-
76.
+6Ameliyat tarihi geldiğinde apar topar hazırlanmam isteniliyor, daha sonrasında karakol komutanı beni odasına çağırıyor.Tümünü Göster
Bugün beni ameliyata zütüreceklerini, refakatçı olmaları için derhal ailemin veyahut bir yakınımın Bingöl'e gelmesi
gerektiğini söylüyor. Fakat Bingöl-istanbul arası çok fazla mesafe olduğundan ve ailemin de o dönem bir takım işleri dolayısı ile refakatçı olmalarını isteyecek
pozisyonda olmadığımdan bu mümkün olmuyor. Bundan mütevellit komutana durumu izah ettiğimde yine bana kızdı. Neden ailenin gelemeyeceğini başında söylemiyorsun,ona göre bir şey düşünürdük diye.
Akabinde alt devrelerden bir çocuğu refakatçı olmaları için benim yanıma veriyor ve ameliyat olmak üzre Bingöl Devlet Hastanesi'ne gönderiliyorum.
Ayrıca şunu da bilmelisiniz ki tüm bunlar yaşanırken, benim hatunun nerede olduğu,ne tak yediği bilinmiyor. Tülay beni sürekli arayıp bana hatun hakkında bir takım
anekdotlar verse de,işte aslında seni şöyle seviyor, böyle seviyor ama geçmişteki sorunları hala kafasından atabilmiş değil gibi şeyler.Bu yüzden arayamadığını, sabretmem gerektiğini söylüyor.
Geçmişteki sorunlar dediğimkısma gelecek olursak da,hiç gelmesek daha iyi.O kadar geniş alıp hikayenin seyrini bozmanın lüzumu yok.
Fakat şunu söyleyebilirim, askerde yapayalnız bıraktıracak
cinsten konular yoktu ortada.
Velhasıl kelam genel anestezi ile uyutulup kasık fıtığı ameliyatım gerçekleşiyor. Ameliyat olduktan yaklaşık 6 saat sonra uyanıyorum. Uyandığımda hatundan bir çağrı
geldiğini gördüm.Çağrıyı cevapsız bıraktığım için bir de mesaj atmış,
"fasist arıyorum ulaşamıyorum,bu ne sorumsuzluk? Merak ettim!" yazıyor. Güler misin ağlar mısın dıbına koyayım? Fakat genel anestezinin etkisi hala az buçuk devam ettiğinden
arayıp konuşacak pozisyonda olmadığım için sadece mesaj ile karşılık vermek istiyorum.Ama mesaj atacak halim bile yok dıbına koyayım. Refakatçı olan çömezime seslenip
telefonu verip yazmak istediğim mesajı söyleyip mesaj attırdım.Ölüm döşeğinde bile mesajı yanıtsız bırakmıyorum dıbına koyayım ahaha.. Mesajda da şuan pek iyi olmadığımı
konuşacak duruma geldiğimde ilk onu aramak istediğimi yazdırdım.
Geceyi hastanede geçirdikten sonra, öğlen saat 12-1 civarı doktor odama geliyor, ameliyat olan bölgeyi kontrol edip bugün taburcu olmam gerektiğini söylüyor.
Ama herifler beni nasıl kesmişlerse artık, yatağımdan bile o kadar zor kalkıyorum ki anlatamam size. Tuvalete gitmek falan hele, kabir azabı gibi geliyordu.
Ben doktora birgün daha kalmam lazım desem de taburcu ediyorlar ve ailemi arayıp erkenden taburcu ettiklerini ve uçak bileti almalarını istiyorum.Şimdi normalde
hava değişimine giderken devlet de size uçak bileti kesebiliyor. Fakat bunun bir süresi var.Öyle ha diyince devlet bileti elinize vermiyor.1 hafta süre içerisinde
devletin bana bilet kesebileceği söylendiği için ve bu 1 hafta süresince benim hava değişimi hakkımdan gittiği için bunu kabul etmeyip, kendi imkanlarımla, yani ailemin
almasını istiyorum. Fakat talihsizlik şu ki taburcu olduğum gün için Bingöl-istanbul arası uçuşa bilet bulunmadığı gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Haliyle Bingöl'de bir
gece daha geçirmem gerekiyor. Dolayısıyla karakol komutanını arayıp durumu izah ettim. Komutanım bilet bulamadık,bu gece burada kalmam lazım fakat hastanede de kalamıyorum.
