketi hep vermiyolar anı niteliği var.
    -En güzel anı kafanda kalanlardır Ertan. gibtir et sat gitsin oğlunun mutluluğu mu senin mutluluğun mu?
    +Amca sen şimdi hiç çalışamazmısın?
    -Ertan bak hayatta bir şeyler harcamadıkça mutlu olamazsın. Ben işe yaramazın tekiyim harcıyacak birşeyim yok. Bel fıtığım var sokak kedisi bile kaldıramıyorum. Ama senin harcıyacak çok şeyin var. Korkma onları harca. Sonra öldüğünde harcamadıklarının bir anlamı kalmaz. Sadece plaket için değil bu dediklerim.

    Göz kırpıp bitmiş sigarasını yere attı.

    -Yarın kar yağacak gibi hava kötüledi.
    ···
  10. 10.
    0
    3.BÖLÜM

    Sabah 5:50 sularında masamı silerken dimitri geldi:

    +Plaketini getirdim.
    -Gerek yok demiştim ama neyse.
    +Akşam gel demiştim niye gelmedin
    -Biraz halsiz hissediyodum üzgünüm unutmuşum
    +Birkaç arkadaşla pavyona gittik seni de zütürecektim. Gerçi sen karını aldatıcak adamlardan değilsin.
    -...
    +Eh neyse zaten biz de gidemedik olay çıkmış pavyonda.

    Bana elinde tuttuğu gazeteyi gösterdi. "Grestin Dansçıları Ölü Bulundu".

    -Ülkenin çivisi çıktı efendim.
    +Herşey senin elinde doğru damgayı basarsan bu olaylar daha az yaşanır.
    -Keşke damgalarımı sadece pasaportlara değil insanların kalplerine de vurabilseydim.
    +...
    +Neyse al plaketini altın çerçeve sakın satma haaa koy şuraya bi yere kabinini büyütücez yakında o zaman asarsın. Hadi sağlıcakla kal. Yaşasın Arstozka!
    -Yaşasın Arstozka!

    Mikrofonuma ses verdim
    ···
  11. 11.
    0
    Vay lan baya kişi rez almış durun yazıyorum her akşam bu saatlerde yazarım
    ···
  12. 12.
    0
    Hadisene amk aklım pavyonda kaldı
    ···
  13. 13.
    0
    Rezzzzzzz
    ···
  14. 14.
    0
    reserved
    ···
  15. 15.
    0
    reserved
    ···
  16. 16.
    0
    reserved
    ···
  17. 17.
    0
    YAŞASIN ARTSTOTSKA !
    veya herneyse işte
    ···
  18. 18.
    0
    Yarın yazmaya devam ederim
    ···
  19. 19.
    0
    Başla eğlenceli olacak gibi
    ···
  20. 20.
    0
    Neyse ben atıcam okuyan kendini belirtsin de yalnız hissetmeyim
    ···