yetiştim hacı anlat okuyorum ben, bu arada biraz akıbetinden bilgi versene başarabildinmi bişeyler?

SAYFA 21 REZERVE

rewerze

rsdsdsdf

çok uzun amk ama okurum belki reservuar itleri

terli olduğum için duşa girdim ardından üzerime düzgün bir şeyler giyindim. sedayı sadece halilin anlattığı kadarıyla tanıyordum benden pek hoşlanmadığını anlayabiliyordum. halil benimle sedanın iyi geçinmesini istiyordu bakalım seda evime konuk olduğunda bana nasıl davranacaktı? merak ederek onları beklemeye başladım. halile alkol alıp gelme kola falan al bisküvi var evde diye mesaj attım. zaten seda içmesine kızıyormuş falan filan neyse. sonra kapı çaldı içeri buyur ettim. seda pek sıcak davranmadı, sanki buraya gelmekten rahatsız gibiydi. güzel bir kızdı, gamzeleri vardı. dış görünüşü sertti. halilin söylediğine göre sonradan açılan insanlardandı o yüzden ben ona iyi davranmaya çalışıyordum halilin sevgilisiydi sonuçta ve halil bildiğiniz gibi tek arkadaşımdı...

üçümüz salonda oturup muhabbet etmeye başladık ikisi çiftli koltukta oturuyorlardı bense tam karşılarındaki tekli koltukta. kola,cips, bisküvi eşliğinde güzel bir muhabbet dönüyordu. halil sedanın ne kadar iyi bir kız olduğundan bahsediyordu sedaysa abartma tamam deyip utanıyordu. nasıl tanıştınız vb. sorular soruyordum. onların ilişkilerini biraz irdeledikten sonra gelecekten konu açıldı. halil geleceğini bu kıza bağlamıştı bunu anlayabiliyordum. geleceğe dair yaptığı her planda sedanında adı geçiyordu sedaysa temkinli davranıyordu. halilin sedaya bakışlarından ona duyduğu sevgiyi anlayabilirdiniz. gün geçtikçe içimde büyüyor demişti bana bir mesajında...

halilin mutlu olduğunu görmek içten içe benide sevindiriyordu. saat 8 gibi seda eve gitmesi gerektiğini söyledi halilde biraz daha oturalım ben seni bırakırım dedi.ben isterseniz burada kalın yalnızlıktan çok sıkıldım deyip dert yanıyordum. seda yok canım daha neler diyerek hoşnutsuzluğunu dile getirdi. halil bozulmuştu ne olur yani kalsak tamam ayrı odalarda kalırız dedi açık yüreklilikle. seda neyse biraz daha oturalımda bakarız diye yanıtladı. halilin gözleri parlıyordu demek ki daha önce hiç birlikte kalmamışlardı. muhabbet hoşuma gittiği için sonlanmasın istedim.hem yalnızım evde, ders çalışmaktan gına gelmiş oturur laflarız film falan izleriz diye düşünüp evde kalmaları için davet etmiştim. kabul etmeleri benim için iyi olurdu. zaten seda sınırları olan bir kız olduğunu belli ediyordu tavırlarıyla. halilin bir kaç kez bana dert yanmasından bu sonucu çıkarmıştım. yani anlatmak istediğim şey seda öyle salık bir kız değildi. halille aynı yatağa girecek kadar cesareti yoktu, böyle bir şeye izin vermezdi. bunu bilerek yapmıştım teklifimi... gerçi aynı yatakta yatsalar umrumda olmazdı. sedaya yaranmak için onun gözünde iyi olmalıydım.bu gece bunun için oldukça iyi bir fırsattı. eğer onunla yakınlaşırsam belki yeni arkadaşlarda edinebilirdim...

gene mi geldi bu amua goyim

seda telefonla konuşması gerektiğini söyleyerek ayağa kalktı. benim odamda konuşabilirsin dedim.o gittiğinde halil vallahi çok kral kızsın merve çok sağol ya dedi. sevinmiştim.izin alırsa eğer güzel bir akşam geçiririz dedim gülümseyerek. umarım izin alır ya çok heyecanlandım lan sevgilimle aynı evde kalıcam ohh beee dedi. ufacık çocuklar gibi sevinçliydi. seda geldiğinde anneme yalan söylemek zorunda kaldım ama sevgilimle aynı evde kalacağım buna değerdi diyerek halile gözleri parlar bir şekilde baktı. ikisi sarıldılar birbirlerine... içimden işte normal olan bu dedim.bir kız ve bir erkek...

rezerve

halil bir kaç bira alalım muhabbetle iyi gider diyerek ortaya laf attı. bense seda içerse olabilir dedim. bira değilde şarap içebiliriz eğer isterseniz dedi keyfi yerindeydi.bu teklifine hayır diyemezdim olur dedim. halilde yiyecek bir şeylerde alayım yemek yapalım mı ister misiniz diye sordu. olur biz sedayla hallederiz dedim. saat 9 falandı halil evden çıktı sedayla başbaşa kaldık...