taburcu edildim, çıkış belgelerim verildi diyorum. Beni bu gece için karakola alıp alamayacaklarını soruyorum. Tabi ki herşeyi yokuşa süren karakol komutanı o işi de
yokuşa sürüp, benim karakola gidip gelmemin zor olacağını,o yüzden merkez ilçe jandarma komutanlığına taksi ile kendime imkanlarımla gitmem gerektiğini, konuyu anlatıp
bir gece orada kalmam gerektiğini söylüyor.Ben de el mahkum kabul edip hastane önünden bir taksi çevirip merkez ilçe jandarma komutanlığına gidiyorum.Bu arada ailem
ertesi gün için saat sabah 8.20'de kalkacak olan uçağa bilet aldığının haberini veriyor. Ulan bir rahatladım ki sormayın beyler.30 gün az değildi.iyi bir kafa
izni yapmak için gayet yeterli bir süreydi. içim içime yine sığmıyordu. istanbul'a geri dönüyordum. -
77.
0huur çocu niye saatlerce bekletiyon milleti bu karakterle tabi kız bırakır seni
-
78.
0Rezzzzzzzz
-
79.
+5istanbul'a geri döndüğümde artık ben de birçok şey değişmişti.Ne bileyim lan işte, değişmiştim sanki artık. Eskisi gibi hissetmiyordum. Hatunun bana yaşattığı yalnızlıkTümünü Göster
beni biraz daha soğuk biri yapmıştı sanki. Sanki artık daha olgun, daha yaşlanmış gibi hissetmeme vesile olmuştu.O zaman öyle düşünmüştüm.
Bundan dolayıdır ki eski hatunla birdaha beraber olmayacağıma dair kendime söz vermiş, kendisini aramayacak, yazmayacak,her türlü iletişimi kesecektim.
Gerekirse Tülay'la bile arama mesafe koyacak, eski hatunu unutacaktım. Hava değişimi bittiğinde zaten 3 aylık askerliğim kalacak, döndüğümde yepyeni bir hayata
başlayacaktım.En azından o zaman planım böyleydi.Bu yüzden Tülay beni defalarca kalmış oldukları şehre davet etse de ben gelmeyeceğimi söyledim. Tülay'a durumu anlattım.
Artık ona karşı eskisi kadar güzel şeyler hissetmediğimi, askerlik serüveninde beni yarı yolda bıraktığını, dolayısıyla artık kendi yoluma gitmek istediğimi söyledim.
Tülay inanmadı tabi. Fasist bu,bir şeye tepesi atmıştır böyle konuşuyordur diye düşünmüştü.Çünkü eski hatuna ne kadar zaafım olduğunu en iyi o biliyordu. Ciddiye alınmamıştım.
Fakat hava değişiminin 15. gününde, yani tam yarısında, benim bile planlarıma dahil olmayan, tesadüfi bir şekilde biriyle tanışmıştım.Bu kişinin adı Zehra'ydı.
Yaşı benden biraz küçük olmasına rağmen bir hayli olgun görünen, çok iyi diksiyonu olan ile ve ince ses tonuyla beraber konuşurken insanı kendine hayran bırakan, çok tatlı, hanım hanımcık bir kız.
Zehra moda tasarım öğrencisiydi. Fakat moda tasarım öğrencisi olmasına rağmen tesettürlü bir kızdı.Çok güzel muhabbeti vardı. Konuşurken insanı eğlendiriyordu.
