Emeğe saygıdan ve denizci olduğu için up

rezerve

ulan gemici diyince uzun yol vardiya zabiti bekliyodum o yüzden okumadım

okuyan yok, neyse bitirmek adına kısaca özetleyip son entryi giriyorum. sex am züt meme muhabbetine girmeden özetleyip hikayeyi bitireyim. belki hikayesini tamamlamayan yazarlarımıza örnek oluruz...

bu kızlar 2 ay boyunca kaldılar beyler bizim burda. 2 ayllık süre zarfında aramızda çok şey yaşandı, laurayla ben birlikte oldum, fakat gitmelerine yakın selinayla sevgiliydik. selinay bana hayatımda tanıdığın en iyi insansın diyerek veda etti. papelle 2 senedir konuşmuyoruz, nedenini hala bilmiyorum. lauraya gelirsek o herşeyden bi haber, hala onu sevdiğimi sanıyor. seviyordum yalan değil. onunla da çok iyi günlerimiz oldu. ama ilk gördüğüm kız, selinay. o başkaydı.

aradan 2 sene geçmesine rağmen 2-3 hafta önce facebookta rastladım selinaya, nişanlanmış dıbınakoyim :D böyle istemsizce çok sevindim, umarım çokmutlu olur, çünkü gerçekten çok iyi bir insandı. fakat size bir tavsiye vermek istiyorum.

eğer herhangi bir kıza açılmak istiyorsanız ve açılmaya korkuyorsanız her ne düşünüyosanız o düşündüğünüzü bırakıp gidin ve onunla tanışmak istediğinizi söyleyin. bu tipiniz, paranız ya da giyinişinize bağlı bir olay değil. tamamen öz güvenle alakalı. özgveniniz varsa size bakmayacak kız yok, inanın bana, bi dost tavsiyesi olarak burada bulunsun.

ve beyler; bu hayatta hiç kimseye güvenmeyin.

ve ve ve dostunuzu iyi seçin. bakın ömrünüz boyunca seçtiğiniz seçimlerin en önemlisi dost seçimidir. dost insanı vezir de eder rezil de. siz vezir olmayı isteyin. gerçek bir dost kadar iyi bir şey yok bu hayatta...

ha bana sorarsanız, ben hala gerçek bir dost bulmuş sayılmam, ama ileride karşılaşacağımı düşünüyorum. şimdilik benden bu kadar

okuyan varsa teşekkür eder saygı ile bir hikayenin daha sonuna gelmek üzere klavyemi burada sonlandırırım.
iyi eğlenceler

saat 10.00
lauradan hala bir mesaj yok. bizim burası şuan kuşadasına bağlı bi belde beyler. kışın 5000 nüfuslu küçük bir kasaba. küçük yer yani.

abimlerle sahil pazarında yürürken papel selinay laura ve 1-2 o gruba ait erkek gördüm. çok eğleniyorlar gibiydi. ben dağıldım. hele lauranın da orada olup çok eğleniyor görünmesi..

ne bekliyordum ki? yani kız ben gelmediğim için kendini otel odasına mı kapatsın, eğlenecek tabi. aynı gece bunlar diskoya falan gitmişler, haberini aldım..

haziran 28
gemi sezonunun ikinci günü.. papelle aramıza bişeyler girmişti. o gün hiç sohbet etmedik, zaten konuşacağımız birşey de yoktu..

ilerleyen saatlerde papelle kaptanın konuşmasına tanık oldum, aynen şöyleydi :

Papel : Kaptaaan, nasıl var mı bişeyler (burada dün kız alıp almadığını soruyor kaptana)
Kaptan: Ohooo papelcim, biz eskilerdeniz bilirsin, her dümende vardır 1-2 bişey
Papel : Bilmem mi kaptan, bizde dün gece epey hızlıydık. Sezona hızlı başladım. Aynı gecede 2 farklı kişiyi aldım diyip gülüşmeye başladılar.

ne gelir aklınıza ? laura ? selina ?

tabii ki şeytan rahat durmuyor. artık sinirim artmıştı ve intikam istiyordum.

okuyan varsa devam edeceğim, yoksa detaya inmeden bitireceğim?

