gece saat 2 ye geliyordu. kitabımı okuyordum her zamanki gibi odamda. susadım biraz su içmeye mutfağa gittim. odama geri dönerken kapıdan ses duydum. merdivenlerden ayak sesleri geliyordu. birisi koşuyordu sanki. çok geçmeden kapı çaldı. açtım kapıyı. babamdı gelen ama pek mutlu değildi. elinde bi dosya vardı. üzerime doğru fırlattı dosyayı ve yüzünü yıkamaya gitti. dosya icra ile ilgiliydi. sanırım eve icra gelecekti. bikaç dakika sonra babam geldi odama. yüzüme 2 saniye baktı ve tokadı indirdi. yatağın üzerine düşmüştüm ben. odadan çıkarken babam şunları söyledi. "gibtirgit evden gözüm görmesin seni". napayım ben de hazırladım bi bavul bi de sırt çantamı aldım çıktım dışarıya. nereye gideceğimi düşündüm. aklıma sevgilim geldi. irem.

panpalar ilgi olsun ondan sonra yazacam partları

yolda yürüyordum. soğuktu biraz hava ama ben severdim soğuğu. kulaklığımı taktım müzik eşliğinde yoluma devam ediyorum. zaten 2 sokak ötedeydi iremgilin evi. iremden bahsedersem biraz, 1.67 boylarında hafif toplu birisi. lisede tanışmıştık. bense 1.83 boyunda zayıf biriyim. iremin evine gelmiştim bu arada.

girdim eve geçtik salona dinlenecem biraz. ev boştu bugün çünkü semiha teyzegil bir gün önce tatile gitmişlerdi. irem de derslerine çalışacağı için burda kalmıştı. yani 2 hafta burda kalabilirdim. yarım saat kadar uyudum biraz sonra irem uyandırdı beni. saat 4 e geliyordu. bişeler hazırladı beraber yedik. sonra topladık sofrayı bi kahve içelim dedik. içerken icra mevzusu açıldı.
i:irem  K:ben
i: baban çok kızdı mı?
K: biraz.
i: keşke almasaydık şu arabayı. çok mı gerekliydi?
K: ne diyeyim. haklısın. ama napayım bi tutkudur aldım. keşke almasaydım.

92.000 tl ye bi araba almıştım geçen ay. evde babamla ben kalırdık. babam asgari ücretli. ara sıra ben de evi geçindirmek için çalışırdım nereyi bulursam. arabamız yoktu maalesef ben de daha iyi gelişirim falan diye babamdan gizli kredi çektim. sonra gittim aldım arabayı. babam öğrendiğinde pek bişey demedi aslında ama bozulduğu gözlerinden belli oluyordu. sonuçta 92.000 tl girmiş.

o gün iremin kursu vardı. kursa gitti sabah erkenden. ben de kafamı dinlemeye çalıştım. acaba babam napıyordu şuan. tabi bilmiyordu arabanın çalındığını da. kafam aşırı dolmuştu. hiçbir şey düşünemiyordum artık. benim küçük bilgisayarı açtım biraz oyun falan oynadım. kafam azcık dağılmıştı. irem geldi öğlene doğru.
i: akşama doğru dışarı çıkalım mı istersen
K: olur. nereye gidelim?
i: hiçbir fikrim yok. kafan dağılır falan diye dedim.
K: valla hiç eğlenecek hal de kalmadı bende. bugün çıkmayalım bence
i: tamam olur nasıl istersen.

akşama kadar karşılıklı oturduk iremle. ne yapsak ne etsek. hiçbir şey düşünemiyorduk. 15 gün içinde ödenmezse o para haciz kapıda. tabi kaldı 14..
o an babamı aramak geldi aklıma. acaba açar mıydı? tersler miydi? neyse ki bi özgüven geldi ve aradım. açtı telefonu.
B: babam K: ben
K: alo baba
B: efendim
K: nasılsın iyi misin rahatın nasıl
B: iyiyim.
...
B: kemooxdd
K: efendim baba
B: ben biraz agresif davrandım sanırım. özür dilerim. yarın öğlene doğru gelin iremle.
K: yok estağfurullah baba önemli değil. ama öğlene kadar iremin kursu var. biz akşam gelelim.
B: tamam olur. kendinize iyi bakın.

şimdi dertlerimin arasına arabanın çalındığını söylemek de girdi. nasıl söyleyecektim ben şimdi? yok ya söylemesem daha iyiydi bence. irem uyumaya gitti. yaktım bi sigara düşüncelere daldım. sigara içtiğimi de kimse bilmiyor iremden başka. zaten kimsem de yok bi irem bi babam bikaç kuzenim ve bikaç arkadaşım.
sigaram bitince mutfağa gidip bi su içtim. geçtim içeriye uzandım. anında uyumuşum.
sabah kalktığımda saat 9 a geliyordu. irem kursa gitmişti. onun gelmesini beklerken bi sigara yaktım bi de şarkı açtım. bi süre sonra karnım acıkmıştı. bizim evin yanında bi tane dürümcü vardı çok severdim onun dürümlerini. sipariş vermek aklıma geldi. neyse geldi dürüm yedim falan. irem de geldi eve.