Muhabbete bağlayabiliyordu.En ama en etkili olan şey ise, Zehra benimle ilgileniyordu. Durum böyle olunca ben Zehra ile konuşmaya başladım. Kendisiyle internet
üzerinden tanıştık, okulunun düzenlemiş olduğu bir defileye beni de davet etti.O şekilde kendisiyle arkadaş olmuştuk.
Amma velakin ben, Zehra ile olan bu güzel arkadaşlığımı biraz kötü niyetlerime bulaştırmıştım. Zehra'nın beni davet etmiş olduğu defile organizasyonunda
instagram üzerinden story paylaşımında bulunup, Zehra ile beraber fotoğrafımı paylaşmıştım. Amacım bu fotoğrafı eski hatunun görmesi ve aylardır benim çektiğim çileye karşılık
en azından bir nebze sinir olmasını sağlamak istemiştim. Yani Zehra'yı kullanmıştım. Fakat Zehra'nın tüm bu olan bitenden kesinlikle haberi yoktu.O sadece
internet üzerinden tanıştığı ve hoş sohbet edebildiği bir arkadaşı olarak görüyordu beni. Tabii benim bu paylaşımımdan sonra, yaklaşık 1-2 saat geçti geçmedi derken, Tülay aradı.
Yani bu da demek oluyordu ki ,fotoğraf istediğim kişi ve kişilere ulaşmıştı. Tülay bana ne yapmaya çalıştığımı sordu. Beni sürekli kaldıkları şehre davet ettiğini, eski hatunun
beni hala sevdiğini, fakat benim istanbul'da gönül eğlendirdiğimi,bu yaptıklarımın doğru olmadığını söyledi. Bayağı bir azar işittim anlayacağınız.Bu arada şunu söylemeyi
unuttum.Ben Tülay'a Zehra ile flört ediyoruz diye yalan söylemiştim. Normalde ortada böyle bi durum söz konusu değildi.
Herşey bu şekilde ilerlerken, artık hava değişiminin bitmesine 5 gün kala,bir gece Tülay bana watsapptan mesaj attı. Eski hatunun moralinin çok bozuk olduğunu
hala beni sevdiğini fakat durumun bu hale gelmesinden çok dert yandığından bahsetti. Tülay eski hatuna fasist artık onu sevdiğini hissetmiyormuş, sana ve sevgine
güvenmiyor,bu yüzden Zehra ile bir ilişkiye başlayabilir demiş. Tülay bunu eski hatuna söyleyince, tabi eski hatunun şalterler yanmış. Senelerdir peşinden koşan adamın
başka bir kızla beraber bir yerlerde eğlendiğini görmek eski köye yeni adet olduğundan bu durumu kabullenememiş, başlamış ağlamaya, bana küfretmeye. Sonrasında beni hala
çok sevdiğini falan söylemiş. Tülay tüm bu olanları bana watsapptan öyle bir güzel anlattı ki beyler,ben ertesi günü o şehre gittim. Eski hatunun yanına... -
-
1.
+1Panpa zehrayı gülhane parkına zütür sonra golok golok
-
1.
-
80.
+8Kaldıkları şehre giderken, Zehra ile olan tüm bağımı koparmak amacıyla, kendisini tüm sosyal platformlardan engelleyip, numarasını silip, eski hatunla tekrar barışmaya
yaptığım bu şeyden dolayı özür dilemek için yollara koyulmuştum.Şimdi şu cümleyi yazarken bile kendime sinir oldum.Bir insan haklıyken ancak bu kadar haksız
duruma düşebilirdi dıbına koyayım.
Neyse o ana dönmek gerekirse ben hatunun yanına vardığımda beni biraz soğuk karşıladı. Yaptığım şeyden dolayı bana olan güveni sarsılmışmış..Bu yaptığım şey
aramızdaki köklü ilişkiyi derinden etkilemişmiş falan.Ben Tülay tarafından nasıl manipüle edildiysem artık,en iyi arkadaşına, yani eski hatuna yalvar yakar barışmak
isteyen durumuna düşmüştüm. Evet evet, yine,yeniden,ve ısrarla..