Edit: kurs başlıyor , o zaman kadar okuyan varsa gelince devam ederim

biz laurayla ilerlemiştik. papel ile selina da ilerlemiş olmalıydı, hiç ses çıkmıyordu.
biz laurayla denizden çıktığımızda sahil boştu ve papelle selina orada yoktu. selinayla aramda hiçbir şey yaşanmamasına rağmen içimde hala bişeylerin ters gittiği dürtüsü vardı. bilmiyorum nedenini.
lauraya akşam için bi planın olup olmadığını sordum. o da olmadığını söyledi. saat 9 gibi benden mesaj beklemesini söyledim ve eve geçip hazırlanmak için yola koyuldum.

eve vardım, o ortamı şimdiden özlüyorum be. abimler, ablamlar, ufak yeğenlerim dayımlar tüm aile toplanırız her yazları. şu hayatta her şey bir yere, onlar bir yere. dünyada örnek aldığım tek insan abim diyebilirim. abim öğretmenlik yapıyor, bu yüzden sadece yaz aylarında görüşebiliyoruz. özlem büyük anlayacağınız.

abimler bana akşam 9.30 gibi hep beraber sahile inip gezelim, gelir misin dediler. ne diyeyim beyler, kızın yanına mı gitsem, yoksa her şeyden değer verdiğim abimin bu istediğini geri mi çevirsem?

siz olsanız ne yapardınız?

ben abimlere olur dedim ve lauraya bir mesaj atıp bu gece için üzgünüm, yarın gece görüşsek olur mu? tarzından bişeyler yazdım

esprili bi şekilde ne lan o, çok hızlısın bugün dedim. o da her zaman kaanki, bilirsin dedi. içten içe kıl olmaya başlamıştım. iyi dedim.

aklıma bir plan gelmişti. ve o planı uygulamak için tüm işimi bırakıp o grubun arasında daldım. hoşlandığım kızla papel çoktan kaynaşmışlardı bile.. (arkadaşıma papel deriz kendi aramızda)
bende aynı gruptan başka kıza yazdım ve o kızın telefon numarasını aldım. kızların hepsi güzeldi, fakat hep 1 tanesi daha çekici, daha güzel gelir ya. o da hep olmayacak olandır. heh işte öyle bi muhabbet..

neyse biz bunlarla tur boyu sohbet muhabbet baya konuştuk. tur saati de öyle kısa bi zaman değil. sabah 8 de çıkıyoruz akşam 6 gibi limana geri dönüyoruz. tuvalet nerede diye soran kızlarla aynı gün içinde o tuvalette çok sex anılarımız oldu, neyse konuyu dağıtmadan

biz limana vardık. papel bu kızla baya ilerlemiş durumdaydı. bi ara 10 dakika arayla alt kata inip tekrar geri geliyorlardı. ben anlamıştım, artık o kız kuş olup uçtu. ama içerimde böyle bi öküz yatıyodu. o kızı önce ben görmüştüm, ben istemiştim. şimdi papelin kızı alması içten içe bitiriyordu beni.

limana vardık, çapa falan ipleri bağladık tekrar. tüm müşteriler tekneden ayrıldı, sadece o grup kaldı teknede. oturup viski açıp viski içmiştik. saat 7-8 gibi kafalar hafif çakır sahile gidip tekrar takıldık kumsalda. laurayı alıp denize geçtim. papel de o bahsettiğim kız selinayla sahilde kaldılar.

biz laurayla baya öpüştük denizin içerisinde, detaya inmicem ama yarım saat denizde kaldık işte. zaten ilerki partlarda peçeteleri hazırlayın uyarısını yapacağım

çapa atıldı. ben tişörtümü çıkarıp denize atladım ipi bağlamak için. bizim en havalı göründüğümüz andır. atlarken havada binbir şekle girip suya düşüşümüzü en güzel göstermeye çalışırız, ki bunda çok başarılıyız. atlarken herkesin gözü sende, herkes seni izliyor, senin ipi bağlamanı bekliyor. inanılmaz bi duygu..

ipi bağlamaya giderken gözüm üst kattaki grupta, onları izliyorum onlar da beni izliyor. ipi bağladım ve tekneye geri yüzmeye başladım. tekneye çıkarken grubtaki 2-3 ayrılmış kız beni kesiyor. diğer kızlar da kesiyor tabii de onları giblemedim, ekmek büyük.

