/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +38 -4
    Çok sıkıldın ve telefonunu alıp saate bakıyorsun. Saat gecenin üçü. Canın sıkılmış bir şekilde Facebook’a giriyorsun. Boş boş dolanırken bir anda bir mesaj geliyor. Hiç tanımadığın birinden. Mesajda büyük harflerle “CAMA BAK!!!” yazıyor. Sen korkuyorsun. Ama sonra arkadaşlarından biridir ve bana şaka yapıyordur düşüncesiyle cama bakıyorsun. Ama kimse yok. Biraz daha etrafa bakarken bir anda telefonuna mesaj geliyor. Bir fotoğraf. Ama sen bu fotoğrafı görünce çok korkuyorsun. Çünkü fotoğraf az önce sen camda iken evin önünde çekilmiş ve sende bu fotoğrafta varsın. Sen hemen telefonu yatağın üstüne atıyorsun.2 dakika sonra bir mesaj daha geliyor. Yine bir fotoğraf. Bu sefer daha korkunç. Çünkü bu sefer fotoğraf apartmanın içinde çekilmiş. Sen yine telefonu yatağın üstüne atıyorsun korkudan. Bir fotoğraf daha geliyor. Bu fotoğrafta senin kapını önünde çekilmiş. Sen fotoğrafı görür görmez hemen kapıya koşuyorsun elinde telefonla ve hemen kapıyı kilitliyorsun. Derin bir nefes alıyorsun. Odana gidiyorsun ve yatağına uzanıyorsun.Tam rahatladım derken, son bir mesaj daha geliyor. Bir fotoğraf ve altında bir yazı. Fotoğraf senin yatağına paralel olan elbise dolabından çekilmiş ve sen fotoğrafta aynı şimdi olduğu gibi uzanıyorsun. Altındaki yazı ise şöyle:

    SENi BULDUM!!!
    ···
  2. 2.
    +42
    Evde tek başımaysam osbir çekerim
    ···
  3. 3.
    +20 -3
    Ameliyathaneden çıkan doktor, dördüncü kattaki ofisine inmek için asansöre bindi. Yanında bir de hasta vardı. Asansör sekizinci kata gelip durdu ve kapıları açıldı. Asansör kapısının önünde küçük bir çocuk dikiliyordu.

    "Aşağı mı iniyor?" diye sordu çocuk. Doktor, çocuğu dikkatlice süzdü ve cevap verdi:

    -"Hayır, yukarı çıkıyor." Düğmeye bastı ve asansörün kapıları kapandı. Yanındaki hasta, doktora dönüp sordu:

    -"Neden çocuğun bizimle birlikte asansöre binmesine izin vermedin? Aşağı iniyorduk zaten." Doktor:

    -"Çocuk çoktan ölmüştü. Geçtiğimiz gün lösemi yüzünden hayatını kaybetti."

    -"Ölü olduğunu nerden çıkardın?" diye sordu hasta.

    -"Sol bileğindeki mavi bilekliği görmedin mi? Ölenleri morga zütürülmeleri için mavi bileklikle işaretlerler." dedi doktor. 