Eski hatun benim bu aciz halimi görünce, yani sizin tabirinizle bu betalığımı görünce, iplerin hala kendisinin elinde olduğunu farketmiş, beni affettiğini söylemişti.
Fakat şuan için bir ilişkiye başlamanın yersiz olduğunu, benim tekrar Bingöl'e dönüp askerliğimi bitirmemi, geldiğimde tekrar oturup konuşmamız gerektiğini söyledi.
Ben de tüm bu yaşanan olaylarda, yaşamış olduğum olumsuzlukları, kendisinin bana yansıttığı şeyin sevgi olmadığını, onun sevgisini hissetmek istediğimi söyleyip
daha da küçülmüştüm.O tüm bunları anladığını, askerden geldiğimde herşeyi oturup konuşacağımızı söylemişti. Onda eyvallah dedikten sonra zaten hava değişimini de
tüketmiş olduk. Hava değişimi bittiğinde sanıyorum 29 Aralıktı.29 aralıkta tekrar Bingöl'e,ktmye katılmıştım. -
81.
+6Tekrar karakola döndüğümde artık Bingöl çok soğuk olmuştu. Mevsim şartları bizi çok zorluyordu.
Hatta o kadar çok zorluyordu ki,tutulan bir nöbet 2 saat iken,1 saate çekilmişti. Fakat kısa süre nöbet yazılınca da zırt pırt nöbet vakti geliyordu.
O zaman herşey yolundaydı. Kızla aramız iyiydi.Ben artık tezkereci sıfatında bir asker olduğum için de karakolda rahatlamıştım. Ivır zıvır işleri alt devreler yapıyor,
biz gib gibi yatıyorduk. Sadece baykuş olduğum için (askerde gece vardiyasına baykuş denilirdi) gece nöbetlerinin soğuğundan dolayı sıkıntı çekiyordum. Onun haricinde
herşey gayet iyiydi. Hiçbir problem yoktu...
31 aralık gecesi, saat 12-2 nöbetim vardı. Yani yeni yıla nöbette girecektim.Her 12-2 nöbetimde hatunu arardım, vakit geçerdi, konuşurduk.O gece malum yılbaşı olduğu için
hatun dışarıya gezmelere falan gitmiş, içiyor,eğleniyor, takılıyor işte. Tabii benim telefonu kim gibler? Tülay'ı arıyorum o bile açmıyor dıbına koyayım.
Ama öyle aklınıza hemen reşatı getirmeyin.Bu hikayede reşat yok beyler :D Hal böyle olunca ben biraz bozuldum ama bu kez hemen koyvermek istemiyordum. Sonuçta kız
hava değişiminde ondan vazgeçtiğimi, başka biriyle bir süreliğine flört ettiğimi düşünüyordu.Bu yüzden ona şunu yapma, bunu yapma diyememiştim. Halbuki o kadar mevzudan
sonra ağzına sıçmam gerekirdi o ayrı. Kız şehir değişiyor Tülay haber veriyor, aramıyor etmiyor,ben hala o dönem diyorum ki,fazla sıkmayayım kızcağızı. Aptallık işte.
Onun dışında kızla herşey olağan, fena değil, ilerliyoruz öyle. Yine aramızda gibik bir mesafe var ama. Dönünce halledebilirim diye kendime telkinler veriyorum.
Fakat şimdi esas geleceğim konu, askerdeki en büyük travmam. Yani beni birçok sıkıntıya sokan, geceleri uykularımı bölen, başlığın "bir garip askerlik hikayesi" olmasını
sağlayan, tarihte belki de bir eşine rastlayamayacağınız bir olay. Tarihte bir eşine rastlanmayacak kadar gerizekalılık olarak da nitelendirsek yanlış olmaz açıkçası... -
82.
+2Aga sende ne kadar fazla hata yapmışsın
bi bırak şu saçma aptallıkları amk -
83.
+613 ocak tarihinde beyler, yine Bingöl çok soğuk ve aşırı derecede yoğun yağışı var.-20 dereceyi görüyoruz..O dönem yine birer saat nöbet tutulmaya devam ediliyor.
