bir fetiştten ibretlik kapadokya gezisi anısı

bir şey demeye kalmadan hemen önünde eğildim. meltem lütfen beni affet dedim. şaşırdı tabi huur. çünkü dışardan şöyle kaslarım var güçlü duruyom falan. böyle şeyler yapan bi adam değilim. neyse güldü. tamam affettim kalk dedi. yine de onun da bu tarz şeylere zaafı olduğunu kestirdim. keşke fotoğrafını çekseydim bi daha hayatta eğilmezdin heral dedi. somurttum . güldü ne var bundan dedi. aşkım eğilip özür dilemek basit bir olay mı dedim. öpüşmek gibi düşün, bunun bir ağırlığı var dedim.

konu öpüşmeye gelince bir an korktu tabii ya ne alaka, özür dilemek bir kere erdemdir dedi. bende özür dilemek erdemdirde ben eğildim lan huur dedim. öyle deyince yanlış anladı bozuldu yine. pekala meltem dedim. her ne kadar fikrim çok değişmese de senin önünde eğilmekten çekinmiyorum dedim. seni seviyorum ve senin mutlu olman için her şeyi yaparım dedim. önünde eğildim yine, hatta bu sefer ayaklarını öpçektim huur karının. güldü. sen önümde eğilmeyi alışkanlık haline getireceksin bu gidişle dedi.

up up . yorum yazın lan. devam edeyim.

alnız bir daha ki sefere ayaklarıma kapansan da yetmeyecek dedi, güldü. tamam ben dıbını bile öperim dedim. o niyeymiş dedi. eteğinden gördüm amın çok güzel dedim. hmm, o zaman bir ara beni çok kızdır da gösterim gününü dedi. aha benimki o lafı duyunca kalktı lan. sonra bana bakmadan otele gitti. bende girdim odama tabi. gece odada kendimi sorgulayıp durum, bu ilişki nasıl devam edecek diye... yani bu nedir dedim fantezimidir yoksa normal ilişki olarak mı gidicek falan dedim tabii çok geçmeden hayatımın en büyük hatalarından birisi olacak kararımı verdim.

@43 gibtir ordan bin
@44 niye lan . ben karşılık vermem kölenim abi.

---
neyse devam..

meltem'in dıbına herşeyinee ulaşmalıydım, ne olursa olsun. daha önce ayaklara hiç bu kadar yakın olmamıştım. o duyguyu bir daha istiyordum. gece boyunca am züt meme ayak am züt meme ayak diye çıldırdım. otobüsteyiz, dönüş yolu. ben uyukluyorum tabii, bütün gece uyumadığım için. meltemde bişey anlatıyo. ayrıldık desek duymayacam yüzüne bakıyom ama giblemiyom.
sanki sevgim sona ermişti. bir gecede nasıl değiştim lan bu kadar. hiçbir şey yapasım kalmamıştı. geceki heyecanım nasıl kayboldu anlamadım.

camdan dışarıyı seyretmeye başladım. meltem cam kenarında oturuyordu, kendine bakıyom sandı. sonra dışarı baktımı anlayınca huur tabi yüzü düştü . dışarıda benden daha ilgi çekici olan ne varmış acaba dedi, güldü. meltem burası dünyanın en korkunç yolu herhalde dedim. neden dedi. baksana dışarı dedim. her şey aynı... aynılık içinde süzülüyoruz, hızlı bir şekilde. fakat aynılık içinde ne kadar hızlı gidersen git, nasıl bir yere varabilirsin? dışarıya baktıkça beni yok ettiğini hissediyorum. sanki yukardan tepeme siyah mürekkep damlatıyor ve ben karanlıkta hiçbir şey göremiyorum; hissedemiyorum. ya sen görebiliyor musun? aynı aralıklarla yerleştirilmiş, aynı yöne bakan bu şeyler arasındaki farkı anlayabiliyor musun? meltem aynılıktan hoşlanıyor musun? (aşağı yukarı bunu dedim) aslında bi kitap sayfasından kopyaladım şimdi ama farketmez buna benzer bişeyler dedim işte.