    -"Benimki gibi mi yani?" dedi hasta bilekliğini doktora göstererek.
    ···
    1. 1.
      0
      Amk kısa filmi var bunun
      ···
  4. 4.
    +13 -3
    Oğlumu gece yatağına yatırırken "babacığım lütfen yatağımın altındaki canavara bakar mısın" diye sordu espri yaptığını düşünüp yatağın altına baktığım da oğlumu gördüm. Bana fısıldadı "babacığım yatağımda yatan biri var"
    ···
    1. 1.
      0
      Hagibtir
      ···
  5. 5.
    +12
    Korktum bin
    ···
  6. 6.
    +10 -1
    Gece annenim beni mutfağa çağırdığını duydum. Tam odadan çıkarken annem seslendi "sakın mutfağa gitme o sesi bende duydum"
    ···
  7. 7.
    +10 -1
    Karım dün gece yarısı evde hırsız olduğunu söylemek için beni uyandırdı. Karım 2 yıl önce evimize giren bi hırsız tarafından öldürülmüştü..
    ···
    1. 1.
      +1
      Belki başka karısı var oçe xd
      ···
  8. 8.
    +7 -3
    Yorgun bi günün ardından akşam eve geldim. Işığı tam açacakken birinin eline değdim. Evde kimse yoktu
    ···
    1. 1.
      0
      Iy amk karanlıkta ışığı açarken aklıma hep bu oç şey geliyor tırsıyorum
      ···
  9. 9.
    +8 -1
    Ve en korkuncu. " Silik mi yedim yoksa." :D
    ···
  10. 10.
    +9
    üniversite yıllarımda ben ve arkadaşlarımın​ yaşamış olduğu bir olayı anlatacağım​. 2005 yılı, ilkbahar ayları. Ben Niğde’de üniversite 3. sınıftayım o zamanlar. Aynı sınıftan dört arkadaş bir evde kalıyorduk. Arkadaşlardan biri uyumsuz biriydi. Sürekli bizimle ufak sebeplerden ötürü tartışıyordu. Baktık olacağı yok, bizde üçümüz ayrı bir eve çıkalım dedik. Derslerden sonra üçümüz ev arıyorduk. Niğde’yi bilen bilir. Gittik Selçuk Mahallesinden bir eve baktık. Kirası uygundu biraz, o evi tuttuk. Murat, Okan ve ben o eve taşındık. Her birimizin ayrı odası vardı. Benim odada televizyon olduğu için genellikle arkadaşlar benim odaya gelir; televizyon izlerdik. Aradan bir iki ay geçti. Bir gün Murat “siz gece ışıkları açmadan mı dolaşıyorsunuz?” dedi. Okan ve ben birbirimizin yüzüne baktık ve ikimiz de ” yoo” dedik. Sonra ben ” ne oldu ki ?” dedim. Murat ” oğlum evden gece sesler geliyor” dedi. Ben biraz tırsmıştım. ” Ne sesi ya” dedik. Murat, “gece yattıktan sonra takur tukur sesler geliyor. En çok mutfaktan… Çekmece sesleri, tabak kaşık sesleri gibi. Ben siz gece su içmeye falan kalkıyorsunuz da ışığı yakmıyorsunuz sanıyordum” dedi. Hiçbirimizde uyurgezerlik yoktu. 3 yıldır birbirimizi tanıyorduk. Zaten daha önce de bir yıl aynı evde kalmıştık. Bir an, bir sessizlik oldu sonra “belki sana öyle gelmiştir,” dedi Okan. Ben evde bir şeylerin olduğundan şüphelenmiştim, fakat arkadaşlar korkmasınlar diye konuyu değiştirdim. Yine bizim sınıftan Ahmet adında bir arkadaş vardı. O zamanlar tek başına yıkık dökük bir ev tutmuştu, orada kalıyordu.
    ···
  11. 11.
    +8
    Karanlıktı, "Neden bu kadar hızlı nefes alıyorsun" diye sordu. Hızlı nefes alan ben değildim.
    ···
  12. 12.
    +8
    Kızım her gece beni ağlayarak ve çığlıklar atarak uyandırıyor. Mezarlığa gidip susmasını söyledim ama beni dinlemiyor..
    ···
  13. 13.
    +7
    Gece uyurken birisi cama vurdu. Uyandım, tam camdan bakacakken aynı sesi tekrar duydum aynadan geldiğini anladım..
    ···
  14. 14.
    +6
    Her zamanki gibi okula gitmek için servise binip cam kenarındaki bir koltuğa oturdum. Bir yandan müzik dinliyor bir yandan da dalgın dalgın servisteki diğer öğrencilere bakıyordum. Servisin sarsılarak duruşu beni kendime getirdi. Yusufun evinin önündeydik. Dışarıdan yan pencereye doğru bir el belirdi ve otobüs şoförüne devam etmesini işaret etti. Yusuf bugün hasta galiba diye düşündüm. 