O yüzden 9-10 nöbetini tutmak amacıyla doldur-boşalt istasyonunda komutanı bekliyoruz. Doldur-boşalt istasyonu, karakol kapısından çıkar çıkmaz, sağda 20 adım ötede.
Dışarıda yoğun kar yağışı ve tipi olduğu için nöbetçi assubay karakoldan dışarı çıkmayarak, uzaktan bize seslenerek doldur-boşalt yaptırıyor.
"Kurma kolu çek bırak, emniyeti aç, tetik düşür, emniyete al,şarjör tak.."
Yerde neredeyse 1 metreye varan kar olduğu için insan yürümekte zorlanıyor. Bundan dolayı da tüfeğin askı kayışını omzuma asıp, karda penguen gibi yamuk yumuk yürüyerek
nöbet tutacağım mevziye ilerliyorum. Mevziye vardığımda tüfeği omzumdan çıkarıp elime alayım derken, Allah sizi inandırsın kafama sıkmayı bile düşünmüştüm,bir bakıyorum ki
şarjör yok dıbına koyayım. Yoğun kar yağışı ve şiddetli rüzgardan dolayı, doldur boşaltı alel acele yaptıran nöbetçi assubay da,ben de bunu farkedemiyoruz ama,ben
soğuktan doğru dürüst tutmayan ellerimle şarjörü yuvasına adam akıllı sokamadığım için şarjör yolda mevziye doğru ilerlerken karın içerisine düşüyor.
Bunu gider gitmez farkettiğim için, nöbet tutmuş olduğum kuledeki telefonla santrali arayıp nöbetçi assubaya bağlamasını istedim. Durumu izah ettim. Benim yerime
idareten bir asker yollayacağını, benim de şarjörü hemen bulup kendisinin yanına gelmemi istedi. -
84.
+5Ben o kar fırtınasında, yanımda bana yardım olmak için gelen devrelerimle beraber, harıl harıl şarjörü arıyoruz.Ama fırtınada uçuşan kardan göz gözü görmüyor
dıbına koyayım. Bulmanın imkanı ihtimali yok.1 metreye varan bir kar var ve oldukça yumuşak.Şarjör kara düştüğünde zemine kadar inmesi oldukça yüksek bir ihtimal
olduğundan bulmaya imkan yok. Devlerim bir süre sonra yılıyor ve bulamayacağımızı söylüyorlar.Bir süre sonra ben de bulamayacağıma kanaat getirince nöbetçi assubayın
yanına giderek durumu izah ediyorum. Nöbetçi assubay, mühimmat kaybının kendi nöbetinde olmasından dolayı tutanak tutup kendi zütünü kurtarıyor. Benim şarjörümü
kendi hatam ile kaybettiğimi beyan eden bir tutanak tutuyor ve el mahkum imzalıyorum. Ertesi günü tabi bu olay karakol komutanının kulağına gidiyor. Mühimmat kaybetmenin
askeri ceza kanununda büyük yaptırımlara sebebiyet verdiğini söylüyor. Eğer şarjörü bulamazsam hapis cezasına kadar ceza alma ihtimalimin olduğunu,en iyi ihtimalle
askerliğimin uzacağını söylüyor.
Tüm bunlar olurken beyler, benim hatun yine bir mevzuyu bahane ederek benimle kavga ediyor. Kavganın tam sebebini şuan hatırlamıyorum,
ama sudan sebep denir ya hani, aynen öyle bir şey. dıbına koyayım bizim zütümüzde ayı bağırıyor, karı neyin derdinde,ben neyin derdindeyim?!Hatun orada bitiyor zaten
benim için.. Bunca şeyden sonra aptal bir kavga yüzünden beni aramıyor etmiyor.Çıkarıyorum telefonu, siliyorum numarasını.. Tülay arıyor sonra
ona da küfür kıyamet.. -
85.
0Heyecanla okuyorum, devam.
-
86.