irem de gelince bi çay koydum ben. biraz ders çalıştık. saat 2 ye geliyordu.
i: gel babana gitmeden bi dışarı çıkalım temiz hava alalım
K: aynen gel çıkalım. evde otur otur beynime kan gitmez oldu. başım da ağrımaya başladı artık.
i: ağrı kesici ister misin
K: yok ya teşekkür ederim

ben hayatım boyunca hiçbir zaman ilaç içmedim bu arada. doktora da gitmişliğim pek yoktur hatta. nedenini bilmiyorum ama ilaç içince daha çok ağrı yapıyor.

dışarı çıktık şöyle bi yürüyül yapalım dedik. bikaç saatimiz öyle geçti. hava kararmaya başladı. babama gitme saatimiz de yaklaşıyordu.

akşam oldu ve gittik babama. kapıyı açtı geçtik oturduk içeriye. kek falan hazırlamış çay koymuş. bi 5 10 dk sonra konuya girdim ben.
K: baba
B: efendim
K: ben şey diyecem. araba.
..
araba çalındı.
B: ne? ne zaman
K: bikaç gün oldu. iremle bi kafede oturuyorduk. park yerleri hep doluydu. ben de diğer sokağa park ettim. park etme de değil... anahtar üzerindeydi.
B: oğlum sen mal mısın? neden anahtarı üzerinde bıraktın? herneyse neden çalıntı ihbarı vermedin?
K: senden korktum biraz.
B: allahım senin gibiler sayıyla mı veriliyor başıma.. ulan çalındığında bana söyleseydin ya. bi dayak yerdin ama araba bulunurdu. şimdi kim bilir şehir dışına çıkmıştır arabayı çalan. sana diyecek bişeyim yok artık.. defolun evimden. bir daha beni arama!.

irem pek karışmak istememişti. kovunca mecburen çıktık evden. ama en azından söyledim diye kendimi avutuyordum. içimde söylemediğim bişey kalmadı diye...

adam haklıydı amk. neden insan anahtarı üzerinde bırakıp başka bir yere gider ki? neyse bunları düşünecek durumda değildim. iremin evine gittik. saat geç oluyordu. yattım uyudum.

ertesi sabah telefon sesiyle uyandım. babam arıyordu. iyi de neden arasın? neyse açtım telefonu. ama arayan babam değildi. polis diye tanıttı kendini.
P: polis K:ben
K:alo
P: harunun oğlu sen misin
K: evet benim buyrun. babama bişe mi oldu?
P: maalesef. kendini asmış

telefon elimden düştü. konuşamadım. şoka girmiştim. irem kurstaydı. ona sonra haber veririm diye düşünüp babamın evine gittim.

olay yerinde polisler vardı. gittim yanlarına. babamın kendini asarak boğduğunu söyledi. iyi de neden?
iremin gelmesini bekledim. her zamanki saatinden geç geldi bu sefer. neden geç kaldığını sorduğumda beni tersledi. üzüldüğünü düşünerek üzerine gitmedin fazla.
ertesi gün babamı sonsuzluğa uğurladık. parayı ödemek için 2 haftadan az bir sürem kalmıştı. napacaktım ben? akrabalardan sadece kuzenlerim kalmıştı. 2 kuzenim vardı. birisi zengin ve almanyada yaşıyor. diğeri orta halli. almanyadaki kuzenimle hiç iyi değildi aram. arasam yardım eder miydi bilmiyordum. hatta tersleyedebilirdi.

almanyadaki kuzenimi aradım. şaşırttı beni. telefonu açtı ve normal bi şekilde konuştuk, dertleştik. konuyu paraya getirdim ve yardım edeceğini de söyledi. o an gözlerin dolmuştu. uzun süredir konuşmadığım kuzenim bana önemli bir yardımda bulunuyordu. neyse bunu ireme de söyledim. o da sevindi. o günümüz biraz mutlu geçmişti.
ertesi gün parayı çekip ödemeye gittik. ama bi sorunla karşılaştık. iyi olabilecek bi sorun aslında bu. para yatırılmış daha önceden. hem de tam yatırılmış. ne ekgib ne fazla. acaba kim ödedi bu kadar borcu?

her şey karışmıştı. o kadar parayı da kuzenimden boşuna almıştım. e geri de gönderemezdim. napacaktım ben bu parayı. iremle eve geçtik. uzun bi süre düşündük kimin yapmış olacağını. acaba babam ödeyip mi intihar etti? birsürü soru geldi aklıma. akşam çay içtikten sonra bi sigara yaktım. yarın evime gidip etrafa bakmayı düşündüm. belki bişeler bulurdum.

sabah oldu. irem kursa ben de babamın evine. kapıyı açtım girdim içeri. beni bi özlem duygusu sardı. zamanında 6 kişi yaşadığımız evde şuan tek kişiyim. annem, babam, kardeşlerim aklıma geldi. gözmün önünden geçtiler teker teker. evi dolaşıyordum biraz. yatak odasına geçince bi kağıt dikkatimi çekti. bir nottu bu. babamdan olabilirdi bu not. hemen açtım okudum notu.
"oğlum. bu notu bulursun belki diye yazıyorum. o parayı ödedim ben. bankada bir miktar param vardı. onun bi kısmını senin borcunda kullandım. hala biraz para var hesapta işine yararsa. ben artık daha fazla yapamayacam. annen ve kardeşlerinin yanına gidiyorum. kendine iyi bak. tüm hakkım helal olsun sana. sendense tek istediğim şey şu, iremle güzel bir aile kur. onu asla yalnız bırakma."