+hakkımda yanlış şeyler düşünmeni istemem ilk defa böyle bir şey yapıyorum.sen olmasan zaten kalmazdım.
-merak etme ben o tarz bi kız değilim.hem seni daha yakından tanımak istediğim için kalmanızı istedim.
+evet birbirimizi tanısak daha iyi olur. halil sana oldukça fazla değer veriyor.
-sağolsun benim içinde çok değerlidir...
+erkek arkadaşın yok mu?
-bu sene böyle şeyler düşünmüyorum ya bana göre değil.
+anladım.

sanki üzerimde bir üstünlük kurmaya çalışıyordu. değişik bi kızdı.az zaman geçtikten sonra halil şarap ve tavuk alıp gelmişti.siz ellemeyin ben hallederim deyip mutfağa geçti.biz önden şarabı açıp sedayla muhabbete başlamıştık. annem arayıp muhabbeti böldü arkadaşlarımın kalacağını söyledim evi dağıtmayın demekle yetindi.
annemin boynuma taktığı tasma giderek esniyordu, kuralları genişletmişti. evimde bir erkek çocuk vardı fakat annem oralı bile olmuyordu.ne istesem izin veriyordu. büyüdüğümü düşünüyordu, özgürlük alanımı genişletiyordu. bana çok güveniyordu ve bu güven beni özgür kılıyordu.bir kaç kez konuşmuştuk erkekler ve arkadaşlıklar hakkında. bana ders niteliğinde öğütler vermişti hiç aklımdan çıkmayan... erkekler böyledir şöyledir tarzında cümleler.sen genç bir kızsın demişti, yaptıkların sadece seni ilgilendirir. bende genç kızdım bir zamanlar seni anlayabilirim o yüzden kendi sınırlarını aşmadan dilediğini yapabilirsin demişti... çağdaşlık mı bu?henüz yaşım 17...

pişmanlık duyup da bir gün anarsan
'nerdeyim, nasılım' diye sorarsan
bir ayrılık şarkısı seç
sessizce çal benim için

http://www.youtube.com/watch?v=LKV9DkAqHYM

ayraç amk

seda üzerindeki gerginliği atmıştı artık bana daha içten davranıyordu. halili seviyorsun değil mi diye sordum evet çok mu belli ediyorum demişti. birbirinize bakışınız bile farklı umarım hiç ayrılmazsınız dedim... umarım dedi şarabından bir yudum aldı. halilin paketi nerede bir sigara içeyim dedim çantamdaydı dur dedi sigara getirdi o da yaktı bir tane... keyifliydi. biraz konuştuktan sonra halil hadi kızlar sofrayı hazırlayın dedi kalktık kendi çapımızda güzel bir sofra hazırladık... yemeğimizide yedikten sonra güzel bir film izlemeye karar verdik. laptopu getirdim ikili koltuğa üçümüz sığıştık. ortada halil oturuyordu laptopu sehpanın üzerine koyduk. ardından beraber film seçtik ve izlemeye başladık.

"Mathilda: Seni kaybetmek istemiyorum,Léon.

Léon: Beni kaybetmeyeceksin, Mathilda. Bana yaşama zevki verdin. Mutlu olmak, yatakta uyumak, kök salmak istiyorum. Tekrar yalnız kalmayacaksın, Mathilda. Lütfen, şimdi git bebeğim, git. Sakinleş. Aşağı in. Git. 1 saat sonra Tony'nin yerinde buluşuruz. Hepsini temizleyeceğim. Seni seviyorum, Mathilda.