+6Karakol komutanı bana 1 hafta mühdet verdiğini,bu 1 hafta içerisinde tutanağı askeri mahkemeye vermeyeceğini, benim ne yapıp ne edip o şarjörü bulmam gerektiğiniTümünü Göster
söylüyor.Ben de hiç ümit yok ama. Hergün kar yağışı devam ediyor,ne yapsak bulamıyoruz. Devrelerim,hepsinden Allah razı olsun,az kürek sallamadılar bu mevzu için.
Hergün arıyoruz ediyoruz, bulamıyoruz..Sonra benim askerdeki can dostum, hala daha görüştüğüm kardeşim, daha evvel size de anlattığım Sinan bir gün yanıma geliyor.
Şarjör konusundan dolayı çok canımın sıkkın olduğunu görünce beni teselli etmek için,"oğlum hapis mapis yalan amk, mermi tanesi kaç lira lan?en fazla para cezası
verirler, adamlar seni korkutmuş" diyor.
Yok diyorum abi, adam gayet ciddi, hani en iyi ihtimalle askerliğimi uzatacaklar. Benim burada 1 saat daha fazla kalmaya tahammülüm yok kardeşim.Ne yapıp edip bulmam lazım.
Sinan şarjörün bu havada bulunmasının imkanı olmadığını açık bir dille bana söyleyip, kendi şarjörünü bana vereceğini,bir şekilde bu durumdan beni kurtaracağını söylüyor.
Bilgilendirme notu:Arkadaşlar batıda askerlik yapanlar burada bir mantık hatası olduğunu düşünmesinler diye önceden bilgilendirmek istiyorum, doğuda terör bölgesi
olarak geçen karakollarda silahlar koğuşta, askerin hemen alabileceği yerlerde olur.Biz hücum yeleği ve tüfeğimizi ranzamıza asardık. Fakat batıda silahlar, silahlıkta
bulunuyor ve askeri kimlik veyahut silah kartı ile alındığı için, mesela sinan bana şarjörünü verse ondakinin de kayıp olduğu hemen ortaya çıkardı. Fakat doğuda işler
çok daha farklı işliyor.
Sinan'ın planına göre;
Benim nöbette olduğum sırada Sinan, kendi hücum yeleğindeki şarjörlerden birini karın içerisine atacak, komutanlara göstermelik 1-2 saat boyunca benim adıma
şarjörümü arıyormuş gibi yapacak, daha sonrasında kendi şarjörünü karda benimkiymiş gibi bulup, komutanlara "fasist'in şarjörünü buldum" diyecekti.
Benim nöbette olduğum saatte yapmasının sebebi ise, olayın tamamen tesadüfen olduğunu göstermek için, benim en ufak bilgim yokmuşçasına yapacak,bu yüzden kimse
farketmeyecek, tezkere zamanı geldiğinde de herkesin silahları koğuşta olduğu için "yer değiştirme operasyonu" yapılacak. Yani alt devrelerden birinin şarjörünü çalıp
silahımızı teslim edip tezkere alıp gibtir olup gidecektik. Plan çok mantıklıydı. Fakat tezkere alacağımız tarihe kadar karın eriyip erimeyeceğini düşünmek gerekiyordu.
Eğer kar erirse, veyahut kar kürendiği zamanlarda şarjör ortaya çıkarsa,bu kez Sinan'ın da anası elden geçebilirdi. -
87.
0Rezzzzzzzzz
-
88.
0Rezzzzzzzzz
-
89.
+4Her neyse, Sinan yaptığı planı devreye sokuyor ve benim nöbette olduğum bir vakitte kendi şarjörünü sanki benimkiymiş gibi bulup,o günkü nöbetçi assubayın yanınaTümünü Göster
gidiyor. Nöbetçi assubay karakol komutanına durumu anlatıyor, karakol komutanı da Sinan'a " Gözünüz aydın, Fasist nöbetten inince şarjörü ona verirsin, fişekleri iyice
silip, temizlesin." diyor. Yani konuyu fazlaca önemsemeyip, sorgu sual yapmıyor.Bu sayede tezkere gününe kadar ben rahatlamış oluyorum.