tekneye çıktım, havlumu alıp silindikten sonra tişörtümü giydim, üst kattaki kaydırağı açmaya çıktım. bu grup orada hazırlanıyor denize girmek için. yanlarına gidip iyi eğlenceler diledim. teşekkür falan ettiler biraz lafladık ayak üzeri

ilk görev tamamdı, ben buradayım hissini verip beklemek kalmıştı geriye. bizim prensiplerimizde hızlı olmak var. hızlı olan kızı alır, kızı kaybeden üzülmez başka ekmeklere yönelir..
ben içlerinden birisini limandan beri kesiyorum. ama kız afet, yazın ilk turu bir de.. onunla başlamak mükemmel olurdu diye düşünürken arkadaşım yanımdan atılıp kızlarla konuşmaya başladı. ben bunları izliyorum gülüyolar eğleniyolar falan.
bişey çaktırmasam da çok bozuldum buna. ama hata bendeydi. eğer söyleseydim onlara yazacağımı öyle bi olay olmazdı.

yemek servisi için herkesi alt kata aldık. 3 kişi eldivenlerimizi takıp sıradaki müşterilere yemek dağıtıyoruz. sıra bu kızlara geldi. bu kızların hepsi arkadaşıma bakıp gülüyor, arkadaşım da kaş göz yaparak anlaşmaya çalışıyor onlarla.. anlaştığını da düşünüyorum.

kızlar en öne geldiklerinde arkadaşıma peçeteyi geri veriyor ve gülüp yukarı çıkıyorlar. ben anlamıştım, numarasını almış..

tekne sayımını yapmak için tekneyi geziyoruz. samimi dediğim 2 arkadaşım benle aynı teknede çalışıyor. ben üstü sayıyorum, alt sende dedi bana. tamamdır kardeşim dedim.

sayım bitti. arkadaşla birlikte kaptanın yanına gidip tam olduğumuzu söyledik, ve yola çıkmak için iskele ve sancak iplerini çözmeye doğru yürüdük teknenin kıçına.
bahsettiğim hollandalı grup yukarı kattaydı. onları görememiştim, ama gün uzundu ne yapıp ne edip onlarla konuşacaktım.

biz yunanistan göçmeniyiz, resim isteyen panpalarıma özel olarak resim atabilirim, bizim burada tipsiz insan sayısı çok azdır. daşşaklı, sağlam fizikli iri yarı adamlarız.

neyse biz indik yemek yapıyoruz müşterilere. ilk çapa attığımız yerde kalıp yemek servisi var. işte dedim, zaman geldi kızları görmek için sabırsızlıkla bekliyordum. arkadaşıma da bahsetmiştim bu gruptan. o yukarıyı sayarken görmüş, bana belli etmese de onun da kızlarda gözü kalmıştı..

oo reyiz

kuşadasında yaşıyorum panpalar. bilen bilir, burası yazları epey turist göçü alır. her yerden insana rastlayabilirsiniz. az sonra uzun soluklu bir hikayeye başlayacağım. hikayenin en temel esası tabii ki hikayeyi yarıda bırakmamak. beni daha önce takip eden varsa bilirler ki hikayeyi kimse okumasa bile başladığım hikayeyi bitiririm, bu hikayeyi de bitireceğim...

2 sene kadar öncesiydi, bizim burda yat tekneleri vardır meşhur. öğrencilerin çalışma merkezidir yazları. denizin üzerinde her gün yelken açıyorsun, gelen müşterilerle ilgileniyorsun çok kıyak bi iş..
benim samimi olduğum baya arkadaşım farklı gemilerde çalışıyor miço olarak. bizde öyleyiz tabi. yaptığımız iş aynı farklı tekneler sadece.

haziran 27
beyler burası mahşer günü gibi, tüm tekneler dolu, karı kız kaynıyo. nereye baksan am züt meme. biz alışkınız tabii bunlara farklı bişey gelmiyo artık. o gün bizim tekneye hollandalı bir grup geldi. yaklaşık 15 kişi falan. 6-7 tane kız var gerisi sap. beyler kızların hepsi afet dıbınakoyim. o gün içimden dedim aha bugünkü avlar bunlar, hazır ol

devam edeceğim.

edit: en ufak bir yalan yok hikayede. tamamen yaşadığım olayları sizlere aktaracağım