@52 anlatmam valla ha.

neyse efendim.

bir an duruldu, biraz kafası karışmıştı sanırım. peki dedi nasıl olsun dünya dedi sen nasıl olsun isterdin dedi. sanki yeni dünya yaratacak huur çocuğu . artık dışarıyı önemsemiyorum meltem; sen olduğundan beri benim için "dışarı" camın arkasında ve ben bir yere varıyorum dedim. dedim felsefe saçmaladım falan. attım biraz. aslında ne dediğimi tam anladığını sanmıyordum; ama gülümsedi. çünkü bende anlamıyodum. bazen bembeyaz bir tabloda sanat olan siyahtır dedim. korkuyor musun meltem, farklı olmaktan korkuyor musun dedim. hayır dedi, sen hayatımda olduğundan beri hiç korkmuyorum dedi. sebepsizce güldüm bin dedim.

o artık hazırdı... zaman geçti. aşkım benim çok uykum var, senin var mı dedi. benimde var hadi zıbarak dedim. aslında bi gözüm açık dıbınabakıyom böyle uyusunda dıbını ısirim falan. meltem yine kendi için rahat pozisyonu aradı: bir sağa döndü, bir sola. hay dedim yine ayaklarını uzatmak istiyo. aşkım getir ayaklarını dedim. uzattı. ayakkabılarını çıkarttım. yere koydum. hadi yat bakalım dedim. ayakları yine kucağımdaydı. bana baktı, ben senin minik kedin olayım mı dedi, güldü. düşündüm minik kedilerin amı var mıdır acaba dedim. sonra hadi minik kedi uyku vakti dedim.

gözlerini kapadı. i̇çsel çatışmalar yaşıyordum sürekli. orda uzanmış, minik ve tatlıydı. kendime kızıyodum libidoma hakim olamıyodum mk. ama o an aklıma oscar wilde'ın bir sözü geldi: "sadece aşkın uçarı yönlerini bilenler aşkına sadık olabilir, aşkın trajedisi ise vefasızlar içindir" (türkçe çevirisi böyledir diye düşünüyorum). sebepsizce gülümsedim kendi kendime meltem baktı, ne düşünüyorsun dedi. ne hakkında ne düşündüğümü soruyorsun dedim. bilmem dedi benim hakkımda ne düşünüyon dedi. ben de yine oscar wilde'den cevap verdim: "akıllı bir adam bir kadına hakkında ne düşündüğünü söylemez" dedim.

devam edim mi binler.

yok lan sakin ol birazdan.

müsait değiliz lan bekleyin . yazacam birazdan

off sen de, iyi söyleme dedi. hem zaten ben senin ne düşündüğünü biliyorum dedi. ne düşünüyormuşum dedim. kesin şu an ayaklarımın koktuğunu düşünüyorsun, biliyorum dedi. evet aşkım gerçekten artık dayanamıyorum dedim, güldüm . dalga geçer gibi yaaa çok utandım dedi. aha o zaman fıttırdım lan. ayaklarını çekerken hemen tuttum. aşkım saçmalama, şaka yaptım elbette dedim. hem çok güzel kokuyorlar dedim. uydurma bin dedi nasıl güzel koksun 2 gündür ayakkabıda dedi. eğildim öne doğru, kokladım. oh, mis gibi dedim. koklayınca bir an utandı gibi oldu.

tamam aşkım tamam, sen yine de bir daha koklama dedi. tutup öptüm bir tanesini. bir daha kendin için böyle konuşursan bir daha öperim dedim. tabii öpünce ereksiyon oldum direkt, uçuşa geçti resmen. tamam sustum dedi. başka bişey deseydi direk sürtücektim yarra. ayaklarına dokunmaya devam etmek istiyordum, ama dokundukça sertliği geçmiyordu ve artık hissedecek diye korkmaya başladım. tamam artık bırak dedi. zaten çok rahatım böyle hiç çekemem dedi, güldü bir de üstüne ayak ayak üstüne attı, ayağını sallıyo abi. eteği açılsın diye dua ediyorum.