Bir diğer konu olan, hatun meselesine gelecek olursak beyler, hatundan ses seda çıkmıyordu.O gün,ben şarjörü kaybedip kendi zütümü kurtarmanın peşindeyken
söz konusu askerliğimin yanma ihtimali olduğundan, çok sinirlenmiş ve o defteri artık kapatmıştım. Eften püften bir kavga olmasına rağmen beni 2 ay boyunca hiç aramadı.
Bir kez bile, ulan mayına mı bastın, roket mi yedin, nasılsın diye sormadı. Dolayısıyla artık benim nazarımda iş işten geçmişti.
Tüm bunların ardından, zaman su gibi geçmiş, tezkere zamanımız gelmişti. Sinan benden önce sülüs aldığı için, benden 2 gün evvel tezkere alıp istanbul'a gitmişti.
Artık tek başımaydım ve hala 1 şarjörüm ekgibti.2 günüm vardı ve bu 2 gün içerisinde birinin şarjörünü ayıklamam gerekiyordu.Son güne kadar beklemiştik, çünkü Sinan
zaten kantin görevlisi olduğu için nöbete çıkmıyordu.Bu yüzden onun şarjörünü yanımda taşırken kafam oldukça rahattı.O da nöbete çıkmadığı için hücum yeleğini
silahını hiç kullanmadığından, farkedilmesine imkan olmamıştı. Fakat şimdi yalnızdım. Sinan gibi bana akıl veren
biri de yoktu yanımda.. Kimseye de söyleyemezdim. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik dıbına koyayım, söylenir mi?
Sinan'ın tezkere aldığı gün çömezlerden birinden şarjörü ben çaldım beyler.Çaldım ama ,yani inanır mısınız bilmiyorum,ben hala düşünüp gülerim bu mevzuya, inanılır gibi değil çünkü.Ben şarjörü çaldığım gün, yani Sinan'ın
tezkeresini alıp gittiği gün, benim şarjörüm bulundu. gibik çömezlerden biri nöbete giderken, karın da bir hayli erimesinden dolayı bir kısmı gözüken şarjörü bulmuş.
Gitmiş nöbetçi assubaya teslim etmiş.iki günüm vardı lan,az daha bekleyemedi amın çocuğu...
Şarjörün anası gibilmiş, heryer pas tutmuş..E 2 aydır karın altında duruyor tabi, normal.Fakat şansıma şarjörün üzerinde bir eziklik, kırıklık,tamir edilemeyecek bir şey yok.
Her neyse nöbetçi assubay olan lavuk da gidip karakol komutanına durumu anlatmış. Karakol komutanı da karakolda o tarihe kadar şarjör kaybeden tek dalyarak ben olduğum için
beni çağırdı yanına.
Krk:Ulan dingil,sen demedin mi bana ben şarjörü buldum diye?Sen ne şerefsiz,ne yalancı,ne düzenbaz adamsın?Şimdi ben daha evvel işleme koymadığım tutanağı şimdi işleme koysam
ceza yemeyecek misin? Devletin malına zarar vermekten, ceza almayacağını mı sanıyorsun?Bu şarjörün hali ne?iki günün kaldı diye işlemler yetişmez mi sanıyorsun?
Ben:Komutanım, şunun şurasında tezkereme iki gün kaldı. Gözünüzü seveyim, iyisiyle kötüsüyle bir askerlik yaptık, uğraşmayın gideyim.Şarjörü kaybettiğimde hapis
cezası alacağımı söylediniz, korktum ve böyle bir şey yaptım. Pişmanım komutanım
dedim.
Daha sonra odasından beni kovdu,ben dışarıdaki bir sigara yakmış derin düşüncelere dalmışken, karakol komutanının postası olan gibik elinde benim paslı şarjörümle yanıma geldi.
Çabuk şarjörün üzerindeki pası temizleme yağı ve bir zımpara ile temizle, karakol komutanı tutanağı işleme koymayacak.Sen iyice temizle, yeter dedi.. -
90.