Mathilda: Ben de seni seviyorum, Léon."

bir çok repliği ezberimde yer etmiş olan film... muhteşemdi. tıpkı ağır romanın son sahnesinde hep yek diyen müjde ar gibiydi leon'un hayata veda edişi. mathilda'nın saf duyguları nefesimi kesmişti. seda daha bi sıkı sarılmıştı sevgilisine. ağlamamak mümkün değildi... yalnız olduğumu iliklerime kadar hissetmeye başlamıştım. film sona erdiğinde kendimi garip bir boşluğun içinde buldum. duygularım alt üst olmuştu nedense. ikisini sarılırken görmek, sedanın halilin boynuna öpücükler kondurması, kokusunu içine çekmesi benim moralimi bozuyordu. şarap bittiğinde seda yarın erken kalkacakmış zaten sizde yatarsınız fazla geç olmadan deyip yatmak için müsade istedim. onları başbaşa bırakmalıydım, doya doya sevsinler birbirlerini... ayrı odalarda yatmayacakları belliydi benim odamda yatabilirsiniz yer yatağıda var deyip yatak odasına doğru yol aldım... onları öyle görmek canımı yakmıştı.

Vur kadehi ustam bu gece de sarhoşuz
Kalan sağlar bizimdir acıdan mayhoşuz
iki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze
Bundandır böyle dibe vuruşumuz

http://www.youtube.com/watch?v=IFUZ7jqBSjI

hepinizin tahminleri var hikayenin ilerisine dair... tahmin edilebilir mi bu yaşananların devamında ne olacağı? hiç sanmıyorum. neyse devam.

evet yalnızdım... şimdi bunu iliklerime kadar hissediyordum. normal olan bu işte merve dedim,bak ne kadarda mutlular görüyor musun? peki ya sen mutlu musun? hayır değilsin. saçmasapan işlerle kendini yalnızlığa hapsettin. korktun çünkü her şeyden... yalnızsın merve. böyle giderse hepte yalnız olacaksın.
miray düştü aklıma o gece... ister istemez aklıma geldi işte ne biliyim. sevgiye dair bildiğim, hissettiğim tek şey oydu çünkü. sıcaklığını hissettim sonra, bakışı geldi gözümün önüne. haksızlık mı ettim acaba? biraz cesaretim olsaydı şimdi onunla mı olurdum hala? kendimle olan savaşım tekrar başladı o gece... neyi doğru neyi yanlış yaptım bilmiyordum. şöyle bir düşündüm yaşadıklarımı, üzerinden geçtim olanların. vardığım sonuç : saçmalık.

istediğim tek şey mutluluktu... hepimizin yanlışı burada başlıyor işte! mutluluk denen kavramı hep başkalarında arıyoruz, kendi içimize hiç bakmıyoruz. mutlu olmak istiyorum dediğimizde her zaman birisi olsun beni sevsin ben onu seviyim geçinip gidelim demek istiyoruz. sevgilimizle mutluysak mutlu, mutsuzsak mutsuz oluyoruz. karşımızdakine bağlıyoruz mutluluğumuzu. oysaki en büyük yanlış bu işte.iki mutsuz insan tanıştığında ve işler yolunda gittiğinde mutluluğu bulduğunu sanar ama bu bir yanılıştır aslında. bence insan önce kendi içinde mutlu olabilmelidir. mutluluk gibi kavramlar başkalarına endekslendiğinde her zaman yerle bir olmaya mahkumdur! herkes gibi bende düştüm o yanlışa o zamanlar... mutluluk arıyordum, birazda huzur. dersler benim için birinci plandaydı, öylede olmalıydı. geleceğim için bir çok şeyden vazgeçiyordum. benim yaşımdaki gençlerin sosyal hayatları varken benim sosyalliğim haftada 1 kez dışarı çıkmaktı. okuma kitaplarının ve test sorularının arasında geçen bir gençlik.yaz tatilimi saymazsak ne yaşadım ki?sıkıldığımı hissetmiştim.o gece kendi kendime bi karar verdim.bu böyle gitmeyecek merve... kendi kendimin derinliklerine indiğimde gerçekten 'mutsuz' olduğumu keşfetmiştim...

dengesizlik gençliklerimizin en büyük yanlışı değil mi?bir gün öyle bir gün böyleyiz çoğumuz. kararlarımız sağlam değil, düşüncelerimiz değişken. çoğumuz çocukça davranışlar sergiliyoruz kendimizi büyük zannederek oysaki sadece bluğ çağındaki gençleriz o yaşlarda... doğrularım, düşüncelerim,sınırlarım değişken. belki sağlam karakterli olanlarınız vardır aramızda. yani o yaşlarda yere sağlam basan, neyin ne olduğunu bilen insanlar... ama bilmiyorum ben böyleydim işte... insan boşluğa düştüğünde kendinden hiç beklemediği hareketler yapabilir. mutsuzluk insanı her şeye itebilir!

ve bazen tek bir mesaj her şeyi değiştirebilir...

'özledim... '