hani yorumlar ?
biraz daha devam ediyim iftar vakti daha yorum gelmezse dokuzakadar yazmam.

ben neye uğradığımı şaşırdım. i̇şte böyle olacaksın dedim. tabii merak ediyordum; acaba bu ne kadar ileri gidebilir diye... ohh! çok rahatım valla hiç kusura bakma aşkım, kokuyorsa da katlanacaksın artık dedi. nasıl eridiğimi siz tahmin edin artık. oo meltem hanım, nasıl isterseniz dedim dalga geçer gibi. ah bi dıbını göremedim molaya kadar . neyseki ayaklarını penisime zütürmdi. çünkü mola yerine kadar hiç inmedi. mola verdiğimizde meltem'e seslendim, uyumaya devam etmek istediğini söyledi. ben tuvalete gitçem gelçem. dedim bi baktım gözleri kapalıydı giblemiyodu beni huur.

Hemen lavaboya koştum öyle bi boşaldım ki çeşme gibi aktı keşke o günkü çoraplara boşalışım böyle olsaydı dedim. neyse yanına gittiğimde okuldan bir erkekle konuşuyordu. erkek yanına oturmuştu. hemen yaklaştım. rkek beni görünce neyse ben kalkayim artık dedi. gidince özür diledi falan ama bu sefer garip bir şekilde hiç kıskanmamıştım. aslında normalde giberdim o bini burda. Yola çıktık. bana bozuk musun diye soruyordu, hayır diyordum; yine soruyordu. neyse otobüste yaşadıklarımdan fazlasını yaşayamazdım. beklemeye karar verdim. tabii yine am züt meme konusu geçen sohbetlere devam ettik. vardığımızda vedalaştık, ilginç ki bu veda aslında bir başlangıçtı.

hadi mk. çabuk yorum atın.

o gün ayrıldıktan sonra akşam mesajlaştık, konuştuk. aslında inciden konuştuk modlar kurcalarsa inboxtan bulabilirler.
yine okul başlamıştı. okulda beraberdik bütün binlerin gözü bizdeydi. meltem'le ailesinden dolayı fazla dışarda buluşamıyorduk. babası organ mafyasıymış dıbınakoyim böbrek.avi yani anlicanız. genelde okul bitince bitiyor, bitiyodu yani okul devam etmiyodu biz bütün gün mesajlaşıyoduk. durumunu anlıyordum; ama artık buluşmak istiyordum. Şu nalet olası kapadokya'da yaşadıklarımızın üstünden fazla geçmeden üzerine yenilerini eklemek, dıbını bir kerede olsa ısırmak istiyodum.

daha ileri gitmek istiyordum. neyse cuma günü i̇ngilizce proje ödevini yapacaktık. bizim grubun i̇ngilizce'si çok zayıf olduğu için her şeyi benden bekliyorlardı doğal olarak. ingilizcesi en yüksek olan bendim. 3 tü ingilizcem hoca beni çok seviyodu bende meltemden fazla olmasada onu. ödevi yapabilmek için okuldan sonra beraber olmamız gerekiyordu ve interneti olan bir yerde çalışmamız lazımdı. benim eve gidelim dedim sefil binlerin bi interneti bile yoktu bu devirde grup benim dışımda kız olduğu için önce olmaz, yok falan dediler ama sonra kabul ettiler. sanki gibecektim mk.

aslında gibecektim. zaten ödevi ben olmadan yapamazlardı sefiller. analarızaaaaxd neyse eve geçtik. babam ve annem ayrılar, evde annem ve kardeşimle yaşıyoruz. kardeşime mesaj attım okulda kalsınlar basket oynasınlar diye okul kız basketbol takımındaydı kardeşim gibecem ya kızları gelmesin dıbınakoyim .annem zaten iş için yurt dışındaydı. eve geldik. kızlar içeri girmeeden ayakkabıları çıkardılar içeri almam lazımdı mk.terliklerini verdim. oturma odasına yönlendirdim. tabi ayakkabıları aldım veeee içeri koydum tabi mk. napacam yiyecem mi ayakkabıları kendileri varken.