0Sardı lan pic devam et
-
91.
0Sabah 6 da kalkacağım iş için seri reis
-
92.
+1Yaz Moruq Bingöl Karlıova nin kışı hakket soğuktur adam doru söylüyor
-
-
1.
0Karlıovalıyım +1
-
-
1.
0Ben değilim morq biliyorum sadece *
-
2.
0Olmak istemezsin zaten pnp boşver
-
1.
-
1.
-
93.
0Neyse moruk yarın antrenman var suraya not alayım da yarın okurum
-
-
1.
+1Zaten final partı attım lan. Madem buraya kadar okudun bitirip uyu bari.
-
2.
+1Ha dur okiyim bari
-
1.
-
94.
+14Şimdi gelelim hikayenin finaline beyler;
Karakol komutanının bana ilk ve son kıyağı ile tezkeremi alıp, istanbul\'a döndüm. Döner dönmez öyle gezip tozayım, kafa izni yapayım, biraz dinleneyim demeden
peder beyin işletmesinde kendime uygun bir pozisyonda işe başladım. Askerden sonra nickime bayağı bir aykırı hareket ettim diyebilirim :D
Hatun meselesine gelecek olursak, şarjörü kaybettiğim dönem, kendi zütümü kurtarmanın derdine düştüğüm için, hatunun derdine düşemedim.O günden bugüne kadar
kendisiyle hiçbir şekilde konuşmadım, iletişime geçmedim. Askerden gelir gelmez Tülay sürekli okudukları şehre beni davet etse de,ısrar kıyamet aramızı düzeltmeye çalışsa da
hiçbir şekilde aldırış etmedim ve gitmedim. Ayrıca eski hatunun benim arkadaşlarıma fasist ile birçok hayalimiz vardı, onunla büyümüştük, keşke böyle olmasaydı demesine de aldırış etmedim.
Bunca şeyden sonra o kadar aptallığı ben dahi yapamazdım zaten. Sanki dalga geçer gibi benimle oynadığı 1 seneyi unutmadım. Daha sonrasında tüm bu olaylardan bağımsız olmasına rağmen, hikayede anlatmış olduğum Zehra\'ya haksızlık ettiğimi düşündüğüm için
kendisini hiçbir sebep yokken, sırf eski hatunla barışmak için pürüz olmasını istemediğimden engellemiştim. Engelini açıp tekrar onunla iletişime geçtim ve daha sonra onunla bir ilişkiye başladık.
Tabi bu öyle kolay olmadı, sonuçta neden engellendiğini, benim aylardır neler yaptığımı herşeyi anlattım.Ona rağmen kabul etti.
Şuan hala onunla beraberim ki hatta hikayeyi yazarken sürekli aramasından dolayı biraz geciktim, kusura bakmayın :D Ondan sonra eski hatun da başka biriyle bir ilişkiye başlamış 1 ay önce Tülay söylemişti.
Bu hikayeyi burada yazmayı uzun zamandır istiyordum.Çünkü eski hatunla olan durumların bir çoğunu buradaki siz panpalarıma gerek pm\'den, gerekse yine bu şekilde başlık açarak defalarca kez anlatmıştım.Bu yüzden hem onunla aramızdaki muhabbetin sonunu,hem de askerde başıma gelen trajikomik olayı anlatmak istedim.
Vakit ayırıp okuyan panpalarıma teşekkür ederim. Sağolun beyler.. -
-
1.
+1panpa esas kızı zaten uzak mesafede tanırsın ben o yüzden şehrimden birini değilde en az 500km uzakta arayıp buluyorum ki yan yana gelince daha bir güzel ilişki oluyor daha sonra araya özlem ws giriyor sevip sevmediğini daha iyi anlıyorsun
-
1.
-
95.
+1GÜZEL HiKAYE TÜM ENTRYLERiNE SUKU ELiNE SAGLIK OC
başlık yok! burası bom boş!