    Okuldan çıktıktan sonra eve geldim ve akşam haberlerini seyretmeye başladım. Duyduğum son haberle neredeyse felç geçiriyordum. Yusuf ve tüm ailesi bu sabah kimliği belirlenemeyen biri tarafından öldürülmüştü. Aldığım bu kötü haberden sonra odama doğru süründüm ve uyumaya çalıştım.

    Ertesi gün yine okula gitmek üzere servise bindim. Olanlardan bihaber servis şoförü yine Yusufun evinin önünde durdu. Tam haberlerde duyduklarımı söyleyecekken yine solgun bir el belirdi pencerede. Devam etmemizi işaret etti.

    Olduğum yere yığıldım.
    ···
    1. 1.
      0
      Bi tak anlamadım mq
      ···
    2. 2.
      0
      Bi tak anlamadım mq
      ···
    3. 3.
      0
      Bunu her seferinde anlamiyorum aq
      ···
    4. diğerleri 1
  15. 15.
    -6
    Bundan korkucagimi mi sandin ahhahahahahahhaha
    ···
    1. 1.
      +1
      Helal et
      Gece tam üçte gördüm yazıyı bin
      ···
  16. 16.
    +5
    Kalbime bir ağrı saplandı gözlerimi açtığımda bir tabutun içindeydim. Etrafımdakilerin ağladığını ve hocanın dualarını duyuyordum ama ne hareket edebiliyordum ne konuşabiliyordum. Çok soğuktu korkuyordum..
    ···
  17. 17.
    +5
    Akşam başlayalım beyler
    ···
  18. 18.
    +5
    Beyler uzun hikayeler sizi sıkıyo diye kısa yazıyorum tabi isterseniz uzun yazıyım akşam
    ···
    1. 1.
      0
      Uzun yaz panpa
      ···
  19. 19.
    +2 -2
    Kesin 300 gün trend olur bu da yerimi alayım :D
    ···
  20. 20.
    +4
    Tek başına kirayı ödemekte zorlanıyordu. Biz “gel sen de bizimle birlikte kal” diyorduk, O da “bakarız, eğer çok sıkışırsam gelirim” diyordu. Ara sıra bizim eve geliyordu, oturuyorduk. Aradan bir hafta kadar geçti, akşam saat 6 sıraları. Evde sadece üçümüz vardık. Çıkalım dışarda bir şeyler yiyelim dedik. Murat ve Okan hazırlanmış benim odada televizyon seyrediyordu. Ben de banyoda lavabo aynası önünde saçlarımı jöleliyordum. Aynaya bakarken birden sanki bir şeyin beni izlediği hissine kapıldım. Kapı hemen yanımda, sağ tarafimdaydı. Tam orada bir karartı olduğunu fark ettim. Başımı çevirmeden göz ucuyla sağ tarafa baktım. Yüzünün her tarafı uzun siyah tüylerle kaplı, parlak sarı gözleri olan bir şey kapının arkasından başını uzatmış beni izliyordu. Sadece başını görebiliyordum. Uzun dik kulakları vardı. Yüzü gibi kulakları da uzun kıllarla kaplıydı. Tepesindeki kıllar yüzündekinden daha uzundu. Ağzı ve burnu kıllardan belli olmuyordu. Sadece sarı gözleri görünüyordu. O an kalbim yerinden fırlayacak gibi çarpıyordu. Aynaya baktım. Ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Göz ucuyla tekrar baktım, hala oradaydı. Başımı da yavaşca o yöne doğru çevirmeye başladığım esnada başını hızlıca kapının arkasına çekti. Odaya, arkadaşların yanına gitmek için bir adım attım; sonra “ya hala kapının arkasındaysa” dedim kendi kendime. Kalbim böyle bir karşılaşmayı kaldıramayabilirdi.
    ···